Yeni normalinize alıştınız mı?
Karantinada bir aydan fazla bir zamanı geride bıraktığımız şu günlerde hepimiz ZOOM’un nasıl kullanılacağını öğrendik, ceketle şort ve eşofman giyebilme yeteneğini gündelik hayatımıza uyarladık. Henüz özel hayat - iş dengesini bulamamışken bir de adeta Bermuda şeytan üçgenine düştüğümüzü hissettiren çocuk-okul-oyun ilişkisi denen şeyin varlığını da hayatımızın tam ortasına koyduk mu, koyduk. En ciddi toplantı sırasında önümüzde, arkamızda, yanımızda küçük sürpriz kafalar belirmeye başladı mı, başladı. Türkçesini kullanmaktan imtina ettiğimiz adları havalı içerikleri müstesna toplantıların ardından yerleri temizlemeye, ütü yapmaya, cam silmeye geçiş yaptık mı, yaptık. İş arkadaşlarımızla excel tablolarındaki bütçe, finans rakamlarını hesapladıktan sonra küçük ev arkadaşımızla da “Ahmet’in Ayşe’ye 5 elma verdikten sonra kaç tane elması kaldığını” hesapladık mı, hesapladık. Ev kavramının artık sığınak gibi algılandığı yeni normalimizde, günlerden Cumartesi mi Pazartesi mi karmaşasının yanı sıra evde mayalı ekmek yapmayı öğrendik mi, öğrendik. İşte o mayalı ekmek yapbozun en son parçasıydı. Bu son parça, bizi COVID-19 tabanlı Home – Office – School yapboz modelinde bir uzman yaşayıcı yapmaya yetiyor.
Kendi kendimize yetebilmeyi öğrendiğimiz bu günlerde küçücük şeylerden nasıl mutlu olabildiğimizi de gördük. Birbirinden başarılı, zengin ve ünlü insanların kendi yaptıkları yemeği veya ekmeği paylaştıkları fotoğraflardaki mutluluğa ve gurura bakın. Bu yeni normalimizle birlikte bir şeyi daha fark ettik; eski düzenimize dönmek diye bir şey olmayacak. Ne çalışanlar ne yöneticiler ne de kurumlar için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. İş dünyası kendine yeni bir yol bulmak zorunda kalacak. Şirketlerin çalışanlara maddi açıdan vazgeçilmez nimetler olarak sunduğu çoğu şeyin aslında sıradan vazgeçilir şeyler olduğunu anladı, insanoğlu… Son birkaç yıldır konuşulan ama çok az kurumda kendilerine yer bulan Gig çalışanlar artık tüm kurumlarda olacak. Hatta mevcut tam zamanlı çalışanlar da Gig çalışana dönüşecek. Şirketler, İnsan Kaynakları ve İç İletişim konusunda mikro yönetime geçiş yapmak zorunda kalacak. Ve son cümle, yeni dünyanın belirleyici üç gücü ‘şefkat’, ‘minnet’ ve ‘bilim’ olacak.
İyi okumalar,
Gülcan Çağlar Çalışkan
Genel Yayın Yönetmeni