Beyazperdenin ve ekranların yetenek avcısı: Renda Güner Katıman

Dilerseniz önce “casting” kavramının ne anlama geldiği ile başlayalım. Siz bu işi Türkiye’de ilk yapan isimlerden birisiniz. Nasıl başladı maceranız?

Casting Direktörlüğü bir sinema filmi, dizi ya da projenin oyuncu kadrosunu oluşturmaktır. Bu işe başlamamda bana destek veren kişi “S Prodüksiyon”un kurucusu Serap Özbay’dır. Mimar Sinan Üniversitesi Seramik Bölümü’nde okurken Serap ile birlikte çalışmaya başladım ve bir dönem onun prodüksiyon asistanlığını yaptım. Daha sonra altı ay kadar Serap’ın kişisel asistanlığını yaptım.

Ondan sonraki aşamada artık prodüktör olmak vardı. Fakat bu işin kesinlikle bana göre olmadığını biliyordum ve yanlış bir yola girmemek için farklı bir alternatif aramam gerekiyordu kendime. Konuyu Serap ile konuştuğumda bana casting direktörlüğü işini anlattı.

O sıralarda Türkiye’de böyle bir sistem yoktu. Casting aşaması ile yapımcılar ya bizzat ilgileniyorlardı ya da her yapım şirketinin içinde casting ile ilgilenen bir sorumlu vardı. Daha önce denenmemiş bir şeyi yapma fikri çok hoşuma gitmişti bu yüzden.

Hemen araştırmaya başladım konuyu. “Kimden ne öğrenirsem kârdır” düşüncesi ile İngiltere’nin yolunu tuttum ve orada bir casting direktörü ile görüştüm. Bana sadece on beş dakikasını ayıran bu direktörün o kısacık zamanda anlattıkları bile benim için çok önemliydi.

Sonunda 1996 yılında şirketimi kurdum. Açıkçası ilk başlarda oldukça zor günler geçirdim. Çünkü bana iş verecek kurumlar bile daha bu işin ne anlama geldiğini ve benden nasıl bir hizmet alacaklarını bilmiyorlardı.

Özellikle dizi ve sinema sektörünün gelişmesiyle birlikte bu tutum zaman içerisinde değişmeye başladı. Artık yapımcılar doğru oyuncu kadrosuna ulaşabilmek için casting direktörlüğünün önemini anlamaktalar.

Ben bu konuda üç sene önce çalışmalarımızı başlattığımız Erol Avcı’ya(TMC) çok şey borçlu olduğumu düşünüyorum. Erol Avcı’nin casting konusundaki titizliğinin ve profesyonelliğe inancının birlikte yaptığımız Beyaz Gelincik, Hırsız Polis,Yağmur Zamanı, Aliye gibi başarılı dizilere de yansıdığını düşünüyorum.

Kimi roller onu oynayan kişiyle özdeşleşir ve yıllarca öyle kalır. Bu derece başarılı bir casting için hangi koşullar bir araya gelmeli?

Bir kere herşeyden önce Casting Direktörü bir rolü kimin oynayacağı ile ilgili kararı veren kişi değildir. İyi bir cast çalışması yapabilmek için bizden bunu talep eden yönetmenin/yapımcının ne istediğini çok iyi anlamak gerekiyor.

Bir sinema filmi; senaryo ile birlikte yapımcı ve yönetmenin bize gelmesiyle başlar. Aslında oyuncu seçimini en iyi filmi yazan kişi; yani projenin senaristi yapar, rolleri kafasında oluşturur. Fakat ne yazık ki senarist ile bir araya gelmek çoğu zaman mümkün olmuyor.

Biz genelde yapımcı ve yönetmen ile bir araya gelir, senaryoyu okuruz. Ardından bir dizi toplantı yaparız. Bu toplantılarda nasıl bir cast çalışması gerektiğini, ne arandığını, başrolden figürasyona kadar takibini gerçekleştiririz.

Her karakter üzerine çalışır, o karakterin geçmişi ve fiziksel özellikleri üzerine konuşuruz. O rolün hakkını verebilmesi için ne gibi spesifik özelliklere sahip olması gerektiğini tespit ederiz.

Bu aşamadan sonra neler yaşanıyor?

Bundan sonra bizi kendi başımıza bırakırlar. Biz de araştırma yapmaya başlarız. Her karakterin kimi oynaması gerektiğini araştırırız. Önce ben kendi kafamdan bir liste yaparım. O listelerdeki kişiler buraya gelir, deneme çekimlerini yaparız.

Ama bazen benim aklımda doğru olacağını düşündüğüm aday buraya geldiğinde çok farklı bir çekim verebiliyor. Dolayısı ile gelenleri ikinci bir elemeden geçiriyorum ve gerçekten uygun olanları karar vericilere sunuyorum. Bu süreç hepimizin ortak beğenisi olana kadar devam ediyor. Tek bir sunum, projeyi sonlandırmak için yeterli olmuyor.

Bu sunumlar hepimizin cast’ı anlaması için oldukça gerekli. Bizim mesleğimizin en zor tarafı da bu… Benim güzel bulduğumu siz bulmayabilirsiniz. O yüzden daha önce de söylediğim gibi işimizi iyi yapmamız ancak karşı tarafın bizden ne istediğini en doğru şekilde anlamamız ile mümkün oluyor.

Daha sonra karakterler yavaş yavaş şekillenmeye başlıyor. Karar sürecinden sonra bütçe görüşmeleri ve oyuncunun kendi şartları görüşülmeye başlıyor. Çünkü bir oyuncunun projeye uygun olması; onun her koşula uyum sağlayabilmesi demek. Bir oyuncuyu bir yapımcıya önerirken adayın hem bütçe hem de zaman olarak işe uygun olması gerekiyor.

Proje start aldığında sizin işiniz bitmiş oluyor mu, yoksa proje bitene kadar ekiple çalışmaya devam ediyor musunuz?

Bir filmdeki rollerin tümünün kimler tarafından oynanacağına karar verildiğinde bizim işimiz azalmış oluyor. Birebir sette yer almıyoruz çekimler sırasında. Casting ile ilgili kişiler ve biz bütün çekim süresince günlük organizasyonları yapıyoruz.

Kriz durumlarına nasıl müdahale ediyorsunuz? Oyuncular için herhangi bir yedekleme söz konusu oluyor mu?

Biz bu tür sürprizlerle karşılaşmamak için projeye başlamadan önceki çalışmaları gerçekten çok detaylandırıyoruz. Sadece oyuncunun dış görünüşüne bakılarak yapılmıyor bu seçimler... Defalarca deneme çekimleri yapıyor; oyuncuyu rol arkadaşları ile bir araya getiriyoruz.

Bu yüzden olası sorunları genelde prova aşamasında ortadan kaldırmaya çalışıyoruz. Tabii ki kimi zaman çekimler sırasında da, hatta tamamlandıktan sonra bizi çok şaşırtan performanslar çıkabiliyor. O zaman tekrar bir cast çalışmasına girebiliyoruz. Ama bu hiçbirimizin tercih edeceği bir durum değil. Bir yapım şirketinin casting direktörü ile çalışmasının temel sebebi daha sonra sürprizlere mahal vermemek aslında.

Yaptığınız işi bir bakıma iş dünyasındaki yetenek avcılığına benzetmek mümkün mü? Sonuçta siz de yetenekli oyuncuları keşfedip en iyi performansı göstereceği role adapte ediyorsunuz…

Benzer yanları olduğuna inanıyorum tabi. Ama bizim işimiz tamamen oyuncular ile ilgili bir iş olduğu için onların yeteneklerini ve role uygunluklarını deneme çekimleri yaparak anlama şansına sahibiz.

Ben her ne kadar bu deneme çekimlerini hem oyuncular hem de bizim için bir şans olarak görsem de maalesef birçok oyuncu deneme çekimlerine karşıdır ve bunu kendi yeteneklerinin test edilmesi olarak algılar.

Fakat kabul etmeliyiz ki bu bir ekip işidir ve seçimler tek bir kişinin kararıyla yapılmıyor. Oyuncuların da bunun profesyonel bir çalışma olduğunu artık kabul etmesi ve ondan mümkün olduğu kadar iyi faydalanmak için gayret göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Bu profesyonel bir çalışmadır.

Geçmiş deneyimlerinize baktığınızda bir oyuncunun performansını en çok nelerin etkilediğini söyleyebilirsiniz?

Kişinin bireysel performansı ne kadar yüksek olursa olsun, o performans ekip içinde çok başka yerlere kayabilir. Bunun yanı sıra oynadığı rolün o oyuncuya uygun olup olmadığı kadar, ne kadar öne çıkabilecek, dikkat çekebilecek bir rol olup olmadığı da önemli. Yıllarca çok iyi işler yaparsınız, ama bir gün doğru işe başlarsınız ve asıl o zaman dikkat çekebilirsiniz.

Örneğin Aliye dizisinde “Mücahit” karakterini canlandıran Barış Falay ile proje başlangıcında altı ya da yedi bölümlük bir anlaşma yaptık. Hikâye İstanbul’a taşınacaktı ve onun da rolü sona erecekti. Ama Barış o rolün hakkını öyle güzel verdi ki senaryo daha sonra değiştirildi ve içinde Barış’ın da yer aldığı yeni bir şekil verildi.

Tabii dizilerde oyuncuların nasıl bir performans gösterdikleri ve izleyicinin tepkisine göre sinema filminden farklı olarak senaryoya müdahale etmek mümkün olabiliyor.

İyi bir oyuncu kötü bir projeyi kurtarmak yeterli mi sizce?

Bana göre hiç bir şey tek başına bir projeyi götürmek için yeterli değil. Bizim işimizde iyi bir ekip çalışması herşeyden daha önemli.

Dolayısıyla sadece başarılı bir oyuncu kadrosunun işi tek başına götürebileceğine inanmıyorum. Bunun yanında bazen çok popüler bir isim bir projeyi götürebiliyor ama yine de bir tat eksik kalıyor sanki.

Bugüne kadar yaptığınız çalışmalar içinde en fazla içinize sinen hangisiydi?

Bir projenin içime tam anlamıyla sinebilmesi için casting sürecini keyifli yaşamak çok önemli. Dışarıdan bakanlar için çok keyifli gibi görünen bu süreç bizim için kimi zaman oldukça sancılı geçebiliyor çünkü...

Bizim işimizde organizasyon yeteneğinin çok önemi var. Bazen tek bir karakter için bile çok uzun zaman harcamanız, en iyiyi bulana kadar araştırmanız gerekiyor. Bunun yanı sıra diğer ajanslardan araştırdığım oyuncuların da doğru zamanda ve doğru şekilde burada olmasını sağlamak çok önemli.

Bu yüzden herşeyin oturduğu bir sistemde hizmet verebilmek çok önemli benim için. Aliye dizisinde senarist-yönetmen-yapımcı ve genel koordinatör ile birlikte karar verdik. Bir kaseti seyrederken belki tartıştık, belki kavga ettik ama sessiz geçen toplantılardan çok daha başarılı bir iş çıkarttığımızı düşünüyorum.

Bu süreçte yakın olabilmek ve iletişim kurmak çok önemli. Cast bir tek kişinin tek başına karar vermemesi gereken bir süreç.

Bugüne kadar yaptığım en keyifli çalışma ise sanırım Yazı-Tura filmidir. Uğur Yücel ve ekibi ile çalışmak benim için çok önemli bir tecrübeydi.

Gerçekten inandığınız fakat gelişmeye ihtiyacı olan yetenekler olduğunda onlara nasıl destek veriyorsunuz?

Öncelikle kişinin neye ihtiyacı olduğunu çok iyi anlamak gerek, vücut dili mi diksiyon mu hangi tarafını geliştirilmesi lazım buna bakıyoruz. Bir de tabii oyuncunun da geleceği ile ilgili ne istediğini bilmesi ve çalışmaya hazır olması çok önemli…

Dışarıdan baktığınızda yaptığınız işi nasıl değerlendiriyorsunuz?

Bizim işimiz sevmeden yapılabilecek bir iş değil. Gönlünüzü vermediğiniz zaman ikinci üçüncü projeden sonra bu isteksizlik çalışmalarınıza yansıyacaktır.

Ben kendi şirketimi deneme yanılma yoluyla, yanlışlar yaparak kurdum ve bu işi sıfırdan öğrenmeye çalıştım.

Artık kendi sistemimi oturttuğuma inanıyorum. Anladım ki bir oyuncuyu ajans olarak temsil edebilmem için onunla inançlarımızın aynı olması gerekiyor. O oyuncu gerçekten başarılı bir şeyler mi yapmak istiyor, yoksa sadece ünlü olmayı mı amaçlıyor; bu bile bir şeyleri anlamak için önemli bir ayrıntıdır. Son zamanlarda benim için önemli olan yeni yüzlerin ortaya çıkmasını sağlamak oldu. Çünkü ancak o zaman kendimi gerçekten “bir şey” yapmış gibi hissediyorum.

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)