Çalışanlarınız bir savaş alanına peşinizden girer miydi? Liderlik güven işidir!
Liderliğin özü, bir örgütlenmeyi ya da bir grup insanı sadece işlerin halledilmesi için değil, işlerin doğru halledilmesi için yönetmektir. Her başarılı lider kendi yolunda ilerleyebilir. Çünkü girişimlerini ve amaçlarını destekleyen bir alt liderler çekirdeği onun arkasında yer alır. Liderlik ilişkiler üzerinden yürür ve faydalı olması için ilişkilerin de güven üzerine kurulu olması gereklidir.
Yanınızdaki çalışanlar bir savaş alanına peşinizden girer miydi? ABD Federal Acil Durum Yönetim Kurumu, dünyanın en verimli kuruluşlarından birisi. Bu başarının temelini de sıra dışı bir şifre oluşturuyor: “İlk sen ol, son yine sen ol.” Ekipteki kıdemli görevli tehlikeli bölgeye daima ilk önce giriyor ve en son çıkıyor. Çalışanları onun sadece geride durup emirler vermediğini, kendileriyle birlikte olduğunu ve tehlikeyi paylaştığını biliyor. Sorumluluğu başkasına yükleme ya da suçlamak söz konusu değil. Kurumun 25 yıllık emektarı ve çaylaklıktan müfreze şefliğine yükselmiş olan John Salka, liderlik alanında “İlk sen ol, son yine sen ol”un gücünü birinci elden biliyor. Salka’nın heyecan veren öyküleri, doğrudan en zorlu vakalardan geliyor. Afet yönetimi konusunda pratik, kavgada sınanmış öykülerin bir araya toplandığı en iyi liderlik stratejilerini herhangi bir alandaki liderlere kılavuz olarak sunuyor.
Liderlikte bağlılık ilkeleri
Afetin sonrasını ve etkilerini takip etmek için sürekli orada olmalı ve hem niceliksel hem de niteliksel tüm kaynaklardan bilgi toplamalısınız. Kendi içinizdeki, kuruluşunuzdaki ve sektörünüzdeki afetin etkilerini azaltma konusunda verimli olmak istiyorsanız, çarelerini bulup çıkarmaya ve takip etmeye hazırlıklı olmalısınız.
Çalışanlarınız gerçek varlıklarınızdır, olayların gerçekleşmesini, işin yapılmasını sağlayan onlardır. Verimli olabilmeleri için onlara gerekli araçları ve liderliği verdiğinize emin olun.
Her başarılı lider kendi yolunda ilerleyebilir. Çünkü girişimlerini ve amaçlarını destekleyen bir alt liderler çekirdeği onun arkasında yer alır. Destek ekibinizi seçmek ve geliştirmek için zaman ayırmak, dışarıda ve cephede bir lider olmak için hayati önem taşır.
Üç bağlılık ilkesi bir arada, kuruluşunuzun amaçlarına ulaşmanıza yardım edecek stratejileri ve disiplinleri destekleyerek, büyük bir liderliği oluşturmaktadır. Bu bağlılık ilkeleri gerçekleri ortaya çıkarmak, çalışanlarınıza değerli varlıklar olarak davranmak ve her seviyede liderler yetiştirmektir.
Zayıf yanlarınızı telafi edecek adımları bir kez attığınızda...
Kendinizi biraz daha iyi tanımanız liderliğinizin bazen zorbalığa, aşırı müdahaleye ve diğer zehirli davranışlara varmasına yol açan ve sizi baltalayan duygusal tetikleri anlamınıza ve yönetmenize yardımcı olacaktır. Zayıf yanlarınızı telafi edecek adımları bir kez attığınızda (öz-yönetim ya da yeni yetenekler edinme yoluyla), çalışanlarınıza aynısını yapmaları için yardım edebilirsiniz.
Geçmiş kararları, eylemleri ve öncelikleri ele almak için zaman ayırın. Bunların sizi motive eden şeylerle ve amaçlarınızla ilişkisi hakkında kendinize sıkı sorular sorun.
Değerlerinizi kağıda dökün. İnsanları yönetme konusundaki inançlarınızı özetleyen bir liderlik vizyonu oluşturun. Daha sonra da bu vizyonun eylemlerinize ne kadar uyduğuna bakın.
Güvenebileceğiniz dostlar, müttefikler ve liderler arayın, yönetim tarzınızla ilgili yapıcı geribildirimler alın. Onlar için spesifik sorularınız olsun, özellikle de bir şeylerin yanlış olabileceğinden ya da düzenli sorun yaşandığından şüphe duyduğunuz alanlar konusunda.
Şirketinizin doğru yolda ilerlemesini sağlarken çalışanlarınızın doğru olanı yapmasını sağlamak için kuruluşunuzun misyon ve değerlerini kullanabilirsiniz.
Aynı zamanda şirketinizin yaptığı işte neyin önemli olduğunu bir kez bildiğinizde, sektörünüzdeki değişikliklerin kuruluşunuzu nasıl etkileyeceğini görebilir ve bu değişikliklerin gereklerini yapmak için hazırlanabilirsiniz.
Misyonunuz müşterilerinize sunduğunuz değerde akar.
Eğer misyonunuzu gerçekten anlamak istiyorsanız, hizmet ettiğiniz çalışanları anlamak zorundasınız. Bir müşteriyle ya da müşterilerle bizzat ilişkide olan birileriyle haftada en az bir kez ilişkiye girmeyi öncelikli kılın.
Kuruluşunuzun misyonunu hayata geçirerek, çalışanlarınızın ortak bir amaca odaklanmasını sağlayabilirsiniz.
Çalışanlar için misyonunuzu hayata geçirirken misyona dönük kilit kavramları gösteren öyküler anlatarak ya da yaptıklarıyla büyük resim arasındaki bağlantıyı güçlendiren öğretme tekniklerini kullanarak yapabilirsiniz.
Kuruluşunuzun değerlerine önem verin.
Bu sadece eşit haklar ya da tutarlılık gibi değerler anlamına gelmez. Birinin işine odaklanması ve işiyle gurur duyması gibi niteliklerin değerini vurgulayarak çalışanlarınızın daha yüksek performans seviyelerine çıkmasını sağlayabilirsiniz.
Liderlik ilişkiler üzerinden yürür ve faydalı olması için ilişkilerin de güven üzerine kurulu olması gereklidir.
Çalışanlarınız size güvendiğinde, daha katılımcı ve üretken olur. Güvenin oluşmasına, çalışanlarınıza size inanmaları durumunda iyi hissetmeleri için gerekli bilgiyi vererek yardım edebilirsiniz; yani üstünlüğünüze ve istikrarınıza dair onlara bir işaret vermelisiniz. Bunu yapmanın iyi bir yeri, sizi rahatça görebilecekleri cephedir.
İnsanlar size güvenmeye karar vermelerine yetecek bilgiyi toplamak için sizinle tecrübe yaşamalıdır.
Toplantılar ve gözden geçirmeler gibi mevcut süreçleri inanılırlık inşa etme fırsatları olarak kullanın. İnsanların sizi büyük bir iş başarırken görmelerini sağlayacak fırsatları kollayın.
İnsanların sizden ne bekleyeceklerini bildiğinden emin olun; eğer beklentilerini yönetemezseniz, onları asla karşılayamazsınız.
Yine insanların sizin, yaptığınız işte harika olduğunuzu bildiklerinden emin olun; ününüzü yayın ve sonuç elde etme yeteneğinizi ortaya koyan “savaş öyküleri”nin iletilmesini sağlayın.
Tek tek insanların işine karışma ve onların yerine işlerini yapma isteğinizin önüne geçin.
İşi onlara delege ederek sadece kendinize liderlik işlerinize odaklanmak için daha fazla vakit sağlamakla kalmaz, aynı zamanda çalışanlarınıza, onlara güvendiğinizi göstermiş olursunuz. Bu, güçlü bir jesttir ve onlara angarya iş vermediğinizi düşündükleri sürece, kendilerine olan inancınızı hak ettiklerini göstermek için daha sıkı çalışacaklardır.
Çalışanlarınızla temas kurmanın anahtarlarından birisi, en başta açık, iki taraflı bir iletişimi mümkün kılan
ortak bir referans noktasıdır.
İkincisi, amaçlarını anlamaktır ve üçüncüsü, onlara kuruluşu öğretmek ve ellerinden gelenin en iyisini yapmalarına izin vermektir. Bu teması ortaya çıkardığınız zaman çalışanlarınıza, kendi amaçlarının kuruluşun amaçlarıyla nasıl bağlantılı olduğunu öğretmeye başlayabilirsiniz. Bir kez onlar da bu bağlantıyı anladığında, tüm enerji ve potansiyellerini bu amaçlara ulaşmaya odaklama konusunda daha başarılı olursunuz.
Çalışanlarınızın amaçlarını ortaya çıkarabilmek için yapmanız gereken tek şey sormaktır. Ama bunu yapmadan önce anlatacaklarını dinlemeye ve bunların nereden geldiğini anlamaya hazır olduğunuzdan emin olun. Daha içten bir konuşmayı teşvik etmek için açık uçlu sorular sorun; bu, evet/hayır cevaplarının yerine bir diyalogu ateşleyecektir.
Her çalışanınızın belli bir işi vardır ve her bir iş şirketinizin büyük amacıyla bağlantılıdır. Her şahsın işini ona kuruluşu ve amaçlarını öğretmek için kullanın. Yaptığı işin büyük resimle ve kendi tutkularıyla nasıl ilişkili olduğunu gösterin.
Çalışanlarınızın önünde negatif bir tutum içinde olmayın. Tavırlar bulaşıcıdır ve eğer kötü modunuz ortamı enfekte ederse çalışanlar işlerini yapma konusunda baskı altına girecektir.
Bir sorun hakkında hemen rutin bir çözüme sarılmaktan fazlasını gerektiren kararlar almak, tamamen liderliği anlatır.
İdeal karar alma süreci, sizden gerçek sorunun ne olduğunu ortaya koymanızı, sorunla bağlantılı olarak kendinizi yönlendirmenizi, bir tercih yapmanızı ve bunu hayata geçirmenizi ister.
Çalışanlar, genellikle en iyi bilgi kaynağınızdır, çelişki bakış açılarını ve iç görülerini dışarı çıkarmak amacıyla sarsacak en iyi yoldur.
Sezgi, inisiyatif ve zamanlama gibi soyut unsurların karar alma sürecinizde oynadığı rolü hafife almayın. Her şeyin ötesinde sezgi, hayat boyu değer taşıyan bir tecrübenin faydalarının sunduğu bir şeyi açığa çıkarmaya çalışan gerçek bilinçaltınızdır; inisiyatif ve zamanlama ise birbiriyle ilişkili niteliklerdir ve çekirdeklerinde eylemin faydalarının eylemsizliğin faydalarından fazla olduğunun bilgisi yatar.
Karar alırken izlemeniz gereken 4 adım vardır:
Gözlem, yönelme, karar, eylem. Bu sürecin en önemli iki aşaması birincisi (gözlem) ve sonuncusudur (eylem). Eğer yeterli ya da doğru bilgiyi ortaya çıkaramıyorsanız, bütün süreç sekteye uğrar. Ve eğer bunu yönetemiyorsanız ya ne yapıyorsunuz
İşlerin gerçekten yapıldığı nokta (icraat olarak da bilinir) karar alma sürecinin eylem aşamasıdır.
Burası aynı zamanda liderin zayıflıklarının en fazla göründüğü aşamadır. Şu 5 soru, size icraatın 5 temel unsuruna odaklanmanızda yardım edecektir:
1. Amaçlarınız açık mı? Hedeflerinizi spesifik, niceliksel terimlerle açıklayabildiğinize emin olun. Bunlar, başarıyı ya da başarısızlığı ölçmede kullanacağınız standartlardır.
2. Bunu kim halledecek? Doğru insanları doğru işe koymalısınız. Güçlü yanlarını sorumluluklarıyla uygunlaştırın.
3. İşi halletmek için neleri kullanacaklar? Amacınızı gerçekleştirmek için hangi kaynaklara ihtiyaç duyuyorlar? Bu kaynaklar sizde var mı? Yoksa amaçlarınızı yenilemelisiniz.
4. Nasıl halledilecek? Bu soru, sizin stratejinize ve taktiklerinize odaklanmıştır. Bu plandan neredeyse kesinlikle sapmış olsanız bile başarılı olmak için bir plana gerek olduğu aşikardır.
5. Bütün bunlar mantıklı görünüyor mu? Birincisi, istediğiniz şey mümkün müdür ya da çalışanlarınızı bir başarısızlığa mı itiyorsunuz? İkincisi, bu soru sizi bir geribildirim programına zorlamalıdır. Böylece bilgi toplamaya ve neler olup bittiğinin ışığında orijinal varsayımlarınızı sınamaya devam edebilirsiniz.
İcraat liderliğinin özü, bir örgütlenmeyi ya da bir grup insanı sadece işlerin halledilmesi için değil, işlerin doğru halledilmesi için yönetmektir.
Bu basamağın 6 adımı vardır, ama sonunda yapabileceğiniz en iyi şey, amaçlarını gerçekleştirmeleri için onların güçlü yanlarını kullanmaktır. Bu, onların kendilerini başarılı hissetmelerini sağlayacaktır. Ve insanların başarılı olma şansı olduğunu hissetmelerini sağlamak da onları işlerini doğru yapmaları için motive etmenin anahtarıdır.
1. Net beklentiler oluşturun. Spesifik ve gerçekçi beklentiler oluşturmak, performans seviyelerini yükseltmeleri konusunda insanlara ilham verir.
2. İyimserlik işleyin. Güvenli liderliğin insanlara engelleri aşma ve daha verimli çalışma konularında yardım ettiği kanıtlanmıştır.
3. İnsanları güçlü yanlarını kullanabilecekleri konumlara yerleştirin. Çalışanlarınızın hangi alanda iyi olduğunu keşfedin ve bu güçlü yanlarını ortaya koyabilecekleri konumlara yerleştirin.
4. Bırakın işlerini kendi tarzlarıyla yapsınlar. İnsanların amaçlara kendi tarzlarıyla ulaşmasına izin verirseniz, kendilerine inancınızı inovatif çözümler ve enerjik çalışma ile ödüllendireceklerdir.
5. Geribildirim sağlayın. İlerlemeleri konusunda insanları düzenli olarak bilgilendirin ve gerekirse yapıcı eleştiride bulunun. Siz söylemediğiniz sürece insanlar işlerini nasıl yaptıklarını bilmez. Bu aynı zamanda, işlerini iyi yapıyorlarsa övgü anlamına gelecektir.
6. Kesintisiz ilerlemeyi besleyin. Bu, başarılı bir kuruluşun anahtarıdır.
Çalışanlarınızı yeni tecrübelere ittiğinizde ve yeni yetenekler edinmelerine yardım ettiğinizde, şirketinizin serpilmesini sağlayacak taze fikirleri ve içgörüleri mümkün kılarsınız.