Bilgi Savaşları
“Bilgi her zaman cahilliğe hükmedecektir” James MADISON / 4. ABD Başkanı (1751 1836)
Savunma ve Bilgi Savaşları
Bilgi savaşı nedir? Farklı perspektiflerden baktığımızda farklı cevaplar verebiliriz. Son yıllarda ABD savunma çevrelerinde popülerleşen bilgi savaşı (information warfare) kavramının kökleri, bilginin ulusal güvenlik ve savunma içindeki öneminde yatmaktadır. Bu konsepte göre, bilgi ve bilgi sistemleri üzerinde kontrol ve hakimiyet kurma mücadelesi gittikçe önem kazanacak, bilgi savaşı tekniklerinde uzmanlaşanlar diğerlerine göre daha avantajlı olacaklardır. Ve hatta, bilgi savaşları diğer klasik geleneksel savaş şekillerini bir kenara iterek öne çıkacaktır.
Yüzyıllardır askeri çevrelerde psikolojik operasyonlar, taktik aldatma vb. terimlerle askeri doktrinin dolaylı bir parçası olan bu kavramın, bilgi teknolojisi devriminin getirdiği gelişmeler sonucu daha farklı, çağdaş ve modern formlarda ortaya çıktığı görülmektedir. Günümüzdeki askeri doktrine göre bilgi alanı (info space, infosphere); kara, deniz, hava ve uzaydan sonra beşinci savaş alanı olarak kabul edilmektedir. Amerikan Silahlı Kuvvetleri, bu beşinci alanın savaşların yapılabileceği bir alan olduğundan hareketle “Bilgi Operasyonları Sahra Talimatnemesi”ni yayınlamıştır (Ref: Department of the Army, Information Operations, FM 100 6, 1996).
ABD Ulusal Savunma Üniversitesi’nden Martin Libicki, “Bilgi Savaşı Nedir?” adlı tebliğinde bilgi savaşının ayrı bir savaş tekniği olmadığını, aksine daha geniş bir kavram çerçevesi içinde toplanmış birçok bilgi savaşı şekli olduğunu belirtiyor.
Libicki’ye göre 7 ayrı bilgi savaşı şekli vardır:
1 Komuta Kontrol Savaşı (düşmana doğrudan saldırmak),
2 İstihbarata Dayalı Savaş (istihbarat bilgisinin komuta kontrolda girdi olarak kullanılması yerine direk operasyonal cihazlara yöneltilmesi),
3 Elektronik Savaş (radyo elektronik ve kriptolama teknikleri),
4 Psikolojik Savaş (bilginin fikir değiştirtmek için kullanılması),
5 “Hacker” Savaş (karşı tarafın şifresini kırıp bilgisayar sistemlerine girilmesi),
6 Ekonomik Bilgi Savaşı (ekonomik hakimiyet kazanmak için bilgiyi bloke etme),
7 Siber Savaş (bilgi terörizmi, savaş simülasyonları, bilim kurgusal, füturistik senaryolar)
(Ref: https://www.ndu.edu).
Teknoloji Devrimi ve Bilgi Savaşları
Amerikan Senatosunun yakın tarihli bir araştırmasının sonuçları “Siber Suç” olaylarının gittikçe arttığını ve gözardı edilemeyecek boyutlara ulaştığını ortaya koyuyor (Ref: WarRoom Research: Safeguarding Corporate America and the National Information Infrastructure).
İyi veya kötü niyetli olsun, teknolojinin sunduğu olanakları ve mevcut boşlukları kullanan siber suç fiilleri direkt olarak organizasyonların bilgi varlıklarını hedefleyerek organizasyonlar için büyük bir tehdit oluşturmaktadırlar. Bahsettiğim, Libicki’nin tanımlamasındaki bilgi savaşı türlerinden olan “Hacker” Savaşı işte tam da bu alana girmektedir. Winn Schwartau’nun Information Warfare (Thunder’s Mouth Press, NY, 1994) adlı kitabında tamamıyla bu konu ele alınıyor ve bilgi savaşı bilgisayar ağlarına yapılan saldırılar olarak tanımlanıyor.
Bu saldırılar bilgisayar sistemleri ve ağlarının güvenlik yapısındaki boşlukların istismar edilmesiyle gerçekleşmektedir. Saldırının amacı sistemleri tamamen felç etmek olabileceği gibi gelişigüzel hataların oluşması, bilgi ve hizmet çalma, yasadışı sistem monitör etme ve istihbarat toplama, yanlış mesaj trafiği yaratma, şantaja yönelik bilgi erişimi, gibi de olabilir. Popüler olan saldırı yöntemleri arasında bilgisayar virüslerini, mantık bombalarını, Truva atlarını ve sniffer’ları sayabiliriz.
Bilgisayar virüslerinin eğlence veya kötü amaçla yazılmış, bilgisayardan bilgisayara bulaşan programcıklar olduğunu hepimiz biliyoruz. Mantık bombaları da bir çeşit virüs programları olup önceden programlanan belirli bir zamanda tetiklenerek bilgisayardaki program ve verileri yoketmeyi amaçlar. Truva atları ana bilgisayarları hedefleyen saldırı programlarıdır. Sniffer’lar ise malum amaçlarla bilgi ağları üzerine yerleşerek şifre/parola, kredi kartı bilgisi, vb. bilgilerini toplamaya yönelik programlardır.
Ekonomik Bilgi Savaşları
Bu konudaki araştırmalar ekonomik savaşın iki şekilde ortaya çıkabileceğini belirtiyorlar. Bilgi ablukası ve bilgi emperyalizmi. Bilgi ablukaları nosyonal bir yaklaşım olup toplumların refahının mal ve malzeme akışından daha çok bilgi akışına bağlı olacağı varsayımı üzerine kurulmuştur. Rakip ulus veya organizasyonların bilgi akışı ve erişimini engelleyerek ekonomik olarak zayıflatıp onları dizleri üzerine çöktürmeyi hedeflemektedir. Nasıl bir ülkeye ticari ambargo koyarak o ülkenin üretimine darbe vurma yoluyla uzun vadede mağdur ülkenin dış ticaretin getirilerinden yararlanması engelleniyorsa, bilgi ablukaları da bilgi ambargosu uygulamasıyla karşı taraf için bilgi değişiminin önemini uzun vadede azaltmayı ve yoketmeyi hedeflemektedir.
Bilgi emperyalizmi ise günümüzün modern(!) dünyasının ekonomik yayılımcılık yaklaşımı ile benzeşmektedir. Buradaki mantık, özellikle bilgi yoğun sektörlerde uzmanlaşıp pozisyon alarak bu konuda rekabet gücü zayıf olan ulus ve organizasyonlara karşı avantajlı olmak üzerine kurulmuştur. M.C. Libicki “Endüstrileri Stratejik Yapan Nedir?” adlı araştırma yazısında bu konuyu derinlemesine incelemiştir (Ref: National Defence University, McNair Paper No:5, Washington DC, Nov 1989).
Rekabet ve Bilgi Savaşları
Hukuki ve etik nedenlerden dolayı, askeri bir kavram olarak ortaya çıkmış olan bilgi savaşının ticaret ve iş alanındaki analojisi yoktur diyebiliriz. Fakat, bilgi savaşı pazar avantajı kazanmak için yapılan bilgi üstünlüğünü kullanma savaşı olarak da tanımlanabilir. ABD Atlantada’ki Georgia Teknoloji Araştırma Enstitüsü’nden Dr. Myron L. Cramer, yayınlarında rakiplerimize karşı bilgi avantajı kazanma ve bunu koruma çabalarımızı bilgi savaşı olarak tanımlamakta, askeri operasyonlar ve iş hayatı arasında paralellik çizmeye çalışmaktadır
(Ref: https://iw.gtri.gatech.edu).
Epilog
Yazımda bilgi savaşı kavramını ana hatlarıyla incelemeye çalıştım. Ticaret ve iş alanındaki bilgi savaşları konusunu daha sonraki yazılarımdan birinde detaylı olarak ele alacağımı belirterek isterseniz bu yazımıza kısa bir yorumla son sözü koyalım.
Hangi perspektiften bakarsak bakalım, bilgi çağı olarak nitelendirdiğimiz günümüzde bilgi geçmişte olduğundan daha fazla önem kazanmış durumdadır ve her zamankinden daha değerlidir. Tabii ki kişisel ve profeyonel yaşamlarımızda rakiplerimizden daha farklı ve güçlü olmanın, ayakta kalmanın ötesinde daha iyiye gitmenin ve en iyiyi bulmanın mücadelesini vermeliyiz. Bunu sağlayacak en önemli güç de bilgidir diye düşünüyorum. Hem de o mücadeleyi beraberce yaptığımız ekibimizle “paylaşılan” bilgi. Ekip; ailemiz, departmanımız, şirketimiz, beraber çalıştığımız satıcı firmalar, iş ortaklarımız, ve de müşterilerimizdir. Yanılıyor muyum? Değerli düşüncelerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum.
Eski Çin imparatorlarından Sun Tzu, “En iyi savaş savaşılmadan kazanılan savaştır”, diyor ve devam ediyor: “Rakibini daha iyi etüd eden, anlayan tarafın kazanma şansı diğerine göre daha çoktur”.
Savaşsız günler dileği ile sağlıcakla kalın...
SADIK BAYDERE / İPRAGAZ A.Ş.