Yaratmayan ‘yaratıcılık’ işe yaramıyor!
Şirketlere ve İK’ya yaratıcı çalışanları bulma ve yaratıcılık konusunda daha aktif olmaları gerektiği yolunda yapılan tavsiyelerin birçoğunun sorunu, özünde bu tavsiye sahiplerinin genellikle görece kolay olan soyutta yaratıcı olma süreci ile çok ama çok daha zor olan somutta yenilikçi olma süreci arasındaki farkı görememeleri diye düşünüyorum. ‘Yaratıcılığın’ kendisini de yanlış biliyorlar. Yine bu tavsiyeleri verenler göre yaratıcılık çoğu zaman büyük, orijinal fikirlere sahip olmak demektir. Bütün vurgu neredeyse sadece düşüncelere yapılmaktadır.
Bazı yeni fikirler vardır ki, soyutta ‘yaratıcı’ ama uygulamada yıkıcı olabildiğini ve çoğu zaman şirkete yarar sağlamak bir yana, onu doğru yolundan alıkoyduğunu bile görüyoruz. Aslında eksik olan şey, fikir yaratma anlamındaki yaratıcılık değil, eylem yaratma anlamındaki yeniliktir, yani fikirlerin hayata geçirilmesidir.
Özellikle hızlı değişime ve dijitalleşmeye ayak uydurmak için kurumsal yaratıcılığın özgürleştirici erdemlerini göklere çıkartanlar aslında şirketin yaratıcı canlılığını azaltacak birtakım tavsiyelerde bulunuyorlar. Bunun nedeni ise, bu kişilerin genellikle fikir sahibi olmak ile fikirleri hayata geçirmeyi birbirine karıştırmaları. Yani soyut yaratıcılık ile pratik yeniliği birbirine karıştırmaları... Bu insanlar şirket yöneticisinin günlük sorunlarını anlamaz ve organizasyonların karmaşık yapısını küçümserler. Oysa bir organizasyonun nasıl çalıştığı konusunda biraz olsun fikir sahibi olanlar bırakın yeni iş yapma tarzlarını hayata geçirmek, alışageldik şeyleri bile yaptırtmanın ne kadar zor olduğunu gayet iyi bilirler.
Diyelim ki, iki yönetmen tanıyorsunuz. Bunlardan biri size muhteşem bir film hakkındaki fikirlerini anlatıyor ama o filmi bir türlü çekemiyor. Ötekisi ise aynı fikirlere sahip ama o filmi gerçekten de çekiyor. İkinci kişinin büyük bir yaratıcılığı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirsiniz ama aynı şeyi birinci yönetmen için söyleyebilir misiniz?
Sonuç olarak günümüzde hayal gücü ve yaratıcılığı daha yüksek yönetici ve şirketler yaratmak amacıyla sonu gelmez konuşmalar, kitaplar, makaleler ve ‘yaratıcılık atölyeleri’ yapılıyor. Şirketlerin yaratıcılığı üzerine düzülen övgülerin çoğunun temel sorunu da işte tam bu… İnsanlar, muhteşem bir film hakkındaki fikirleri o muhteşem filmin kendisiyle karıştırıyor yani parlak sözleri yapıcı eylemlerle…
İyi okumalar,
Gülcan Çağlar Çalışkan
Genel Yayın Yönetmeni