KONE, sadece kentsel yaşamın akışını değil çalışanlarını da geliştiriyor
--- BU BİR ADVERTORIAL'DIR ---
Sektörde bir ilke imza atarak Great Place to Work sertifikası alan ilk asansör ve yürüyen merdiven firması oldu. Çalışan Memnuniyeti Anketi sonuçlarına göre çalışan bağlılığında SEMA Bölgesi’nde de ödüle layık görüldü. KONE Türkiye’nin başarısı tesadüfi değil: İnsan Kaynakları Direktörü Ayça Şenkan, “Bugüne kadar çalışanlarımızın mutluluğu için yaptığımız uygulamalar ile sektörümüze de örnek olmaya çalışıyoruz. Aldığımız ödüller de hem doğru yolda olduğumuzu gösteriyor hem de bizi daha iyi şeyler yapmak için motive ediyor” diyor.
Öncelikle, bize kısaca KONE hakkında bilgi verir misiniz? Nasıl bir İK yapılanmanız var? Toplam kaç kişilik çalışan grubu için hizmet üretiyorsunuz?
KONE, 110 yıl önce Finlandiya’da kuruldu ve günümüzde 120’den fazla ülkede 60 binden fazla çalışan ile asansör ve yürüyen merdiven sektöründe faaliyet gösteriyor. KONE olarak misyonumuz, kentsel yaşamın akışını geliştirmek... Asansör ve yürüyen merdiven sektöründe global bir lider olarak, daha etkin İnsan Akışı (People Flow®) sayesinde, insanların daha yüksek ve daha akıllı binalardaki hareketlerini güvenli ve konforlu hale getiriyoruz.
Tüm dünyadaki ortaklarımız ve müşterilerimizle birlikte, şehirlerin daha yaşanabilir hale gelmesine katkıda bulunuyoruz.
Yeni binalara asansör montajı, faaliyetteki asansörlere ise yönetmelikler gereği servis bakımı ve ihtiyaç halinde modernizasyonlar yapıyoruz. KONE Türkiye olarak 550 çalışanımız ile müşterilerimize ve paydaşlarımıza hizmet veriyoruz. Kurulduğu günden bu yana birçok yeniliğe öncülük eden KONE, hem yerli hem yabancı müşterilerini merkezinde tutarak İnsan Kaynakları yapılanmasıyla da bu yaklaşıma destek veriyor. Ülke İnsan Kaynakları ve Uzmanlık Merkezleri olarak iç içe çalışıyoruz. İşe Alım, Eğitim ve Gelişim, Performans ve Ödüllendirme gibi uzmanlık merkezlerimiz bizim bu alanlarda en iyiyi yapmamıza yardımcı olurken, Ülke İnsan Kaynakları stratejimize odaklanarak KONE’nin katma değerini daha da arttıran hizmetler ve destekler de sağlıyor.
Sektörde bir ilke imza atarak Great Place to Work sertifikası alan ilk asansör ve yürüyen merdiven firması oldunuz. Bu başarıyı hangi temel faktörlere bağlıyorsunuz?
KONE'de çalışanlarımızın üretiminden son kullanıcılarımızın kulla- nımını da kapsayan sürece kadar güvenlik, kalite ve değerlerimize bağlı kalmak marka stratejimizin temelini oluşturuyor. Bunlar hiçbir şekilde taviz vermeyeceğimiz 3 temel prensibimiz. Güvenlikte çalışanlarımız için mottomuz “Her Gün Eve Güvenle Dönün”. Örneğin bizde tüm yurt içi ve yurt dışı sunumları güvenlik bilgileri ile başlar.
Kalitemizi sürdürülebilir kılabilmek için tüm çalışanlarımız sık sık hem ürünlerimiz hem de servislerimiz ile ilgili mesleki eğitimlere katılır. Bunun yanında, KONE Elçileri programımız sayesinde de müşterilerimiz ve paydaşlarımızla kurduğumuz iletişimi global standartlara taşıyoruz. Davranışlarımızı yönlendiren değerlerimiz ise birbirimize, çevreye ve paydaşlarımıza verdiğimiz önemden, yakın işbirliğinden ve cesaretle attığımız adımlardan oluşuyor.
KONE’nin 5 ana kurum stratejisinin başında “Çalışmak için çok iyi bir şirket” statüsünde olabilmek yer alıyor. Çünkü biz mutlu çalışanların mutlu müşteriler yaratacağına inanıyoruz. Her 2 yılda bir çalışan menuniyetini ölçümlediğimiz anketler yapıyor ve sonuçlarını objektif bir şekilde değerlendirerek gelişim aksiyonları alıyoruz. Örneğin 2020’de yapılan ankette KONE Türkiye, bağlı bulunduğu Güney Avrupa, Orta Doğu ve Afrika böl- gelerindeki şirketlere göre çalışan memnuniyeti ve kuruma olan bağlılık açısından en yüksek puanı alan şirket oldu.
2020 yılında ilk kez katıldığımız GPTW sertifikasyon programında, KONE Türkiye olarak GPTW serifikasına hak kazanmamız bizleri çok mutlu etti. Daha iyi bir şirket olma yolunda çalışanlarımızın görüşleri ve geri bildirimleri bizim için son derece önemli. Bugüne kadar çalışanlarımızın mutluluğu için yaptığımız uygulamalar ile sektörümüze de örnek olmaya çalışıyoruz. Aldığımız ödüller de hem doğru yolda olduğumuzu gösteriyor hem de bizi daha iyi şeyler yapmak için motive ediyor.
2020 yılı Çalışan Memnuniyeti Anketi sonuçlarına göre çalışan bağlılığında KONE Türkiye olarak SEMA Bölgesi’nde de ödüle layık görüldünüz. Bağlılık konusunda hangi çalışmalara imza atıyorsunuz?
Stratejik hedeflerimizden biri, çalışmak için harika bir iş yeri olmak. Bu konuda ne kadar başarılı olduğumuzu bilmek adına çalışanlarımızın geri bildirimlerine ihtiyacımız var. Çalışma ortamının nasıl bulunduğunu ve gelişmek, başarılı olmak için çalışanlarımızı nelerin motive ettiğini anlamak istiyoruz. Bu amaçla global olarak yayınlanan çalışan anketimizin sonuçlarını tüm organizasyon ile şeffaf bir şekilde paylaşıyor, gelişim alanlarımızı belirlerken aksiyon planlarımızı yine çalışanlarımızla birlikte hayata geçiriyoruz. Bu süreçte tüm KONE çalışanları “Çalışmak için çok iyi bir iş yeri” hedefimizde bizimle birlikte aktif olarak yer alıyor. Anket sonuçlarını çok ciddiye alıyor ve aksiyonlarımızı çalışanlarımızla birlikte karar vererek hayata geçirirken; aslında “Birlikte Oluşturma Kültürü” yaratıyoruz.
Bence yaşadığımız pandemi süreci çalışanlar ile şirketler arasındaki bağların test edilebildiği bir dönem oldu. Bu zorlu süreçte çalışanlarımıza hissettirdiğimiz liderlik, güven, zamanında ve doğru iletişim ile “birlikteyiz duygusu” gibi kavramlar, onlarla daha da güçlü bağlar kurmamızı sağladı. Yine bu zorlu dönemde çalışanlarımıza sadece kendilerinin değerli olduğunu değil, ailelerinin de bizler için çok önemli olduğunu hissettirebilme fırsatımız oldu.
“Çeşitlilik”, “dahil etme” ve “yetkilendirme” kavramları günümüzde özellikle üzerinde çalıştığımız önceliklerimiz. Paydaşlarımızla birlikte yürüttüğümüz, sektörümüzdeki kadın çalışan sayısını arttırma amaçlı çalışmalarımız hızla devam ediyor. Örneğin şu anda 2 kadın teknisyenimiz asansör bakımı yapıyor. Meslek liseleri ve meslek yüksek okulları ile yaptığımız işbirlikleri sayesinde kadın teknisyen sayımızı daha da arttırmayı hedefliyoruz. Yine sektörümüzde bir ilke daha imza atarak Esnek Yan Haklar programını hayata geçiriyoruz. Bu anlamda çalışanlarımızın kendi ihtiyaç ve isteklerine göre yan haklarını şekillendirebilecekleri bir platform yaratacağız.
Bu dönemde, İK cephesinde son derece sıcak bir konu olan dijital dönüşüm konusunda yaptığınız temel çalışmaları aktarır mısınız?
Sektörümüz mühendislik bilimi üzerine kurulduğundan, KONE’de hemen hemen her şey ölçülebilir şekilde kurgulanmış durumda. Dijitalleşme İK’da iş yapış biçimimizden işe alım süreçlerimize, performans ve yetenek değerlendirme süreçlerimize kadar her konu başlığında hayatımıza girdi. 2021 itibari ile tüm eğitim sürecimizi de dijitale taşıyor ve ölçümlerimizi daha teknolojik yapmayı hedefliyoruz.
Çalışanlarımıza sınıf eğitimleri ve uluslararası online eğitimlerin yanı sıra Netflix formatında geliştirilmiş sesli kitap, video, kitap özeti ve online kurs gibi eğitim seçenekleri sunan geniş bir kişisel gelişim portalı sunacağız. Yine iç iletişim kaynaklarımızdan biri olan Yammer uygulaması ile birbirimizden öğrenmeye de devam ediyoruz.
Kendimizi daha da yukarıya çıkarabilmek amacıyla dijital dönüşüme hızlı ayak uydurabilen ve dijital çevikliğe sahip yetenekleri aramıza katmaya da özen gösteriyoruz.
Önümüzdeki dönemde İK yönetimine yönelik ne tür değişimler öngörüyorsunuz?
Önümüzdeki dönemde insan kaynağımız yani çalışanlarımız başarımızın temelini oluşturmaya devam edecek. Ofislerde çalışma şekillerimiz değişecek. Mesai döneminin pandemi bittikten sonra da esnek hale geleceğini düşünüyorum. Çünkü şirketler ve personelleri pandemi döneminde teknolojik donanımlarını daha da artırarak uzaktan da çalışabilmeyi öğrendi. Çeşitlilik, dahil etme ve yetkilendirme kavramları şirketlerin İK politikalarının içine hızlıca girerek, işe alımdan yetenek yönetimine tüm süreçlerde iş yapış biçimimizin temel taşlarını oluşturacak. Bununla beraber, dijital yetkinlik her pozisyon için olmazsa olmazların başında gelecek. Sürdürülebilirlik hayatımızın her alanında, her yaptığımız işte başrol oynayacak.