“Küresel durgunluk İK profesyonelleri için hem mücadele, hem fırsat sunuyor”


HRDERGİ: Bu yıl SHRM’in yıllık konferansında yaptığınız konuşma sırasında İK profesyonellerine ilginç bir öneride bulundunuz: “Lütfen masada bir yer istemekten vazgeçin!” İK profesyonellerinin neden bunu yapması gerektiğini düşündüğünüzü açıklar mısınız?

SUE R. MEISINGER:
İK profesyonellerinin masada bir yer istemeyi bırakmasını istiyorum çünkü bu, izin gerektiren bir şey değildir. İK profesyonelleri, stratejik tartışmalara gerçekten katkıda bulunacak (katma değer sağlayacak) kadar yetkin hale gelerek, basit bir biçimde masadaki haklı yerlerini savunabilir. Masaya davet edilmediklerinden şikayet etmekle zaman kaybeden İK profesyonelleri, bunun yerine yetkinliklerini artırmak ve işin kendisini öğrenmek için zaman harcamalıdır.

HRDERGİ: On yıllardır İK mesleği ile ilgilenen bir isim olarak, İK profesyonellerinin oynadığı rolün gelişimi konusundaki fikirlerinizi paylaşır mısınız?

S. R. M.:
Hızlı değişim ve küreselleşmenin yarattığı mücadelelerle birlikte mesleğe yönelik talep de artıyor. Neyse ki, yeni teknolojiler sayesinde İK idari işler ile evrak işlerine daha az zaman harcayabiliyor.

Meslekte, iki rolün geliştiğini görüyorum: Risk yönetmekten sorumlu İK mesleği (çalışanlara uygulanan tüm yasal düzenlemelere uygunluğun garanti altına alınması) ve organizasyonun yetenek stratejilerini tasarlamak ve uygulamaktan sorumlu olan İK mesleği… Bu rollerin her biri işin başarısı için kritiktir ve İK profesyonellerinin her ikisini de anlaması gerekir.

HRDERGİ: Sizce İK profesyonellerinin 2009’daki öncelikleri neler olmalı?

S. R. M.:
Giderek büyüyen küresel durgunluk, meslek için hem gerçek mücadele alanları, hem de fırsatlar sunuyor. İK profesyonelleri ekonominin sektörleri üzerindeki kısa ve uzun vadeli etkisini anlamak konusunda uyanık olmalı, yetenek kazanım ve elde tutma stratejilerini gözden geçirmeli. Şunu anlamaları gerek: İşgücü ile ilgili aldıkları kısa vadeli kararlar, ekonomi iyiye döndüğünde işleri için uzun vadeli dezavantaj yaratabilir. Bu nedenle kuruluşun, iyileşme dönemine kadar ayakta kalmasına yardımcı olacak stratejiler geliştirilmeli.

İK profesyonelleri belirsiz ekonomik dönemlerde ayrıca organizasyon içindeki stratejik iletişime de daha fazla zaman ayırarak, mümkün olduğu kadar çok bilginin (hem iyi hem de kötü haberlerin) işgücü ile paylaşıldığından emin olmalı. Bu sadece çalışanların belirsiz bir geleceğe daha iyi hazırlanmasına yardımcı olmaz, bilgi eksikliğinin yarattığı boşluğun hatalı ve coşkulu dedikodularla doldurulmasının sonucunda oluşan verimlilik kaybını da azaltır.

HRDERGİ: İK’nin ekonomik kriz dönemlerinde oynaması gereken rol nedir? Bu dönemlerde liderler nasıl liderlik yapmalıdır?

S.R.M.:
İK, krizin bir sonucu olarak ortaya çıkan değişikliklerle şirketin savaşmasında kritik rol oynamak zorundadır. İK’nın, yapılan tüm eleman kesintilerinin kesinlikle gerekli olduğunu, bunun stratejik ve insani bir şekilde yapıldığını garanti altına almaya yardım etmesi gerekir. Bu arada geride kalan çalışanların odak noktasını ve verimliliğini korumasına yardım etmesi de şarttır.

Ben, kriz dönemlerinde ticari liderlerin sorumluluğu ve görevinin bilgiler konusunda mümkün olduğunca şeffaf ve doğru olması gerektiğine inanıyorum. Çalışanlar etrafta olan bitenlerin farkındadır ve kendilerine yetişkin gibi davranılmasını ister. Liderler, bilgilerin çalışanları mutsuz edeceğini düşündüğü ya da bu haberleri vermenin zor olduğuna inandığı için bunların kendilerinden saklanmasını istemez. İK, liderlerin bunu anlamasına yardım etmelidir.

HRDERGİ: Son soru: 14’üncü İK Zirvesi’nde katılımcılarla hangi mesajları paylaşmayı planlıyorsunuz?

S. R. M.:
Mesleğin geleceği konusundaki heyecanımı paylaşmayı, farkında olunması gereken bazı eğilimlere dikkat çekmeyi umut ediyorum. İK’nın diğer organizasyonlarda nasıl stratejik katkılarda bulunduğuna yönelik bazı örnekler vereceğim. Katılımcıların oturumdan, işyerlerinde her gün oynadıkları kritik rol konusunda yeniden enerji kazanmış olarak ayrılmasını umut ediyorum.

“BÜYÜLEYİCİ BİR KARİYER İLE KUTSANDIM”

SHRM (Society for Human Resources Management) İnsan Kaynakları Yönetimi Derneği’nin eski Başkanı ve CEO’su olan Meisinger’a, kişisel kariyerinin kilometre taşlarını sorduğumuzda, sözlerine “Büyüleyici bir kariyer ile kutsandım” diyerek başlıyor.

Meisinger, 20 yıl önce SHRM’e katılmadan önce, Başkan Reagan tarafından ABD Çalışma Bakanlığı’nda Çalışma Standartları Kurumu için Müsteşar Vekili olarak atandı. “Bu görevimde 4 binin üzerinde çalışan, 3 milyar dolardan fazla bütçe ve 90’ı aşkın federal kanun ve yönetmeliğin idaresinden sorumluydum” diyen Meisinger, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bu sayede hükümet ve uygulama sürecinin operasyonunu mükemmel biçimde anladım”.

Bu görevin ardından hükümet ilişkileri fonksiyonuna liderlik etmek üzere SHRM’e katılan Meisinger’in sorumlulukları, 2002’de Başkan ve CEO olmasına kadar ilerledi: “1987 yılında göreve başladığımda organizasyonun 44 bin üyesi vardı, geçen yıl emekli olduğumda ise 125 ülkede 250 binden fazla üyeye ulaştık. Kariyerim boyunca dünyanın dört bir yanına yolculuk yapma şansı buldum ve dünyanın her yerindeki İK profesyonellerinin karşı karşıya kaldığı mücadelelerin benzer olduğunu ilk elden öğrendim”.

SHRM’in geliri, Meisinger’in liderliği altında 66 milyon dolardan 110 milyon doların üzerine, yeni varlıkları 66 milyon dolardan 150 milyon dolara çıktı.

SHRM ayrıca Washingtonian Dergisi tarafından Washington D.C. Bölgesi’nde 2003 yılında “Çalışılacak En İyi 50 Yer”den biri olarak tanındı.

Daha önce 1999’dan 2002’ye kadar SHRM Başkan Yardımcısı ve Operasyonlardan Sorumlu Müdür görevini yürüten Meisinger, aynı zamanda 1997–1999 arasında ikinci başkan ve 1987–1997 arasında Hükümet ve Kamu İşleri Başkan Yardımcısı olarak da görev yaptı. Ayrıca Washington D.C’ deki “Birleşik İnşaatçılar ve Müteahhitler” için özel yasal danışman olarak hizmet verdi.

Bir SHRM kuruluşu olan “The Human Resource Certification Institute” (HRCI) yönetim kurulu üyesi olarak hizmet verdi.

Bireylerde ve kurumlarda etik uygulamaları teşvik etmeye adanmış kar amacı gütmeyen Etik Kaynak Merkezi’nde 2001–2007 arasında yönetim kurulu üyesiydi. SHRM adına hareket ederek, kamu politikasının şekillendirilmesinde aktif bir rol aldı. “21. Yüzyıl İşgücü” hakkında başkanın konseyinde işyerinin geleceği hakkındaki bakanlık komitesinde hizmet etmek için ABD Çalışma Bakanlığı tarafından atanan on üç üyeden biriydi.

Meisinger, eski SHRM Başkanı ve CEO’su Mike Losey ve Michigan Üniversitesi ticaret okulu profesörü David Ulrich ile birlikte 2005 yılında John Wiley & Sons tarafından basılan “İnsan Kaynakları Yönetiminin Geleceği” kitabının ortak yazarlığı ve editörlüğünü yaptı.

Meisinger, Mary Washington Collage’dan lisans ve George Washington Üniversitesi’nden hukuk derecesine sahip…

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)