Çalışan bağlılığını ‘stratejik yönetim’ penceresinden tartıştık


HRdergi tarafından; Enocta, DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü ve Masters Training International’ın “Resmi Sponsorluğu”nda, bu yıl 25 Nisan tarihinde üçüncü kez düzenlenen “Çalışan Bağlılığı (Takdir, tanıma ve ödül yönetimi) Zirvesi”nde ezber bozan uygulamalar, danışman görüşleri ve önerileri, İK yöneticileri ile paylaşıldı.
Zirvenin açılışını, Hay Group’un küresel çalışan anketleri araştırma bölümü olan Hay Group Insight’ın Yönetici Danışmanı olan Richard Widdowson gerçekleştirdi. Widdowson, zirve katılımcıları ile stratejik yönetimin bir parçası olarak çalışan bağlılığını ölçen organizasyonlardan vaka çalışmalarını paylaştı.


HRdergi Genel Müdürü Alper Toper’in Hoşgeldiniz konuşmasıyla başlayan konferansın açılış konuşmasını Hay Group Insight’ın Yönetici Danışmanı Richard Widdowson gerçekleştirdi. Bağlılık sayesinde finansal performansı artırmak konusunda katılımcılara önerilerde bulunan ve küresel eğilimleri paylaşan Widdowson, bunu sağlamanın en önemli anahtarının çalışan bağlılığını stratejik yönetimin bir parçası olarak görmek olduğunu ifade etti. Çalışan bağlılığının organizasyonların sürdürülebilirliği ve uzun vadeli hedeflerine ulaşabilmesi için ‘olmazsa olmaz’ bir olgu olduğunu belirten Richard Widdowson, çalışan bağlılığını ölçmenin şirketler elzem bir önem arz ettiğine dikkat çekti. ‘Günümüzde rekabet avantajını sürdürmek isteyen organizasyonlar çalışanlarının stratejik becerilerine her zamankinden daha fazla güveniyor’ diyen Widdowson, bu nedenle çalışan bağlılığını ölçmenin tüm şirketlerin kilit performans göstergelerinin bir parçası olması gerektiğinin altını çizdi. Richard Widdowson, Hay Group olarak gerçekleştirdikleri araştırmaların sonucunu paylaşırken şunları söyledi: ‘Araştırmalarımız gösteriyor ki, iyi yönlendirilmiş bir işgücü daha iyi sonuçlar üretir. Önemsediğiniz kritik performan göstergeleri konusunda (inovasyon, karlılık, müşteri memnuniyeti vs) daha iyi sonuçlar elde etmenizi sağlar.’

Zirvede, işveren markası ve çalışan bağlılığı ilişkisini ‘Bir çalışan bağlılığı faktörü olarak işveren markası’ başlığıyla irdeleyen isim PepsiCo Türkiye Saha Satış İK Müdürü İrem Önal oldu. PepsiCo olarak hayata geçirdikleri 5 yıllık İşveren Markası stratejisine dair aktarımlarında bulunan Önal, ‘hatırda kalan, bize özel, ilgili, rakiplerimizden bizi ayıran’ olarak tanımladıkları stratejinin özellikle Y kuşağı üzerindeki etkisini paylaştı. Konuşmasında, işveren markasının hem içeride hem dışarıda yönetildiğini belirten İrem Önal, çalışan adayların hangi marka daha iyi tüketici pazarlaması yaparsa ona gittiğini ve değerlerin işveren markasının temelini oluşturduğunu ifade etti. Çalışan bağlılığında çalışanın beynine olduğu kadar kalbine de dokunmak ve hitap etmek gerektiğinin altını çizen Önal, çalışan bağlılığında en önemli değerin ‘dürüstlük’ olduğuna dikkat çekti. İK pazarlamasının çalışan bağlılığı üzerindeki stratejik önemine de değinen İrem Önal şeffaflık, iletişim, ulaşılabilirlik ve sosyal medya gibi bağlılığın kilit faktörlerine de değindi.

Momento Genel Müdürü Zeynep Dağlı da ‘Çalışan bağlılığı için ödül sistemi nasıl tasarlanmalı ve içeriği ne olmalı?’ başlıklı konuşmasıyla zirvede söz alan isimlerden biri oldu. Sunumunda, çalışanları ödüllendirmenin ve takdir etmenin yarattığı değerler, gerçek memnuniyet ve bağlılığı getiren süreçler üzerine konuşan Dağlı, Türkiye ve dünyadan fark yaratan başarılı ödül sistemlerine dair örnekler paylaştı. Yeni neslin sık iş değiştirmeye açık olmasındaki nedenlere bakıldığında paradan çok kişisel tatminin öne çıktığını ifade eden Zeynep Dağlı gelişim imkanları, eğitim fırsatları ve sosyal ortamın çalışan bağlılığındaki kritik önemine vurgu yaptı.

Zirvede, ‘Şirketi sevme ve benimsemenin çalışan bağlılığındaki önemi’ başlığını paylaşan isim Çelebi Havacılık Holding İK Başkanı Derya Tekin Yusuf oldu. Çalışan bağlılığının işe alımla başladığını belirten Yusuf, şirket kültürüne uygun kişileri seçip yerleştirmenin en önemli kriter olduğunu ifade etti. Şirkete bağlılıktaki hale etkisini yorumlayan Derya Tekin Yusuf ‘’Herkes pişen yemeği sevmeyebilir. Fakat yemekten hoşlanan birkaç kişi varsa bu diğerlerinin de yemeği sevmesini sağlayabilir.’’ diyerek çalışanlar arasındaki etkileşimin bağlılık üzerindeki etkisine vurgu yaptı. Konuşmasında, beklenti yönetiminin ve geribildirim politikasının çalışan bağlılığını etkileyen olgular olduğunu söyleyen Yusuf, Çelebi Havacılık Holding olarak çalışan bağlılığı konusunda yenilikçi ve düşüncede özgürlük yaklaşımını benimsediklerini sözlerine ekledi.

TBWA İstanbul Kreatif Direktürü Zeynep Karakaşoğlu ve İK Yöneticisi Çiğdem Kefeli de zirvede ‘Fikrin Gücü’ başlıklı konuşmayla yer aldılar. Konuşmaları esnasında Anadolu Efes ekibine taraftarların yaptığı sürprizi paylaşan Karakaşoğlu ve Kefeli, fark yaratan projelere imza atan TBWA İstanbul’un çalışan bağlılığını oluşturmak için de fark yaratan çalışmalara imza attığını ifade ettiler. Özellikle reklamcılık gibi yaratıcılığın gerektiği iş alanlarında çalışan beklentilerini karşılamak için de farklı ve özel süreçler olması gerektiğine dikkat çeken konuşmacılar, bunu gerçekleştirebilmek için hayata geçirdikleri süreç ve uygulamalara yer verdiler.

Zirvede, DBE Davranış Bilimleri Enstitüsü Kurumsal Gelişim Merkezi Proje Yöneticisi ve Eğitmeni, Koç ve Uzman Psikolog Burcu Çanacık ‘Çalışan bağlılığı ve çalışan mutluluğunun kaynağı X ve Y kuşakları arasında farklılaşıyor mu?’ başlıklı konuşmasıyla ilgi toplayan isimlerden biri oldu. Türkiye’den ve dünyadan araştırma sonuçlarıyla farklılığın etkisini irdeleyen Çanacık, beklenti farklılıklarının bağlılığı nasıl etkilediğini anlattı. Bu iki kuşağın iş hayatını değişik açılardan değerlendirdiklerini ve bu nedenle farklı yönetim ve etik biçimlerini benimsediklerinin altını çizen Burcu Çanacık şirketlerin çalışanlarıyla olan mevcut ilişkilerini çalışanlarını işyerinde tutacak şekilde gözden geçirmesi ve yapılandırması için farklı süreç ve stratejileri paylaştı.

Zirvede söz alan yöneticilerden biri de ‘Şirketlerde yeni bir pozisyon: Mutluluk Müdürü’ başlıklı konuşmasıyla Defacto İnsan Kaynakları Direktörü Oğuz Erdoğan oldu. Oturumda özellikle Defacto olarak hayata geçirdikleri ve başarıyı yakaladıkları uygulamaları paylaşan Erdoğan bu başarıları çalışanlara teşekkür etmek için bir fırsat olarak gördüklerini ifade etti. Şirkette mutluluk departmanı oluşturduklarını ve bir mutluluk ölçekleri olduğunu belirten Oğuz Erdoğan, çalışan bağlılığının ve yüksek performansın ancak mutlu çalışan ile mümkün olabileceğinin altını çizdi. Erdoğan, konuşmasında çalışan bağlılığı ile kurum kültürü arasındaki entegrasyonun oluşturulmasında İK’nın rolü üzerine de yorumlarda bulunurken yönetimin de bu oluşumda krtik bir rol oynaması gerektiğine değindi.

Enocta Müşteri İlişkileri Yönetimi Müdürü İdil Denizciler Dinç ‘Çalışan bağlılığı yaratmada gelişim ve paylaşım’ başlıklı konuşmasıyla katılımcıların karşısındaydı. Yeni jenerasyonların iş hayatına girmesiyle birlikte çalışan beklentilerinde de değişiklikler meydana geldiğini ifade eden Dinç, özellikle yeni neslin kişisel gelişim ve kariyer beklentilerinin çalışan bağlılığını etkileyen en kritik faktörler olduğunun altını çizdi. İdil Denizciler Dinç, çalışanların sosyal öğrenme ve paylaşım, her an online olma, her yerden öğrenme ve yeni nesil öğrenme araçlarını kullanma konusunda ısrarcı olduğunu ve organizasyonlarında bu süreçlere dair yapılandırılmış yeni sistemler kurması gerektiğine vurgu yaptı. Enocta olarak geliştirdikleri yeni öğrenme araçlara ve yaklaşımlara değinen Dinç, çalışan bağlılığı için artık kişiselleştirilmiş eğitim süreçlerini hayata geçirmemiz gerekiyor diyerek bağlılık ve eğitim arasındaki ilişkiye dikkat çekti.

Zirvede söz alan Prof. Dr. Acar Baltaş, çalışan bağlılığını artırmak için “Klasik sonuçları tartışılmaya açık çalışan bağlılığı araştırmaları yerine, değerler dayalı yönetim anlayışı ile birlikte değerler hiyerarşisini hayata geçirmek gerekir.” dedi ve sözlerine şöyle devam etti: “Yürekten adanma fazladan çaba göstermeye istekli olmaktır. Bunun için kurumun varlık sebebine, hedeflerine ve değerlerine inanmak gerekir. Bu özelliğe sahip çalışanlar, anlam duygusu yaşarlar ve kurumlarıyla gurur duyarlar. Değer sistemi oluşturmanın ilk adımı kurum ve çalışanların değer ve davranış durumlarının ölçümlenmesidir. Bu ölçümleme kurumların beklenen ve arzu edilen değerlerin ve davranışların hayata geçirilmesinde büyük rol oynar. Paylaşılan değerler güven oluşturur ve bunun sonucunda da ortak paydada birleşen bir topluluğun medyana gelmesi mümkün olur. Değerler kurum içindeki her bireyin sorumlu bir özgürlük anlayışı içinde işini yapabileceği bir çerçeve sunar ve böylece çalışan hayattaki varlık amacıyla yaptığı iş arasında bir köprü kurabilir ve anlam duygusu yaşar. “

Zirvenin kapanışı HRdergi Genel Müdür Yardımcısı Ülgen Özmen Kuru’nun moderatörlüğünü üstlendiği ‘Çalışan bağlılığı yaratmada yöneticilerin rolü’ konulu panel ile gerçekleşti. Konuşmacı olarak Ritz-Carlton İstanbul İK Direktörü Sevtap Tuncer, Pfizer Türkiye İK Müdürü Özgür Koyuncu ve Avea Yetenek Yönetimi Müdürü Canan Arıcan’ın paylaşımda bulunduğu panelde İK ve yöneticilerin çalışan bağlılığındaki önemi tartışıldı. Liderliğin, insan odaklı yönetimin ve stratejik yaklaşımın çalışanlarla organizasyon arasındaki aidiyet duygusu ve bağlılığı nasıl etkilediğini konuşan panelistler yüksek bir performans ve bağlılık için tepe yönetimin ve İK’nın kurum kültürünü ve işveren markasını doğru yöneterek bunlara özgü çalışan bağlılığı süreçlerini hayata geçirmeleri gerektiği konusunda aktarımda bulundular.

 

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)