Yetenek savaşlarının ‘sosyal’ boyutu
Her geçen gün tüm dünyada iş gücü talepleri artıyor ve şirketler yetenekleri kendilerine çekmek için tüm kartlarını masaya yatırıyor. İyi bir ücretlendirme, esnek yan haklar ve sürekli eğitim, bir zamanlar yalnızca en iyi işverenler tarafından kullanılan araçlardı ama artık bunlar çok yaygın kullanılıyor. Yeni nesil yeteneklerin beklentileri kalıpların dışına çıktı ve yeni çalışma düzenine uymayan şirketler yarışın dışına itilmeye başladı. Yeni çalışma düzeni sadece esnek, uzaktan ve hibrit çalışmadan ibaret değil, sosyal bir varlık olan çalışanların bir de ‘sosyal sorumluluk’ şapkaları var.
Çalışan deneyiminin değeri, şirket hisselerinin değerini çoktan aştı… Hem kurumsal hem bireysel olarak değer anlayışımız değişiyor ve değişmeye de devam edecek gibi… İşveren markasını yükseğe çeken faktörler de yeni çalışma düzeni ve sosyal sorumluluk ile değişiyor. Bu yeni düzen, tüm insan kaynağı yönetimi anlayışını kökten değiştirirken İK ne yapacak? İK’nın bundan sonra çalışanları ‘iş yeri dışındaki sorumlulukları, yükümlülükleri ve çıkarları olan bir bütün’ olarak kabul eden değişimlere imza atması gerekiyor.
Günümüzde özellikle genç çalışanlar, sosyal faydaya ve kişisel olarak kendilerini ilgilendiren konulara katkıda bulunmalarını sağlayan şirketleri tercih ediyor. 2018 Cone Communications araştırmasına göre, Y kuşağının %75'i sosyal sorumluluk sahibi bir şirkette çalışmak için daha düşük alabileceklerini söylüyor; %76'sı bir işe karar vermeden önce bir şirketin sosyal ve çevresel taahhütlerini dikkate alıyor ve %64'ü potansiyel bir işverenin güçlü kurumsal sorumluluk uygulamalarına sahip olmaması durumunda bir işi kabul etmeyeceklerini belirtiyor.
Daha yeni veriler bunun bir trend veya heves olmadığını doğruluyor. College Pulse'a göre, üniversite öğrencilerinin %79'u, mezun olduktan sonra çalıştıkları şirketin önemli sosyal projeleri desteklemesinin kendileri için önemli olduğunu söylüyor. %41’i, başkalarına yardım etmenin veya olumlu bir değişiklik yapmanın bir işi kendileri için anlamlı hissettireceğini söylerken, ortalamanın üzerinde bir maaş almanın bir öncelik olduğunu söyleyenlerin oranı ise sadece %18...
Şirketlerin ve İK’nın, yeni yetenekleri işe alırken amaç ve tutkunun maaş, esnek yan haklar ve gelişim fırsatları gibi avantajlar kadar anlamlı olduğunu bilmeleri gerekir. Yetenek savaşını kazanmak istiyorsanız, iyilik yapmanın sadece şirket kültürünüzü etkilemekle kalmayıp aynı zamanda işveren değerinizi artıracağını unutmayın.
Gülcan Çağlar Çalışkan
Genel Yayın Yönetmeni