Start-up gençliğine takdimimdir!
Şirket sahipleri daha akıllı, hızlı, sert ve kârlı bir işi yönetmek konusunda daha odaklı hale geliyor. Ve şirketlerini ilerletiyor, satış ve kârlarını artırıyor, bazıları da tarihlerinin en yüksek performanslarına ulaşıyor.
Sırtlarını duvara dönmüş olanlar artık destek görmüyor. Ama kararlılık ve enerjiyle ileri doğru yürüyorlar. Hem koşmayı reddediyorlar hem saklanmıyorlar. Bilgi ile silahlanmış durumdalar. Olumlu tutumları ve nasıl kavga edeceklerini öğrendikleri için kazanıyorlar.
İster global bir şirketiniz olsun isterse küçücük bir ofisiniz olsun. Bu yazı sıfırdan işe başlayan, şirketini sıfırdan işe başlayan veya şirketini sıra dışı bir şirkete dönüştürmek isteyen herkese yardım etmek için tasarlanmıştır. Özellikle genç profesyonellerin hepsinin en büyük dileği bir gün kendi işini yapmaktır. Bugün müthiş bir enerji ile çalışan bu gençler gelecekte muhtemelen şimdi çalıştıkları kadar sıkı çalışamayacaklar, ama daha akıllıca çalışabilirler. Benim tavsiyem onlara yönelik...
Genç arkadaşlar; şu zorlu iş dünyasında bir gün işsiz kalsanız bile yine hayatta kalabilirsiniz. Müşterilerinizi kaybetmiş olsanız bile geri kazanabilirsiniz. Büyüyüp gelişebilirsiniz. Bunu yapabileceğinizi biliyoruz, çünkü sizin gibi yüzlerce genç insanla görüşme yaptık ve şu anda onlar başarılı rakipler haline geliyor. Devlerin güçlü yanlarıyla karşılaşmayı öğreniyorlar.
Tükenmiş olmak; sıkı çalışmanın ve aşırı stresin yaygın bir yan ürünüdür. En başarılı şirket sahipleri bile kendi sıkıntılı bulutlarının altında yürüdükleri dönemle yaşamışlardır. Doğru adımlar atarak ve yardım alarak, şirketinizle ilgili yaşadığınız yorgunluğu atabilir ve tekrar coşku kazanabilirsiniz.
Yani okumaya devam edin, yeni bilgileri toplayın ve kavgaya yeniden girin. Kazanabilirsiniz. Büyüyebilir ve refaha erişebilirsiniz.
İncelenen bütün başarılı şirketler, müşterilerini takdir eden ve onların değerini anlayan şirketlerdir.
Başarılı şirketler bir konuda hemfikirdir: Harika insanlar olmaksızın başarılı şirketler ortaya çıkamazdı. Aslında hiçbir şirket, birlikte çalışan insanlarının kalitesinden daha yüksek kalitede bir iş ortaya çıkaramaz.
Nicelik ve nitelik; sunduğunuz fiyat açısından değerlendirilir.
Müşteriler, alışveriş yaptıkları her seferde bu yargıda bulunur. Her faaliyeti müşterileri elde tutmak, tatmin etmek ve müşteri tatmini yaratmak üzerinden tanımlayın. Uygulamada pazarlama yeni müşterileri çekmek, onların ihtiyaçlarını, isteklerini ve beklentilerini tam olarak karşılamak ve tekrar gelmelerini sağlamak zorundadır.
Thomas Edison, şunu söyledi: “İsraf kayıptan beterdir. Herkesin, düzenli kayıplardan israf meselesine geçtiği zaman gelmiştir. Tutumluluğun sınırı yoktur.” İsrafı kontrol etmenin yollarından birisi de harcamaları kontrol etmektir.
Yeni nesil koca kasalı tüccarların tamamı, teknolojiye yoğun yatırım yapmıştır. Yatırımlarından elde ettikleri üstünlük, yönetim bilgisini ellerinin altına almalarıdır.
Büyük kasa sahipleri, kütlesel pazarlamacılar olarak başarılı oldu. Yaygın bir müşteri/izleyici kitlesini çeken geniş bir tercih yelpazesine sahipler. Herkes için bir şeye sahip olmaya çalışarak bizim niş olarak adlandırdığımız yüzlerce perakende ve hizmet boşluğu bıraktılar.
Değişim ilerleme için gerekliyken ilerleme her zaman değişimi takip etmez.
Örneğin çağdaş banyonuzu ev dışında bir banyo ile değiştirebilir ve büyük bir değişiklik elde edebilirsiniz, ama burada ilerleme söz konusu değildir.
Basit görünebilir, ama gerçektir: Eğer akıllı bir iş insanı olmak istiyorsanız, akıllı şirketleri inceleyin. Akıllı olanlar genellikle çok soru sorar, gözlerini tamamen açık tutar ve her seferinde iyi fikirleri benimser.
Bu, küçük şirket sahiplerinin yaygın olarak karşılaştığı bir durumdur. Sıkı çalışırlar, kısmen başarı elde ederler ve yapabilecekleri kadar izin yaparlar. Özünde, işe sahip olmayan sahiplerdir.
Başarı için bütünlük kadar somut ve güvenli bir temel yoktur. Şirketler, ilişkiler temelinde kurulur ve ilişkiler de güven üzerine kuruludur. Hiçbir şey, güveni ömür boyu dürüstlük ve tutarlılıktan daha fazla besleyemez.
Tutum, her durumda söz konusu ruh halimizdir. Rekabet, üstesinden gelinemez göründüğünde, çalışanlarınız da yenilemez hale gelir ve müşterileriniz tatminsiz olur, şunu unutmayın: Hala kendi tutumunuzdan sorumlusunuz.
Eski deyişin aksine ‘iyi olanlar sondan gelir”, iyilik unsuru insanı yukarı taşır. Kazananların ortak özelliklerinden birisi budur.
Faaliyet tuzağına dikkat edin. Çok meşgul görünen insanlar, bazen hiçbir şey yapmıyor olabilir. Bunlar genellikle faaliyet tuzağına düşenlerdir.
Yönetim ekibinizin size ne söylediğini boşverin; eğer aşağıdaki işaretleri görüyorsanız, yapmanız gereken çok şey var demektir:
1. Şirket, müşterinin odağından kaymaktadır.
2. Şirket, müşterileri hakkında çok az şey bilmektedir ve hedef müşteriler hakkında bir tanıma sahip değildir.
3. Şirket, hedef müşterilerine ulaşmak konusunda kanıtlanmış yöntemlere sahip değildir.
4. Şirket, rakipleri hakkında çok az bilgiye sahiptir ya da kendisinin elde etmeye çalıştığı aynı 1 dolar için uğraşan rakiplerinin farkında değildir.
5. Şirket, rekabet konumunu belirleyememektedir. Rekabetçi bir konum, müşterilere herhangi bir rakipten daha iyi hizmet verebileceğiniz alandır.
6. Şirket, teknolojiyle pazarlama da dahil tüm pazarlama fırsatlarını değerlendirme konusunda yavaştır.
7. Şirket, pazarlamayı “satış ve reklam” olarak düşünmektedir ve ürün, fiyatı, konumu, insanları ihmal etmekte ve verimli bir pazarlama planını hayata geçirmekte yetersizdir.
Eğer bu işaretlerden herhangi birisi şirketinizde varsa yeni müşteriler edinmek için bir plan yaratmak zorundasınız demektir. Bir kez pazarlama planı oluşturduğunuzda, bu plan yıldan yıla aynı kalmaz. Yeni ve taze fikirlere ihtiyacınız vardır.