“Sektörümüzde öncü olmak ve fark yaratmak DNA’mızda var, bu başarıyı sürdürülebilir hale getirmek çabasındayız…”

 
Sektörünün en beğenilen şirketlerinden biri olma unvanını,
11 yıldır kimseye kaptırmıyor.
İnsana yapılan yatırımlar, teknoloji ve çevre konularında sayısız ödülün sahibi olma unvanını taşıyor.
İnsan Kaynakları stratejileri, şirketin uzun vadeli stratejileri arasında yer alıyor.
İK ile ilgili hedefler, sadece İnsan Kaynakları fonksiyonunun değil, tüm fonksiyon yöneticilerinin “karnesinde” yer buluyor.
Sektörünün öncü ve yarattığı farklılıklar ile dikkat çeken kuruluşu;
ancak bunu sürdürebilmenin önemi asla unutulmuyor.

Akçimento ve Çanakkale Çimento birleşmesiyle 1996 yılında bugünkü adını alan ve sektörünün lider oyuncusu haline gelen Akçansa ile ilgili söylenebilecek birkaç kilit noktayı sıraladık yukarıdaki satırlarda… Ancak, organizasyonu bu güçlü konumuna ulaştıran unsurlar, elbette bunlarla sınırlı değil. Nitelikli yetenekleri çekmenin ve elde tutmanın önemine sık sık vurgu yapan İK Genel Müdür Yardımcısı
Hakan Timur, bunu sağlamak için yaptıkları çalışmaları ve önümüzdeki dönem hedeflerini HRdergi okurları için anlattı.

 
Öncelikle Akçansa’yı sizin sözlerinizle dinlemek isteriz.

Akçansa, 1996 yılında Akçimento ve Çanakkale Çimento’nun bir araya gelmesiyle bugünkü adını alan ancak kökleri eskiye dayanan çok kuvvetli bir organizasyon... Bir tarafta güçlü ve köklü Sabancı kimliğimiz, diğer tarafta sektörümüzün Dünyadaki en büyüklerinden olan yabancı ortağımız HeidelbergCement Grubu… Bu birliktelik kuvvetli bir yapı ve kültür oluştururken; çalışanlarımızla sunduğumuz ortam ve iklimde de farklılıklar ve bağlılık yaratıyor.

Akçansa olarak ana işimiz çimento üretimi ve satışı ancak hazır beton, agrega ve liman hizmetleri de diğer faaliyet alanlarımız. Coğrafi olarak da yaygın bir yapımız var. İstanbul Büyükçekmece’de, Çanakkale’de ve Samsun’da üç fabrikamız var. Bu fabrikaların dışında da Türkiye’nin değişik yerlerinde yaklaşık 39 hazır beton tesisimiz ve Çanakkale ile Ambarlı’da limanlarımız bulunuyor.

Bugün Akçansa sektörünün lider oyuncusu... Bunun yanı sıra, İK uygulamalarımız, pazarlama yaklaşımımız, sürdürülebilirlik ve çevre gibi konulardaki duyarlılığımız nedeniyle de sektörümüzün fark yaratan öncüsü konumundayız. Fark yaratmanın bizim DNA’mızda olduğunu ve her zaman öncelik verdiğimiz konulardan biri olduğunu söyleyebilirim.

Bu yapı içinde İnsan Kaynakları nerede yer alıyor?

Şirketimizde kadrolu 1150 civarında çalışanımız var. Bunun yarıdan biraz fazlası mavi yakalı. Dönemsellik gösteren ihtiyaçlar ve idari işler kapsamındaki hizmetler ile yaklaşık 2 bin kişiye hizmet veren İK fonksiyonumuz, İK Genel Müdürlüğü çatısı altında yer alan üç alt birimle faaliyet gösteriyor.

Bunlardan biri olan “Yönetim ve Organizasyon Geliştirme” biriminde bugünün ve geleceğin organizasyonel ihtiyaçlarını, şirketimizin hedef ve stratejileri perspektifinde tanımlamaya çalışıyoruz. Seçme ve yerleştirme, eğitim, gelişim, organizasyonel iklim, liderlik ve yetenek yönetimi, işveren markası gibi süreçleri hayata geçiriyoruz.

Bunun yanı sıra “Toplam Ödül Yönetimi ve Çalışma İlişkileri” adı altında “toplam ücret, ödül ve yan menfaat yönetimi” yanı sıra sendikal ilişkiler de dahil olmak üzere endüstri ilişkilerini etkin yönetmek üzere kurulu olan birimimiz mevcut.

Ayrıca İK Operasyon birimlerimiz var. İdari işler, sosyal aktiviteler, güvenlik gibi idari sorumluluklarımız bu birimimizin çatısı altında yönetiliyor. Fabrikalarımızdaki İK ekiplerimiz, doğrudan merkeze bağlı olsalar da oradaki gereklilik ve ihtiyaçlar çerçevesinde fabrika müdürlerimizle birlikte çalışıyor.

Kısacası, merkezde stratejileri, süreçleri geliştirdiğimiz; uygulamalarımızı ise sahadaki birimlerimizle yaygınlaştırarak hayata geçirdiğimiz bir İK yapımız var. İdari işler de dahil olmak üzere yaklaşık 30 kişilik bir ekibiz.

Akçansa’nın fark yaratmak konusunda öncü olduğunu söylediniz. İnsan Kaynakları’nı bu vizyonun neresinde görüyorsunuz?

Başta da söylediğim gibi Akçansa sektörün öncü ve lider kuruluşu ve bunu sürdürülebilir büyüme ile harmanlamak bizim için çok önemli. Bu hedefe koşarken, İK’nın en önemli önceliklerinden biri çalışanlarımızın kendilerini gerçekleştirmelerini sağlayacak pozitif bir organizasyonel iklim yaratmak… Bu iklimi yaratmak için de liderlerimizin ve yöneticilerimizin davranışlarının çok önemli olduğunu biliyoruz. Bu nedenle liderlik yaklaşımlarımızı, uygulamalarımızı geliştirebilmek ve ölçümlemek bizim için çok önemli konulardan biri.

Bu nedenle her sene çeşitli araştırmalar ve yöntemlerle organizasyonel iklimimizi ölçüyoruz. Beyaz yakalı çalışanlarımıza “Organizasyonel İklim Anketleri” uygularken, mavi yakalı arkadaşlarımızın görüşlerini birebir onlarla yaptığımız toplantılar aracılığıyla alıyoruz. “Sizi Dinliyoruz” uygulaması altında, her sene defalarca Genel Müdürümüz ile birlikte tüm lokasyonlarımızı ziyaret ediyoruz.

Öte yandan her yıl periyodik olarak, şirketimizdeki tüm yöneticilerimizin liderlik davranışlarını, kendi yönettikleri ekiplerin değerlendirmesini istiyoruz. Bu faaliyetin sonucunda, yöneticilerimizi gelişim yönünde teşvik ediyoruz. Zaten yöneticilerimiz için tasarladığımız programlarda da, liderlik stilleri ve yetkinlikleri de mutlaka eklenmiş oluyor.

Bunun yanı sıra, şirket stratejilerimiz içinde, İK stratejileri son derece önemli bir yere sahip. 3 – 5 yıllık stratejilerimizin içinde tanımladığımız İK stratejilerimiz var. Bunlar sadece İK fonksiyonunun hedefleri değil; tüm fonksiyonlarımızın İK scorecard’ları mevcut. Şirket stratejileri ve ana İK stratejilerimizle paralel olarak, indirgenmiş hedeflerimiz ve bunlar için tanımlanmış kritik performans ölçütlerimiz mevcut. Tüm fonksiyon yöneticilerimizin de kendi hedefleri içinde tanımlanmış İK hedefleri var. Kısacası yöneticilerimizin performansı, her yıl sonu İK hedefleri üzerinden de değerlendiriliyor.

Bu arada İK fonksiyonu yöneticisi olarak benim performansımın önemli bir kısmı da, farklı fonksiyonların bu KPI’ları gerçekleştirmesinden geçiyor. Dolayısıyla hep birlikte gerçekleştirdiğimiz, sahiplendiğimiz bir İK yaklaşımından söz ediyoruz.

Ekip olarak önümüzdeki yıl için belirlediğiniz öncelikler neler?

Önümüzdeki dönemde de ihtiyacımız olan nitelikli ve yetenekli kişilerin çekilmesi ve elde tutulması konusundaki faaliyetlerimize odaklanmaya devam edeceğiz. Çünkü nitelikli insanlara bugün olduğu gibi gelecekte de çok ihtiyacımız olacağına inanıyoruz.

Organizasyonel İklimimizi ve Liderlik stillerimizi geliştirmeye devam etmek, şirketimizin sürdürülebilir geleceği için yetenek havuzumuzu ve yedekleme boşluklarımızı doldurmak yine önemli önceliğimiz.

Buna ilaveten; İK fonksiyonu olarak değişimin içinde önemli bir oyuncu olmak da öncelikli konularımızdan biri... Değişen ekonomi ve şartlar, artık verimliliği çok daha önemli hale getiriyor. Organizasyonlar artık daha esnek, daha atik ve proaktif olmak zorundalar. Bu nedenle süreçleri gözden geçirmek, geliştirmek, verimliliği artırabilmek ve şirketlerin bu değişiminin içinde yer almasını sağlamak önemli. Akçansa olarak tüm süreçlerimizi sürekli olarak gözden geçiriyoruz. Önümüzdeki sene de yine tüm bu çalışmalarımızı sürdürmek, bu konuda İK’nın etkin rolünü sürdürmek, “değişim yönetimi” önemli hedeflerimizden biri.

Tüm bunları yaparken ölçülebilirliğin çok önemli bir kavram olduğunu unutmamak gerekiyor. Yaptığımız her faaliyetin takibini ve ölçülebilirliğini gerçekleştirmeye yönelik çalışmalarımızı sürdüreceğiz.

Bu noktada belirtmek isterim ki; etkinliğin ölçümlerinden biri de kendi dışımızdaki değerlendirmeler. İK fonksiyonu olarak aslında bugüne kadar aldığımız ödüllerden de bir anlamda yaptığımız çalışmaların ne kadar değerli geri dönüşleri beraberinde getirdiğini anlayabiliyoruz. Akçansa, son 11 yıldır arka arkaya sektörünün en beğenilen şirketi seçiliyor. Öte yandan basında zaman zaman Sabancı Oscarları diye adlandırılan “Sabancı Altın Yaka Ödülleri”nde, 2013 yılında, “İnsana Yatırım” kategorisinde birinci olmaktan gurur duyuyoruz.

“TÜRKİYE YETENEKLERİ ÇEKMEK VE TUTMAK KONUSUNDA 
DAHA BÜYÜK BİR YARIŞIN İÇİNE GİRECEK,
İK PROFESYONELLERİ OLARAK BUNA ŞİMDİDEN HAZIRLANMAMIZ GEREKİYOR”

Akçansa İK ekibinin önümüzdeki dönem hedeflerini aktaran Timur, tüm bunları aslında gelecekte öne çıkacağını düşündükleri eğilimler doğrultusunda belirlediklerini belirtiyor. Hal böyle olunca, Timur’un bu konudaki görüşlerine de kulak verdik. Bakın Timur, bizlerle öngörülerini nasıl paylaştı: “Bugünün dünyasında çalışanların katılımı ve yönetimin etkinliği çok kritik… Bu nedenle organizasyondaki yöneticilerin her birinin çok iyi birer İK yöneticisi haline getirilmesi gerektiğine inanıyoruz. İnsan yönetimi, sadece İK fonksiyonunun görevi değildir. İK fonksiyonunun belki de temel görevi, şirketteki tüm yöneticileri iyi birer İK yöneticisi haline getirmektir. Bunu başarabilen İK fonksiyonlarının daha çok öne çıkacağını düşünüyorum.

Öte yandan dünyadaki ekonomik dengenin son zamanlarda değiştiğini; bunun iş yapış tarzlarına, hatta İK yönetimine de yansıdığını görüyoruz. İş ihtiyaçları açısından baktığımızda, gelişmiş ülkeler, yönetici ihtiyaçlarının neredeyse yüzde 30’unu şu anda karşılayamaz durumdayken, gelişmekte olan ülkelerde ciddi bir arz fazlalaşması ve yetenek gelişimi olduğunu görüyoruz. Yani yeteneğe ihtiyaç duyulan yer ile arzın olduğu yer arasında farklılık büyüyor. Kısacası artık yetenek neredeyse oradan temin etmemiz gereken bir döneme giriyoruz.

Bu açıdan bakıldığında, Türkiye de genç nüfusu ile giderek daha fazla yetenek ihraç eden bir ülke haline gelecek. Hatta bu konuda sistemli çalışılırsa yetenek ihracı konusunda bir gün Türkiye’nin bir marka haline gelebileceğini düşünüyorum, umuyorum. Ama bu aynı zamanda, yetenekleri çekmek ve elde tutmak anlamında kendimizi büyük bir yarışın içinde bulacağımız anlamına geliyor. Bu nedenle İK profesyonelleri olarak artık eskisinden daha analitik olmak durumundayız. Geleceğe yönelik ihtiyaç ve iş gücü analizlerini yapmak, yetenek segmentasyonu ve profillerini iyi belirlemek, bunu rakamlarla net olarak ortaya koyabilmek, somut planlar yapabilmek İK fonksiyonunun çok önemli görevlerinden biri halini alıyor”.

Son olarak sizi de tanımak isteriz. Kariyerinizin dünden bugüne gelişimini bizlerle paylaşır mısınız?

Üniversitede iktisat eğitimi aldım. İstanbul Üniversitesi İngilizce İktisat bölümü mezunuyum. Rakamlarla aram iyidir ama benim için her zaman “insan” önemli bir unsurdu, bu nedenle kariyerimi İnsan Kaynakları alanında yönlendirmeyi tercih ettim.

17 yıldır Sabancı Grubu bünyesinde çalışıyorum. Kariyerime 1997 yılında Marsa Kraft Foods Int.’da İK Geliştirme Uzmanı olarak başladım. Bir yandan da Sabancı Holding’in o zamanlar “Talent Pool” adını verdiği 2 yıllık özel bir yetenek grubu gelişim programına dahil edildim.

2000 yılında Marsa Kraft’ta Yönetim ve Organizasyon Geliştirmeden sorumlu Müdür oldum, 2002 yılında da tüm İK süreçlerinden sorumlu İnsan Kaynakları Müdürü olarak atandım. Ardından Sabancı Gıda Grubu İK Müdürü olarak görev yaptım.

2007 yılında alınan stratejik karar sonucu Sabancı Grubu’nun gıda alanından çıkmasıyla ben de merkeze, Sabancı Holding İK Grup Başkanlığına geçtim ve Holding İK Müdürü olarak görev yaptım.

Ardından 2009 yılı başında Kordsa Global’e geçerek Global İK Direktörü olarak görev yaptım. O dönemde İK süreçlerinin ve yapısının hem merkezi hem de global anlamda gelişmesinden sorumluydum. 9 farklı ülkede faaliyet gösteriyorduk. Bu nedenle bu görev beni global bir sorumlulukla tanıştırarak, farklı kültürleri anlamak konusunda önemli deneyim kazandırdı.

Grup içindeki son durağım ise, yaklaşık 2 yıl önce yollarımın kesiştiği Akçansa oldu. Kısacası, 17 yıl boyunca aynı grup bünyesinde görev yapsam da bana sunulan farklı imkanlar, görev yaptığım farklı pozisyonlar ve kurumlar nedeniyle çok çeşitli deneyimler elde etme şansı buldum. Bu da esasında iş yaşamında doğru adreste olmanın, insana ve gelişimine değer veren bir bünyede yer almanın ne kadar önemli olduğunun, bu tür büyük organizasyonların bir çalışana ne tür fırsatlar yaratabildiğinin bence güzel bir örneği. Bugün sohbet ettiğim gençlere bunu mutlaka anlatmaya çalışıyorum.

 

DERGİ

HRdergi Nisan sayısı çıktı! İyi okumalar

SATIN AL Nisan 2024