Görüşme Teknikleri
İş görüşmelerinde yapmamız gereken doğrular
Denge Danışmanlık / İhsan Aykut
Geçen haftalarda kişisel danışmanlığını yaptığım genç bir arkadaşım iş hayatına bir tekstil fabrikasının planlama bölümünde eleman düzeyinde başladığını, birinci yılını doldurmadan özel bir bankanın MT programına katıldığını, bunu takiben bankada geçirdiği ikinci yılın sonunda artık kariyerini İnsan Kaynakları bölümlerinde gördüğünü söylüyordu.
Kayıp olarak geçen yaklaşık 4 yıl; Bu genç arkadaşımız gibi pek çok yeni üniversite mezunu tam olarak ne yönde uzmanlaşacaklarını bilmiyorlar. İş görüşmelerinde “çok sık iş değiştirdikleri” gerekçesiyle kadro dışı kalıyorlar. Kanımca başarılı olmak isteyen bir aday iş görüşmelerinde başarı sağlayabilmek için öncelikle kendini çok iyi tanımalıdır.
Bu nedenle İnsan Kaynaklarında deneyimli arkadaşlarınızla ya da sizi profesyonel gözlerle değerlendirebilecek aile dostlarınıza başvurarak, kendinizi, karakter özelliklerinizi, ne istediğinizi bilinçli olarak tanımlayın. Mümkünse bu verileri kişilik envanterinizi gösteren psikoteknik testlerle destekleyin.
Unutmayın ki, “Gideceği limanı bilmeyene hiçbir rüzgar yardım edemez.”
Ayrıca görüşme süresince konuşma oranı yüzde 65 - 70 ile sizde olacağından, neleri yapmanız nelerden faydalanmanız gerektiğini ipuçları şeklinde özetleyebilirim:
İPUCU 1: İmkanlarınız nispetinde sözkonusu “pozisyon” ile ilgili suni bir görüşme ortamı yaratın. Bunun için aile dostlarından veya tecrübeli arkadaşlarınızdan yardım talep edin. Sizinle görüşen kimsenin tanımadığınız bir insan olmasını ve gerçekçi sorular sormasını sağlayın.
İPUCU 2: Görüşmeden önce kendinize bir “Checklist” oluşturun. İşte size ufak bir örnek. Bunları yanınızda bulundurmayı unutmayın.
• Firma ile ilgili listeniz
• Görüşme kiminle ve bu kişinin pozisyonu ne?
• Saat kaçta, hangi adreste?
• Firmanın adı ve telefonları
• Pozisyon nedir hatırlayın / varsa ilan metnini çıkarın
• Kişisel listeniz
• Fotoğrafınız
• Diploma ve sertifikanız
• CV örneğiniz (birer nüsha da sizi refere edeceklere verin.)
İPUCU 3: Görüşmenizi beklerken konuşulanlara kulak kabartın, bu konuşmalar size kurum kültürü ve çalışma ortamı ile ilgili çok önemli ipuçları verecektir.
İşte kurumun muhtemel geleceği ve kurum kültürüne birkaç örnek,
• “yarın yeni ürünümüz piyasaya sürülüyor”
• Şirket son satışlardan zarar etti
• Şirketimiz X firma ile birleşmesi kesinleşti
• Ya da şöyle bir etrafa bakın, ofis ortamı odalardan mı oluşmuştur, yoksa açık ofis sistemi mi hakimdir?
• Şirketin yaş ortalaması sizce nasıl gözüküyor?
İPUCU 4: Görüşmecinizle gözgöze geldiğiniz andan itibaren hayatınızın en önemli 15 saniyesi başlamış demektir.
• Bu süre içinde beden dilinizi çok iyi kullanın
• Sağlıklı ve rahat bir göz teması kurun
• Doğal bir şekilde el sıkışın
• Gülümseyin
• Görüşmeye arkadaş, akraba getirmeyin
• Teklif edilirse ikram reddetmeyin
İPUCU 5: Görüşme süresince not almak için görüşmecinizden izin isteyin.
Eğer elinizde yoksa hemen şimdiden kendinize elektronik veya manuel bir organizer edinin. Zaten tüm görüşmelerinizde ve iş hayatınızda kullanacaksınız.
İPUCU 6: Merak etmeyin, stres görüşmeler çoktan tarihe karıştı. Artık herşey iyi niyet ve içtenlikle çözülüyor. Ancak tehlike devam ediyor. Bu nedenle aşırı gevşemeyin, kişisel disiplininizi bozmayın.
İPUCU 7: Yapılan araştırmalar, iyi giyimli, bakımlı, kısaca kendine özen gösteren adayların daha başlangıçta pozitif bir önyargı oluşturduğunu gösteriyor.
İPUCU 8: Aşağıdaki sorulara şimdiden hazır olun. Ama bu pozisyonlarla ilgili hiçbir tecrübeniz yok?
• Hiç tecrübeniz yoksa bile staj döneminde kazandığınız deneyimlerle başvurduğunuz pozisyon arasında ilişki kurun.
• Öğretim hayatınız boyunca bulunduğunuz dernek, kulüp başkanlıklarınızdan liderlik özelliğinizi geliştirdiğinizi söyleyebilirsiniz.
• Yabancı dil bilginizi AFS ya da AIESEC gibi kurumlarla yaptığınız yurtdışı temaslar sonucunda daha da geliştireceğinizi belirtebilirsiniz.
Bize takım çalışmasına yatkın olduğunuzu söyleyebilir misiniz?
• Takım anlayışı ve mücadeleceliğinizi okul spor takımında kazandığınızı söyleyebilirsiniz.
Sizce okuldaki başarılarınız nelerdir?
• Şimdiden en başarılı olduğunuz dersleri belirleyip gerekirse başarı kazanmış dönem ödevi veya tezinizi yanınızda getirebilirsiniz.
Ayrıca aşağıda belirtilmiş ortaya çıkması muhtemel diğer durumları da dikkate alın.
• Yetenekleriniz ve başarılarınız hakkında örnekler verin ve “Neden bu pozisyona başvurdunuz?” sorusuna en az 3 tane mantıklı cevabı şimdiden elinizin altında bulundurun.
• Başvurduğunuz pozisyonla ilgili vaka çalışması çözmeye hazır olun.
İPUCU 9: Soru sorma sırası size geldiğinde bu şansı iyi kullanın.
• Görev tanımı nedir, organizasyon şeması var mıdır, ihracat ya da ithalatı ne seviyededir?
• Seçilecek adaya verilen herhangi bir özel eğitim programı var mı yoksa işbaşı eğitimi mi verilecek?
• Kime bağlı çalışacaksınız?
• Yaptığınız görevin şirket misyonuna katkısı nedir?
• Çalışan tatmini çalışmaları yapılmış mıdır?
• Firmanın son beş yılda çıkarttığı yeni ürün veya hizmet var mıdır?
• Şirketin insan kaynağına yaptığı yatırımlar nelerdir?
İPUCU 10: Maaş ve diğer yardımlar
Maaş ve diğer yardımları hemen ilk görüşmede söz konusu etmeyin.
Eğer görüşen veya yetkili sizi bu konuda zorlarsa “şirket ücret politikasına esneklik göstermeye çalışacağınızı” belirtin.
Para her zaman en önemli şey değildir.
Şirketin evinize uzak / yakın oluşu, karlılığı, geleceği, bir holdingin alt şirketi olup olmadığı, aile şirketi olması veya kurumsallaşmış bir yapı göstermesi
Bunların hepsi tek tek önemlidir.
İPUCU 11: Ayrılırken belirleyecekleriniz:
• Onlar mı arayacak, siz mi?
• Gerektiğinde bilgi almak için hangi telefon numarasına ve kime ulaşacaksınız?
• En geç hangi tarihe kadar cevaplandırılacaksınız?
Arthur Andersen / Zeynep Akçakayalıoğlu
Bireylerin beceri ve bilgilerini verimli alanlara kanalize edebilecekleri ve iş doyumu sağlayabilecekleri işi seçmeleri başarı ve mutluluğu beraberinde getirecektir.
İş aramak kişinin bilgisinin, becerisinin ve kişisel özelliklerinin pazarlanmasıdır. İş konusunda alınan eğitimin yanı sıra adayın kişilik özellikleri de çok önemlidir. Dolayısıyla adayın güçlü ve zayıf yönlerini iyi bilmesi ve güçlü yönlerini ustalıkla ortaya koyabilmesi gerekmektedir.
Adayın görüşmeye gideceği firmanın faaliyet alanlarını, üst kademe yöneticilerini, başvurduğu işin kapsamını bilmesi, kısaca firma ve işin pozisyonu hakkında detaylı bilgiye sahip olması ve doğru soruları yönlendirebilmesi adayın şansını arttıracaktır. Diğer bir önemli husus ise kişinin kendisi gibi gözükmesi, yani kişiliğini yansıtmasıdır. Görüşmelerde kişinin kendisini olduğundan farklı göstermeye çalışması, diğer bir deyişle rol yapması kolayca anlaşılmakta, bu da görüşmeciyi olumsuz yönde etkilemektedir. Görüşmelerde aday o işe uygun olduğunu, gerekli niteliklere sahip olduğunu ve işi istediğini karşı tarafa hissettirebilmelidir.
İş görüşmelerinin ilk safhasını özgeçmişin hazırlanması oluşturmaktadır. Kötü yazılmış bir özgeçmiş adayı yarışta arka sıralara itebilmektedir. Hazırlanan özgeçmiş adayı mükemmel bir şekilde yansıtmalıdır. Ayrıca özgeçmişin imla hataları içermemesi, okunması ve takibinin kolay olması, arzulanan etkiyi yaratması gerekir. İdeal bir özgeçmiş tek bir sayfada özetlenmelidir. Ancak kişinin iş tecrübesine göre, iki ya da üç sayfa da uzayabilir. Olaylar tarihlerine göre ters olarak sıralanmalıdır.
Görüşmelerde yalnızca okul başarılarını değil, bunları sosyal başarılarınızla birleştirip anlatmanız daha uygun olacaktır.
Görüşmenin sonunda size sorulmamış ancak sizin işi alabilmeniz için belirtmeniz gerektiğini düşündüğünüz özellik ve tecrübeleriniz varsa, bunları da izin isteyerek söylemeniz yararlı olacaktır.
Görüşmeler esnasında şirket, karşısında gelecekteki yöneticisini görebilmeli, aynı zamanda aday o şirkette bir kariyer istediğini hissedebilmelidir.
Prometheus / Ebru Katip LAÇİNLER
Prometheus olarak İnsan Kaynakları ve Yönetim Danışmanlığı da yapıyoruz. Yani, yeni mezun adaylarla çalışmak istedikleri sektörün olumlu ve olumsuz yönlerini ve sunabileceği imkanları anlatıyoruz. Ayrıca, yeterliliklerinin istediği alana uygun olmadığını da düşünüyorsak bunu onlara bildiriyoruz. Ama, yeni mezunlar bu konuda biraz tutucular. Okulda gördükleri dersler veya çevrelerindeki kişilerden etkilenerek kendilerine bir alan belirliyorlar ama o işin kendi yetenek ve becerilerine uyup uymayacağını pek hesaba katmıyorlar. İşe hiç başlamamaktansa, işe başlayıp o pozisyona uygun olmadıklarını yaşayarak görmeyi tercih ediyorlar. Bu da yaklaşık olarak 6 ay sonra tekrar iş arama prosedürünü başlatıyor. Elbette, kişinin ilgi alanlarını ararken önemli bir kriter ama objektif olarak yetenek ve becerileri incelemek de üstünde durulması gereken bir nokta – tabi kişinin iyi bir kariyer yapma düşüncesi varsa.
Yeni mezun adaylarla yapılan görüşmelerden ortaya çıkan ilginç gözlemlerden biri de, her birinin çok benzer şekilde kendilerini ifade etmeleri. Sanıyorum bu da daha önce mülakatlara katılmış kişilerle daha önce yapılan küçük sohbetler sırasında öğreniliyor. Mülakat sırasında, soru sorarken cevabını bilmek çok da zevkli olmuyor. Hele ki bir adayı keşfedilmesi gereken bir hazine olarak düşünüyorsanız… Basmakalıp düşünceler ve cümleler yerine kişilerin yaratıcılıklarını kullanması eminim daha etkin bir görüşme ortamı sağlayacaktır.
Özellikle dikkatimi çeken bir diğer nokta da yeni mezun adayların ücretler konusunda pek ayaklarının yere basmaması. Eminim bir işe başvurmadan önce o sektördeki ücretler hakkında bilgi toplanıyor ve ona göre bir ücret beklentisi oluşuyor. Ama, hangi üniversiteden veya bölümden mezun olunursa olunsun, firmaların yeni bir eleman işe alınırken iç dengeleri de korumak zorunda olduğunu kabul etmek gerekiyor. Ayrıca, her firmanın kendine göre bir ücret skalası var ve teklif edilen ücrete göre fikir bildirmek çok daha gerçekci oluyor.
ADECCO / Nur Sarıahmetoğlu
Danışmanlık şirketi olarak, hem dönemsel hem de daimi yerleştirme daimi yerleştirme alanında faaliyet gösteren ADECCO’nun adaylara iş görüşmesinde tavsiye edebileceği bazı pratik önerileri var.
Yeni mezunların iş deneyimleri çok sınırlı veya hiç olmadığı için iş görüşmelerinde çekingen olduklarını gözlemledik.
İlk İzlenim: Burada en belirleyici faktör adayın dış görünümüdür. Araştırma sonuçlarına göre insanlar ilk 10 saniye içinde karşılarındaki kişi ile kurdukları sözlü veya sözsüz iletişimde ilk kararlarını vermektedirler. İlk izlenimi belirleyen temel faktörler genel olarak görüntümüz, ifademiz ve vücut dilimizi kullanma şeklimizdir.
Görünüm: Adayın görünümünde dikkat etmesi gereken temel unsur kıyafeti ve temizliğidir. Genel olarak beklenilen erkekler için; temiz ve ütülü bir takım elbise ve tıraş olmuş bir yüz, bayanlar için ise aşırıya kaçmayan düzgün bir kıyafet ve derli toplu bir dış görünümdür.
Beden dili: Kendine güvenli bir beden duruşu önemlidir. Kendine güvenen bir kişinin duruşu, omuzları dik, karşıdaki ile göz ilişkisini koruyacak biçimde ve rahat olmalıdır. Yüz ifadesi beden dilini tamamlayan önemli bir unsurdur. Güleryüzlü veya asık suratlı olmak görüşme sürecine mutlaka yansıyacaktır.
Kendini ifade: Kullandığımız dili kendimizi ifadede en etkili yoldur. Kısa ve öz cümlelerle kendimizi ifade etmeli, sorulan sorulara net ve açık olarak cevap vermeli ve gereksiz açıklamalardan kaçınılmalıdır. Uçsuz bucaksız konuşmalara girmeden, asıl konudan çok uzaklaşmadan görüşme sürdürülmelidir.
Kendimizi ifade ederken ses tonumuzun taşıdığı önem büyüktür. Karşınızdakinin duyamayacağı kadar kısık veya aşırı bir ses tonu ile konuşmak rahatsızlık vericidir.
Deneyim ve bilgi: Adayların pozisyonun gerektirdiği bilgi ve deneyime sahip olması beklenmektedir. Ancak yeni mezun olmuş adaylar gerekli deneyime sahip olmadıkları için ön plana çıkarmaları gereken özel yetenek ve bilgilerle donanmalıdır.
Yeni mezun adayların mevcut bilgilerine ek olabilecek bilgiler edinmeleri önem taşımaktadır. Yabancı dil bilgisi, küçük çaplı kazanılmış deneyimler gibi avantajlar sağlayacak bu bilgiler firmalar tarafından göz önünde bulundurulmalıdır.
Amaçlar: Mezun olan adayların büyük bir çoğunluğunun en büyük isteği iş imkanlarının olduğu bir iş yerinde çalışmaya başlamak, kısa sürede daha iyi noktalara gelebilmek ve bol para kazanabilmektir. Ama yine büyük çoğunluğu isteklerini gerçekci amaçlar doğrultusunda yönlendirebilmektedir.
Ne istediğini bilmek doğru tespit edilmiş amaçlarla ortaya çıkarılabilir. Sonrasında yaşanan amaç kaymaları kişiyi mutsuz etmektedir. Başlangıç noktası önem taşır, buna dikkat etmek gerekir.
Banvit A.Ş. / Şebnem ÖZTÜRK
Personel seçimi insan kaynakları ve yönetimin önemli bir faaliyetidir. Seçme, işletmenin ve kişinin, kısa ve uzun vadedeki çıkarları göz önünde bulundurularak, işletmelerdeki açık bir işe kimin ve/veya kimlerin alınacağını değerlendirip karar vermek amacıyla yapılan bir bilgi toplama sürecidir.
Personel seçiminin amacı, doğru insanı, doğru işe yerleştirerek, hem işletmenin hem de bireylerin çıkarlarını birlikte gözetmek, böylelikle işletmelerin ve çalışanların verimliliğini artırmaktadır.
Seçimin en önemli süreci ise, görüşmedir. Doğrudan ya da dolaylı olmak üzere iki görüşme yöntemi vardır.
Doğrudan görüşmede; önceden belirlenen sorular adaylara yöneltilir, cevaplar kaydedilir. Genellikle cevaplar kesin ve uyum içinde cevaplardır ki bu tür görüşmeler kişilik bilgilerini ve bireysel öncelikleri öğrenmede zayıf kalırlar.
Dolaylı görüşmelerde ise; önceden belirlenmiş sorular yoktur. Bu tür görüşmelerde, görüşmeyi yapan kişiler, adaylara yan anlatımlara sebep verecek sorular sorabilirler. Böylelikle adayın karakter özellikleri hakkında bilgi edinilebilir.
Doğru olan, görüşme esnasında her iki yöntemi de kullanarak aday hakkında mümkün olduğu kadar doğru ve tam bilgi edinebilmektir.
Bunların yanında bir de baskı görüşmeleri ve grup görüşmeleri vardır. Baskı görüşmelerinde psikolojik dayanıklılık tespit edilir. Grup halinde yapılan görüşmeler ise grup görüşmesi olarak adlandırılır.
Görüşmede sorulan sorular, iş ile ilgili sorular, beklentiler ve motivasyon soruları, eğitim ile sorular ve davranış soruları olarak gruplandırabilir.
Görüşmelerde aday, fiziksel görünüş, sözlü ifade, güvenilebilirlik, motivasyon, eğitim, deneyim, yaratıcılık, kendine güven, sorun çözebilirlik, uyumluluk ve olgunluk gibi faktörler olarak değerlendirilir.
Yeni mezun olmuş arkadaşlara tavsiyem; görüşme öncesinde, görüşmeye gidecekleri işletme hakkında da bilgi edinmeleri ve o işletmeye neden başvurduklarının bilincinde olmalarıdır. Görüşme esnasında ise, verdikleri cevaplara adaylar öncelikle kendileri inanmalıdır ki, görüşmeci de inansın. Adaylar işe hevesli olduklarında görüşmeyi yapan kişiye hissettirmeli ve dürüstlüklerini hiçbir zaman kaybetmemelidirler.
İş hayatına yeni atılacak arkadaşlarına arkadaşlara başvurularak ve bol şanslar dilerim. Önce kendinize güvenin ve inanın.
İlk temas anı: Görüşme süreci
Selma Özkan / Delphi Packard Elektrik Sistemleri İnsan Kaynakları Md.
Görüşme süreci, aday ile şirket temsilcisinin ilk temas anıdır. Bu kritik an, aday açısından şirket ile ilgili cevaplanmasını istediği sorularla doludur. Uygun bir aday olup olmadığının endişesinin yarattığı psikolojik gerginlikle yüklüdür. Bu durum, adayın kendisini ifade edebilmesini etkiler. Özellikleriyle uyuşum sağlayabilecek bir seçim olup olmadığının belirlenmesini engeller.
Görüşmenin amaca uygun etkinliği, bu tarz endişelerden arındırıldığı ölçüde artacaktır. Bunun bilincinde olarak organize edilen görüşme sürecinde, şirket temsilcisi tem yönlü iletişim ortamından kaçınmalıdır. Süreci çift yönlü iletişim ortamına çevirebilmeyi başarabilmelidir. Bu noktada etkin rol oynaması gereken şirket temsilcileri bilmelidir ki ancak zengin iletişim ortamında sağlıklı değerlendirme yapabilecek tatmin edici verilere ulaşabilir.
Görüşmede amaç ortaktır; şirket, iş profiline en uygun adayı; aday ise özelliklerine en uyumlu iş ve şirketi seçmek durumundadır. Bu da parçaların yerli yerine oturması ve amaç yönünde bütünleşme ile mümkündür. Bu nedenledir ki görüşme, taraf anlayışıyla yürütülemez.
Bu noktada meslektaşlarımıza düşen rol, sorgu hakimi gibi tek yönlü sorgulama değil, şirket ve iş profili gerekleriyle karşılaştırarak aday hakkında gerçekci değerlendirmeler yapabileceği bilgi zenginliğini oluşturacak “EMİK YAKLAŞIM” uygulayabilmek olmalıdır. Ancak böyle bir süreç içerisinde adayın tepki ve ilgilerini anlamlandırmak ve uyuşumunu belirlemek daha kolay ve sağlıklı olacaktır.
Adaya düşen rol de iş ve şirket profilinin hangi özellikleriyle uyum ve çatışma içinde olduğunu, işi kaybetme endişesi olmaksızın objektif değerlendirebilmektir. Seçim sürecinde kendisinin de söz sahibi olduğunun özgüveniyle, endişeden uzak kendini doğru ifade edebilmelidir.
Sonuç olarak; aday ve şirket temsilcisi iletişim sürecinde birbirinin iletişim partner’ıdır. Görüşmenin organizasyonu ve uygulanacak teknikler “İLETİŞİM” süreci yöntem ve tekniklerinden bağımsız olamaz.
ÖRSA Holding / İnsan Kaynakları ve Halkla İlişkiler Başkanlığı
İş arıyorsunuz
a. Okuldan yeni mezun oldunuz,
b. İşinizden ayrldınız, çalışmıyorsunuz,
c. Halen çalışıyorsanız, işinizden memnun değilsiniz,
d. İşinizden memnunsunuz, ancak yöneticinizden memnun değilsiniz,
e. Piyasa araştırması yapıyorsunuz,
f. Hiçbiri.
Evet siz hangi şıkka uygunsunuz?
İş görüşmesi için telefonunuzun zili çaldığında ve size randevu verdiklerinde ilk heyecan başlıyor. Kendinize ne kadar güvenirseniz güvenin, görüşme günü geldiğinde heyecanlanıyorsunuz. Kendinize birçok soru soruyor; ancak cevap alamıyorsunuz.
• İşyeri hangi semtte?
• Evime yakın olacak mı?
• Acaba iş ortamı nasıl?
• Yöneticinin tarzı, iş arkadaşları ne şekilde olacak?
Görüşme tarihi ve günü geldi. İşyerine nasıl ulaşılacağını öğrendiniz. Görüşmeye zamanında ulaştınız. (Aman geç kalmayın.) İş görüşmesi için gittiğiniz şirkette kapıdan girdiğiniz anda şirket hakkında ilk izlenimi edinmeye başlıyorsunuz. Önce güvenlik görevlisi engelini aşıyorsunuz. (Sakın kimlik kartınızı almadan gitmeyin.) Danışmada bulunan kişinin size karşı davranışı, yüz ifadesi küçük ipuçları veriyor. Gideceğiniz kata çıktığınızda sizi karşılayan birisi var mı? Yoksa ortada öylece birisinin sizi kurtarmasını mı bekliyorsunuz? Bu arada şirketin temizliği, çalışma koşulu, mobilyaları, kişilerin kılık kıyafeti, kendilerine özeni, birbirlerine hitap tarzları nasıl? Size bir fikir veriyor mu?
Evet hala bu şirkette görüşmeye katılmak istiyor musunuz? Yoksa ben böyle bir yerde nasıl çalışırım mı diyorsunuz?
Öncelikle beklemeyi göze almalısınız; çünkü genelde mülakatlar istenilen saatte gerçekleştirilemez. Diliniz dimağınız kurudu bir bardak su bile yok mu? İlk sabır sınavını atlattınız ve mülakata girdiniz. Mülakatçı sizin onu incelemeye aldığınız gibi, sizi şöyle bir süzdü. Siz tabii ki onun hakkında olumsuz düşünmesine fırsat vermeyecek biçimde önceden tam bir işadamı / işkadını gibi giyindiniz. İlk aşamada haliniz hatırınız sorulacak heyecanınızı dindirmek için. Derin bir nefes alın, unutmayın ki, heyecan, panik görüşmeye olumsuz olarak yansır ve sizi zor durumda bırakır. Mülakatçı formunuzu eline alır (formu çok düzenli ve dürüstçe doldurmanız avantajdır). Bu görünümünüzden sonraki ilk izlenimi oluşturur. Tabii bunlardan önce, umarız ki mülakatı yapacak kişi formunuzu önceden incelemiştir.
İlk etapta size mülakatın içeriği ile ilgili bilgi verilecektir. Zaten bu şekilde bir ön bilgi sizi rahatlatacak ve kafanızdaki binbir düşünceyi en azından düzene koymanıza yardımcı olacaktır. İlk aşamada şirket hakkında bilginiz olup olmadığı sorulabilir, bu nedenle şirket hakkında bir ön bilgiye sahip olmanız işi önemsediğinizi hissettirir ki bu da artı bir puandır. Bu genelde mülakata girecek kişilerin atladığı bir noktadır.
Pozisyon hakkında size bazı açıklamalar yapacaktır mülakatçı. Yetki ve sorumluluklar, işin gerektirdiği tecrübe ve kişilik özellikleri… Bu aşamada belki de işin hiç de sizin istediğiniz niteliklerde olmadığını görür ve hayal kırıklığına uğrayabilirsiniz. O an yaşanacak hayal kırıklığı ileride sevmeyeceğiniz bir işte çalışmaktan daha iyidir, öyle değil mi?
Ardından mülakatçı istenilen pozisyona yönelik olarak size bazı sorular sormaya başlar. Önceden aldığınız eğitim hakkında sorular gelecektir. Neden bu okulu ve bölümü seçtiniz, eğitiminiz sırasında yaptığınız çalışmalar nelerdir, gibi… Ardından mesleki anlamda gelecekten neler bekliyorsunuz, hangi konumda ve ortamda çalışmak sizi memnun eder? Sakin, anlaşılabilir bir dille vereceğiniz cevaplar güvenilirlik açısından önem taşır. Önemli olan kısa bir zaman dilimine kendinizi en iyi biçimde sığdırmanızdır.
Bu arada sürekli çalan telefonlar, çatkapı gelen insanlar, iç karartıcı bir oda, gürültü mülakatı ne kadar da olumsuz etkiler. Sizin gibi iyi bir adayı göze alamayacak bir görüşmeci de, bu etkenlere dikkat etmelidir elbette.
Genel anlamda mülakat sırasında gereksiz detaylara girmekten kaçınmalı, bilgileri vucüt dilini de kullanarak vermeli ve geleceğe yönelik amaçları göz önünde bulundurarak istenileni net olarak belirlemelisiniz.
Burcu Atış / Boğaziçi Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü ‘97
Öncelikle, sektöründe belli yer edinmiş profesyonel bir şirketten ne beklerdim bunu anlatmak istiyorum. Şirketler, açık olan pozisyonlarını dolduracak uygun adayları ararken, daha ilk adımdan itibaren adaya doğru şekilde yaklaşmalılar. “Burca Hanım sizin için de uygunsa, yarın sizinle tanışmak istiyoruz” demek varken, “Yarın saat dokuzda sizi sınava bekliyoruz” demek çok olumsuz bir izlenim bırakıyor. Verilen ilk izlenimin aday için olumlu olması çok önemli.
Çok olumsuz etki bırakan bir diğer yaklaşım da, çok basit bir konseptin mülakatı yapan uzman kişiler tarafından gözardı edilmesi, o da; bir iş görüşmesinde tek seçmeye çalışanın söz konusu şirket olmadığı. Aday adı üstünde o işe aday olmuştur; yani ilk mülakatta asıl amaç her iki tarafın da tanışmasıdır, yoksa aday o işi baştan kabul etmiş olarak o mülakata gitmemiştir.
Mülakatlar tarafından yapılan testlerin mantığı da adaya anlatılacak olursa daha uygun olur kanısındayım. İnsan kaynaklarına başvuran bir adaya, testin kişinin hangi bölüme uygun olduğuna karar vermek için uygulandığı söylenirse, aday doğal olarak, testin mantığı ne diye düşünüyor ve asistana güven duymuyor.
Son olarak mülakatların en önemli aşamasından bahsetmek istiyorum, yani mülakatların cevaplanması kısmından. Şirketin kendisini olumlu veya olumsuz cevap vermek zorunda hissetmemesini, cevapların iki ay sonra gelmesini, bilgi bankalarına girip de iki yıl sonra kişiye geri dönenlerin mantığını anlamıyorum.
Bu ve benzer pürüzleri sadece bir şirkette görmediğimi ifade etmek isterim. Bunları ismi çok iyi duyulmuş yaklaşık onbeş şirketle yaptığım iş mülakatlarımda gözlemledim ve hepsinin de beni çok çok geliştirdiğine ve eğitim verdiğine inanıyorum.
Engin Turan / Boğaziçi Üniversitesi İİBF İşletme Bölümü ‘97
Bugüne kadar yaptığım görüşmelerde, genel olarak şirketler sadece kendileri elemanı seçiyormuş gibi davranıyor ve başvuru sahibinin de bir seçim yapıyor olduğunu unutuyor.
Görüşmelerde dikkatimi çeken diğer bir konu da şu: Mülakatlarda görüşmeyi yapanlar çok fazla ve aralıksız sorular sorabiliyorlar. Yani öğrenmeleri gereken her şeyi hemen öğrenip görüşmeyi sonlandırmak istiyorlar. Bu kadar çok soru adayı bunaltabiliyor, kendini doğru ve normal şartlarda olduğu gibi ifade etmesini zorlaştırıyor.
Bir başka konu ise, çok uluslu ya da yabancı şirketlerde, yabancı yöneticiler ile görüşme yapıldığı durumlarda zaman zaman söz konusu yöneticilerin Türkiye koşulları hakkındaki yetersiz bilgilerinin adaylar ile aralarında iletişimsizliğe yol açması.
Zaman zaman unutulan bir diğer önemli nokta da şu: Şirketler adaylardan beklentilerini görüşmelerde açık bir şekilde ortaya koyabiliyorlar. Böyle bir şey adayın ve de görüşmecinin yararlanabileceği bilgilerin göz ardı edilmesi anlamına geliyor. Oysa ki kendisinden beklenileni eksiksiz ve doğru yapabileceği için, şirketler zaman, para kaybını önleyebilecek, daha verimli olabilecek adayın belirlenmesine katkıda bulunabilir.
Son olarak küçük ama oldukça önemli olan adayın CV’si ve görüşmecilerin adayın CV’sini önceden inceleyip incelemedikleri konusu. Görüşmeyi yapacak kişiler genel olarak adayın CV’sinde yer alan bilgileri görüşme esnasında okuyorlar ya da “Bize kendinizi anlatır mısınız?” sorusunu soruyorlar. Unutulmamalı ki adaylar CV’lerinde kendilerini anlatıyorlar. CV’lerin incelenmiş olması hem görüşmecilerin işini kolaylaştıracak hem de adaya duyulan saygının bir göstergesi olacaktır.
Tolga Özel / Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslar arası İlişkiler ‘97
Acaba nasıldım? Mülakattan çıkan bir kişinin kendisine sorduğu ilk soru bu. Bu sorunun iki boyutu var. Birincisi mülakata giren bir kişinin yaptığı öz – değerlendirmeyi içeriyor. İkincisi ise daha çok görüşmeyi yapan kişinin bakış açısını olabildiğince tahmin etmeye yönelik olanı. Yani, acaba görüşmecinin gözüyle nasıldım?
Öz – değerlendirme şu alt soruları beraberinde getiriyor:
• Rahat mıydım?
• Sordukları sorulara akılcı cevaplar verebildim mi?
• Esnek miydim?
Görüşmecilerin bakış açılarını tahmin etmeye yönelik ise şöyle:
• Rahattım. Arada espriler bile yaptım. Acaba çok mu gevşek davrandım?
• Verdiğim akılcı cevaplar görüşmeci tarafından ne şekilde algılandı?
• Biraz katı davrandım. Örneğin kurumsal kredi pazarlama bölümü niye istemediğimi ısrarla sorularıma rağmen ben teftiş kurulunda ısrar ettim. Görüşmecinin bu tarzıma yaklaşımı nasıl oldu?
Tüm bu anlatılanlar ortada iki farklı algı biçiminin olduğunu gösteriyor. Birincisi, sizin kendinizi nasıl gördüğünüz. İkincisi görüşmecinin sizi ne şekilde algıladığı. Örneğin bir arkadaşım bir mülakat sonrası düşüncelerini şöyle dile getiriyordu: “Ben iyiydim ama onlara göre nasıldım bilemem.” Bu yaklaşım doğal olarak sizin bireysel kültürünüzle şirketin kurumsal kültürünün ne derecede çakıştığıyla ilgili olan bir sorun. Yani bireysel tercihlerle kurumsal tercihlerin beraberliği sorunu. Mülakatlar üzerine söylenecek öyle çok şey var ki. Benim temel beklentim görüşmecinin adaya olabildiğince sıcak ve rahat yaklaşmasıdır. Bu, adayın tüm yönlerini ortaya koymasını ve gerçek potansiyelini sergilemesini kolaylaştıracaktır. Çünkü kendini ifade etme becerisi bu tür görüşmelerde önemli bir role sahip.
Hazırlayan: Ozan Çağım ŞİVE