‘Bir Yaratıcılık Öyküsü’: Beko “Havuz” Reklamı


Tabii bu noktada reklam şirketlerine büyük iş düşüyor. Çünkü bu şirketler, ürünü ya da hizmeti, kendi alanlarında daha önce uygulanmamış yaratıcı bir çalışma ile hayata geçirmek zorunda. Eğer tanıtılan ürün ya da hizmet zaten ‘farklı’ bir proje ise, reklam şirketinin de tanıtılan ürün ya da hizmetin farklılığı oranında ‘fark’ yaratması gerekiyor.

Yaratıcı bir ürünü, yaratıcı bir sunumla tanıtmayı başaran ve bu başarısıyla ödüllendirilen reklam şirketlerinden biri, bu yıl Reklamcılar Derneği tarafından 16’ncısı düzenlenen ‘Kristal Elma Türkiye’ reklam yarışmasında biri Büyük Ödül, toplam 12 ödül kazanarak yılın en çok ödül kazanan ajansı unvanını kazanan TBWA / İstanbul... Dünyanın en büyük 10 reklam şirketinden biri olan TBWA’nin, Türkiye kuruluşu olarak dört yıldır başarılı çalışmalara imza atan TBWA İstanbul; Büyük Ödülü televizyon dalında Beko Çamaşır Makinesi için hazırladığı ‘Havuz’ reklam filmiyle kazandı.

TBWA İstanbul’un Beko ‘Havuz’ reklamıyla kazandığı bu ödülden yola çıkarak, şirketlerin başarılarında büyük rol oynayan, yaratıcı ya da farklı olmak olgusunu destekleyen en önemli araçlardan biri olan reklamlar konusunda, TBWA / İstanbul’un Reklam Yazarı Erdinç Mutlu ile görüşerek, bir yaratım süreci olarak Beko ‘Havuz’ reklamının hikayesini ve şirketin yaratıcılığa bakış açısını öğrenmeye çalıştık.

‘Ne kadar çamaşır, o kadar su, o kadar elektrik’

Dört senedir TBWA / İstanbul’da çalışmalarını sürdüren Mutlu; ajansın başarılarını, reklamların stratejik – kreatif yaklaşımla hazırlanmasına bağlıyor ve ‘Havuz’ reklamını, belirlenen stratejinin, müşteri ilişkileri ve kreatif bölümün birlikte düşünmesinin ve ortak bir ekip çalışmasının iyi bir ürünü / sonucu olarak niteliyor.

Mutlu; bu reklamı, Beko Elektronik Çamaşır Makinesi için hazırlanan bir brief doğrultusunda yaptıklarını ifade ediyor. Kendilerine gelen brief’in çok net olmasının reklamın başarılı olmasında çok büyük bir etken olduğunu ifade eden Mutlu; brief’te ‘Ne kadar çamaşır, o kadar su ve elektrik’ şeklinde özetlenebilecek ‘Akıllı Yıkama Sistemi’nin ve fikrinin çok iyi verildiğini belirtiyor. Ve bu brief’ten hareketle gerçekleştirdikleri ‘Havuz’ reklamının oluşum sürecini şu şekilde ifade ediyor: “Beko’nun geliştirdiği elektronik çamaşır makinesi; makineye ne kadar çamaşır koyarsanız, o kadar su ve elektrik harcıyor. Yani gereksiz su ve elektrik harcamasından insanları kurtaran bir yenilik. İnsanlar; içine konan çamaşır miktarına göre su ve elektrik harcayan çamaşır makinesini hayal edebiliyorsa ve bunu yapmışlarsa, o zaman bir yüzücünün de içine girip yüzebileceği kadar suyla dolan ve sadece o kulvarı aydınlatılan bir havuz ‘neden olmasın’ gibi bir düşünceyle yola çıktık.”

Reklamın temel fikrinin ve görsel çözümünün, ürünle çok iyi örtüştüğünü belirten Mutlu; prodüksiyon aşamasında kullandıkları teknolojiyi de kısaca şu şekilde ifade ediyor: “Havuzun önce dolu, sonra boş planları çekildi. Ve daha sonra, basitçe söylemek gerekirse, bilgisayarda boş ve dolu planlar üst üste getirilerek, dolu planların etrafı temizlendi ve bir yüzücünün yüzebileceği, tek bir kulvar kaldı.”

Mutlu; bugün herkesin ‘yaratım süreci’ olarak adlandırdığı sürecin kendi çalışmalarında ve bu reklamda nasıl işlediğini de şu şekilde ifade ediyor: “Kreatif ekip olarak bir araya gelerek oturuyor ve konuşuyoruz. Aslında bizim yaptığımız, elimizdeki brief’e bakmak ve bunun üzerinde; biz en fazla değeri ve farkı yaratabilecek çözümü nasıl bulabiliriz’ diye düşünmek. Bunu yaparken bir TBWA felsefesi olan “disruption” bize iyi bir yol gösterici oluyor. Disruption’ı, farklı sorular sorma, konvansiyonları yıkma felsefesi olarak özetleyebiliriz.

Bu reklamda elimize gelen brief çok iyiydi. Ürün çok iyiydi, teknoloji farklıydı. Daha önceden sahiplenilmemiş bir teknolojiydi. Bunun bilincinde olarak ekip olarak çalıştık ve ortaya diğer konvansiyonel çamaşır makinesi reklamlarından farklı olan bu film çıktı.

Yaratımda ‘biz’ olmanın önemi...

Satış mesajını içeren brief’e ve ürüne göre, o ürünün tek bir özelliğini ya da faydasını ön plana çıkarmak durumunda olduklarını belirten Mutlu, her brief’te, ürün ya da hizmete göre diğerlerinden farklılaşan fikri bulmanın, sadece oturup beraber çalışmakla mümkün olabildiğini ifade ediyor. TBWA\İstanbul’da çalışan herkesin, tüm birimlerin yaptığı tüm çalışmaları ‘hepimizin projeleri’ olarak nitelendiren Mutlu; ‘burada yapılan tüm çalışmalar bize ait’ diyerek, kendilerini başarıya götüren yaratıcı çalışmaların kaynağını sunuyor.

Beko Çamaşır Makinesi için basın ilanı, outdoor çalışmaları ve filmden oluşan çok mecralı bir kampanya hazırladıklarını belirten Mutlu; Kristal Elma yarışmasında reklam filmi ve basın ilanının dayanıklı ev aletleri kategorisindeki ödüllerin yanı sıra televizyon reklamları dalında Büyük Ödülü, bu yıl 11’incisi yapılan Golden Drum’da da Bronz Drum’ı aldığını söyleyerek gerçekleştirdikleri çalışmanın başarılarını aktarıyor.

‘Yaratıcı iş yap ama bunu yaparken
sadece farklı olma, fark yarat’

Mutlu; ‘Havuz’ reklamı ve gerçekleştirdikleri diğer tüm çalışmaların yaratım sürecini şu şekilde ifade ediyor: “Bir marka ya da bir ürün üzerinde, kreatif ekip olarak düşündüğünüz, düşündüklerinizi kreatif direktörünüze sunduğunuz, müşteriye gidip sunum yaptığınız ve ondan sonra, prodüksiyona geçtiğiniz bir süreç...” Mutlu yaptıkları çalışmaları, sadece ‘yaratıcı olsun’ diye hayata geçirmediklerini, amaçlarının diğerlerinden farklı olanı ve markayı uzun vadede bir yerlere götürebilecek değerleri yaratmak olduğunu belirtiyor.

Mutlu; kendilerini başarıya götüren reklamların temelinde yer alan yaratıcılığı tanımlamasını istediğimizde, bize şu yanıtı veriyor: “Sadece farklı olmak değil, fark yaratmak ve yapılan her işe değer katmak…” Şirketlerin bu kavramlara, yaratıcılığa giderek daha fazla önem vermeye başladıklarını ifade eden Mutlu; şirketlerin yaratıcı reklamlara bakışını da şu şekilde ifade ediyor: “Şirketler; yaratıcı reklamların, markalarını bir noktadan alıp, daha ilerideki bir noktaya götürebileceklerine inanıyor. Yaratıcılığı sadece farklı olmak değil, fark yaratmak ve yapılan her işe değer katmak olarak görürsek, şirket yöneticilerinin reklamlara bakışı git gide daha pozitife dönüyor. Çünkü etrafta birbirine benzeyen o kadar çok iş var ki, yaratıcı işlere pozitif bakmaları, ürünler için, markalar için her zaman çok daha iyi sonuçlar getirecektir.”

Hayat eşsiz bir kaynak...

“Hayat içerisinde beslendiğiniz onlarca yüzlerce kaynak var, yani hayatın her saniyesi yaratıcı fikir bulmak için bir kreatifi destekleyen, besleyen öğeler olarak karşımıza çıkıyor” diyen Mutlu; yaratımın birçok insanın tanımladığı gibi ‘fikirlerin zihinde uçuşması’ gibi bir sürecin sonucu ortaya çıkmadığını vurguluyor.

Mutlu; reklam dünyasında, dolayısıyla belki de hayatımızın farklı birçok alanında yaratıcı olabilmenin ipuçlarını da şu şekilde sıralıyor: “Dünyadaki her şeye meraklı ve açık olmak, sürekli öğrenmek, okumak, çok farklı alanlarda, tamamen reklam dışında bir şeyler yapıyor olmak, her fırsatta yeni bir şeyler öğrenmek, araştırmak...” Mutlu’ya göre; hayata bakan, sadece hayata bakmakla kalmayıp hayatı gören biri olursanız, zaten bu işi öğrenmekle birlikte, bu sürecin getirdiği fikirleri kafanızda daha sağlıklı birleştirebilirsiniz.




Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)