Adecco
ADECCO Türkiye’nin yaptığı çalışmalar ve yönetim uygulamaları ile ilgili bilgileri almak üzere Genel Müdür Pembe Candaner, İstanbul Avrupa Yakası Bölge Müdürü Ebru Coş, Erenköy şube Müdürü Osman Demirel ve Hotel & Catering şube Müdürü Jülide Hozan’ı dinledik.
Adecco’nun vizyonu, misyonu ve faaliyetleri konusunda bilgi alabilir miyiz?
Pembe Candaner: Mutlu, verimli, üretken ve birbirleriyle iyi ilişkiler içinde, sürekli gelişmeyi, büyümeyi ve daha iyi hizmet vermeyi hedefleyen bir firmayız. Adecco’da çalışanlar değil, Adecco’da yaşayanlar vardır. Dolayısıyla vizyonumuzun da bir sınırı yok. Bugünün olduğu gibi yarının da insan gücünü tanımlamak, bulmak ve yarınlar için çözüm üretmesinde yardımcı olmak elbette temel hedefimizdir. Misyonumuz, Adecco olarak insan kaynaklarının seçme ve yerleştirme danışmanlığında şirketlerin en üst kademesinden en alt çalışanına kadar tüm pozisyonlarında, gerek dönemsel gerekse daimi olarak hizmet vermek ve onların bordrolama gereksinimlerini de karşılamaktır.
Burada öngördüğümüz müşterilerimiz için “One Stop Shopping” imkanını sağlayabilmektir. Açacak olursak; hizmet verdiğimiz müşterilerimize seçme ve yerleştirme danışmanlığında tam ve eksiksiz hizmet verebilmekteyiz. Müşterilerimizin bu konuda bütün ihtiyaçlarını bizden karşılayabilmesi hedefimizdir. Tüm pozisyonlarda çalışıyor olmamız, ister dönemsel (Temp), ister daimi (Perm) olsun seçme ve yerleştirme yapabiliyor olmamız, onları dünyaca ünlü “Thomas Management Systems”le değerlendiriyor olmamız ve bordrolarını yapabilmemiz müşterilerimiz için zaman ve para kaybını önlemektedir.
Mutlu personel, mutlu müşteri ve kazanç. Bu üçgen kapsamında yönetim prensiplerinizden bahsedebilir misiniz?
Ebru Coş: Kazanmak, hep daha çok kazanmak tartışmasız her ticari kuruluşun öncelikli hedefi. Ancak bu hedefi gerçekleştirmek için “temel” ve “vazgeçilmez” kabul edilen yöntem ve yaklaşımlar şirketten şirkete değişebiliyor. Biz Adecco Türkiye yönetimi ve çalışanları olarak, daha çok kazanmak ve büyümek için yöntemimizi müşteri odaklı çalışmak ve mutlu müşteri yaratmak olarak tanımladık.
Müşteri odaklı hizmet veren ve müşterilerine bunu hissettirebilen çalışanlardan oluşan bir Adecco takımı yaratmak ve tüm şartlar altında bunu kalıcı kılmak yönetim önceliğimizi oluşturuyor.
Peki bunu başarmak için nasıl bir yöntem izli yoruz? Bu misyonu taşımaya hazır ekip arkadaşlarını seçerek işe başlıyoruz. Önceliğimizi her kademede aramıza katılan arkadaşımıza ilk günden net olarak tanımlıyoruz. Bu önceliği gerçekleştirebilmek adına, yoğun zaman baskısı altında çalışan arkadaşlarımız gerekirse rutin şirket prosedürlerini ertelemek konusunda yetkiye sahiptirler. Bizde müşteri için harcanacak zaman, raporlamalar ve toplantılar için harcanacak zamandan önce gelir ve takdir görür. Üçüncü önemli şart ise biz yöneticilerin bu misyonda model oluşturmalarıdır. Adecco’nun şubeler bazında yalın ve yatay büyüyen organizasyon yapısı, çalışma zamanını yalnızca toplantılar, iş planları ve bütçe çalışmaları ile sonlandıran değil, birebir günlük operas yonun içerisinde olan yöneticiler yaratıyor.
Bu yaklaşım müşteri memnuniyetini, artan iş hacmini ve kazancı beraberinde getiriyor. Artan iş hacmi ve kazanç Adecco çalışanlarının mutluluğunda temel oluşturuyor. Çünkü bu sürece her kademedeki arkadaşımız birebir dahil, sonuç üzerindeki etkisini net olarak hissedebiliyor ve artan kazançtan da yine her kademedeki arkadaşımız kar payı dağıtım sistemimizle aylık bazda faydalanıyor.
Osman Demirel: Mutlu personel, mutlu müşteri ve kazanç aslında mutlu Adecco demek ve tabii ki şirket olarak temel misyonlarımızdan birisi. Adecco olarak, müşteri kavramı bizlere sadece firmaları çağrıştırmıyor. İş arayışı içinde olan adaylarda aynı zamanda müşterimizdir. Bu bağlamda adaylara bakışımız farklı; değerlendirme yaparken adaylara sadece elemeye yönelik bir yaklaşım değil, onların güçlü yönlerini keşfetmeye ve bu doğrultuda uygun alternatifler sunmaya çalışıyoruz. Sözkonusu üçgende Adecco’nun elbette çok önemli bir rolü var. Bizim içerisinde bulunduğumuz eleman yerleştirme sürecinde son karar her zaman firmaya ve adaya ait olmakla beraber Adecco uygun firma / pozisyon ile uygun adayı biraraya getirmek anlamında bu süreci zenginleştirir ve hızlandırır. Firmalara ve adaylara bir anlamda çeşitlilik sunarız. Danışman firma olarak bu sürece getirdiğimiz en önemli katma değerlerden birisi bu çeşitliliktir.
Mutluluğun, özellikle de iş hayatındaki mutlulu ğun en önemli kriterlerinden birisi kişinin kendini gerçekleştirebilmesidir. Kendini gerçekleşti rebilen kişi daha verimli, çevresi ile barışık olacaktır, yaptığı işe belli bir katma değer katacaktır. Bütün bunlar iş hayatında mutluluğu getirecektir.
Danışman firma olarak on binlerle ifade edilebilecek sayıda adayla görüşüyoruz. Bütün bu deneyimlerimize dayanarak iş hayatında mutluluğu ya kalamanın her zaman çok kolay olmadığını söyleyebilirim. Sadece eleman seçimi ve yerleşti rilmesi değil, tüm insan kaynakları fonksiyon larında ülkemizde son yıllarda yaşanılan geliş meler elbetteki mutlu personel, mutlu müşteri ve kazanç üçgenine katkı sağlayacaktır. Eleman seçimi ve yerleştirilmesi zincirin başlangıç halkası olduğu için mutlaka ayrı bir önem kazanıyor ama insan kaynaklarının diğer fonksiyonlarının da gözardı edilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Burada müşterimiz olan firmalara doğru adayı seçtikten sonra düşen sorumluluklar var.
Türkiye’de İnsan Kaynakları Yönetimi konusundaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Pembe Candaner: Türkiye’de, insan kaynakları departmanı olan bir çok şirket, departmanlarının fonksiyonlarını henüz oturtma süreci içerisindedir. Sadece bord rolama ve benzeri işleri yapıp kendilerini insan kaynakları departmanı olarak konumlandıranlar bile var. İnsan kaynakları yöneticilerinin kanımca en sık karşılaştıkları sorunlarından birisi iletişim. Odasından ya da bulunduğu departmandan çıkmadan işlerini yürüten insan kaynakları müdürlerinin oranı oldukça yüksektir. İnsan kaynakları yöneticileri arasında, çalışanı bir müşteri olarak görüp çalışmalarını bu doğrultuda biçimlendirenlerin sayısı oldukça az.
Çalışanlarla iletişim kurmakta zorlanan insan kaynakları yöneticileri, yapılması gerekenler için üst yönetimi ikna etmekte de çok güçlük çekiyorlar. Her ne kadar insan kaynakları departmanları üst yönetimin öncülüğünde kurulsa da, üst yönetimdekiler hayata geçirdikleri bu departmanlara daha sonra yeterince destek vermiyorlar.
Ancak son yıllarda insan kaynaklarında başarılı uygulamaları, sayıları azda olsa gördüğümüzü söyleyebilirim. Çalışanlarını motive eden, eğiten, geliştirmek ve performanslarını artırmak için istikrarlı politikalar benimseyen şirketlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Bunun yanısıra sevindirici bir gerçekte, bütün bu tablonun içinde yüksek performanslarıyla kendilerini belli eden ve tüm olumsuz koşullara rağmen farklı uygulamalarıyla sivrilen insan kaynakları yöneticilerini görebili yor olmamızdır.
Osman Demirel: İnsan kaynakları alanında Türkiye’de son on yılda yaşanılan gelişmelerin genel anlamda olumlu olduğunu düşünüyorum. Bu durumu hem firmaların insan kaynakları departmanları hem de bu alanda hizmet veren danışman firmaların gelişim çizgisi içerisinde inceleyebiliriz. Türkiye’de giderek daha fazla sayıda artan firma personel departmanından, insan kaynakları departmanına geçişi yaşadı. İnsan kaynakları kavramına zaten önem veren firmalar ise, insan kaynaklarını bütün fonksiyonları anlamında (eleman seçimi ve yerleştirilmesi, eğitim, performans değerlendirmesi, kariyer planlaması...) daha içerikli olarak kullanabilmek için çabalarını yoğunlaştırdılar. Ayrıca eleman yerleştirme sürecinden baktığımızda da her geçen gün insan kaynakları alanına yapılan başvuruların ve ilginin giderek arttığını görüyoruz. Bu da bütün bu olumlu gelişmelerin doğal bir sonucudur.
İnsan kaynakları alanındaki gelişmelerin çok önemli olduğunu düşündüğüm bir diğer göstergesi ise bu alanda hizmet veren danışman firmaların sayısınında giderek artıyor olması. İnsan kaynaklarının farklı fonksiyonlarına hizmet veren danışman firmalar ve özellikle de çokuluslu pekçok şirket son on yıl içerisinde Türkiye piyasasına girdiler, mevcut firmalar hizmet kalitelerini yükselttiler. Firmalar insan kaynakları bütçelerinin önemli bir bölümünü sözkonusu hizmetlere yönlendirmeye başladılar. “Outsourcing” insan kaynakları alanında hızla yaygınlaşmaya başladı.
Biz Adecco olarak, Türkiye piyasasına 1994 yılında İstanbul’da bir ofisle girdik. Bugün bir tanesi Ankara’da olmak üzere toplam beş ofisimiz var. Ayrıca Otelcilik konusunda uzmanlaşmış bir ofisimiz Türkiye’de de ilk ve tek olarak hizmet vermeye başladı.
Bütün bu olumlu gelişmelere rağmen firmalarda insan kaynakları alanında hala kat edilmesi gereken pekçok engel var. İnsan Kaynaklarının bütün fonksiyonları tüm firma çalışanları tarafından tamamıyla kabul görmeyebiliyor. Bu durumu zaman zaman bazı çokuluslu şirketlerde dahi görebiliyoruz. İnsan kaynakları çalışanları kavram olarak bazılarımız için oldukça yeni olabilen faaliyetlerini kabul ettirebilmek için çaba gösteriyorlar. Yeni gelişmekte olan bir alanda kendini kabul ettirme sorunu bazen fazlasıyla yaşanabiliyor.
Otelcilik sektöründeki servisinizden bahsedebilir misiniz?
Jülide Hozan: Temmuz 1998 tarihinde Türkiye’de Adecco Hotel & Catering şubesinin açılmasıyla tüm dünyadaki Adecco Hotel & Catering şubelerinin sayısı 65’e ulaşmıştır.
Adecco Türkiye Hotel & Catering şubesi, sektöre özel hizmet vermek üzere Türkiye’deki ilk uzmanlaşmış Adecco şubesidir. Türkiye Hotel & Catering şubesinin başka bir özelliğine örnek vermek gerekirse; Türkiye’de yeni açılan İtalyan Restaurant’ı için gereken İtalyan aşçıyı çok kısa süre içerisinde İtalya Hotel & Catering şubesi ile işbirliğine girerek yerleştirme imkanımız olmuştur.
Tüm diğer şubelerimiz gibi Hotel & Catering’in de prensibi, doğru işe doğru eleman yerleştirmektir. Bunun nedeni elemanın yerleştirildiği hangi departman olursa olsun elemanın mutluluğu otel misafirinin memnuniyetine dolayısıyla otelin kazancına eşittir.
Geleceğe dönük olarak düşündü ğümüzde de, Hotel & Catering şubesi, diğer şubelerin verdiği hizmetlerin yanısıra, gerçekleştirdiği sektöre özel seminer organizasyonlarına da devam ederek büyü me yolundadır.
İnsan Kaynakları Yönetimi konusunda şirketinizin yurtdışı temsilcilikleriyle ilişkileri hangi düzeydedir? Onların bu konudaki çalışmalarını sisteminize uyarlama şekliniz nedir?
Osman Demirel: Hizmet verdiğimiz alanda oldukça güçlü bir uluslararası zincirin içerisindeyiz. Teknolojinin de yardımıyla iste diğimiz an tüm dünyada ki Adecco’lara ulaşabili yoruz. Tabii ki her lokal Adecco’nun bağlı olduğu bir bölge var. Biz Adecco Türkiye olarak İspanya’ya bağlıyız. İlişkilerimiz birinci derecede İspanya üzerinden yürütülüyor. Özellikle Finans Müdürümüz Edip Arıcan, Adecco İspanya ile birebir iletişim içinde. Ayrıca Global Sales dediğimiz tüm dünyada Adecco satış ve pazarlama stratejilerini belirleyen bir birimimiz var. Bu birim özellikle uluslararası şirketlerin dünya genelindeki işe alım politikaları ve Adecco ile dünya genelinde olan ilişkileri anlamında bizleri bilgilendiriyor, bizde lokal olarak stratejimizi bu doğrultuda yönlendirebiliyoruz.
Adecco’nun temel çalışma prensipleri, ofis yapısı, müşteri hizmet anlayışı, büyüme ve gelişme politikası hemen tüm dünyada birbirine oldukça benzerdir. Bu yapılanma ile ilgili “knowhow” ve desteği her zaman yurtdışından alabiliyoruz.
Doğru işe doğru eleman mantığı ile çalışıyorsunuz. Bu felsefeyi uygulamanın artıları nelerdir?
Ebru Coş: “Doğru işe doğru eleman seçimi” Adecco’nun kendisidir. Hizmet verdiğimiz bütün kuruluşlar bize kendi organizasyonlarındaki “işlere” doğru eleman seçimi yapmamız için başvuruyorlar. Danışmanlık fonksiyonumuz da burada başlıyor. Müşterimiz için doğru profili tanımlayıp, seçme sürecine başlamadan önce sözkonusu “işi” müşterimizle birlikte tanımlıyoruz. Bu noktada sözkonusu işin içeriğinin doğru ve yeterli tanımlanması, pozisyonun şirketin üretim sürecindeki yerinin hatta süreçte böyle bir pozisyona gerçekten gerek olup olmadığının analizinin iyi yapılması gerekiyor. Daha sonra sorulması gereken soru; bu ta nımlanmış işi hangi nitelik ve tecrübelere sahip kişi gerçekleştir melidir? Bu noktada işin gerektirdiğinden ne daha az ne de daha fazla tecrübe ve nitelik talep etmemek, doğru tanımlanmış işe doğru eleman seçmek için çok önemli bir şart. “Yapılması gereken iş bu ama elimizdeki insan kaynağıda bu, bir deneyelim” mantığı şirketleri de, çalışanları da başarısızlığa ve mutsuzluğa götürür. İşin çalışanı, çalışanın da işi tatmin edebilmesi, birinin diğerinden kısa kalmaması çok önemli.
Adecco verdiği danışmanlık hizmetinde müşterilerinin eleman ihtiyaçlarına bu mantıkla yaklaşıyor ve hizmet talep eden kuruluşlardan bu yaklaşımı benimsemiş olmasını bekliyor.
Kendi organizasyonumuz içinse “doğru işe doğru eleman” mantığı hayati önem taşıyor. Adecco’nun organizasyonel yapısı 5 7 pozisyon içeren şubelerden oluşuyor. Her şubemiz bağımsız bir kar zarar merkezi olarak çalışıyor. Her şubede, her işin bir uzmanı var. Dolayısıyla herkes üretimin merkezinde, her pozisyonun iş sonuçlarımız üzerinde birebir etkisi ve direkt müşteri kontağı var. Ekibimiz her zaman dinamik, motive ve dikkat eşiğini yüksek tutan yapıdadır. Böyle bir yapıda doğru işe yanlış insanla çalışma şansımız yok. Böyle bir organizasyonda çalışanların kendilerini Adecco okyanusunda küçük bir damla gibi hissetmelerine, zaman içersinde sırtlarını içinde çalıştıkları çokuluslu bir markaya dayamalarına imkan yok.
Hızla büyüyen bir şirketiz ama büyürken, çalışan sayımız ne kadar artarsa artsın, bu dinamizmin ve temponun dışında kalacak atıl pozisyonlar yaratmamak, şişman şirket olmamak yönetim olarak en çok dikkat edeceğimiz püf noktası olacaktır.
Osman Demirel: Genelde İnsan Kaynakları Danışmanlığı, özelde eleman seçme ve yerleştirme danışmanlığı yapan bir şirket olarak temel fonksiyonumuz eleman seçimi ve yerleştirmesi konusunda firmalara katkıda bulunmak, ekonomik verimliliği artırmaktır. Dolayısıyla firmalar zamandan, işgücünden ve paradan tasarruf ediyorlar. Biz özel bir alanda uzmanlaştığımız için daha kısa zamanda, çok daha geniş bir portföyden, daha faz la sayıda adaya ulaşabiliyoruz. Bütün adaylar uzman kadrolarımızca firma kültürüne ve pozis yona uygunlukları anlamında değerlendiriliyorlar. Elbette ki bu süreç çift yönlü, yerine göre firmaları da adaylarımıza uygunlukları anlamında değerlendirebiliyoruz. Doğru işe doğru eleman felsefesine fayda sağladığımız sürece ekonomik verimliliğe direkt olarak katkıda bulunuyoruz demektir.
Adecco olarak vizyon ve misyonunuzdan hareketle hedeflerinize ulaşmanızda hangi aşamada olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Osman Demirel: Adecco sürekli gelişmeyi, büyümeyi ve daha iyi hizmet vermeyi hedefleyen bir kuruluş ve dolayısıyla vizyonumuzun bir sınırı yok. Müşteri portföyümüz her geçen gün gelişiyor. Hizmet kalitemizin tabii ki belli standartları var ama piyasadaki gelişmeler bizi her geçen gün daha iyiyi aramaya ve vermeye yöneltiyor. Zaten son derece rekabetçi olan sektörde vizyon ve mis yonumuza sınır koyma lüksümüz yok. Adecco Türkiye’de kuruluş aşamasını geçmiş hızlı bir şekilde büyüme ve olgunlaşma sürecine devam etmektedir.
Geleceğe dönük kurumsal hedefleriniz nelerdir? İnsan kaynağını bu hedeflerle nasıl ilişkilendiriyorsunuz?
Pembe Candaner: Ekip mantığına ve fikirlerin paylaşılmasına dayalı bir yönetim tarzı Adecco kültürünün temel ilkesi olarak özetlenebilir. Saygı, sevgi, sıkı çalışma, vizyon, odaklanma, dürüstlük, iyi niyet, etik olma ve sadakat önem verdiğimiz değerlerdir. Adecco’da kuralları ve genel çizgimizi tüm yönetim olarak belirledik. İş hedeflerimiz her zaman Adecco yaşayanlarınca paylaşılır ve bilgilendirilir. Tüm çalışanlarımızın sistemde söz hakkı vardır. Çalışanlara işlerini yapmaları için gerekli olan özgürlük, esneklik ve kaynaklar zaten verilmiştir. Dolayısıyla iyi niyetle, iyi sonuçlar almamız kaçınılmaz olmaktadır.
Yönetim olarak zayıflıkları tarafından engellenmeyen, güçlerini yansıtan bir organizasyon yarattığımızı sanıyorum. Ben dahil tüm yöneticilerim arkalarına pozisyonların gücünü almadan yönetmeyi öğrenmiş ve ilke edinmiş durumdadır.
Adecco’da ihtiyaçlar ortaya çıkmadan önce üst ve orta düzey yöneticilerin yerine geçebilecek başarılı adayları belirliyoruz. Tüm çalışanlar yetkinliklerine göre değerlendiriliyor. Potansiyel vaad eden kişilerin şirketin hedefleri doğrultusunda ilerde ortaya çıkacak yönetim gereksi nimlerini karşılayıp karşılayamayacağı inceleniyor ve terfilerine imkan tanınıyor. Bunun yanısıra kişisel performanstan çok, ekibin ödüllendirilmesi daha ağır basıyor.
Adecco girişimci ve seçici olan insanlara ve kuruluşlara ürün ve servis veren bir marka olarak kendisini konumlandırmıştır. Adecco’da kuralları ve genel çizgimizi tüm yönetim olarak belirledik. Markamızı korumak için yap ve yapmalar listemiz var ve Adecco için yapılmaması gerekenler, yapılması gerekenlerden çok daha önemlidir. Örneğin etik olmamak, dürüst olmamak sözkonusu bile olamaz.
Önümüzde daha gidilecek uzun bir yol vardır. Ancak yolun başında da değiliz, tüm yenilikleri, faydayı ve knowhow’ları bünyemize alıp, özümse meye çalışıyoruz ve ilerlemeye devam ediyoruz. Hedefimiz sektörümüzde kalıcı ve bir numara olmaktır. Bu nedenle çok çalışıyor ve her zaman kendimizi aşmaya gayret ediyoruz.
Telefon : 0.212.231 75 77 / 296 60 61
Hazırlayan: Hande Patır