İş Ahlakı Öğretilebilir mi?


Neyin doğru ve yanlış olduğundan çok, belirli ortak kavramlar ve sorumluluklar, gerek sektörlerarası gerekse şirketlerarası herhangi bir yazılı anlaşma olmaksızın karşılıklı olarak kabul edilmiştir hep. Bu sorumluluklar, içinde bulunan topluma ve çevreye karşı duyarlılığın bir göstergesidir. Bunun nedeni ise, genel olarak ele alındığında, organizasyonların tek sosyal sorumluluklarının ne olursa olsun, kaynakları değerlendirip biraraya getirerek uzun vadede kar elde etmek ve oyunu kurallarına göre oynayarak, serbest ama hilesiz rekabetle ayakta kalabilmektir. Bazı organizasyonlar kar amaçlı olduklarını inkar etmemekle birlikte çalışanlarına, topluma ve çevreye karşı duyarlı olduklarını da göstermeye çalışmaktadırlar. Örneğin; gelirlerinin bir kısmını yardım kuruluşlarına bağışlamak, çevreyi kirletmemek için filtre kullanmak, çalışanlarının güvenliğini ön planda tuttuklarını göstermek gibi...

İster departmanlararası olarak düşünelim, ister bir bütün olarak, iş ahlakı aslında hep var olan ama soyut bir kavramdır. Soyuttur çünkü yasal bir yükümlülük taşımadığı sürece ortada yazılı bir kural yoktur. Bir iş ortamına girildiğinde öncelikle organizasyonun yapısına daha sonra yavaş yavaş orada çalıştıkça işlerin işleyişine göre hareket etmeye başlarız. İş ortamında hergün birçok durumla yüzyüze gelmekteyiz. Bu durumlar, kimi zaman ister istemez doğruları, iş içindeki ve dışındaki kişileri etkileyen, işin amacına yönelik alınması gereken kararlardır. Bu kararlar doğrultusunda kimi zaman ilk bakışta iş ahlakına aykırı bir durum sözkonusu olsada koşulların elverdiği biçimde alınabilecek, o an için en doğru kararın da bazen daha farklı olamayacağı gözler önüne seriliyor. Ama ne olursa olsun bu kararları alırken çalışanların, toplumun ve çevrenin en az zarar görebileceği şekilde olması da şart tabii ki...

Özellikle konu İnsan Kaynakları olunca akla hemen çalışanların ve şirketin iş ahlakını ele alarak onlara karşı nasıl davranmaları gerektiği, daha doğrusu iş ortamında iş ahlakının sınırlarının nereye kadar uzandığı sorusu geliyor.

İşte, iş ahlakına karşı bazı kavramlar;

* Rüşvet bu kavram artık gün geçtikçe hele bazı ülkelerde ahlakın parçası halini almakta.
* Hırsızlık ki bu özellik şirketiçi gizli evrakların dışa sızdırılması anlamına geliyor.
* Kayırma bazı çalışanlar nedense kimi zaman diğerlerinden farklı tutulmakta.
* Ayırımcılık çalışanları din, renk, cinsiyet gibi özelliklere göre ayırma...
* Çalışan Hakları çalışanların varolan haklarını elinden alma...

Bu tür kavramları çoğaltmak mümkün. Hele şu an yaşamakta olduğumuz deprem felaketinden sonra, değil iş ahlakını, toplumsal ahlakımızı bir kez daha gözden geçirmemiz gerektiğine inanıyo rum. Herkesin son günlerde daha da duyarlı ve ahlaklı olması dileğiyle...

Hazırlayan: Gülçin BİRBEN

Kaynak: Just Business Business Ethics In Action, Elaine Sternberg

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)