Büyük değişimler küçük adımlarla başlar!
Değişime yol açmak için bir şeyler bilmek yeterli değildir. İnsanların bir şeyler hissetmesini de sağlayın. Adalet ve aynılıkla analitik tartışmalarla mücadele etmeyi denemek, boğulan birine yangın söndürme tüpü fırlatmaya benzer. Çözüm soruna uymamaktadır. Unutmayın ki, büyük değişimler küçük adımlarla başlar. Küçük adımlar kartopu gibidir. Ama bu, değişimin kolay olduğu anlamına gelmez. Şunu güvenle söyleyebiliriz: Değişim işe yaradığında, bir kalıp izleme eğilimindedir. Değişen insanlar açık bir istikamete, bolca motivasyona ve destekleyici bir çevreye sahiptir. O kalıbı ihmal etmeyi bırakmalı ve onu bağrımıza basmalıyız.
Davranışı değiştirmek için ortamda ince ayar yapmak her gün elinizin altında olan bir araçtır: Yollardaki şeritler ve trafik işaretleri boyanmıştır ve dur uyarıları yerleştirilmiştir, böylece öngörebilir ve düzenli bir tarzda sürüş yaşayabilirsiniz. Bir süpermarkete gittiğinizde, süt soğutucular arkada yer alır, böylece oraya giden yolda başka şeyler almaya özenir ve kasaya öyle gidersiniz.
Kendinizi kalıcı olarak değiştirebilmek için gitmek istediğiniz doğrultuya uygun yeni alışkanlıklar oluşturmalısınız. Yeni ve daha iyi alışkanlıklar edinmenin bir yolu da ortamınızı, yeni alışkanlıklarınızın gücüne göre davranmayı kolaylaştıracak şekilde değiştirmenizdir.
Oluşturmaya çalıştığınız yeni alışkanlığı hatırlatacak şeyler: Satış ekibinizin daha çok müşteriyi ziyaret etmesini istiyorsanız, “kahve ve arama” adını verdiğiniz bir eylem tetikleyicisi kullanabilirsiniz: Her satıcı günün ilk kahvesini doldururken en önemli müşterisini aramakla görevlendirilir. Bu tür bir eylem tetikleyicisiyle, kahve molası geldiğinde herkes bu işi yapacağını bilecektir.
Size daha zor alışkanlıkları kazanmanızda yardım edecek daha kolay alışkanlıklar: Eğer her sabah spor salonuna gitmek istiyorsanız, spor arkadaşınızı bir gece önce arayabilir ve sabah geçerken sizi de almasını isteyebilirsiniz. Arkadaşınızla konuşmak tek başına salona gitme alışkanlığı edinmenizden daha kolaydır.
Bir sürüyle seyahat ederken azimli olmak daha kolaydır.
Davranış bulaşıcıdır. Yayılmasına yardımcı olun. Değişimi kolay kılan bulaşıcı davranışa iyi bir örnek “atanmış sürücü” olgusudur. Atanmış bir sürücü gece alkol almayan, böylece de herkesi güvenle evine ulaştıran kişidir.
İnsanlar nereye gittiklerini ve buna değdiğini bildiklerinde değişimi gerçekleştirmek her zaman daha kolaydır. Beynimizin rasyonel tarafı analizi o kadar sever ki başka bir şey yapmaz. Bu bölümü çok cazip bir istikamete yönlendirir ve enerjik ifadelerle bu istikameti açıklarsanız, rasyonel akıl analiz etmeyi durdurur ve oraya nasıl varılacağını düşünmeye başlar.
Eğer cüretkar bir amaçla ortaya çıkarsanız bu sizi de heyecanlandırır, daha sonra da aklınızın hem rasyonel hem de duygusal kısımlarını harekete geçirirsiniz. Değişim için ivme oluşturabilmek amacıyla analitik taraflarının yanı sıra insanların duygusal yanlarını da çekmelisiniz. İşle ilgili her yeni durumda küçük değişiklikleri hayata geçirebilirsiniz, ancak mevcut durumun sıkıntısını hissetmelerini sağlayacak genel bir şey yapmadığınız sürece değişimin baskısını hissetmeyeceklerdir.
Eyleme geçmenin bir diğer yolu ise gerekli değişimi küçültmektir. Küçük başarılar bile insanların kendilerine inanmalarında inanılmaz rol oynayabilir. Küçük, görünebilir amaçlar koyduğunuzda, bu amaçlar başarabilecekleri şeyler olarak insanların kafasında yer etmeye başlar. Büyük bir değişimi daha küçük, daha yönetilebilir parçalara böldüğünüzde, ölçeğinizi yeniden tanımlamış olursunuz. İlgili herkese en az üç sinyal yollarsınız: Korkmayın, yapabiliriz. İlerlemeye devam edersek her seferinde bir adım atarak oraya ulaşabiliriz. Oraya giden yolda beceri düzeyimizi yükseltebiliriz.
Küçük başarılar bile insanların kendilerine inanmalarında inanılmaz rol oynayabilir.
Küçük, görünebilir amaçlar koyduğunuzda, bu amaçlar başarabilecekleri şeyler olarak insanların kafasında yer etmeye başlar. Yeni bir kimlik çabucak kök salabilir, ama onunla yaşamaya alışmak inanılmaz zordur. Bu durumda nasıl motive olacaksınız? Cevap tuhaf gelebilir: Başarısızlık beklentisini yaratmalısınız.
Yeni kimliğinizi edinme yolunda kendinize başlangıçta başarısız olma izni vermeniz, özellikle de bir şirket söz konusu olduğunda, kulağa aykırı gelebilir. Değişimi yaratabilmek ve sürdürebilmek için bir skor hakemi olmaktan koç olmaya doğru evrim geçirmelisiniz.
Bu, büyüme zihniyetinin paradoksudur. Başarısızlığa dikkat çekiyor gibi görünse de ve aslında bizi başarısızlığa teşvik eder gibi olsa da, sonsuz derecede iyimserdir. Mücadele edeceğiz, başarısız olacağız, yenileceğiz ama tüm bu süreçte daha iyi hale geleceğiz ve sonunda başaracağız. Büyüme zihniyeti bozgunculuğa karşı bir tampondur.