İşsizlik Sigortası ve Uygulaması


İşsizlik Sigortasının Amacı

İşsizlik sigortasının iki temel amacı bulunmaktadır. Bunlardan ilki, kişiye işsiz kaldığı dönemlerde ekonomik güvence sağlamaktır. Bu ekonomik güvencenin yasadaki adı “işsizlik ödeneği”dir. Yasanın ikinci amacı ise, sigortalıya yasada öngörülen hizmetlerin sunulmasıdır. Örneğin, sigortalıya yeni bir iş bulunması veya sigortalının meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimine tutulması gibi... Bu güvence, sigortalının daha eğitimli hale getirilerek daha kolay ve iyi koşullarda iş bulmasına yardımcı olmayı amaçlamaktadır.

Kimler İşsizlik Sigortasından Yararlanacaktır?

Kuşkusuz işini her kaybeden kişi işsizlik sigortasından yararlanamayacaktır. Bunun sınırları yasayla tanımlanmıştır. İşsizlik sigortasından yararlanacak kişileri şöyle sıralayabiliriz.

• 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasasının 2. maddesine göre, “bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar.” Örneğin fabrikada çalışan işçiler...

• 506 sayılı Yasanın geçici 20. maddesinde yer alan sandıklara tabi olarak çalışanlar. Örneğin İş Bankası Emekli Sandığına tabi olarak çalışanlar...

• Karşılıklılık ilkesine tabi olarak, Türkiye’de sigortalı olarak çalışan yabancı işçiler.

Bu çerçevede,

• Tarım işçileri
• Bir hizmet sözleşmesine bağlı olmayarak kendi işlerinde çalışanlar
• Devlet memurları
• Genel kadınlar
• El halıcılığı dokuma işlerinde çalışanlar
• Bağ-Kur’lular
İşsizlik sigortasından yararlanamamaktadırlar.

İş-Kur, İşsiz Sigortalılara Hangi Hizmetleri Sunacak?

İşsizlik sigortası, yaşlılık - hastalık – iş kazası – meslek hastalığı sigortalarında olduğu gibi, zorunlu bir sosyal sigorta dalıdır. Yukarıda da değinildiği gibi, kişi işsiz kaldığında, işsizlik sigortasından ilk talep edeceği işsizlik ödeneğidir. Ancak kişi, işsizlik ödeneğini almakla birlikte, İş-Kur kendisine başka katkılarda da bulunmak zorundadır. Bunları kısaca şöyle sıralayabiliriz.

• İşsiz sigortalının hastalık ve analık sigortası primlerinin ödenmek. Böylece işsiz sigortalı ve onun bakmakla yükümlü olduğu diğer aile bireyleri sağlık sigortası güvencesine alınmaktadırlar. Ayrıca, işsiz sigortalı erkeğin, sigortasız eşinin analığı halinde de sosyal sigorta yardımlarının sürekliliği sağlanmaktadır.

• Yeni iş bulmak. Bu çabayı Türkiye İş Kurumu gösterecektir.

• Meslek geliştirme, edindirme ve yetiştirme eğitimi vermek. Bu konudaki çalışmaları da İş-Kur yapacaktır. İşsiz sigortalıyı çalışma yaşamına kazandırmak, onun daha iyi koşullarda iş sahibi olmasını sağlamak amacıyla işsiz sigortalıları eğitecektir.

Türkiye’deki Uygulama ile Diğer Ülkelerdeki Uygulamalar Arasında Fark var mıdır?

İşsizlik sigortasının genel ilkeleri, 102 sayılı İLO sözleşmesinde belirlenmiştir. Dolayısıyla, bu uluslararası sözleşmeyi imzalamış olan bütün ülkelerde işsizlik sigortası uygulamasında bir paralellik söz konusudur. Farklılıklar daha çok ülkelerin gelişme düzeyine bağlı olarak ortaya çıkmaktadır. Örneğin, kişi başına gelir düzeyinin yüksek olduğu ülkelerde işsizlik ödeneği Türkiye uygulamasına göre oldukça yüksektir. Aynı şekilde işsizlik ödeneğinden yararlanma koşulları ve işsizlik ödeneğini alma süresi de ülkeler arasında farklılıklar göstermektedir. Burada temel ilke, ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullar ve sosyal güvenlik ağının yaygınlığıdır. Kuşkusuz, sosyal devlet olmanın getirdiği anlayış da sistemden yararlanmada farklılıklar yaratmaktadır.

Kişi İşsizlik Sigortasından Hiç Yararlanmadığı İçin, Emekliliğinde İşsizlik Sigortası Primlerini Geri İsteyebilir mi?

Yukarıda da değinildiği gibi, işsizlik sigortası zorunlu bir sosyal sigorta dalıdır. Toplumsal dayanışmanın bir gereği olarak uygulama alanı bulmaktadır. Dolayısıyla kişi tüm çalışma yaşamı boyunca bu sigorta dalından yararlanmasa dahi, prim ödemek zorundadır. Emekliliğinde ise ödediği bu primleri geri isteyemez. Bu uygulama, işsizlik sigortası uygulamasına geçen tüm ülkelerde ortak bir kuraldır.

İşsizlik Ödeneği Miktarı ne Kadardır?

Günlük işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük ortalama net kazancının yüzde ellisidir. Ancak bu tutar hiçbir zaman asgari ücretin net tutarını geçemez.

İşsizlik Ödeneğinden Yararlanmanın Koşulları ve Süresi Nedir?

Kişinin işsiz kalması halinde, işsizlik sigortasından yararlanabilmesi için asgari belli bir süre prim ödemesi gerekmektedir. Bunun için, kişinin işsiz kaldığı tarihten önceki son 120 gün içinde prim ödeyerek sürekli çalışması ve son üç yıl içinde;

• 600 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan işsizlere 180 gün,
• 900 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan işsizlere 240 gün,
• 1080 gün sigortalı olarak çalışıp işsizlik sigortası primi ödemiş olan işsizlere 300 gün,
süre ile işsizlik ödeneği verilecektir.

Kişinin İşsizlik Ödeneğinden Yararlanması İçin İşveren ne Yapacaktır?

İşveren, hizmet sözleşmesi sona eren işsiz sigortalı hakkında, sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren 15 gün içinde üç örnek “işten ayrılma bildirgesi” düzenleyecektir. Bu süre içinde işten ayrılma bildirgesinin bir örneğini İş-Kur müdürlüğüne gönderecek, bir örneğini sigortalı işsize verecek son örneğini de işyerinde saklayacaktır. Bu yükümlülüğü zamanında yerine getirmeyen işveren hakkında asgari ücretin iki katı tutarında idari para cezası uygulanacaktır.

İşsizlik Ödeneğinden Yararlanmak İçin İşsiz Sigortalı Neler Yapacaktır?

İşsiz sigortalı işverenden aldığı, işten ayrılma bildirgesi ile birlikte, işyerinin bağlı bulunduğu yerdeki İŞ-KUR müdürlüğüne (işsiz kaldığı tarihten itibaren en geç 30 gün içinde), başvuracaktır. Bu başvuruyu bizzat kendisi bir “talep dilekçesi” ile yapacaktır. Bu başvuru sırasında “resmi kimlik belgesi” de bulunduracaktır.

Sigortalı işsiz, “mücbir sebep olmaksızın” 30 gün içinde ilgili İş-Kur müdürlüğüne başvurmazsa, başvuruda gecikilen süre işsizlik ödeneği almaya hak kazanılan toplam süreden düşülecektir. Bu açıdan sigortalıların duyarlı olmaları gerekmektedir.

Sonuç

İşsizlik sigortası, sosyal güvenlik sistemimiz içinde oldukça yeni bir uygulama. Zaman içinde sistem oturacak ve daha verimli bir sigorta dalı ortaya çıkacaktır. Ancak bugün için bu sigorta dalının, işsizlere verdiği maddi katkının pek de yeterli olmadığı açıktır. Daha sağlıklı aktüerya çalışmaları ile birlikte, sistemin verimliliği sigortalı açısında ortaya çıkabilecektir.

Kemal KILIÇDAROĞLU – Eski SSK Genel Müdürü





Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)