Bilgi Teknolojisi ve Bilgi Tabanlı Organizasyonlar
Küreselleşme, ortaklıklar, özelleştirme, piyasa değişiklikleri, rekabet, hız, düşük maliyetli yüksek kalite, zamanında üretim ve pazarlama, dış kaynak kullanımı, artan müşteri beklentileri organizasyonlarda değişimi gerekli kılan etmenlerin arasında yer alır.
Sosyal bilinç ve sorumluluk, çevre – sağlık bilinci ve sorumluluğu, hukuksal yükümlülükler, bilgi ve hizmet çalışanlarının verimliliği ve çok gelişmiş teknolojiler gibi daha bir çok etmen organizasyonlarda hızlı bilgi üretimi, akışı ve paylaşımını gerektirmektedir.
Bilgi Altındır
Bilgi, günümüzde kolayca yaratılabilen ve bulunabilen bir değerdir. Basın, akademik ve kurumsal çalışmalar, vb. fazlası ile bilgi üretmekte ve bu bilgiyi yazılı, görsel, audio ve elektronik olarak sunmaktadır. Elektronik bilgi sunumu ve paylaşımında örnek olarak Internet ve Intranet, elektronik ticaret (EDI), çoklu ortam (Multimedia) teknolojisi, bilgi bankaları gösterilebilir. Son otuz yıl içinde üretilen kodlanmış bilginin insanlık tarihinin başlangıcından beri üretilenden 10 kat fazla olduğu ve önümüzdeki on – onbeş yıl içinde bu rakamın da ikiye katlanacağı tahmin edilmektedir.
Peki, bu bilgi cenneti (!) içinde değerli ve işimize yarayacak bilgi nasıl tanımlanabilir? Bilgi altındır: Denilebilir ki bilgi amaca uygun, zamanlı, doğru ve güvenilir, güncel, erişilebilir, paylaşılabilir ve ekonomik olarak son derece değerlidir, hem de altın değerinde.
Bilgi teknolojisi (BT) yeni paradigmaların getirdiği değişimin etkilerini yeniden yapılanarak en aza indirmek, avantaja dönüştürmek ve yeni değişimlere hazır olacak organizasyonel yapı ve kültürü oluşturmada kullanılabilecek etkin bir araç olarak görülebilir. Öyle ki BT teknolojisi organizasyonların stratejik iş planlarından ayrı tutulmamalı, aksine bütünleştirilmelidir. Bilgi Teknolojisi, “Değişim – Organizasyon – Yeniden Yapılanma – BT” ilişkiler zincirinin çok önemli ve değiştirilemez bir halkası olarak görülmelidir. Altın değerinde hızlı bilgi üretimi, akışı ve paylaşımı da ancak Bilgi Teknolojisi ve Sistemleri sayesinde etkin şekilde gerçekleştirilebilir.
Öğrenen ve Bilgi Tabanlı Organizasyonlar
Yeni paradigmaların etkisini sürekli olarak hissettirmeye ve artırmaya devam edeceği günümüz iş dünyasında Müşteri Memnuniyetine Dayalı Öğrenen ve Bilgi – Tabanlı Organizasyonlar diğerlerine göre bu bitmeyen yarışta çok daha avantajlı olacaklardır. Öğrenen ve Bilgi – Tabanlı Organizasyon nedir? Nasıl olmalıdır? Bilginin önemini kavramış; hızlı, etkin, fonksiyonel iç ve dış iletişim ortamının, dinamik, değişime açık, pro – aktif, kaliteye ve müşteriye önem veren bir Bilgi Organizasyonu kültürünün bulunduğu; kendini geliştiren / yenileyen, öğrenmeye açık çalışanların oluşturduğu; teknolojik gelişmelere açık, esnek bir altyapıya sahip, her aşamada ve fırsatta bilgi sistemlerini ve teknolojisini etkin şekilde kullanan organizasyonlar öğrenen ve bilgi – tabanlı olarak tanımlanabilirler.
BT’nin günümüzün hızla gelişen iş dünyasında organizasyonel etkinlik ve iş avantajı için anahtar ve vazgeçilmez bir faktör olarak kabul edilmesi gerektiğini belirttik. BT daha iyi karar vermemize, değişiklikler karşısında hızlı ve doğru reaksiyon göstermemize, gelişmiş iletişim ortamına sahip olmamıza ve akıllı yatırımlar yapmamıza yardımcı olabilir. Bununla birlikte bize göz önünde bulundurulması ve üzerinde ciddiyetle çalışılması gereken yeni işler de getirir. Bunlardan bazıları entegrasyon, geçiş (migration), yazılım geliştirme mimari ve tasarım, network yönetimi, açık sistem standartları ve kullanım kolaylığı gibi teknik unsurlardır. Diğerlerini de eğitim, servis ve destek, dışarıdan karşılama (Outsourcing / Facilities management), yazılım lisanslama ve legal kullanım gibi yönetim sorunları oluşturur. Tüm bunlara rağmen, BT değişim araçlarının içinde etkisini en çok gösteren ve işimizi yapış şeklimizi olumlu yönde değiştiren en güçlü faktördür. İşimizi daha yalın, akılcı, atik ve müşteriye yakın hale getirmemize olanak sağlar. Bu teknolojik devrimin içinde olan, beraberinde getirdiği fırsatları gören ve bu fırsatlardan yararlanmasını bilen organizasyonların önemli rekabet avantajı kazanacağı kesindir.
Geç ve geride kalanlar, bu fırsatlardan zamanında yararlananlara yetişebilmek için nefes nefese zorlu bir tırmanma ve yakalama mücadelesi içine girmek zorunda kalacaklar, başarısız olanlar da yok olmaya mahkum olacaklardır.
Teknolojik Gelişme Modelleri ve BT Stratejisi
Teknolojik gelişmelerde yeni teknolojilerin eskisini tamamen silerek yerini alabildiği gibi, eski ve yeni teknolojilerin bir arada uyumlu bir şekilde (en azından belirli bir süre) yaşadığı model de yaşamımızın bir parçasıdır. BT’nin de bu modellerden etkilenlediği söylenemez. Yeni buluşların eski teknolojilerin üzerine bina edildiği tartışılmaz bir gerçektir.
Alaaddin’in aksine, organizasyonlar eski sihirli lambalarını yenileri ile değiştiremezler, değiştirmemelidirler. Bunun yerine, eski ve yeni teknolojilerin bir arada yaşaması ve etkin şekilde kullanılması için çaba göstermelidirler.
Başarılı BT stratejileri, geçmiş kavram ve teknolojilere yararlanılabileceği oranda yer verip onları bir anda silip atmayan, mevcut olanları en iyi şekilde kullanabilen, gelecekteki görüşmeleri önceden görüp hazırlıklı olabilen, hepsine de gerekli ve doğru oranda yer veren stratejilerdir. Buradaki önemli nokta, mevcut yatırımların korunması ve istenilen oranda yeni teknolojilere adaptasyonudur. BT stratejisi ve altyapısı taşınabilirlik (portability), beraber çalışabilirlik (interoperability) ve ölçeklenebilirlik (scalability) özelliklerini göz önünde bulundurmalı ve mümkün olduğu oranda bünyesinde yer vermelidir.
Teknolojilerin beraber yaşamasına örnek olarak 1970’lerde ilk defa ortaya çıkan online sistemlerin karşısında anabilgisayarların (mainframe) bulunduğu durumu gösterebiliriz.
O zamanlar bu gelişme anabilgisayarların sonu olarak değerlendirilmişti. Fakat bugün bir çok operasyonel bilgi işleme – örneğin bordro – halen en iyi şekilde sıralı, toplu işleme (batch processing) yaklaşımı ile yapılmaktadır. Benzer olarak, kişisel bilgisayarlar (PC) 1980 ortalarında organizasyonel bilgi işlem operasyonlarında kullanılmaya başlandığında, bu gelişme online terminal sistemleri için bir son olarak görülmüştü. Fakat, günümüzde BT’de gelişen ve yerleşen Intranet ve Network Computer (NC) gibi yeni kavramlar, teknolojiler, online terminal modelinin değiştirilmiş ve iyileştirilmiş şekliyle tekrar gündeme geleceğini ve daha verebileceği birçok şey olduğunu ortaya koymaktadır. 1990’larda anabilgisayar toplu işleme (mainframe batch processing), çevrimci hareket işleme (online transaction processing) ve kişisel bilgisayarlar (PC) birbirleriyle uyumlu şekilde birarada BT altyapısı üzerinde yerlerini korumaktadırlar.
Açık Sistem ve İstemci – Sunucu Mimarisi
BT’deki farklı teknolojik modellerin bir arada yaşamasını en iyi şekilde destekleyen ve bu yaklaşım üzerine tasarlanmış mimari Açık Sistem İstemci – Sunucu (Open Systems Client – Server) mimarisidir. Bu mimari farklı BT modellerinin 21. Yüzyıl organizasyonlarının BT ihtiyaçlarını en etkin şekilde karşılayabilecek yeni ve düzenli bir ortamda biraraya getirilmesine olanak sağlar. Anabilgisayarların sunduğu yüksek kapasite, toplu işlem, güvenilirlik, ve hız; online sistemlerinin getirdiği erişim potansiyeli, ve PC’lerin lokal bilgi işleme gücü birlikte başarılı istemci – sunucu uygulama sistemlerinin geliştirilmesine ve kullanımına geçirilmesine olanak sağlamaktadır. İstemci – sunucu mimarilerinin temelini oluşturan güç ve fonksiyonun düzenli dağılımını sağlama felsefesi, küreselleşen iş dünyasının karşılya kaldığı değişimlere cevap verebilecek bir yaklaşım sunmaktadır.
Hızla gelişen ve hareket eden, yüksek rekabetin bulunduğu küresel piyasalar ve teknolojik gelişmeler günümüzdeki dinamik ve modern iş ortamlarının ortaya çıkmasında önemli rol oynamışlardır. Bu statüko karşısında organizasyonlar, yaşayabilmek ve başarılı şekilde mücadelelerini sürdürebilmek için merkezi olmayan, esnek organizasyonel yaklaşımları benimsemek ve uygulamaya koymak zorundadırlar. İstamci – Sunucu sistemlerin de bu yaklaşımı desteklediği söylenebilir. Bu sistemler gittikçe hızlı bir şekilde artan dağınık organizasyonel yaklaşımlara kolayca adapte olabilirler.
Ayrıca iş akışı işleme (workflow processing), doküman yönetimi, uzaktan çalışma (mobile working), çoklu ortam konferans sistemleri (multimedia conferencing), beraber uzaktan çalışma (collaborative working), Internet ve Intranet gibi BT’nin yeni modellerini de her BT stratejisinin temel taşı olan ana uygulamaları (legacy systems) tehlikeye atmadan destekler. İstemci – Sunucu mimarisinin teori ve pratiği bu amaçları gerçekleştirmek üzere 1980’lerin ilişkisel veritabanı teknolojisinden, günümüz Intranet’lerine BT fonksiyonlarının en uygun şekilde ayrıştırılması ve dağıtılması prensibi ile bütün BT sistemlerinin spektrumu dolduracak şekilde hızlı bir evrim çevirerek geliştirilmiştir.
Güçlü grafik kullanıcı arayüzü (GUI) desteği ile masaüstü istemci yazılımları bugün veri ve sistem kaynaklarına emsali görülmemiş derecede etkin erişim sağlamaktadır. Aynı zamanda, hızlı işlemci teknolojisi simetrik ve paralel çoklu işlemci mimarisi ile desteklenen sunucu teknolojisi gün geçtikçe daha iyi performans verecek şekilde geliştirilmektedir. Bunların yanısıra, iletişim teknolojisinin göz kamaştıran gerilimi ile lokal ve uzak kaynakların farkedilmeyecek derecede saydam bir şekilde sanki aynı lokal ortamda bulunuyor gibi yönetilmesini sağlaması da istemci – sunucu yaklaşımını desteklemektedir. Aynı zamanda tüm bunları birarada tutan yan; yaygın kabul gören “açık” standartlar gün geçtikçe iyileştirilmektedir ve istimci – sunucu mimarisinin gelecekteki iyileştirilme çabalarına da sağlam bir temel oluşmaktadır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki; başarılı organizasyonlar paylaşılan bilginin önemini kavramış, müşteri memnuniyetine dayalı öğrenen ve bilgi – tabanlı bir kurum kültürüne sahip, teknolojik gelişmelerden en iyi şekilde yararlanarak iş’in geliştirilmesini ve piyasada rakipleri arasında üstünlük kazanmayı başarabilenlerdir. Bunun için de organizasyonların “Biz” bilincine erişmiş, karşılıklı danayışma ve öğrenme ortamına sahip bir kurum kimliği ve kültürünün yanısıra, mevcut ve gelecekteki değişimlere ayak uydurup destek verebilecek esnek, kolayca geliştirilip uygulamaya konulabilen, iyi yönetilen Bilgi Teknoloji ve Sistemlerine ihtiyaç olduğu kaçınılmaz bir gerçektir. Bilgimizi ikilemek, üçlemek, dörtlemek... ve herbirimizin içindeki öğrenme isteğinin her geçen gün daha da arttığını görmek dileği ile...
Kaynaklar:
• The Infostructures of Tomorrow, Roel Pieper, UB Networks, 1995
• Açık Sistemler ve Yeniden Yapılanma, Gürhan Alkıvik, Bilişim ’95 Bildiriler,
pp. 211 – 217
• Microsoft in Business Computing, Whitepaper, 1995
• Processing the Enterprise: In Search of the Foolproof Strategy, Phil Manchester, Financial Times, 1996
Sadık Baydere
Altınyıldız A.Ş. Bilgi Sistemleri ve Teknolojisi Yöneticisi