Mikroagresyonlar: İş Yerinde Görünmeyen Düşmanlar
İş yerlerindeki savaşlar sıklıkla açık meydanlarda değil, karanlık koridorlarda ve sessiz ofis köşelerinde gerçekleşir. Bu savaşların silahı, kelimeler ve jestlerdir ve adı, mikroagresyonlardır.
Mikroagresyonlar, sinsi bir şekilde iş yerlerimize sızar ve hedef aldığı kişilerin ruhlarını yavaşça zehirler. Bir iş arkadaşının küçümseyici bir bakışı, patronunuzun farkında olmadan yaptığı bir aşağılama...
Bunlar, görünmez oklar gibidir, ancak hedefleri vardır ve etkileri derindir. İş yerlerindeki mikroagresyonlar, sessizlikte saklı bir tehlike olarak bekler. Bu sessiz saldırılar, çalışanların motivasyonunu düşürür, iş birliğini bozar ve takımları bireysel hedeflere yönlendirir. Daha da kötüsü, iş yerindeki çeşitliliği ve kapsayıcılığı tehdit eder, böylece kurumun yenilikçiliğini ve rekabet gücünü azaltır.
Eğer bu sessiz savaşın kazananı olmaya kararlıysak, önce gözlerimizi açmalıyız. Mikroagresyonları tanımak ve onlarla yüzleşmek, değişimin başlangıcıdır. Farkındalık, eğitim ve empati, bu sessiz düşmanlarla savaşmanın temel taşlarıdır. Gözlerimizi açtığımızda, bir ışık sızıntısı görürüz. Bu ışık, değişim ve dönüşüm için bir umuttur. Daha açık iletişim, daha derin anlayış ve daha fazla empatiyle, iş yerinde daha kapsayıcı bir ortam oluşturabiliriz. Bu, sadece çalışanların refahını artırmakla kalmaz, aynı zamanda kurumun başarısını da artırır.
Sonuç olarak mikroagresyonlarla dolu iş yerlerinde, sessizlik kabul edilemez bir seçenek olmalıdır. Ancak, sesimizi birlikte yükseltirsek, bu sessiz çığlıkları duyabilir ve onlara karşı savaşabiliriz. Sessizliğin kabul edilemez olduğunu vurgularken, duygularımızı ifade etmek ve duygusal olarak bağlantı kurmak önemlidir. Çünkü duygusal olarak birbirimize destek olduğumuzda, daha güçlü ve etkili bir şekilde dönüşüm için bir araya gelebiliriz. Bu yolda, duygusal olarak birbirimize güvenerek ve anlayışla yaklaşarak ilerlemek önemlidir.
Birlikte, daha adil, daha kapsayıcı ve daha güçlü bir iş yerinin kapılarını açabiliriz. Çünkü görünmez düşmanlarla savaşmak, yalnızca cesurca göz kırpanlar için değil, aynı zamanda dönüşüm için de bir çağrıdır.
Gülcan Çağlar Çalışkan
Genel Yayın Yönetmeni