Şirket ve İş Seçerken Önem Verilmesi Gereken İki Konu


Genellikle yukarıdaki unsurlar pozitif ise ve bir de verilen şartlar uygun ise o işi kabul ediyorlar. Bu yazımda çok önemsediğim iki ayrı ve çok kere ihmal edilen konular hakkında düşüncelerimi sizlerle paylaşıyorum. Tüm profesyonel arkadaşlara

a) Şirketin ruhu
b) Benim patronum kim

konularını da çok dikkatli araştırmalarını tavsiye ediyorum. Bunları ayrı ayrı inceleyelim.

a) Şirketin ruhu

“Şirketlerin ruhu olur mu?” diyenleriniz olacaktır. Benim 25 senelik profesyonel hayatımda geldiğim netice şirketlerin ruhu olduğudur. Bunu nasıl tanımlıyorum? Şirketin içinde esen hava, insanların mutluluğu, şirketin çalışanlarına verdiği önem, şirketin uyguladığı çeşitli insan kaynakları politikaları o şirketin ruhunu yansıtıyor. Şirketlerin ruhları büyük birleşmeler, satın almalar veya yeni sektörlere girmeyle değişebiliyor. Örnek olarak yedi sene görev yaptığı ABB İsveçli Asea Grubu ile İsviçre’nin Brown Boveri Grubu’nun birleşmesiyle ortaya çıkmıştı. Hem Asea, hem BBG çok sağlıklı ruha sahip şirketlerdir. 80’lerin sonunda ortaya çıkan ABB de şirket ruhunun oluşması bir hayli uzun zaman aldı ve tam da oturmadı.

Bazı şirketlerin ruhu şirket öldükten sonra da devam edebiliyor. Mesela Singer şirketi artık dikiş makinası yapmıyor ve şirket artık bir Amerikan şirketi değil. Ama hala Singer adlı şirket iyi insanları kadrosuna çekebiliyor.

Türkiye’den örnek olarak Arçelik’i gösterebilirim. Arçelik’de çalışmak bir ayrıcalıktır. O şirkette çalışmış ve ayrılmış olanlar hala Arçelik hayatlarına tatlı bir gülümsemeyle bakarlar. Zira Arçelik iyi ruhlu bir şirkettir.

Tavsiyem insanlarına değer veren pozitif ruhlu şirketlerde işe başlamanızdır. Şirketlerin ruh halini anlamanın en iyi yolu o şirkette şu anda çalışan veya bir müddet çalışmış olan biriyle bir konuşma yapmaktır.

İyi ruhlu şirketlerde çalışanlar sanki mutlu bir aile bireyi gibidir ve o şirkete ait olmaktan bir haz duyarlar. İşten çıkarılsalar veya ayrılsalar dahi kendilerini hala o şirketin bir parçası olarak görürler.

Bu yazıda bir şirketi iyi ruhlu yapmak için önerilerimi yazmaya teşebbüs etmeyeceğim. O ayrı bir yazı.

b) Benim patronum kim?

Her profesyonel çalışanın raporladığı biri vardır. Bu bazen bir kaç kişi de olabilir ama genellikle bir kişidir. Yeni işe giren birine direk raporladıkları şahsı iyi incelemeleri gerektiğini öneriyorum ve iyi bir patron veya müdürün bir alttaki için sonsuz önem taşıdığına inanıyorum. O kişi yalnız sizi eğitmek, bilgilendirmek, yetki vermek gibi konularda yardımcı olmuyor, tüm hayat felsefeniz konusunda size katkıları oluyor.

Bir üst kavramını şirketin en tepesindeki adam için değil sizin raporlayacağınız kişi olarak bahsediyorum. Eğer Pazarlama Müdürü pozisyonuna müracat ediyorsanız pazarlama direktöründen bahsediyorum.

Ayrıca iyi bir patron kendisi daha iyi mevkilere hızla koşarken altındakileri de yeni platformlara doğru çekmeyi başarıyor. Aynı gel git olayı gibi, deniz yükselince tüm gemiler yükseliyor.

Direk raporladığınız kişiden alınan (soft) bilgiler-dürüstlük, çalışkanlık, espri anlayışı da uzun vadede büyük katkılar sağlıyor.

Çok kurumsal olmayan bir şirkette çalışan kurumsal şirket kültürü almış bir üst, altında çalışana tüm kurumsallığı aşılayabilir.

Bir üstün önemi beceri kazanma, problem çözmede ve hızda da çok önemli faktör olur.

Bu sebepten işe girmeden önce patronunuzun bir CV’sini elde etmeye çalışın ve onun hakkında etraflıca bilgi sahibi olun.

Şerif Kaynar - Managing Partner - K Partners International

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)