Editörden: Global ekonomiyi konuşurken global virüsün pençesine düşen insanlık

Sadece birkaç ay önce biri çıkıp ‘Dünyada çok büyük bir salgın olacak, tüm dünya karantina altında kalacak, evinizden dışarı çıkamayacaksınız, okullar, işyerleri kapanacak ve tüm hayat duracak, sokağa maske ve eldivenlerle çıkacaksınız” deseydi, tepkiniz ne olurdu? Muhtemelen karşınızdakinin deli olduğuna kanaat getirirdiniz. Hollywood senaristlerini bile kıskandıran bir felaket senaryosu ile karşı karşıyayız.  

İlerleyen teknolojinin nimetleri sayesinde ütopyanın hayalini kuran insanlık bir pandemi yüzünden tam da bir distopyanın ortasına düştü. Ve yeni bir sosyal olgu hayatımıza girdi: Sosyal Mesafe… Daha birkaç ay öncesine kadar teknolojinin ve sosyal medyanın hayatımıza çok fazla müdahale ettiğini ve sosyal iletişimi bitirdiğini, insana dokunmanın ne kadar önemli olduğunu ve yüz yüze iletişimin yerini hiçbir şeyin tutamayacağını söyleyen uzmanlar şimdi ‘iletişim’i yüz yüze gelmeden sosyal medya ve teknoloji aracılığıyla yapmamızı istiyor. Ve bunlar sadece bir ay içinde gerçekleşiyor. 21’inci yüzyılda robot insan çağına hazırlanırken, iş yerinde yanımızda çalışan arkadaşımızın bir insan değil de robot olacağını konuşurken ve “İnsan üstü bir yaşam geliyor” derken 14’üncü yüzyılın vebasını andıran bir karantina altına girdik. Hayaller veya kabuslar, gerçeklikten daha gerçekçi bir hale geldi. 

Ve bir gerçeklik daha yüzümüze çarpıyor: Kapitalizmin yarattığı global ekonominin çaresizliği… Global sınırların kalktığı bir dünyanın nimetlerinden bahsederken globalleşen bir virüse karşı eli kolu bağlı milyar dolarlık şirketler… Diğer taraftan kazancıyla günü kurtarabilen küçük işletmeler de kapılarına kilit vurup çalışanlarını ücretsiz izne çıkarmak zorunda kaldı. Görünen o ki sosyal devlet anlayışıyla yönetilen ülkelerde faaliyet gösteren küçük şirketler krizi kolay atlatabilecekken diğer ülkelerde toplu bir ‘iflas’ı seyredeceğiz. Bu salgından kurtulsa da insanlar işsizlik ve iflas salgını tehdidi altında… Umarım, insanlık en az zararla bu savaştan bir zaferle çıkar! 

Ama şu da bir gerçek ki, bu salgın son olmayacak. Globalleşen dünya sadece iyi olanları değil, buna benzer felaketleri de getirecek. İnsanlık bu salgının amansız pençesine düşmüşken, bizim buradan çıkaracağımız en büyük ders; her ne olursa olsun bilime ve akla inanmak… Ruhani görüşlerimizin kalbimiz yerine aklımıza hükmettiği bir gerçeklikle ayakta kalamayacağımızı gördük. 

Editörden: Yaşlılar bir toplumun en büyük değeri ve belleğidir; belleği zayıf, değerleri yok olmaya yüz tutmuş bir topluma yaşlıların kıymetini anlatmak da zor oluyor haliyle... 


Gülcan Çağlar Çalışkan

Genel Yayın Yönetmeni 

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)