Sigarayı bıraktırmak şirkete olan bağlılığı artırır mı?
Metot ile ilgili sorularımızı Allen Carr Türkiye eğitmenlerinden Emre Üstünuçar ve İlknur Çatak’a yönelttik…
Allen Carr metodu hakkında bilgi alabilir miyiz? Metot kaç yıldan bu yana Türkiye’de uygulanıyor?
Yöntem, Allen Carr isimli bir İngiliz tarafından bundan yirmi iki yıl önce bulunmuş. Türkiye’de ise yaklaşık iki senedir alt yapı çalışmalarını yürütüyoruz. Bu sistemi Türkiye’de uygulamaya başlayabilmek için çok uzun hazırlık bir sürecinden geçtik ve sonunda seminerlerimizi Haziran ayında başlattık.
Allen Carr sigarayı bırakma metodu toplam altı saatlik tek bir seminerden oluşuyor. Katılımcılarımız sabah 10’da eğitime başlıyor ve akşamüstü saat 16’da sigara içmeyen bir insan olarak evlerine geri dönüyor. Seminerleri 10-12 kişilik gruplarla gerçekleştiriyoruz. Katılımcı sayısını mümkün olduğu kadar az tutarak interaktiviteyi kaybetmemeye çalışıyoruz. Bunların dışında ilk seminerden fayda alamayan katılımcılarımız için iki destek seminerimiz var. Eğer tüm bunların sonunda çözüm sağlayamıyorsak katılımcımıza seminer ücretini iade ediyoruz.
Allen Carr’ın diğer sigarayı bıraktırma yöntemlerinden ne farkı var?
Birincisi, biz bu yöntemde asla bir ilaç ya da makine gibi araçlar kullanmıyoruz. Seminerlerimizi tamamen sohbet ortamında gerçekleştiriyoruz. Dolayısıyla çok rahat, çok doğal ve herkesin iç rahatlığı ile katılabileceği bir yöntem.
Biz bu yöntemle sigaraya olan “zihinsel bağımlılığa” odaklanıyoruz. Çünkü nikotin bağımlılığı bir süre sonra biter ve bunun insanlara acı veren bir tarafı yoktur. Oysa kişi sigarayı bıraktıktan sonra sanki çok yakın bir dostundan ayrılmış gibi hissediyor ve ona karşı ciddi bir özlem duyuyor. Yaşanan bu özlem duygusu kişide sigarayı bırakarak kendisi için çok önemli bir şeyden fedakarlık yapıyormuş hissinin oluşmasına sebep oluyor.
Biz bu bakış açısına değişiklik getiriyoruz. Çünkü bir şeye karşı özlem hissetmezsek ondan uzak durmak için irademize hakim olmaya ihtiyacımız olmayacaktır. Katılımcılarımız seminer boyunca “Bir şeyden vazgeçmiyorum!” fikrini öğreniyor. Biz de onlara sigaranın sağlıkları için ne kadar zararlı olduğunu anlatmıyoruz, içmemeniz lazım demiyoruz…
Bireysel çalışmaların yanında kurumlara yönelik çalışmalarınız olduğunu da biliyoruz. Bu çalışmalar ve kurumlara getirdiği faydalar hakkında bilgi alabilir miyiz?
Kurum içinde sigara içenlerle içmeyenler arasında hep üstü örtülü bir çatışma ortamı olur. Çünkü sigara içenler saatte bir sigara molasına çıkarken içmeyenler çalışmaya devam eder ve bu molaların sigara içenlere verilmiş özel bir hak olduğunu düşünür. Ofis içinde sigara içmek yasak değilse içmeyenler sigara dumanına maruz kaldığı için çatışma yaşanır. Bunlar sigaranın ilişkileri ve ekip çalışmasını olumsuz etkileme boyutu…
Bunun yanı sıra günümüzde sigara kullanımı ve sigara dumanının hakim olduğu bir iş ortamı, kurum imajını da oldukça olumsuz etkiliyor. Günümüzde özellikle uluslararası firmalarda, üçüncü partilerin gözünde sigara içilmeyen bir kurum imajı yaratmak çok önemli bir amaç haline geldi.
Bu yöntemle çalışanlara sigarayı bıraktırma kararı tepe yönetim tarafından veriliyor olabilir. Diğer çalışanların bunu kabul etmesini nasıl sağlıyorsunuz?
Bu aslında işin en önemli kısmı. Çünkü çalışanlara “Bundan sonra sigara içmenizi yasaklıyoruz” dediğiniz zaman ciddi bir direnç oluşuyor. Dolayısı ile biz sigara tiryakilerine bir daha asla sigara içmeyeceklerini değil bunu yapmak istemeyeceklerini göstermeye çalışıyoruz.
Çalışmaya önce isteklilerle başlıyoruz ve hedefi kurumdakilerle beraber belirliyoruz. Örneğin “Önümüzdeki sene içinde sigara içen çalışan sayısını yüzde 50 oranında azaltmak” ya da “Sigara odalarından kurtulmak” gibi farklı amaçları yönetimle birlikte belirliyor ve adım adım bir süreç başlatıyoruz. Bu süreçte en önemli noktayı sigara içenleri karşımıza değil yanımıza almak oluşturuyor. Onlara yönelik bilgilendirme toplantıları yapıyoruz. Metodun ne olduğunu anlatıyoruz. Kafalarındaki tüm sorularına cevap veriyoruz.
Sigara bırakmaya karşı dirençte sektörler veya meslekler arasında farklılıklar görüyor musunuz?
Aslında başlarda bizim de bu konuda ciddi kaygılarımız vardı. Fakat gördük ki bu konu aslında meslekle ya da sektörle değil, kurum kültürü ve kurum içindeki iletişimle ilgili...
Açık iletişimin hakim olduğu bir kurumda bunun sunulması çok daha kolay oluyor. Biz de stratejilerimizi kurum kültürüne göre belirliyoruz. Bunun yanı sıra her bireyin sigara içmek için işinden bağımsız sebepleri olduğunu da unutmamak gerekiyor.
Çalışmalar her kuruma özel olarak mı tasarlanıyor?
Bu konuda özellikle İnsan Kaynakları departmanlarından büyük yardım alıyoruz. Kurum için özel afişler, broşürler hazırlıyoruz. Kurum içi yayınlanan dergilerde bu hikayelere yer veriliyor. Kurum içindeki her iletişim kanalını kullanmaya çalışıyoruz.
Kurumla beraber çalışmaya başlamadan önce iki hafta ile bir ay arasında değişen bir ön hazırlık aşaması var. Çalışan profilini tanıma, özel broşürlerin ve afişlerin hazırlanması, şirket içinde duyuruların nasıl yapılacağı ile ilgili mesajların oluşturulması, toplantıların yapılması gibi ayrıntılı bir süreci kapsıyor ön hazırlık aşaması. Bu aşamada genellikle en büyük yardımı yine İnsan Kaynakları departmanlarından alıyoruz. Süreç bir nevi eğitim gibi algılandığı için bu konuda en fazla destekleyici olabilecek, yönetim ile çalışanlar arasında iletişimi kurabilecek departman İnsan Kaynakları oluyor.
Peki çalışma sonrası nasıl geri bildirimler alıyorsunuz?
Seminerin ertesinde bir çok katılımcı ailelerini ve arkadaşlarını da katılmaya teşvik ediyor. Bu bir bakıma çalışanların şirkete olan bağlılığını da artırıcı bir etken… Bunun yanı sıra şirkette sigarayı bıraktığı için stresle yüklenmiş “adrenalin bombaları” yaratmıyoruz. Tam tersi sigarayı bıraktığı için mutlu olan ve kendisiyle gurur duyan çalışanlarla karşılaşıyoruz.
Yılda 21 işgünü sigara için harcanıyor
Araştırmalar, kurumların sigara bıraktırma programlarına yatırım yapması durumunda; “karı artıran işgücü verimliliğini artırdıklarını, sigara içilmeyen bir kurum kültürü yaratabildiklerini, işyerinde stres ve çatışmaları azalttıklarını, kurumun olumlu imajını güçlendirdiklerini, kuruma bağlılığı artırdıklarını, sağlık harcamalarını azaltabildiklerini gösteriyor.”
Yine ortalamalar göre, tiryaki durumundaki her bir çalışanın sigara içmek için molaya gidip gelmesi ortalama 5 dakika sürüyor. İş saatlerinde bir tiryaki 8-10 sigara içiyor. Bu da günde yaklaşık 2 saat, bir yılda ortalama 21 işgünü anlamına geliyor. Bu durumun yarattığı verimlilik kaybına, tüm dünyada sigaraya bağlı hastalıkların beraberinde getirdiği sağlık harcamaları da eklendiğinde durumun kurumlara getirdiği yük daha net anlaşılabiliyor.
Allen Carr yöntemini kullanarak çalışanlarına sigara bıraktırma çalışmaları yapan uluslararası şirketler arasında IBM, Marks&Spencer, HP, Sony, Microsoft, Unilever, IKEA ve Du Pont yer alıyor.