İnsan Kaynakları Kalite Yönetimi Derneği
* Öncelikle derneğin kuruluşundan başlayalım. İKKAYÖDE’yi kurma fikri nasıl ortaya çıktı?
İnsan Kaynakları ve Kalite Yönetimi Derneği, 19 Haziran 2001 tarihinde 20 kurucu üyenin katkılarıyla kuruldu.
Derneğin ortaya çıkışının ardında, insan kaynakları uzmanlık programı yatıyor. Uzun zaman önce böyle bir derneğin kurulabileceğini, çünkü dünyada artık insan kaynakları uzman ya da yöneticilerinin yavaş yavaş daha çok ana proses’in içinde yer almaya başladığını farkettik. Bu noktada özellikle ISO 9000 ve 2000 versiyonu ile birlikte insan kaynakları misyonlarının daha ağır basmaya başlayacağını düşündük. O yüzden de insan kaynakları ve kalite misyonlarının birbirine yakınlaşması gerektiği fikrine inandık. Biraz da insan kaynakları yönetiminin etkinliğinin artması gerektiğini düşündük. İnsan kaynakları uzman ve yöneticilerinin proseslerin içinde bulunabilen, genel müdürün en yakın çalışma arkadaşlarından biri olması gerektiğine inandık. Bunu gerçekten yapamayan şirketlerde entellektüel sermayenin çok gelişmeyeceğini düşünüyoruz.
Kalite tarafına dönersek... Kurumlar bir dönem yalnızca kalite belgeleri ile tatmin oluyordu. Ancak kalite ve insan kaynakları kavramlarının daha bütünsel bir bakış açısıyla ele alınması gerektiğini düşünüyoruz. Yönetim felsefesi olmadan da insan kaynakları yönetiminin çok etkin olmayacağına inanıyoruz. Bütün bu düşünceler yola çıktık ve bu derneğin kurulmasına karar verdik.
En büyük ve uzun vadeli hedeflerimiz arasında ise uluslararası bir dernek olmak ve batıda örneklerini gördüğümüz bir enstitü haline gelmek yer alıyor.
* Vizyonunuz, misyon ve felsefenizden de söz eder misiniz?
Vizyon, misyon ve felsefemiz de aslında buradan hareket ederek yazılmış, birbiriyle uyumlu ve ilişki içinde... Misyonumuzu; sürekli gelişime ve değişime açık bir sivil toplum kurumu olarak kişilerin ve kurumların değişim, gelişim ve kurumsallaşma süreçlerinde felsefe, sistem ve entellektüel sermaye bilgisini katarak ulusal ve uluslararası tüm kurumlarla işbirliği yapmak ve bu sinerjiyi enerjiye dönüştürmek” olarak tanımlıyoruz. Vizyonumuz ise, “dünyadaki konjektürel gelişmeyi yakından takip ederek, çağdaş yönetim teknikleri ve evrensel bilgiler doğrultusunda insan kaynakları ve kalite yönetimine farklı yaklaşımlar getirerek üyelerin ve kurumların gelişimini sağlamak” olarak tanımlanabilir.
Bu arada en önemli misyonumuzun, üst yönetimle tüm çalışanları biraraya getirebilecek ortak paydaları bulabilmek olduğunu da söylemek isterim. Çünkü biz aynı zamanda dünyanın çok büyük bir kolektiviteye gittiğini görüyoruz. Bu kolektivitenin hem kişi, hem de kurumları kendi içinde kolektiviteye zorladığını düşünüyoruz. Ve bu kolektivitenin özellikle Türk çalışma hayatına derinlik ve kurumsal performans açısından çok büyük bir çıktı sağlayacağına inanıyoruz. Türkiye bu düşünceleri dikkate alırsa, çok yol alınacaktır.
Yola, kimseyle rekabet etmek için çıkmadığımızı da belirtmek isterim. Tam tersi, sektörü ayakta tutmak, daha etkin kılmak için çeşitli derneklerle ortak proje ve çalışmalar içine girmemiz gerektiğine inanıyoruz.
* Dernek kurulduğundan bugüne kadar geçen süre içinde hangi faaliyetlerde bulundunuz?
Öncelikle, ilk proje olarak Kocaeli Üniversitesi Gebze Meslek Yüksekokulu ile bir sanayi – üniversite işbirliği protokolü imzaladık. Üniversite ve derneğin verdiği işbirliği ile Türkiye’de ilk defa, iki yıllık bir insan kaynakları yönetimi ön lisans programı açıldı. Şu anda yaptığımız protokol çerçevesinde bu okulun ve Kocaeli Üniversitesi’nin tüm öğrencilerine bir şekilde eğitim bazında destek sağlamaya çalışıyoruz.. Oradan yetişen öğrencilere staj imkanı sağlıyoruz. Bunun yanında zaman zaman öğrencilerin vizynunu geliştirmek amacıyla çeşitli konferans ve eğitimler veriyoruz.
Bir diğer projemiz de, Öğrenci Geliştirme Projesi... Bu proje kapsamında Türkiye’nin dört bir yanındaki üniversite ve liselerde öğrencilerin iş hayatı ile farklı kavramlarla tanışmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bu anlamda ilk çalışmamızı Özel Ortadoğu Koleji ve Kocaeli Üniversitesi ile yaptık. Onlara da bu şekilde vizyon katmak istiyoruz. Bu anlamda çalışmalarımız sürecek.
Üçüncü projemiz, mart ayında gerçekleştirdiğimiz İşsizlik Sigortası Zirvesi idi. Ekim ayında gerçekleştirmeyi düşündüğümüz bir proje daha var: “Yönetsel Değişim Süreçlerinde KOBİ’ler” başlığı altında bir ya da iki günlük bir konferans düzenlemek istiyoruz. Bunun için de sponsor arayışı içindeyiz. KOBİ’lere dünya ile rekabet edebilecekleri bir entellektüel bakış açısı sağlamaya çalışacağız. Türkiye’nin şu anda bunlara çok ihtiyacı olduğunu düşünüyoruz.
* Üyelerinizden de söz eder misiniz?
Dernek üyelerimiz arasında Deutsche Telecom, AC Nielsen, HP, ABB Elektrik, Baydemirler Tekstil, Şahinler Holding ve Eresin Otelcilik ve Otomotiv gibi kurumlar yer alıyor. Şu anda yaklaşık 200 üyemiz bulunuyor.
Bu isimler çoğunlukla çeşitli şirketlerin insan kaynakları yönetici ve uzmanlarından oluşuyor. Bu kişiler aynı zamanda çeşitli şekillerde insan kaynakları uzmanlık programlarından geliyor.
Bizim derneğimiz akademik tabanlı bir dernek değil. Bizim derneğimiz uygulama ve uygulamacılara dayalı bir dernek. Ama aramızda Türkiye’nin en genç profesörlerinden sayılan, Kocaeli Üniversitesi İşletme Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ali Akdemir ve Gebze Meslek Yüksekokulu İnsan Kaynakları Bölüm Başkanı Harun Demirkaya da bulunuyor.
* Derneğinizdeki çalışma takımlardan da söz eder misiniz?
Biz çalışma takımları ile hareket ediyoruz. Bu noktada Başkan, bir anlamda kurumsal takım lideri gibi çalışıyor. Bir proje matrix şeklinde çalışıyor çalışma takımları... Beş tane çalışma takımımız var:
Eğitim ve Geliştirme Takımı
Üniversite ve Sanayi İşbirliği Takımı
Bilginin Yönetimi ve İletişim Takımı
Sosyal ve Kültürel Aktiviteler Takımı
İş ve Proje Geliştirme Takımı
Bu takımlar çapraz fonksiyonal ilişkiler çerçevesinde çalışıyor. Herkes bu takımlarda görev alabiliyor.
* Son olarak sektöre ilişkin görüş ve öngörülerinizi almak isteriz...
Geçen yıl yaşanan krizin, bazı şirketlerde yeniden yapılanma süreci olarak algılandığını gördük. Bu çerçevede insan kaynakları departmanlarının yöneticilerine çok iş düştü. Yapılan çalışmalar, alınan kararlar çoğunlukla en son noktada insan kaynakları departmanlarının önüne geldi. Bu açıdan biraz sıkıntılı bir dönemdi.
Fakat Türkiye’de birçok şeyin, özellikle de yönetimin uyumluluk anlamında olumlu bir değişiklik içinde olduğunu görüyoruz. Ekonominin de iyileşme sürecine girdiğine inanıyoruz. Bu nedenle dernek başkanı olarak geleceğin çok aydınlık olduğuna inanıyorum. Ve bu ülkenin önündeki engellerin çok azaldığını düşünüyorum.
Tüm bunlar; ekonomi ve siyaset yine insan kaynakları departmanlarını ilgilendiriyor. Bu nedenle bundan böyle insan kaynakları departmanlarına çok daha fazla önem verileceğine inanıyorum. Küreselleşke ile birlikte yeni vizyon ve yaklaşımlara ihtiyacımız olduğunu unutmadan, çıtayı yükseltmek adına çalışmalar yapmak zorunda olduğumuzu bilerek adımlarımızı buna göre atmalıyız.