General Elektrik Türkiye’de gözler 2023’e çevrili, İK bu vizyona katkıda bulunmak için kolları sıvadı


Thomas Edison ile ilgili kısa bir araştırma yaptığınızda karşınıza çıkan bilgi;
20’nci yüzyıl yaşamını icatlarıyla büyük şekilde etkileyen Amerikalı bir mucit olduğu… Ampulü icat ettiği… Biraz daha araştırdığımızda, onun aynı zamanda bir iş adamı olduğunu da görüyoruz.
Ama belki de pek çoğumuz tarafından bilinmeyen bir gerçek, onun dünyaca ünlü
General Electric’in kurucusu olduğu…

General Electric, bugün dünyada pek çok farklı iş kolunda faaliyet gösteren büyük bir şirket. Türkiye’de de 800’e yakın çalışan ile 8 farklı alanda mevcut olan GE’nin İnsan Kaynakları kaptanlığını yaklaşık 9 aydır Belgin Ertam yürütüyor.
GE’de eğitim ve gelişim faaliyetlerine yapılan yatırımların, liderlik programlarının etkisinin ve
İK’nın stratejik çalışmalarının önemine vurgu yapan Ertam ile, şirketin 2023 yılına yönelik olarak gerçekleştirdiği projelerde İK’nın yaratmaya hazırlandığı katkıyı ve öncelikli gündem maddelerini konuştuk.

General Elektrik Türkiye’de göreve başlamanızın üzerinden yaklaşık 9 ay geçti. Nasıl bir yapı bekliyordu sizi burada?

General Elektrik çok büyük bir organizasyon ve matriks bir yapıya sahip. Bünyesinde çok farklı iş kolları var. Bu yönüyle matriks yapıya alışık olmayan kişiler için biraz zorlayıcı olan bu yapıya, hem geçmişte benzer organizasyonlarda kazandığım deneyim, hem de burada tanıştığım herkesin desteğiyle gerçekten çok kısa sürede adapte olduğumu söyleyebilirim.

Kısaca yapımızdan söz edersem; dünyada 320 bin, Türkiye’de 800’e yakın çalışanımız var. Ülkemizde 8 farklı iş kolunda faaliyet gösteriyoruz.

Bunlardan biri olan GE Sağlık, sağlık teknolojileri ve sistemleri üzerine faaliyet gösteriyor. GE’nin önemli yatırımlarından biri olan bu alanda, Eastern African Growth Market (EAGM) dediğimiz 84 ülkenin yönetimi Türkiye’de. Bu da bizim için çok mutluluk ve gurur verici bir durum. Bir başka faaliyet alanımız ise havacılık… Gebze’deki ofisimizde şu anda 250 Türk mühendisi, AR&GE yapıyor; uçak ve enerji motorları için yazılım geliştirmek konusunda ABD ile çok yakından çalışıyor. Bunun yanı sıra, enerji ve güç sistemleri üzerine çalışan bir iş kolumuz var. Ulaştırma alanında da faaliyet gösteriyor; Türkiye’de lokomotif üretiyoruz. Elektrik ve enerji çözümleri üreten IS (Industry Solutions), bir başka faaliyet alanımız... Bunların yanı sıra, enerji yönetimi, aydınlatma ve beyaz eşya da iş kollarımız arasında yer alıyor.

Kısacası, aslında 8 şirketimiz var ama bu iş kollarının hepsinin yönetimi yurtdışına bağlı olarak tek bir şirket olarak faaliyet gösteriyor ve en tepede birleşiyor. Ancak, özellikle Türkiye gibi büyüyen pazarlarda, ülkedeki büyüme potansiyelinden en yüksek seviyede yararlanabilmek için iki sene önce “Global Growth and Operations” adlı bir yapı kuruldu ve büyümeye yatırım ile operasyon birimlerinin tek elden etkin bir şekilde yürütülebilmesi için yeni bir sisteme gidildi. Bu sistemle; hem şirketlerimiz arasındaki sinerjiyi görüp yararlanabilmek, hem şu ana kadar fark edilmemiş iş geliştirme alanlarının fark edilip, buna yönelik faaliyetlerin yapılması, hem de bazı fonksiyonların merkezileştirilerek etkinleşmesi amaçlanıyordu. Bu fonksiyonlardan biri de İnsan Kaynakları’ydı.

Nasıl bir yapı var şu anda İK’da?

İK, organizasyon içinde çok iyi konumlanmış vaziyette ve liderlerimiz tarafından gerçekten de stratejik bir ortak olarak destekleniyor. Sürekli karşılıklı bir iletişim söz konusu.

Ben şu anda tüm Türkiye İK organizasyonundan sorumluyum. Toplamda Türkiye’de 20 İK çalışanı var. Bazı arkadaşlarımız yurtdışına destek veriyor, EAGM bölgede çalışan arkadaşlarımız var, bununla birlikte ABD Crotonville’deki GE eğitim gelişim akademisi için eğitim tasarımında çalışan arkadaşlarımız var.

Öte yandan COE (Center of Expertise) yapısını çok oturmuş bir şekilde uyguluyoruz. İşe alım, operasyon, ücretlendirme ve yan haklar ile bordrolama birimlerimiz var. Eğitim ve gelişim konusunda ise yurtdışından destek alıyoruz.

Söz eğitim ve gelişimden açılmışken, liderlik gelişimi konusunda GE’nin çok önemli çalışmaları olduğunu biliyoruz. Bu çalışmalar hakkında bilgi verir misiniz?

Gerçekten çok etkileyici bir liderlik programımız var. Satış, pazarlama, İK, iletişim, finans gibi fonksiyonlarda çalışan arkadaşlarımız için 2 senelik olarak tasarlanan bu programda; bir ülkedeki, bu alanlardaki yetenekler 8 aylık rotasyonlara giriyorlar. Bir yandan eğitim programlarına katılırken, bir yandan da bilfiil belli pozisyonları dolduruyorlar. Yurtdışında görevlendiriliyorlar. Çok üst düzeyde eğitimlere katılıyorlar.

Türkiye’de bu programa dahil 18 arkadaşımız var. Yakın zamanda biz de 2 yabancı İK çalışanımızı Türkiye’de ağırlayacağız. Bir taraftan bu çalışanlarımız bizden bir şeyler öğrenirken, biz de onların deneyimlerinden yararlanma fırsatı bulacağız.

HER YIL EĞİTİM VE GELİŞİM FAALİYETLERİ İÇİN 1 MİLYAR DOLAR,
120 YILLIK EĞİTİM PROGRAMI…

GE’nin her yıl eğitim ve gelişim faaliyetleri için 1 milyar dolarlık yatırım yaptığını belirten Ertam, organizasyonda bu alana gerçekten çok önem verildiğini; hatta liderlik konusunda temel vurguların yapıldığı 120 yıllık bir eğitim programının bile var olduğunu dile getiriyor.

ABD’de Crotonville’deki eğitim kampüsünün her seviyeden GE çalışanları için tasarlanan çok önemli bir merkez olduğunu; şirkette üst kademelere çıkıldıkça buradaki eğitimin başka bir boyuta taşındığını aktaran Ertam, bu önemli merkezden aynı zamanda GE müşterilerinin de yararlandığını, onların da kimi zaman buradan eğitim aldığını ya da oradaki eğitmenlerin müşteriler için eğitim vermesinin organize edildiğini dile getiriyor.

İK olarak şu anda en öncelikli gündem maddeleriniz neler?

GE geçen yıl Türkiye’ye yönelik olarak 900 milyon dolar gibi çok ciddi bir yatırım taahhüdünde bulundu. Yatırımlarımız 3 yıllık bir sürede, 3 ana konuya odaklandı. Bunlardan biri, araştırma & geliştirme, diğeri altyapı geliştirme ve son olarak lokalizasyon alanlarında oldu. Açıklanan yatırımın 515 milyon dolarını bu bahsedilen alanlarda harcadık.

Lokalizasyon konusunda, Türkiye’yi bir yandan güçlendirirken, bir yandan da Türkiye’nin kaynaklarını daha verimli kullanarak yurtdışında bizim ürünlerimizi konumlandırmak, bir Türk markası çıkarmak bizim için öncelik haline geldi.

“Proje 2023” adı altında birleşen bu üç konu, şu anda bizim önceliklerimiz. GE olarak Türkiye’nin önümüzdeki 10 yıllık vizyonunu desteklemeyi önceliklendiriyoruz ve İK’nın da bu konuda yapabileceği pek çok şey olduğuna inanıyoruz.

Bu pencereden bakınca hangi çalışmalar beliriyor ufukta?

Birincisi; AR&GE söz konusu olduğu için; Türkiye’de bu konudaki doğru kaynağı bulmak, gerekirse yurtdışındaki kaynakları ülkemize çekmek çok önemli hale geliyor. Yurtdışında GE ofislerinde ya da farklı şirketlerde çalışmış Türkleri geri çekmeye çalışıyoruz. Bu noktada yaptığımız pek çok çalışma var. Yurtdışında belli bir vizyon ve deneyim kazanmış kişilerin yeniden Türkiye’ye kazandırılmasının çok yararlı olduğuna inanıyoruz. GE Türkiye bünyesinde, başta CEO’muz olmak üzere bu anlamda pek çok örnek yöneticimiz var.

Yine AR&GE konusunda, insan kaynağının gelişimi noktasında İK Müdürü arkadaşlarımız ile yaptığımız bazı çalışmalar var. Yeteneklerin değerlendirilmesi, hem çalışanlarımız, hem de iş ortaklarımıza yönelik mentörlük programları, yurtdışında buna göre pozisyonlanmasına yönelik projeler üzerinde çalışıyoruz.

Lokalizasyon konusunda ise Proje 2023’ün kaptanlığını yapan yöneticimizle birlikte üniversitelere gidiyor; oradaki öğrencilere hem kariyer danışmanlığı yapıyor, hem de GE eğitimlerini onlara da sunuyoruz. Onlara bazı yöneticilerimizin mentorluk yapmasına yönelik programlar üzerinde de çalışıyoruz.

“İK AÇISINDAN EN DİKKAT ÇEKİCİ NOKTALARDAN BİRİ,
YETKİLENDİRME VE ÇEŞİTLİLİK…”

“GE’de gerçek anlamda bir yetkilendirme var. Şirket fikrinize inandığında, bunu hayata geçirmeniz ve bir etki yaratmanız için alanı size sunuyor. Bu yetkiyi alan kişi de iyi bir ekiple bir şeyler ortaya koyduğunda ‘Ben bu şirkete gerçekten bir katkı sağladım, bir etkim var’ hissine sahip oluyor. Bu ben de dahil, hepimiz için çok önemli.

Öte yandan çeşitlilik de bizim için çok önemli. Burada çok farklı milletten çalışanlarımız bir arada görev yapıyor. Kadına yönelik çeşitliliğe de çok önem veriyoruz. Buna yönelik pek çok program ve inisiyatifimiz var. 200 kişilik kadın network’ümüz, kadınların desteklenmesine yönelik sosyal sorumluluk projeleri gerçekleştiriyor. Liderlerimizin bu noktada verdiği destek bizim için çok önemli”.

Son olarak, İnsan Kaynakları’nın gittiği yön ile ilgili fikirlerinizi de almak isteriz.

Ben İK profesyonellerinin daha dinamik, girişken, kendini özgüvenle ifade eden, çalışan ve yönetim arasında dengeyi iyi kuran bir pozisyonda durmalarını, gri alanlarda çalışma ve odaklanma konularını önceliklendirmeleri gerektiğini düşünüyorum. Gündeme gelen bazı yeni uygulamalara elbette kulak vermemiz, gençlerin fikirlerini dikkate almamız gerekiyor ama unutulmaması gereken ve hiç değişmeyen tek bir nokta var bence: İnsana değer vermek… Çalışanların organizasyondan tam olarak ne beklediklerini anlamak çok önemli…
 

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)