Telekom sektörü canlanıyor: İK rekabetin merkezinde
Günümüzde toplumsal refah seviyesinin en önemli göstergelerinden biri hiç kuşkusuz teknolojinin toplumun ne kadarına, hangi fiyatlardan ulaştığı… Türkiye’de son yıllarda teknolojide, özellikle de telekom sektöründe yaşanan gelişmeler ile birlikte Türk tüketicisi de iletişimi ucuza kullanan ülkelerden biri olma yolunda hızla ilerliyor.
Fakat şüphesiz yaşanan bu gelişmeler sadece tüketiciyi etkilemiyor. Milyarlarca doların konuşulduğu bu dev pazar birçok girişimci, pazarlamacı, reklâmcı, medya organı, danışman için de kazanç kapısı anlamına geliyor.
Bizler ise bu ay sektörün İnsan Kaynağı boyutunu mercek altına almak, İK cephesinde neler yaşandığını sizler ile paylaşmak istedik. Görüşlerini dinlemek üzere teybimizi ilk uzattığımız isim ise Turkcell İş Destekten Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Selen Kocabaş oldu.
“Nitelikli iş gücü taklit edilemeyen tek değer”
Selen Kocabaş, sözlerine geçtiğimiz yıl Türk telekomünikasyon sektöründe yaşanan büyüme trendinin pazarı oldukça rekabetçi bir duruma getirdiğini ifade ederek başlıyor ve şimdilerde 3G hazırlık çalışmaları ve numara taşınabilirliği alt yapısının oluşturulması çalışmaları nedeniyle rekabetin çok daha görünür hale geldiğini belirtiyor.
Kocabaş, Turkcell’in “rekabet” kavramını fiyat değil, kalite bazında algıladığına dikkat çekiyor ve Turkcell’in öncülüğünü yaptığı, müşteri odaklı ve yenilikçiliğe dayalı bu rekabetin hem sektöre hem de rekabet eden şirketlere güç kattığına inandıklarını söylüyor.
Kocabaş, bu rekabetin doğal bir yansımasının da nitelikli insan kaynağının istihdam edilmesi noktasında ortaya çıktığını ifade ediyor ve şöyle devam ediyor: “Turkcell için nitelikli iş gücünün istihdam edilmesi ve istihdam edilen çalışanların ‘insana yatırım’ felsefesiyle profesyonel gelişmelerinin sürekli kılınması bizler için çok önemli...
Müşterilerimizin hayatlarını kolaylaştıracak çözümleri ve hizmetleri üretirken en önemli değerimiz çalışanlarımız. Çünkü nitelikli iş gücü, faaliyet gösterdiğimiz sektöre baktığımızda en önemli ayrıcalık, belki de taklit edilemeyen tek değer.”
“Teknik pozisyonlar öne çıkıyor”
Bilişim ve telekomünikasyon sektörü söz konusu olunca insan kaynağı anlamında yaşanan en büyük sıkıntı uzmanlaşmış teknik kadro noktasında ortaya çıkıyor hiç kuşkusuz. Fakat bu olumsuzluk aynı zamanda şirketler için bir rekabet avantajı anlamına da geliyor. Çünkü bu iş gücünü kurum bünyesine çekmeyi ve elinde tutmayı başarabilen şirketler uzun vadede güçlükleri avantaja çeviren taraf haline gelmiş olacaklar.
Selen Kocabaş da gelecek dönemde teknik pozisyonların daha da öne çıkacağı görüşünde. Kocabaş, teknolojinin bu denli içerisinde yer almanın Turkcell’i sürekli değişime, farklılığa, yeniliğe ve olmayanı yaratmaya yönelttiğini de ifade ediyor ve şöyle ekliyor: “Fark yaratan ve bunu sürdürmek isteyen bir şirket olarak standartlarımızı küresel düzeyde tutuyor, ürün ya da servisimizi dünyadaki uygulamalarla eş zamanlı olarak yaşama geçirmeye önem veriyoruz.
Bu durumun bir sonucu olarak ihtiyacı karşılamaya yönelik teknik pozisyonlar, değişen, gelişen ve farklılaşan pazarda müşteri beklentisini algılayan, markasıyla müşteride değer yaratan, bunu ilgili kanallarla müşteriye ulaştıran pozisyonlar ön plana çıkıyor.”
Borusan Telekom da küresel oyuncu olma yolunda
Telekom sektörü ile ilgili görüşlerini aldığımız bir diğer isim de Borusan Telekom İnsan Kaynakları Müdürü Tuğba Paşalı oldu. Bilindiği gibi 1996 yılında Bnet adıyla faaliyet gösteren kurumlara yönelik ilk internet servis sağlayıcılardan biri olarak kurulan Borusan Telekom, 2002 yılında Comnet’i ve 2003’te Equant’ın yerel omurgasını satın alarak altyapısını güçlendirdi.
Türkiye çapında yaygın karasal omurgasında MPLS teknolojisini kullanarak ses, görüntü ve veriyi aynı anda taşıyabilen altyapıya sahip olan Borusan Telekom, bugün internet erişimi, data center, MPLS VPN gibi veri hizmetlerinin yanı sıra müşterilerine en uygun telekom hizmetlerini vermeye de devam ediyor.
Borusan Telekom, bugün yurtdışındaki büyük operatörlerle gerçekleştirdiği işbirlikleri ile küresel bir oyuncu olma yolunda hızla ilerlerken, hiç kuşkusuz insan kaynağı yapısını da konjonktüre uygun hale getirme yolunda önemli adımlar atıyor.
“Know-how ve liderlik becerisi kritik değerler olarak ortaya çıkıyor”
Paşalı, son yıllarda sektörde yaşanan gelişmeleri ise şöyle değerlendiriyor: “Telekomünikasyon sektörü hızlı büyümesi, sürekli gelişen teknolojileri öğrenme ve uyarlayabilme ihtiyacı nedeniyle bugün en dinamik ve verimli iş kollarından birini oluşturuyor.
Batılı ülkelerde uzun seneler önce başlayan özelleşme ve serbestleşme süreci özellikle son üç yıldır Türkiye’nin de gündemini oluşturuyor. Bu hem sabit hem de mobil operatörler için hız, kalite, rekabet ve müşteri odaklılık kavramlarını ön planda tutmalarını; stratejileri ve iş yapış şekillerini, organizasyon yapılarını ve çalışan yetkinliklerini bu doğrultuda değerlendirmelerini gerektiriyor.”
Paşalı ayrıca telekomünikasyon sektöründe şirketlerin hedeflerine ulaşabilmek için eleman seçiminde rekabetçi ve dinamik ortama uyum sağlayabilecek, sürekli gelişime odaklı kişileri seçme yoluna girdiğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “Sektördeki insan kaynağı bilgi ve becerileri yüksek, sürekli zor hedefleri başarmak üzere azimli, gelişimini ön planda tutan profillere sahip... Zaten bu niteliklere sahip olmayan kişiler kendiliğinden eleniyor.
Telekom sektöründe kariyer yolu diğer sektörlerden farklı olarak yalnızca ‘Yönetsel Gelişim ve Yükselme’ olarak değil, ‘Teknik Uzmanlık’ olarak da ortaya çıkıyor. Bunun yanı sıra sektörün gerektirdiği ‘know-how’ ve teknik yetkinliklerin gelişimini ödüllendiren yapılar da önem kazanıyor.”
Paşalı ayrıca liderliğin de sektörde yer alan her çalışanın mutlaka sahip olması gereken diğer bir özellik olduğunu söylüyor. Paşalı’ya göre özellikle rekabetçi piyasalarda çalışmış ve değişime öncü olacak potansiyel liderler kariyer yolunda rakiplerine göre çok daha hızlı ilerliyorlar.
“Turkcell Akademi ile sadece Turkcell çalışanlarını değil tüm ekosistemin yetkinliklerini geliştiriyoruz”
Selen Kocabaş, Turkcell’in en önemli misyonlarından birinin “insan kaynağının gelişimini” sürekli kılmak olduğunu söylüyor. Kocabaş’a göre bu, Turkcell’in içinde yer aldığı sektörün vazgeçilmez gerekliliklerinden biri aynı zamanda. Turkcell’de sürekli gelişim hedefine ulaşma yolunda ortaya çıkan en önemli araçlardan biri olan Turkcell Akademi hakkında ise Kocabaş şunları söylüyor: “Turkcell çalışanları için hazırlanan gelişim programlarını tek çatı altında toplayarak Turkcell Akademi’yi kurduk. Böylece Turkcell’in eğitim alanındaki öncü yaklaşımını Turkcell Akademi’yle bir adım daha ileriye taşıdık.
Turkcell Akademi, Turkcell çalışanlarının yanı sıra ekosistemi içinde birlikte çalıştığı bayileri ve iş ortaklarının da yetkinliklerini destekleyen gelişim çözümleri sunuyor. Turkcell Akademi’yle sadece kendi değil, sektörümüzün tümünü etkileyecek dünya uygulamalarını takip ediyor ve örnek olacak uygulamalara liderlik etmek için çaba sarf ediyoruz.”
Rekabete “yıldız savaşları” damgasını vuruyor
Yetenek savaşlarının her sektörde olduğu gibi Telekom sektöründe de kıran kırana yaşandığı çok açık… Peki, şirketler bu savaştan galip çıkmak için ne gibi stratejiler benimsiyor? Turkcell’in her türlü proje ve programında dünya örnekleri ve deneyimleri ile ilgili kıyaslamalar yaptığını da ifade eden Selen Kocabaş, özellikle son dönemde İnsan Kaynakları alanında dünya gündemindeki en önemli konulardan biri olan yetenek yönetiminin Turkcell için de öncelikli konulardan biri haline geldiğini belirtiyor.
Kocabaş ayrıca Turkcell’de yetenek yönetimi çalışmaları ile asıl amaçlananın yüksek potansiyelli çalışanları bulmak, fark yaratanları geliştirmek, ödüllendirmek ve sistemin sürekliliğini sağlamak olduğunu söylüyor.
Tuğba Paşalı da bu konuda Kocabaş ile benzer görüşleri paylaşıyor. Paşalı, sektörün Türkiye’deki geçmişini henüz çok yakın zamanlara dayanmasının deneyimli iş gücünün önemini daha da artırdığını ifade ediyor. Paşalı bu noktada Borusan Telekom olarak öncelikle “telekomünikasyon kariyeri” yapmak isteyen gençlere odaklandıklarını ve onların gelişimini sağlayarak kaynak yaratmayı hedeflediklerini söylüyor.
“Yeni mezunlar sektörün geleceğinde önemli rol üstlenecekler”
Tuğba Paşalı, Borusan Telekom’da genç yeteneklerin gelişiminde deneyim sahibi çalışanların önemli bir sorumluluk üstlenerek bilgiyi aktarma ve koçluk gibi kritik görevleri yerine getirdiğini de ifade ediyor.
Paşalı’ya göre sektörün orta ve uzun vadede gelişiminde bugünün yeni mezun yetenekleri önemli roller üstlenecekler: “Sektöre ilgi duyan, sürekli öğrenmeyi benimsemiş, araştırmacı yeni mezunlar bu sektörün geleceğinde önemli roller üstlenecekler. Bu nedenle yeni mezun alımlarına öncelik veriyoruz.
Şirket içinde kariyer fırsatı yaratmak önceliğimiz, departmanlar arası geçişlerde esneğiz ve yönetsel pozisyonları da kendi içimizden atamalar yapmaya başladık. Bizim için teknik bilgi düzeyinin yükselmesi çok önemli.
Bunun için tüm dünyada kabul görmüş eğitim ve sertifikasyonlar aracılığıyla çalışanlarımızı destekliyoruz. Şirkette oluşturulan laboratuvar ortamlarıyla, çalışanlarımıza öğrendiklerini hayata geçirme fırsatı sağlayıp, insan kaynağının yetiştirilmesinde kritik öneme sahip süreçleri uyguluyoruz.”
Yeni mezun gençler Turkcell için de önemli bir kaynak niteliği teşkil ediyor. Üniversitelerde mezuniyete hazırlanan gençler için “Profesyonelliğe Adım Formasyonu” (PAF) adıyla Turkcell’deki açık pozisyonlara uygun öğrencilerin bulunmasına ve işe alım öncesinde eğitilmesine yönelik projesini 2007’de hayata geçiren Turkcell, bu formasyon programı doğrultusunda eğitim verilen öğrencilerin sadece Turkcell’de değil, ekosistem içinde bulunan diğer firmalarda da istihdam edilmesinin sektörün kalifiye eleman ihtiyacını karşılama anlamında ciddi yarar sağlamasını bekliyor.
"Ancak mutlu bir çalışandan nitelikli iş verimi elde edilebilir”
Selen Kocabaş, Turkcell çalışanlarının profesyonel gelişimlerini sürekli kılarken, aynı zamanda teknolojinin son gelişmelerinden yararlanarak, onların yaratıcılıklarını artırıcı ortamlarda çalışma imkânı sunmayı hedeflediklerini dile getiriyor: “Biz ancak mutlu bir çalışanın nitelikli bir iş verimi sağlayacağını düşünüyoruz ve bu bağlamda, plazalarımızın iç mimari tasarımını, çalışanların yaratacağı sinerjiyi destekleyecek şekilde gerçekleştirdik.
Çalışanlarımızın iş saatlerinde bir araya gelip görüş alışverişinde bulunabilecekleri, toplantı yapabilecekleri keyifli ortamlar yarattık. Bir teknoloji şirketi olan Turkcell, çalışanlarının işlerini daha kolay ve verimli yapabilmeleri için ihtiyaç duydukları kaynakları; şirket ağına uzaktan erişim, GPRS kullanımı, EDGE destekli telefonlar, TurkcellConnect Kart, dizüstü bilgisayarlar ve mekân sınırlaması olmaksızın kablosuz (wireless) çalışma olanağını sağlıyor.”
Bunların yanı sıra Turkcell bünyesinde altı yıldır faaliyet gösteren Turkcell Sosyal Aktivite Grubu (TSAG) ile farklı bölümlerden gönüllü çalışanların oluşturduğu bir ekip, her hafta kurum çalışanlarına ve yakınlarına yönelik çeşitli sosyal aktiviteler düzenliyor. TSAG aktiviteleri arasında kültür ve spor amaçlı yurtdışı ve yurtiçi geziler, partiler, spor turnuvaları, konser ve gösteriler, dağ yürüyüşü ve kamp aktiviteleri, sinema/şarkı/dans/film yarışmaları, spor ve hobi kursları gibi etkinlikler yer alıyor.
“Telekom sektörü kariyer planlarında önemli bir yere sahip olacak”
Tuğba Paşalı, sektördeki büyümenin geleceğine ilişkin olarak şunları söylüyor: “Bugün 12 milyar dolar pazara hitap eden bu sektörün 2010 yılında 18 milyar dolar seviyesine çıkacağını tahmin ediyoruz. Dolayısıyla sektördeki bu büyüme, insan kaynağı ihtiyacını da beraberinde getirecek Gelecekte telekomünikasyon sektörü kesinlikle kariyer planlarında önemli bir yere sahip olacak. Bununla birlikte, şu an yeni mezun olmuş ve az deneyime sahip kişiler, gelecekte bu sektörde üst düzey yönetici kadrolarını oluşturacaklar.”
Paşalı’ya göre kariyerlerine doğrudan telekom sektörü içinde başlama şansı bulan bu gençler, kısa süre içinde uzmanlaşarak, önemli karar mekanizmalarında kendilerine yer bulacaklar. Bu da sektördeki insan kaynağı kalitesini artırdığı gibi, ülkemizde telekomünikasyon sektöründe uzmanlaşan bireylerin yetişmesine olanak sağlayacak.
Paşalı ayrıca özel telekom şirketleri büyüyüp geliştikçe, teknolojinin getireceği açılımlarla birlikte hizmet yelpazeleri artıkça, bu alanda çok daha fazla insan gücüne ihtiyaç duyulacağına da dikkat çekiyor ve şöyle devam ediyor sözlerine: “Tabii, bunun için rekabet şartlarının oluşması ve pazarda herkesin eşit şartlarda yarışması da çok önemli. Gerekli düzenlemeler gerçekleştirildiği takdirde, kısa süre içinde telekomünikasyon, çok daha fazla kişiye istihdam ve kariyer fırsatı sağlayan bir sektör olacaktır.”
“İstikrar devam ettikçe istihdam yaratmaya devam edeceğiz”
Selen Kocabaş ise, Turkcell’in mobil iletişim sektöründe öncülüğünü devam ettirmek için gelecek dönemlerde de insana yatırım yapmayı sürdüreceğini ifade ediyor: “Kurumsal değerleri destekleyecek uygulama ve insan kaynağını geliştirecek faaliyetlere odaklanmamız devam edecek. Bu bağlamda yeni teknolojiler, satış, kanal yapıları, AR-GE ve yazılım geliştirme anlamında stratejilerimize paralel istihdam yaratacağız.”
IDC’nin (International Data Corporation) yaptığı araştırmalar, Türkiye’de özellikle bilişim sektöründe insan kaynağı ihtiyacının giderek arttığını gösteriyor. Kocabaş da yakın gelecekte bilişim ve iletişim sektöründe ortaya çıkacak bu ihtiyaca ilişkin olarak yakalanacak gelişmelerin birçok farklı sektörde de istihdam ihtiyacı doğuracağına dikkat çekiyor ve bu süreçte, Türkiye’nin politik ve ekonomik alanda sağladığı istikrarın devam etmesinin ve sürekliliğinin oldukça büyük önem arz ettiğini belirtiyor. Kocabaş istikrarlı yaşanan süreçlerin istihdama pozitif etkisi olacağını söylüyor.
Son söz…
Teknolojinin hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmesi ile birlikte telekomünikasyon sektörü de giderek büyüyen ve etkileri doğrudan ya da dolaylı olarak birçok sektörü etkileyen bir pazar haline geldi.
Bu ay bizler ile görüşlerini paylaşan İK profesyonellerinin aktardıkları bilgilerden de anlaşıldığı üzere telekom sektöründe yaşanan bu kıran kırana rekabete her sektörde olduğu gibi “insan kaynağı” noktayı koyacak ve gelecek dönemde uzmanlaşmış teknik kadro ihtiyacı ve bu ihtiyaç doğrultusunda ortaya çıkacak yetenek savaşları sektöre damgasını vuracak. Bu savaşı uzun vadede kimlerin kazanacağını, hangi stratejiler ile üstün yetenekleri şirket bünyesine çekeceklerini ise hep beraber göreceğiz.