Liderimsi manzara sergileyenlerden misiniz? Gerçek liderlik peşinde olanlardan mısınız?


“Liderlik etmeden, bir organizasyonun sadece bir parçası olamaz mısın?” Ailem, periyodik olarak bu soruyu bana yönlendiriyor.
Fortune 10 listesindeki bir şirkette ekiplere liderlik ettiğimi ve bir departmanı yönettiğimi, komitelere başkanlık yaptığımı, yönetim kurulunda oturduğumu, başka organizasyonlarda da Ulusal Başkanlık ve Bölüm Başkanlığı yaptığımı düşünürseniz, aslında ailemin haklı olduğu bir nokta var gibi görünüyor.
Genel olarak bu şirketlere “sadece katılıyorum.” 
Bununla birlikte, ender olarak spesifik biçimde liderlik yapmak üzere yola çıkıyorum.

Bu size de tanıdık geliyor mu? Sadece kendi ihtiyaçlarınız / çıkarlarınız için dahil olduğunuz organizasyonlarda kendinizi liderlik pozisyonlarında buluyor musunuz? İsminizin liderlik rolü için telaffuz edildiğini duyduğunuzda “evet” kelimesinin ağzınızdan kaçtığını hissediyor musunuz? Bu “kendiliğinden oluverme” durumu ne kadar sık yaşanıyor?

Flaş haber: Liderlik “kendiliğinden oluvermez.” Bizler bir liderlik varlığı yayar ve liderlik davranışları sergileriz, hatta kimi zaman öyle yaptığımızı bilmeden… Kişilerle etkileşim içine girdiğimizde “liderimsi görünürüz” (hatırlatmak isterim, bu gerçek bir kelime değil). Değiştirmek istediğimiz koşullara rastlar, ardından eğer çözüm bulmak için aktif olarak çalışmıyorsak şikayet etme hakkımızın olup olmadığını sorgularız. İhtiyacımız olduğunda yardım alırız ve bunu geri vererek diğerlerine yardım etmek konusunda bir çağrı hissederiz. Diğer kişiler biz liderlik yapmaya niyetlenmeden bizi “bizi lider olarak görmeye başlar”.

Bir başka flaş: Bizler ne “doğuştan liderleriz” ne de “doğal liderler”… Evet, kendi kişiliklerimizi, öğrence becerilerimizi geliştiren ve bizi biz yapan gen yapıları ile doğmuş olabiliriz. Yaşamımız boyunca karşı karşıya kaldığımız ortamlar, deneyimler ve kişiler bizi bilinçli ve bilinçsiz olarak etkileyerek diğerleri ile nasıl etkileşim kurduğumuzu ve kendimizi nasıl gördüğümüzü etkiler. Benim sicilimde sosyal psikoloji ya da biyologluk sertifikaları yer almadığı için, doğuştan ve doğal varsayımlar üzerinden hareket ediyorum.

Demek istediğim şu ki; bizler liderlik becerilerini öğreniyor, onlar bizim bir parçamız haline gelene kadar uyguluyor, bir lider olmanın içsel tatminini hissediyor ve dışarıdan gelen takdirin tadını çıkarıyoruz. Tüm bunlar olurken kişilerin saygısını biriktirmek ve bizi takip etmelerini sağlamak için yetki kazanmalıyız. Bizler, tıpkı zeytinyağının su yüzüne çıkması gibi, katıldığımız grupların tepesine doğru ulaşıyoruz. Görünen o ki, kimimiz liderler olduğumuz için “sadece liderlik yapmak zorundayız.” Biraz klişe ve egoistçe gelebilir ama benim deneyimim bu liderlik gözlemlerini beraberinde getiriyor.

Bu kadar gözlem yeter. Şimdi biraz da gerçekten yararlı konular üzerinde duralım. Eğer bir liderseniz (öyle olduğunuzu söyleyen resmi bir unvan taşısanız da taşımasanız da) sizi bu hale getiren nedir? Eğer bir lider olmak istiyorsanız (kendinizi şu an nasıl görürseniz görün) “öyle olmak için” ne yapmanız gerekiyor? Yazılı, işitsel ve görsel medya, liderlik önerileri, rehberleri ve dersleri ile dolu. Seminerler, kurslar ve akademik dereceler pek çok liderlik sertifikası sunuyor.

Aşağıda liderlik rolleri sergilemek için izlemeniz (ve korumanız) gereken en önemli beş yola ilişkin benim önerilerimi bulabilirsiniz:

Önceliği “diğerlerine” verin.

 Sorumluluk alın ve sahiplenin. 

 Gitmesine izin verin. 

 Tutku ve onur duyun. 

 Bakış açınızı koruyun.

Atmanız gereken spesifik adımları listeleyeceğimi mi düşünmüştünüz? Spesifik adımları belirlemek sizin sorumluluğunuzdur. “Yapmanız gerekenler” kendi spesifik durumunuz için kendi belirlediklerinizdir. Benim burada ilettiğim “nasıl bir” lider olmak gerektiğidir.

İnsan odaklı, merkezci ve etkili bir lider olmaktan hoşlanan biri olmanız gerekir.
Bir ürün satmak ya da yaratmaktan sorumlu olduğunuz bir projeye de liderlik etseniz, bu proje ya da ürünün de insanların emekleri sonucunda ortaya çıktığını unutmayın. İnsan odaklı bir kişi olmanız, ne dışa dönük bir kişiliğiniz olması gerektiği ne de hayatınızı diğerlerine adamanız gerektiği anlamına gelir. İnsan odaklı bir kişi olmak, insanlarla etkileşim kurmaktan bir şekilde hoşlanıyorsunuz ya da bunun için gereken becerilere sahipsiniz demektir. Kararlarınızı, organizasyonun ya da grubun iyiliğini baz alarak aldığınız, liderlik rolünde kendi ihtiyaçlarınızın üstüne “diğerlerini” de düşündüğünüz anlamına gelir.

Kendinin lideri olmak inisiyatifi ele almaktır, birden fazla kişiye liderlik etmek ise kişilerin lideri olmak…

Liderlik ettiğiniz durum ve koşulları sahiplenin. Liderlik etmek için harekete geçtiğinizde kişileri, organizasyonu, sonuçları ve durumları temsil edersiniz. Bu da sonuçların sorumluluğunu aldığınız (ve yapabiliyorsanız suçlayabildiğiniz) anlamına gelir. “İnsanlarınıza” itibar ediyor ve katkıları nedeniyle onları takdir ediyorsunuz demektir.

Bir girdi ya da geribildirim sunmanız istendiğinde öneriler sunun ya da basit bir biçimde iletişime yanıt verin. Yanıtlar aldıkça devam edin. Kendi bakış açınızı ve algılama şeklinizi paylaşın. Sorulara zamanında yanıt verin. Telefon ve notla ulaşan mesajlara geri dönün. Girdiye ihtiyaç duyduklarında kişilerin size güvenebileceklerini gösterin. En iyi ne zaman ve nasıl yanıt verebileceğiniz konusunda dürüst olun.

Birden fazla işi bir arada yapabilme becerimle övünürüm. Detayları görmeyi sever ve kontrol listemin “tamamlanmış” olmasından hoşlanırım. İnsanlar benim düzenli ve organize olduğumu söyler; taahhütlerimi yerine getirir ve işleri iyi yaparım. Tahmin edin bakalım. Bu liderlik değil, yönetimdir! Sizi takip etmeleri için kişilerin güvenini kazanmanın yollarından biri de sizin başkalarından yapmasını istediklerinizi kendinizin yaptığını göstermenizdir. Söylediklerinize ilişkin diğer kişilerin inancının bir bölümü, “yapma” başarınız konusundaki sicilinizdir.

Bununla birlikte etkili bir lider, diğer kişileri bir şeyler yapmak konusunda teşvik ve motive eden koşulları yaratır. Etkili liderler yapma işini delege eder, böylece diğerleri yaratma sürecinin bir parçası haline gelir.

Delege etmek, gitmesine izin vermektir. Olumlu sonuçlar almak için, yapılması gereken her şeyi sizin yapamayacağınızı anlayın. Size yardım etmeleri konusunda başkalarına güvenin. Liderliğin bir bölümü, başkalarının kendi kendine öğrenmesine ve gelişmesine izin vermektir. Bunu da sorumluluk alıp yaparak, sizin istediklerinizi ya da ele almaları gerektiğini kendilerinin hissettikleri şeylere yönelerek gerçekleştirebilirler.

Başkalarını başarıya hazırlamak için bu süreçte uygun araçları sağladığınızdan (bilgi ve beceri geliştirme de dahil) emin olun. Delege etmek, tek bir kişinin üzerindeki aşırı yükü ortadan kaldırır; özellikle sizin üzerinizdeki… Gitmesine izin vermek; liderlik damganızı geleceğe taşıyacak bir yedekleme planı için ihtiyaç duyduğunuz yapıyı oluşturmanıza da olanak tanır.

Liderlik etmekten onur duyun.

Eğer liderlik rolünüz maaş çekiniz ile doğrudan bağlantılıysa ve siz bu çek sayesinde aylık yaşıyorsanız, liderliğin güçlüğüne kimin ihtiyacı var ki? Eğer organizasyonunuz ya da sosyal network’ünüz konusunda tutkulu değilseniz, neden kalasınız? Kendinize enerji vermek için tutkuya ihtiyacınız vardır ve diğerlerini esinlendiren de yaydığınız bu enerjidir. Kimi zaman yapmaya devam etmeniz gereken tek şey tutku duymaktır.

Liderlik etmekten onur duyun; çok fazla işiniz olabilir ama siz bu ekstra işleri üzerinize almaktan gurur duymalısınız. İyi liderlik ettiğiniz için aldığınız övgüleri kabul edin. Ancak sadece övgü almak için liderliğe “evet” demeyin, çünkü övgü almak kolay değildir. İronik bir biçimde, eğer övgü almak için liderlik ediyorsanız, büyük olasılıkla pek az iş ortaya koyan bir lidersinizdir. Size ulaşan “teşekkür ederim”den zevk alın. Alkışları cömertçe kabul edin. Yaratılmasına yardımcı olduğunuz sonuçlar konusunda kendinizi iyi hissedin.

“Olayların ışığında…”

Bu iki sözcüğü her zaman aklınızda tutun. Liderliğinizin bakış açısını koruyun. Diğer kişilere liderlik etmek konusunda etkili olabilmek için çok yönlü olun. Olayların, ailenin, arkadaşların, kaderin, mesleğin ve eğlencenin ışığı (bunları kendiniz için nasıl tanımlarsanız tanımlayın), çok yönlü olabilmek için önemlidir. Duygusal, fiziksel, zihinsel ve ruhani dengeyi korumak için yaşamın bu tüm alanlarına dikkat verin.

“Benim etrafta olmama ihtiyaç duydukları için” izne çıkamadığımdan dolayı sızlandığımı duyduktan sonra beni ofisine çağıran bir yöneticim olmuştu. Masasında bir bardak su duruyordu. Bu bir bardak suyun organizasyonumuz olduğunu; çalışanlarımızı ve operasyonlarımızı içerdiğini söylemişti. Parmağımı suya sokmamı isteyince, kafam karışmış bir biçimde söylediğini yaptım. Organizasyondaki bir lider olarak, parmağımın “beni” temsil ettiğini söyledi. Suyun, parmağımın etrafındaki yerini almasını izlerken tıpkı parmağımın bardağın içindeki suyun üzerinde yarattığı gibi benim de organizasyon için dikkat çekici bir etkim olduğunu söyledi. Sonra parmağımı çekmemi istedi, ben de öyle yaptım. Parmağımın çıktığı yer suyla dolarken, bardağı gözlemledik. Yöneticim bu örneği kullanarak gitmem gerektiğini söyledi (tatil için ya da kalıcı olarak). Organizasyondaki etkim, bir zamanlar parmağımın bulunduğu yeri dolduran suyunkiyle aynıydı. Diğer kişiler zamanla, bıraktığım yeri doldurabilirdi. Olayların ışığında… tatile çıkabildim.

Liderliğinizin kesinlikle önemli olduğunu düşündüğünüz ilk seferde “olayların ışığında…” ifadesini hatırlayın. Organizasyonun ve çalışanların üzerinde bir etkiniz var. Kalıcı bir liderlik efsanesi bırakabilirsiniz. Etkili olarak liderlik ettiğinizde kişilerin yaşamını değiştirebilirsiniz. Vazgeçilmez olduğunuza inandığınızda sadece olayları bakış açınız içinde tutun.

Eğer bir lider olmak konusundaki tanımlamalarımla ilişki kurabiliyorsanız, liderlik sizin kanınızda olduğu için liderlik etmelisiniz. Potansiyellerini geliştirmek için diğerlerine yardım etmeye çabalıyorsunuz. Kontrolü ele almak ve sorumlu olmaktan hoşlanıyorsunuz. Değişime etki etmekten enerji alıyor ve sonuçlar yarattığınızda tatmin olmuş hissediyorsunuz. “Düzeltilmesi” gereken durumları görüyor ve bu düzeltmelere katkıda bulunmak (ya da girişmek) için arkanıza dayanıp oturamıyorsunuz.

Ailemin, “Liderlik etmeden, bir organizasyonun sadece parçası olamaz mısın?” sorusuna vereceğim yanıt üzerinde hala düşünüyorum. Sizinkileri de, yalnız olmadığınız konusunda ikna edebilirsiniz. Sanırım benim yanıtım, “Hayır, görünen o ki liderlik etmek zorundayım” şeklinde olacak. Seçeneklerimiz az ama en etkili lider olabilmek için yapabileceklerimiz var.

Sylvia Henderson

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)