Tatilde işlerinizi kime, nasıl devredeceksiniz?
Sadece izne gidildiğinde değil de günlük iş akışında aslında yöneticiler, işleri en iyi nasıl devredeceği konusunda en iyi ipuçlarını Mark Twain’in Tom Sawyer’ı anlatan klasik hikayesini okuduklarında bulabilirler. Hikaye, Tom’un tüm işleri kasabadaki diğer çocuğa nasıl devrettiği ve bu delege edilen işin eğlenceli ve verimli bir şekilde nasıl tamamlandığını anlatmakta.
Tom, teyze Polly tarafından kendisine tahsis edilen badana işiyle ilgili araştırmasını tamamlamış ve aslında bunun iyi bir uğraş ama sıkıntılı olduğunu hissettiğinde, kasabadaki iki çocuktan yardım alarak teyzesinden alacağının bir kısmını çocuklarla paylaşmış, ama bunun karşılığında iki işi birden tamamlayacağını düşünmüştür. Hem kendisine öğleden sonranın özgürlüğünü almış ve hem de görevini yerine getirmiş olacaktır. Çocuklara vereceği miktarın bunlara değer olduğuna karar vermiştir. İşe döndüğünde, Tom’a bir ilham gelmiş, işten sıkılmak veya şikayet etmek yerine daha sakin ve keyifli bir şekilde, işini yapmaya devam etmiştir.
Hatta sonrasında Ben Rogers adındaki çocuk Tom’a gidip “Yüzmeye gitmek varken burada çalışmak zorunda olman ne kötü” dediğinde Tom’un buna karşılık, “belki öyle, bekli de değildir” diye yanıtlaması Tom’un tarzına uyan bir cevap kesinlikle değildir. Ama aradan birkaç dakika geçtiğinde Tom’un yaptığı işten zevk alıyor olduğunu gören Ben, Tom’a imrenmiş ve kendisinin de badana işini denemek istediğini söylemiştir. Tom, fırçasını teslim etme karşılığında, Ben’in elmasını almıştı. Daha sonra kasabadaki diğer çocuklar da Ben’e imrenmiş ve onlarda badanaya katılmıştı. Tom bir ağacın gölgesine oturup, olayı yönetmiş ve tahmin edildiğinden daha kısa sürmüş, üstelik de parmaklıklar 3 kat badanalanmıştı. Tabii bu arada teyzesinin istediği görev böylelikle tamamlanmıştı. Tom günün sonunda farkında olmadan insan davranışı konusunda çok önemli bir ders almış: Birini birşeye imrenmesi için, o şeyi elde etmenin sadece ne kadar zor ve önemli olduğunu karşısındakinin hissetmesi ve anlaması olduğunu farketmiştir.
Yöneticiler olarak bizlerin ne öğrenmesi gerekir, Tom Sawyer’dan?
Delegasyonun, işi tamamen teslim etmekle aynı olmadığını unutmamak. Size ait bir görevi delege etmek, sizin görevinizi paylaşmak demektir. Görevi teslim etmek, payleşmek değildir artık o görevin tamamlama sorumluluğunun çalışanınıza veya teslim ettiğiniz kişiye geçmiş olmasıdır. Delegasyonda asıl amaç, size diğer gayret göstermeniz gerekenler için boş vakit sağlamak ve çalışanlarınızın iş becerilerini geliştirmek ve onlara yeni iş becerileri öğrenme imkanı tanımaktır.
Devretmeyi istediğiniz işi çekici kılın. Kimse sizin şikayetçi olduğunuz bir işi veya projeyi sizden devralmayı kabul etmez. Tom eğer yaptığı işle ilgili sızlanıp, şikayçi davransaydı kimseye yardım etmek çekici gelmezdi.
Risk delegasyonunda, size yardımcı olacak kişinin veya kişilerin arkasında olduğunuzu hissettirin. Tom’un yaptığı gibi, ama işin bitimine yakın size yardım etmesine izin verin. Sizin sorumluluğunuzu hissetsin.
İşi delege etmek istediğinizde, bunu herkesin yapabileceğini düşünmeyin, işi devralmaya değer bulan, tamamlamayı önemseyecek kişiye vermek, işin doğru tamamlanması için çok önemlidir. Kişinin bunu yapmaya hevesli olması gerekir. Tıpkı Ben ve diğer kasabadaki çocuklar gibi.
Delegasyonun kişiye yeni beceriler kazandırmaya teşvik edici olması gerektiğini unutmayın. Bunu kazandırmazsa, sürekli olarak sizin standardlarınıza uygun tamamlamaya çalışmak için sizin teşvik etmenize ve yol göstermenize ihtiyaç duyacaktır.
Burada önemli bir nokta siz siz olun Tom gibi ağacın gölgesine yatıp, uzaktan delegasyonu takip etmeyin. Delegasyon size daha yaratıcı olmaya ve yeni görevleri tamamlamaya zaman yaratıp, şirketin amaçlarına ulaşmanıza yardımcı olmak içindir. Sizi daha verimli hale getirdiğinde delegasyon başarılı olmuş demektir.