Zamana hükmetmek mümkün mü?


Hayatta herkesin varmak istediği bir hedefi, arzusu ve niyeti vardir. Zaman geçtikçe, şartlar değiştikçe, bizler de hedeflerimizden sapmak zorunda kalabiliriz. Dönüp baktığımızda birçok şey için geç kaldığımızı farkedebiliriz. Peki bu hedef, istek ve niyetleri gerçekleştirmek için neler yapmalıyız? Ya da nelerden vazgeçip, neler kazanabiliriz? Getirilerle götürüleri dengelemeyi, hayatı bizim için cennete çevirecekler ile cehenneme çevirecekleri ayırt edebilmeyi ve iyi ilişkiler kurup, sürdürürebilmeyi hatta tercih sebebi olabilmeyi, bizlerden yarısı ile iki katı iş üç katı verimlilik bekleyen bir ortamda başarmak mümkün mü?

“Geçmişten ders alarak, geleceğe yönelik adımları bugünden atarak,
ve önce bugünü kontrol altına alarak” tabii ki mümkün.

Bunu gerçekleştirebildiğimizde, enerjimizi daha kaliteli harcayabilir, daha az stres ve bitkinlik yaşarız. Beynimizi rahatlatıp, gevşeyerek sorunları ve isteklerimizi daha net görebilmeyi öğreniriz. Böylece ileriye yönelik gerçekçi hedefler, fikirler, hayaller kurmak için daha çok vaktimiz olur. Zamanımızı istediğimiz sonuçlara ulaşmak için kullanir hale gelebiliriz.

Nedense bizler işlerimizi planlamaktan, yönetmeye çalışmaktan başka faaliyetlere vakit bulamadığımızdan yakınırız. Bizlere iki saat daha fazla zaman verseler acaba değişen birşey olur mu? Sanmıyorum. Bizlerin önce şunu anlaması gerekir ki yönetmek, planlamak sadece işe mahsus değildir. Bizlerin iş ve özel yaşam (ev) arasındaki dengeyi kurabilmemiz için her ikisine de zaman ayırmayı öğrenmeli, dengelemeli ve her ikisini de birarada yönetmeyi, planlamayı öğrenmeliyiz.

Burada öncelikleri belirlemek çok önemlidir. Hepimizin mutlaka önceden belirlenmiş, yapılması planlanmış işleri vardır. Önce bu işleri su üstüne çıkarmalı ve bunların dışında bize kalan kullanılabilir atıl zamanı bulmalıyız. Bu, önümüzü görmemizi sağlar. Daha sonra bu kalan zamana işlerimizi en etkin biçimde nasıl yayabileceğimizi planlamalıyız. Planlama, zamana hükmetmekte anahtar noktamızdır. Haftalık ve günlük zamanı kullanmanızı planlayın ve programlayın. Bunu yaparken sınıflandırmalardan yararlanabilir, renklerden yardım alabiliriz. Örneğin, kesinlikle yapılması gerekiyorsa birinci sıraya koyabilir ve bir renkle ifade edebiliriz. Renkler, daha kolay ayırt etmemizi sağladığı için bize zaman kazandırır. Ayrıca, günlük “yapılacaklar” listesi, ani işler, beklenmedik olaylar için boşluk bırakmak, not tutmak, büyük işleri küçük parçalara bölmek de zaman kazandıranlardandır.

Bir de zamanı kazandıranların yanı sıra bize zaman kaybettirenler vardır. Örneğin, Junk mailler, soru sormak için gelip bunu sohbete dönüştürenler, patronun ani istekleri, gereksiz toplantılar, araba, ev sorunları, teknik problemler (fax, e-mail çalışmaması...), bürokrasi, gitti / geldi trafikte zaman kaybı, hayır diyememek, ani ziyaretçiler, çok fazla işle birden ilgilenmek, ertelemek.... bunun gibi örnekleri çoğatmak mümkün.

Ama kısaca zamana hükmetmek, onu yönetmek;
• Neye “hayır” diyeceğini bilmek
• Yapmazsam ne bedel ödeyeceğinin adını koymak
• Yaparsam bana ne katacağını sorgulamak
• Azim ve kararlılık
• Gerçekçi olmak ve ders almak
• Planlamak
• Fırsatlardan yararlanmak
• Hedefler belirlemek
• Ve en önemlisi o hedefleri faaliyete geçirebilmek için kendine hükmetmeyi ve kendini yönetmeyi bilmektir.

Sevgiyle kalın...

Gülçin Birben

Kaynak : Kişisel Zaman Yönetimi, Marian E. Haynes

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)