Yeni nesil kariyer hikayesi: Kendini bir marka olarak gör…
Yeni nesil kariyer hikayelerinde en önemli iki prensip; kendi kişisel markanı oluşturmak ve hayat boyu eğitimin sürdürülmesidir. Bugün üniversite ya da yüksek lisans mezunu olduğunuzda, eğitiminizi tamamlamış olmuyorsunuz. Rekabete ortak olabilmeniz için, yeni gelişen teknolojilere ayak uydurmanız ve eğitiminizi devamlı kılmanız gerekiyor. Ayrıca kursları takip etmek, bunlara katılmak da çok önemli. Artık iş dünyasında dün bildikleriniz, bugün işe yaramaz hale geliyor.
Öncelikle insanların kendilerini bir şirket gibi görmeleri gerekiyor. Kurumsal bir yapıymışsınız gibi, kendinize yaklaşıp son derece profesyonel davranmak zorundasınız. Siz bir şirketsiniz ve sizin amaç ve hedefleriniz neler, gelecekte nerede olmak istiyorsunuz gibi, sorulara artık kesin yanıtlar verebilmeli ve kendinize yatırım yapmanız gerekiyor. Şirketler kendilerine nasıl davranıyorsa, siz de kendinize aynı şekilde davranmalısınız.
Bugünün iş dünyasında çalışanların kendi kariyerlerini yönlendirmesi gerektiğine inanlardanım. Siz kendi kariyerinizin sorumluluğunu alacaksınız. Şirketmişsiniz gibi her yönde yatırım yapacak ve kendinizi her yönde eğiteceksiniz. Şirketler nasıl çalışanlarına bir iletişim ağı kuruyorlarsa sizin de kendi çevrenizden kendinizi sağlama alarak bir ağ kurmanız gerekli.
21’inci yüzyılda dünya çapında bir insan ağınız olmadan hareket edemezsiniz.
Bugün iş dünyasının yüzde 60’ı, işlerini tanıdıkları ve çevreleri aracılığı ile buluyorlar. Yani işinizi kaybettiğinizde size yeni bir iş bulacak olan da çevreniz. İnsanın kurduğu ve yaşattığı çevre, bu nedenle daha da önem kazanıyor. Çevrenizden ve ilişkilerinizden kurduğunuz ağ ne kadar uluslararası ise o kadar şansınız vardır.
Kendinizi tanımanız ve yüzleşmeniz gerekli.
Hangi yönlerinizin kuvvetli, hangilerinin zayıf olduğunu bilmeniz gerekiyor. Ne iş yapabilir ve ne iş yapamazsınız, nelere yeteneklisiniz ve değilsiniz bilmek zorundasınız. Aksi takdirde iş ömrünüz daha da kısalır.
Ben 20 yıl önce büyük bir firmada işimi kaybettiğim zaman, bir danışmana başvurdum ve kendimi tanımaya çalıştım. Nelere yetenekli olduğumu gördüm ve bu işlere yöneldim. Danışmanımla benim bir öğretici, bir rehber ve bir danışman olabileceğimi anladık. Yalnız başıma daha rahat çalışabileceğimi ve kendi işimi kurmamı önerdi. Dünyadaki ilk işten çıkarma ve çıkarılanlara danışmanlık hizmetlerini ben sundum. İlk ben bu işe başladım ve benim gibi işten çıkarılanlara yardımcı olmak istedim.
Bu yüzyılda değişime ve hıza adapte olabilen insanların başarılı ve aranır olacağına inanıyorum.
Sadece bir işte değil, birden çok işte çalışabilen, birden fazla yeteneği olan insanların yıldızı parlayacak. Yetenekli, bilgili ve esnek iş gücü aranıyor olacak.
Bir insan 20 yıl aynı işte çalışmışsa, bu onun esnek olmadığını gösterir. Ama eğer 2 ya da 3 yılda bir farklı işlerde yükselerek çalışmışsanız, bu daha etkileyici bir kariyeriniz var demektir. Şirketler artık birçok firmada çalışmış, uluslararası vizyona sahip çalışan istiyorlar. Hem büyük bir şirkette hem de küçük bir şirkette çalışmanız, aynı işte 10 yıl çalışmanızdan daha özellikli.
Siz kendi kariyerinizin sorumluluğunu alacaksınız. Şirketmişsiniz gibi her yönde yatırım yapacak ve kendinizi her yönde eğiteceksiniz. Şirketler nasıl çalışanlarına bir iletişim ağı kuruyorlarsa sizin de kendi çevrenizden kendinizi sağlama alarak bir ağ kurmanız gerekli. Birden fazla işte çalışmanız ya da hiç değilse bu işlerde bilginiz olması size artı değer kazandıracaktır. Gelecekte ilişkiler önemli rol oynayacak. Sağlam ilişkiler ve dostluklar kurmanız yaralı olacaktır.
Bence artık şirketler, yönetim kurullarına seçtikleri insanları özellikle birbiriyle ve CEO’larla yakın ilişkisi olmayan kişilerden kuracak.
Eski dostlar şirketleri yönetemeyecek. Aynı çevreden, iş hayatından insan seçmeyecekler. Daha çok farklı deneyimleri olan, farklı sektör ve endüstrilerden gelen insanlardan kurulu olacağını düşünüyorum. Yeni kuralların üstünde de bugün hala çalışılıyor. Çok kısa zaman içinde bunların da hayata geçeceğini düşünüyorum.
Yeni nesil İnsan Kaynakları anlayışı bütün büyük şirketler tarafından benimsenmiş durumda.
Bizim gözlemlerimiz, bütün bu hizmetlerin giderek daha da küçük şirketler tarafından benimseneceğini gösteriyor. İnsan kaynakları olmadan herhangi büyüklükte bir firmayı sağlıklı yönetmeniz imkânsız. Bu artık işten çıkarma politikaları için de geçerli. İnsanların artık gözleri daha açık. İleriyi daha iyi görebiliyorlar. Bu nedenle bir işe girdikleri zaman işten çıkarıldıklarında ortada kalmak istemiyorlar ve firmadan işten çıkarma politikası edinmesini bekliyorlar.
Geçtiğimiz yıllarda firmalar daha farklı özellikler arıyordu. Şimdi ise oyunun kuralları değişmiş durumda. Çalışanların özellikle genel iş kalıbı anlayışından çıkmış olmalarını bekliyorlar. Sadece çalışan insan değil, değer yaratan insan arıyorlar.
Şirketler çalışan bağlılığı sağlamak için değişik primler ve ek hizmetler sunmalılar. Çalışanın kalması için firmalar artık primlere önem veriyorlar. Ayrıca, yarattığınız olumlu iş çevresi de çok önemli. İnsanlar terfi edebilecekleri, adil işyerlerinde çalışmak istiyorlar. İletişim problemlerinin olmadığı, risk alabilecekleri ve yaratıcılığın kendi ellerinde olabileceği yerleri seçiyorlar.
Yeni nesil insan kaynağının tepesi de yeni nesil olmalı!
CEO’lar yüksek tempo ve performansta çalışmak zorunda olan insanlardır. Baskı altında çalışırlar. Çok zor ve hayatınızı neredeyse adadığınız bir iş. Bu nedenle yanlış verilen kararlar çok büyük problemler doğurabilir. Eskiden 15 ile 20 yıl arasında CEO olan insanlar vardı. Bugün ise bu rakam 5 yıla inmiş durumda. Bunun sebebi de benim konuşmamın da ana teması olan, iş dünyasında yaşanan büyük değişiklikler.
Artık CEO’lar da işlerine bağlı olmamak durumundalar. Esnek ve daha da yetenekli olmaları gerekiyor. İş dünyasında yaşanan değişiklikler ve teknolojik yenilikler, bütün taşların yerini oynatıyor. CEO’lar da artık eskisi gibi yüksek maaşlı olmayacaklar. Eskiden kazandıkları maaşın belki de yarısını kazanabiliyor olacaklar. Küreselleşme iş dünyasındaki değişimin etkenlerinden biri. CEO’lar artık uluslararası düşünmek zorundalar.
Bugün CEO atamaları yaparken genelde başka bir sektöre hakim olan insanları seçiyorlar. Böylece o insan daha yaratıcı olabiliyor. Sektöre içinden ve dışından bakma şansı oluyor. Vizyonu daha geniş oluyor. Her zaman yeni ve taze fikirler peşinde koşulduğu için, dışarıdan birileri daha çok işinize yarıyor.
Becerilerinizi ve kendinizi tanıyıp, başarılı olabileceğiniz konularda yatırımlar yapın.
Böylece bir işinizi kaybetseniz de elinizde hayatınızı sürdürebileceğiniz diğer işiniz kalır. Yeteneklerinizi bir iş değil, birden fazla iş yaparak kullanmaktır.
İsterseniz küçük bir iş kurun ya da satın alın isterseniz bir firmada çalışıyor olun üniversite hocası olun gazeteci olun. Portföy kariyer birçok işi aynı anda yapabilmektir. Tabii ki, profesyonel olarak...
Gig bir çalışan olarak çalışabilirsiniz ve aynı anda öğretmen olabilir bir de kendi işinizi kurabilirsiniz. Böylece birçok yerden gelir kaynağınız olur. Bu Amerika’da da çok yeni bir olgu. Birçok insanın daha önce de birçok işi vardı ama bütün bu işleri aynı anda yürütmeyi çoğu sürdüremedi.