“Etik ve ekonomi üzerine… ”
Gittikçe küçülen ve sınırları belirsizleşen dünyamızda devletlerin performansını, kurumların rekabet gücü ve başarısı belirlemektedir. Başarıya ulaşmak için çalışan kurumların ise artık tüm çıkar sahiplerinin haklarını gözetmek ve yalnızca kendi neslini değil, gelecek nesilleri de düşünmek zorunda olduğu bir başka gerçektir. Modern ekonomi anlayışı etik değerlerde yozlaşmayı da beraberinde getirmekte, ortaya çıkan skandallar bu konuyu gündeme sık sık getirmektedir.
90'larda üzerinde çok konuşulan ve artık günümüzde hayata geçirilmeye başlanan yönetim sistemleri birçok şirketin karşılaştığı sorunlara çözüm getirecek oluşumlarını tamamlamış görünmekteler. Ülkemizde özellikle son beş yıldır gündeme oturan kurumsal yönetimin temeli 1920'lere dayanıyor. Aralarında Enron'un da bulunduğu birçok skandal konuya olan ilgiyi daha da artırarak uygulamaya alınmasını hızlandırdı.
Kurumsal Yönetim sorumluluk, hesap verebilirlik, şeffaflık, adil olmak gibi etik kavramları öne çıkaran bir yönetim biçimi. Tüm paydaşlara eşit muamele yapılması, tüm bilgileri hissedar ve ortaklarla eşit olarak paylaşmak, faaliyetlerin hesabını verebilme, toplum değerlerini de yansıtan kurallara saygılı olunması kurumsal yönetimin temel prensipleri olarak sıralanıyor.
Fortune 500 listesindeki şirketlerin üçte birinin ve Türkiye'deki şirketlerin yüzde 99'unun aile şirketleri olduğu göz önüne alındığında, kurumsal yönetimin aile bireylerinin şirketi gelecek nesillere devretme aşamasındaki rolünün bu derece önem kazanmasında temel faktör olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.
Birçoklarınca şirketi tamamen profesyonel yönetime terk etmek olarak algılanan "kurumsallaşma" aslında ailenin mirasını maddi ve manevi açıdan bilinçli bir şekilde yönetmekten öteye geçmiyor.
Kurumsal Yönetim ve Türkiye
Gelişmiş ülkeler göz önüne alındığında Türkiye'nin iyi bir noktada olduğunu söylemek güç. Yüzde 99'unu aile şirketlerinin oluşturduğu ekonomimizde şirketlerin ancak yüzde 15'i üçüncü kuşaktan daha ötesine gidebilmektedir. Yönetim Kurulları kendi performanslarını değerlendirmeyi genellikle düşünmemekte, kurumsallaşmaya gereken önemi vermemekteler. ABD'de kurumsal yönetime sahip şirketlerin hisse senetleri diğer şirketlere göre yüzde 16 oranında daha fazla değer kazandırmakta, dürüst bilançolar ve iyi yönetimin yatırımcıyı etkilediği araştırmalarla tespit edilmiştir.
Türkiye'de kurumsal yönetim çok büyük bir gelişme süreci içerisinde, 5 yıl öncesine kadar kurumsal yönetimin en temel uygulamalarını dahi göremediğimiz şirketlerin yerini kurumsal yönetim notunu dahi almış firmalar alıyor. Şüphesiz ülkemizde iyi yönetime ihtiyacı olanlar yalnızca şirketler değil, siyasi partilerden futbol kulüplerine, devlet kurumlarından sivil toplum kuruluşlarına kadar her kuruluşun iyi yönetilmeye ihtiyacı var.
2003 yılında faaliyetlerine başlayan Kurumsal Yönetim Derneği üyelerinin Tusiad çatısı altında 1997 yılında hazırladıkları "Kurumsal Yönetim en iyi uygulama kodu" kitapçığı bu konuda birçok kuruluşun ihtiyaçlarına cevap verebilecek niteliktedir. Dernek çalışmaları konu ile ilgili yurt dışı kaynaklı uzman kuruluşlarla işbirliği içinde sürdürülmekte, OECD, NACD gibi kuruluşlarla ortak çalışmalar hazırlanmaktadır.
Sermaye Piyasası Kurulu uzun bir süreç sonunda geniş bir rehber hazırlayarak yayımlamış, ek tebliğ ve yönetmeliklerle bu çalışmayı son haline getirme aşamasındadır. Bu uygulamalar yaygınlaştıkça daha rasyonel bir yatırım ortamı oluşacak ve yatırımcılar daha büyük bir güvenle yatırım yapacaklardır. Sermaye piyasalarının da önünü açacak itici güç kurumsal yönetim olacaktır.
Kurumsal Yönetim ve etik konusundaki gelişmeler
Kurumsal Yönetim sistemleri yüzyıllar boyunca değişim ve gelişim süreçleri geçirdi. Doğası gereği bu kavram pek çok noktada ekonomik krizler ve büyük skandallarla değişimlere uğradı. İş ve ticaret hukuku ile ilgili ilk düzenlemeler de benzer skandallar sonucu oluştu. İlk yönetim hatası olarak tarihte yer alan "South Sea Bubble" 1700'lerde İngiltere'de ilk yasaların çıkışına zemin hazırladı. ABD'de ise kurumsal yönetim konusu 1929 krizi ile birlikte gündeme geldi.
Son 20 yıla gelindiğinde tetikleyici olaylar arasında Bank of Credit and Commerce Bank (BCCI)'ın çöküşü ve Baring Bank'in yaşadığı sorunlar sayılabilir. Bu iki önemli bankanın batışı kurumsal yönetimin gelişiminde önemli kilometre taşları oldu.
Geride bıraktığımız 10 yıl içerisinde ise yönetim alanında yeniden yapılanma ve toplam kalite yönetimi gibi konular gündemdeydi ancak, günümüzde yeniden düzenleme noktasına gelinmiştir. Daha demokratik yönetim sistemleri, paydaşların daha fazla hak ve sorumluluk sahibi olduğu sistemler önem kazanmaktadır.
İtalyan Mercato İtaliano di Borsa kurumsal yönetimi ödün vermeden uygulayan 37 adet orta ölçekli şirketin üstün performans gösterdiğini ve bu şirketlerin kurumsal yönetimi uygulamayan benzerlerinden yüzde 16,5 daha fazla bir değere ulaştığını belirtmektedir. Amerika Birleşik Devletleri'nde kurumsal yönetim çalışmalarına liderlik eden NACD (National Association of Corporate Directors) 3.000'in üzerindeki üyesi ile sistemin uygulanmasında etkin bir rol üstlenmiş durumdadır.
Yaşanan skandallar ve Enron olayından alınan dersler sonucunda, başta ABD olmak üzere Batı ülkelerinde yeni önlemleri gündeme getirmiştir. ABD'de hazırlanan "Oakley Act" ile yeni düzenlemelere gidilerek, yönetim kurulları ve CEO pozisyonundaki yöneticilere büyük sorumluluklar yüklenmiştir. Ekonomik olarak verimliliği artırmanın en önemli anahtarı olarak görülen konu hakkında iş dünyası yoğun bir şekilde eksikliklerini gidermek için çalışmaktadır.
… Ve öneriler
Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik yapılanma süreci kamu kesiminde olduğu kadar şirketler açısından da köklü değişiklikler getirmektedir. Refah iktisadı ve modern etik konusunda yapılacak çalışmalarının her iki disiplini de büyük ölçüde zenginleştireceğine ve her ikisine de yarar sağlayacağına işaret edilmektedir.
Kurumsal yönetim için gerekli olan;
yönetim kurullarının yetki ve sorumluluklarının tanımlanması
yönetim kurulları işleyiş süreçlerinin belirlenmesi
yönetim kurulu seçim esaslarının saptanması
yönetim kurulu başkanının görev ve sorumluluklarının belirlenmesi
yönetim kurulu üyelerinin yetkinliklerinin tanımlanması
yönetim kurullarının performans yönetim sisteminin kuruması
gibi adımların asıl hedefi, şirketlerde bu yönetim anlayışına işlerlik kazandırmaktır.
Özetle, kurumsal yönetim, sadece yapısal önlemlerle değil, aynı zamanda yönetim anlayışıyla da hayata geçirilebilir. Dolayısıyla şirketlerimizin değerlerini artırmak istiyorsak, bir yandan sistemlerimizi bu anlayış doğrultusunda kurarken, diğer yandan da yönetimde bu anlayıştaki kişilere yer vermeliyiz.
Modern ekonomi geliştikçe, etik yaklaşımın öneminin azaldığını ve refah ekonomisinin etik değerlerden uzaklaştığını görmekteyiz. İnsanların kişisel çıkarları söz konusu olduğunda davranışlarını, hak ve hürriyetlerini kullanmalarını, aralarındaki çelişkileri incelediğimizde, modern ekonominin bu kavramlara fazla zaman ayırmadığını görüyoruz.
Avrupa Birliği’ne girme çabalarımız bizleri bu konularda daha duyarlı ve titiz davranmaya, şeffaflık, hesap verme sorumluluğu, iyi yönetim ve etik kavramlarını daha sıkı uygulamaya zorlamaktadır. Her ne kadar yolsuzlukla mücadele Kopenhag Kriterlerinde açıkça yer almıyorsa da, Birlik, yolsuzlukların yaygınlığını, demokratik kurumların ve piyasa ekonomisinin bunlardan etkilenmemesi için hükümetlerin bu konuda aldıkları önlemleri yakından takip etmektedir.
Türkiye’de etik değerlerin başta siyaset olmak üzere tüm kurumlara etkin bir şekilde yerleştirilip uygulanmasını artık kaçınılmazdır. Burada toplumu bilgilendiren en önemli kaynak olarak medyaya büyük bir sorumluluk düşmektedir. Medya, bilgilendirme ve etik bilincini oluşturma görevini kendisi de örnek oluşturacak şekilde etik değerlere bağlı, tam bir açıklık içinde ve tarafsız olarak yerine getirmelidir.
Kurumsal Yönetim Derneği
Kurumsal Yönetim Derneği (KYD), Kurumsal Yönetim anlayışının ülkemizde tanınmasına ve gelişmesine katkıda bulunmak amacıyla kurulmuş, en iyi uygulamaların yaygınlaşıp uygulanmasını sağlamak amacıyla Ocak 2003’te faaliyetine resmen başlamıştır. Konusunda Türkiye’deki “ilk ve tek bağımsız” kurumudur.
KYD, kurucu üyelerinin 1997’de İMKB’de başlattıkları çabaların, yurt dışından davet ettikleri uzmanlarla birlikte düzenledikleri seminerlerin, TÜSİAD bünyesinde oluşturulan Çalışma Grubu’nda hazırladıkları Türkiye’nin ilk Kurumsal Yönetim Kod Kitapçığı çalışmalarının, İMKB ve İSO gibi bir çok kurum ve dernekteki seminerlerin birikimi sonucunda ortaya çıkmış bir girişimdir.
KYD’nin ana amacı ; şirketlerin Yönetim Kurulları ile çalışıp, Kurumsal Yönetim’in ilkeleriyle ve en iyi uygulamalarıyla tanışmaları, bunları benimsemeleri ve uygulamaları için gerekli deneyimi ve birikimi kendilerine aktarmak ve her adımda yardımcı olmaktır. Nihai amaç; ülkemizdeki şirket ve kurumların dünyanın en ileri ülkelerindeki kurumlarla eş değerde performans ve kalıcılık hedeflerine ulaşmalarını sağlamaktır.
Bu amaçla aynı kulvarda düşünsel olarak çaba gösteren diğer kurumlarla yakın işbirliğini hedefleyen KYD, Kurumsal Yönetim’de dünyanın önde gelen kuruluşlarından olan 3000 üyeli National Association of Corporate Directors (NACD), Center for International Private Enterprise (CIPE), Dünya Bankası, OECD gibi kuruluşlarla işbirliği yapmaya başlamıştır.