Koç Executive MBA Stratejik Bakış Kazandırıyor
Öncelikle Koç Üniversitesi’ndeki MBA programları hakkında bilgi verir misiniz?
Koç Üniversitesi’nde iki tür MBA programı var. Bunlardan ilki; profesyonel yönetici olarak uzmanlaşmak isteyen üniversite mezunlarına yönelik tam zamanlı iki senelik bir program. İlk sene öğrenciler on temel ders alıyor. Öğrenciler ikinci sene değişik konularda dokuz seçmeli ve strateji konusunda aldıkları bir ders ile toplam 700 saatlik bir eğitim görüyorlar. Şu an MBA programında toplam 78 öğrenci var. 1993 yılında başladığımız bu programdan şimdiye kadar 258 öğrenci mezun oldu. Program 1 Ekim’de başlıyor.
İkinci programımız ise; Executive MBA… Bu; üst düzey pozisyonlar için gerekli stratejik bakış ve liderlik özelliklerini geliştirmek isteyen, beş senelik iş deneyimine sahip yöneticilere yönelik on bir aylık bir yüksek lisans programı… Bu programda da toplam 19 ders var. Başladığı Ağustos ve bittiği Haziran ayında bir ay tam gün, aradaki dokuz aylık dönemde ise Cuma – Cumartesi günleri yapılıyor. Toplam ders saati hemen hemen iki yıllık tam zamanlı MBA programımızla eşit.
Türkiye’de Executive MBA programına 1994 senesinde ilk defa biz başladık. Şu an bu programda toplam 21 katılımcı bulunuyor. Bu katılımcıların yaş ortalaması 32 ve ortalama 7 senelik iş deneyimine sahipler. Bu seneki katılımcılarımızın yüzde 81’i şirket sponsorluğu ile programımıza katılıyor. Executive MBA programını tamamlayarak Türkiye ve dünyanın önde gelen şirketlerinde çalışan toplam 200 mezunumuz var.
MBA programları kişilere nasıl bir katkı sağlar?
Hepimizin bildiği üzere; günümüzde rekabet hem şirketler, hem de kişiler arasında çok artıyor. Bütün rakipler belli bilgiler ve yaklaşımlarla iş hayatının içine girerken sizin de buna sahip olmanız gerekiyor. Şirketler için de durum farklı değil. Bizler de MBA programlarımız sayesinde katılımcılarımızın bu yoğun rekabet ortamında bir adım öne çıkabilmesi için gerekli donanıma sahip olmasını amaçlıyoruz.
MBA programındaki hedefimiz; temel işletme ile ilgili fonksiyonel bilgilerin belli bir akademik tabana oturmuş şekilde ve dünyadaki en son gelişmelerle birleştirilerek öğrencilerimize aktarılması… Bu sayede öğrencilerimizin ileride daha iyi yönetici olmalarını sağlayacağımıza inanıyoruz. Sonuç olarak mühendislik ya da sosyal bilimler gibi çok farklı alanlardan programımıza gelen katılımcılarımız iki senenin ardından farklı iş kollarında çalışabilme tabanına sahip olarak buradan mezun oluyorlar.
Executive MBA programı ise daha değişik. Bu programda katılımcıların zaten minimum 5 senelik iş deneyimi var. Bu kişiler, zaten şirketlerinde başarılı oldukları için şirketleri tarafından bu programa gönderiliyor ve amaçları; üst düzey pozisyonlara gelebilmek için liderlik ve stratejik bilgilerini artırmak, takım çalışması liderlik özelliklerini geliştirmek… Programın katılımcılara yönelik en büyük katkısı hem bizlerden hem de takım çalışması halinde birbirlerinden öğrenmeleri… Rekabet ortamında da bu tip çalışmalarla kendilerini geliştirmeleri çok önemli.
Bu programlara başvuran adaylarda hangi özellikleri arıyorsunuz?
Adayların; iki program için de 4 senelik bir üniversiteden mezun olması gerekiyor. Programlar İngilizce yapıldığı için; MBA öğrencilerinden tüm dünyada talep edilen TOEFL ve GMAT sınavlarını istiyoruz. Ayrıca niçin MBA yapmak istediklerini anlatan essay’ler yazmaları gerekiyor. Bunlarla bize başvurduktan sonra bir görüşme sürecinden geçiliyor.
Executive MBA’de TOEFL ve GMAT gibi sınavları şart koşmuyoruz. Ancak iki kişilik bir grup halinde belli bir vaka çalışması üzerinde yaklaşık 1 saatlik bir görüşme yapılıyor. Bu görüşme sonucunda o kişinin olaylara yaklaşımını, İngilizce bilgi ve becerisini, hakimiyetini ölçüp karar veriyoruz.
MBA programı için kontenjanımız en fazla 50, Executive MBA programı için ise 35 kişi…
Derslerin içeriğinden de söz eder misiniz?
MBA programının ilk senesinde 10 tane mecburi ders var. Bu dersler ekonomi, finans, muhasebe, operasyon yönetimi, pazarlama, bilgi sistemleri, istatistik gibi temel konuları içeriyor. İkinci sene de belli konularda uzmanlaşmayı sağlayabilecek 20 tane seçmeli ders sunuyoruz. Öğrenciler bunlardan 9 tanesini seçiyor. Bu seçmeli dersler her sene değişiyor. Örneğin uluslararası hukuk, veri madenciliği ve işletmeciler için oyun teorisi konusunda ilk defa seçmeli bir ders koymayı düşünüyoruz. Lojistik sektörü çok gelişiyor; buna paralel olarak lojistik yönetimi konusunda bir ders vereceğiz. Kısaca dersler, günün koşullarına; hatta günün bir adım önünde giderek güncelleniyor.
Executive MBA, biraz da zaman kısıtlamasından dolayı seçmeli derslerden çok, iyi seçilmiş belli konudaki derslere dayalı. Bizim programlarımız tüm dünyada; özellikle Kuzey Amerika’da uygulanan geleneksel MBA programları örnek alınarak oluşturuldu. Yani; yeni bir şey denenmiyor; oturmuş, tüm dünyada kabul edilen programları uyguluyoruz.
Koç Üniversitesi’ndeki MBA programlarını diğerlerinden ayıran noktalar nelerdir?
Biz uluslararası bir program olmak istiyoruz. Türkiye’nin içinde bulunduğu Doğu Avrupa, Orta Asya ve Orta Doğu’yu içine alan coğrafi bölgede Koç Üniversitesi İşletme Enstitüsü’nün lider konumuna gelmek için gerekli alt yapı ve kaliteye sahip olduğuna inanıyorum. MBA programları içinde London Business School ve INSEAD’ın Batı Avrupa’da bulunduğu noktaya Koç Üniversitesi’nin kendi bölgesinde gelmesi gerçekleşebilir bir hedef niteliği taşıyor. Bunu somutlaştırabilmek için de her şeyi ölçmemiz, eksiklerimizi bilmemiz gerekiyor. Ölçümlemelerimiz de bizlere çok büyük katkı sağlıyor.
Katılımcıların izlenimleri ve geri dönüşü hakkında bilgi verir misiniz?
Az önce de belirttiğim gibi biz sürekli ölçümleme yapıyor, mezunlarımızla sürekli iletişim halinde kalıyoruz. Öğrencilerimize ise program hakkında ne düşündüklerini, aldıkları derslerin onların kariyer gelişimine nasıl katkısı olduğunu sürekli olarak ölçümlüyoruz. Örneğin MBA öğrencilerimizin iş bulma oranlarına baktığımızda; 94 – 2002 yılı arasında kişi başına iş teklifinin 2 civarında olduğunu biliyoruz.
Executive MBA’ye katılanlar ise zaten belli bir işe sahip olduğu için; bu kişilerin kariyer gelişimlerini ölçümlüyoruz. Programa katılanların yüzde 20’ye yakına program bitmeden terfi ediyor. Geri kalan kısmın yüzde 50’si ise mezuniyeti takip eden kısa bir süre içinde terfi ediyor. Bunların içinde kendi işlerini kuranlar da var.
Programlara başvuru koşulları hakkında da bilgi verir misiniz?
Executive MBA için son başvuru tarihi Haziran sonuydu, program Ağustos ayında başlıyor. MBA için ilk başvuru tarihi nisan sonuna kadardı. Asıl başvuru tarihimiz ise haziran sonunda sona erdi. Ancak eğer kontenjanımız kalırsa ağustos sonuna kadar başvuru kabul edebiliyoruz. Ancak asıl olarak, başvuru kabul veya ret cevaplarını haziran sonuna kadar veriyoruz.
MBA yapmak isteyenlere önerileriniz nelerdir? Seçim yaparken hangi kriterlere dikkat etmek gerekiyor?
Bu, bize de çok sık sorulardan biri: Genellikle “Yurtdışında mı, Türkiye’de mi MBA yapmalıyım?” diye de soruluyor. Öncelikle şunu belirtmeliyim: MBA bir yüksek lisans derecesi; ama bunu bir akademik dereceden ziyade insanın kendi kariyerini destekleyici bilgileri edineceği bir program olarak düşünmek mümkün. Bu nedenle katılımcıların programı, kendilerini geliştirebilecekleri bir yerde almaları gerekiyor.
Ayrıca kişinin hedefinin ne olduğu da çok önemli. Aslında bence gerçekten kendilerini geliştirmek için bu programa katılmaları gerekiyor. Dersleri incelemeleri ve o programın uluslararası konumuna bakmaları gerekli. Türkiye içindeki algılanması ve öğrencilere sağladıkları imkanlara bakmak da şart.
Şunu da hemen belirteyim: Örneğin, ABD’de yüzlerce MBA programı var. Ancak oradaki ilk 20 okuldan birine gidilmeyecekse ABD’deki herhangi bir okuldan MBA almanın Türkiye için çok büyük bir artı olduğuna inanmıyorum. Bundan 10 yıl önce ABD’de MBA yapmak bir şeyler ifade etse de, artık bir diplomadan çok kişilerin ne öğrendiği, kendilerini nasıl geliştirdiği daha çok önem taşıyor. Katılımcıların tüm bunları göz önünde bulundurması çok önemli. Çünkü MBA yapmak ve doğru programı seçmek; kişinin tüm kariyeri gelişimini etkileyebilecek bir karar…
Bunların dışında son olarak eklemek istediğiniz noktalar var mı?
Daha önce de belirttiğim gibi uluslararası bir platformda yer almak bizler için çok önemli. Yurtdışında saygın üniversitelerle değişim programları sağlamak, bu açıdan önemli bir adım oluşturuyor. 1998 yılında İtalya’daki SDA Bocconi Üniversitesi’nden gelen bir taleple ilk değişim programı anlaşmamızı imzaladık. 1999 yılından bu yana değişim programlarından yararlanan öğrencilerimizin sayısı toplam 19’a ulaştı.
Uluslararası bir program olabilmek için bir diğer önemli nokta, yabancı öğrencilerin Koç MBA programını giderek daha fazla tercih etmeleri olacak. Önümüzdeki sene için şimdiden bir Singapurlu ve bir Amerikalı öğrenciyi kabul ettik. Bunlar çok güzel gelişmeler…
Bunların dışında; vaka çalışmaları da bizler için çok önemli. Bu ocak ayında Koç Vaka Çalışmaları Serisi’ni başlattık. Türkiye’den vaka çalışmaları örneklerini uluslararası platformda dağıtabilecek şekilde hazırlıyor ve kendi programımızda da kullanıyoruz. Şu ana kadar zaten pazarlama grubumuz tarafından Advantage, Unilever, Omo, Algida, Vestel ve Tat vaka çalışmaları geliştirildi.
Bahsetmek istediğim bir nokta daha var: Koç MBA programı, iki yıl önce MBA birinci sınıf öğrencileri için yeni bir uygulama başlattı. Girişimciliğin dünyada ve Türkiye’de artarak önemli bir faaliyet alanı haline geldiği gerçeğinden hareket ederek; “Yeni İş Planı” uygulamasıyla öğrencilerin hem girişimcilik ve yaratıcılıklarını geliştirmeyi; hem de araştırma, analiz ve yazma becerilerini güçlendirmeyi hedefliyoruz. Derslerden bağımsız yapılan ve “Business Plan” (Yeni İş Planı) olarak adlandırılan bu çalışma ile öğrenciler gruplar halinde yeni bir iş fikri ortaya koyuyor ve buna uygun iş planlarını geliştiriyorlar. Bu süreçte, iş dünyasından deneyimli profesyoneller öğrencilere seminerler ve bire bir danışmanlık desteği veriyor. Dönem sonunda öğrenciler, profesyoneller ve öğretim üyelerinden oluşan bir jüri önünde projelerini sunup yarışıyorlar. Zaman zaman bu projelerin finanse edilerek desteklendiği bile olabiliyor.
KATILIMCILAR VE YÖNETİCİLERİ NE DİYOR?
* LALE ERGİN ARAT (Borusan Holding A.Ş., Executive MBA Mezunu): “…Profesyonel kariyerinizde, sahip olduğunuz en önemli değerler bilgi düzeyiniz ve yeterlilikleriniz… Bu kadar dinamik ve rekabetçi bir ortamda, bunların üzerine sürekli bir şeyler eklemezseniz her zaman geride kalırsınız. Benim Koç Executive MBA Programına başlamanın nedeni de buydu.
Koç Üniversitesi’nde bir yıl geçirdikten sonra; Koç Executive MBA’nin kişinin kariyerine gerçek bir yatırım olduğuna, farklılık yaratarak kişinin becerilerine çok fazla katkıda bulunduğuna iyice karar verdim. Öğrendiğiniz metodolojiler, karmaşık yönetim konseptlerini günlük yönetim uygulamalarına aktarmanızı sağlıyor.
… Bilgi ve yeterlilik düzeyinin takdir edildiği bir çalışma ortamında görev yapan şanslı bir kişi olarak; programdan mezun olduktan hemen sonra yönetim seviyesine terfi ettirildim.”
* AGAH UĞUR (Borusan Holding Genel Müdürü): “…. Koç Üniversitesi; geleceğin liderlerini geliştirmek konusundaki en iyi kurumlardan biri olarak tanınıyor. Çalışanlarımızın geçmiş deneyimleri; programın hem becerileri hem de yönetimsel yeterlilikleri artırmadaki başarısını kanıtlıyor. Koç Executive MBA, yetenekli genç kişileri gelecekte şirketlerde liderlik sorumlulukları almaya hazır hale getiriyor.”
* A.NURİ BULUT (İzocam Genel Müdürü): “… Koç Executive MBA’den mezun olan 8 katılımcımız; liderlik, takım çalışması ve problem çözümü gibi beceriler konusunda önemli gelişmeler gösterdi.
Bu programın ilk mezunlarından biri olarak, Koç Executive MBA tarafından sağlanan mükemmel eğitime bu denli gönül verdikleri için müdürlerimizi ve takım liderlerimizi çok takdir ediyorum. Katılımcılarımız program sayesinde kariyerleri için rekabet avantajı elde ederken; biz de İzocam’ın geleceği çok iyi eğitimli yöneticilerin elinde olacağı için kendimizi şanslı hissediyoruz”
CEREN ENÇ (MBA, 2. sınıf öğrencisi): “1999 yılında ODTÜ Kamu Yönetimi, Siyasetbilimi bölümünden mezun olduktan hemen sonra üniversitenin Bilgi İşlem Merkezi’nde İnsan Kaynakları yetkilisi olarak çalışmaya başladım. Ancak aklımda hem MBA yapmak vardı ancak bunu Türkiye’de mi, ülke dışında mı yapmam gerektiğine karar veremiyordum. Türkiye’den sadece Koç Üniversitesi’ne başvurmuştum ve buradan kabul edildiğimi öğrenince diğer seçenekleri dikkate bile almayarak programa katıldım.
Program sayesinde; sözel bölümden gelen biri olarak eksik kalan yanlarım olan finans ve operasyon alanında kendimi çok geliştirdiğimi düşünüyorum. Bunlar işin bilgi kısmı. Daha da önemlisi; iş hayatında benim için çok önemli olacağına inandığım zaman planlama ve takım çalışması konusunda da çok fazla katkı elde ettim.
Koç MBA sayesinde bir kuruma tepeden bakmayı, tüm fonksiyonları anlamaya başladım. Bunun da ileride bana çok yararlı olacağına ve iş hayatına atılmak yerine programa katılmak için verdiğim araya değdiğine inanıyorum.”
EMRE ERYİĞİT (MBA, 2. sınıf öğrencisi): “1999 yılında Koç Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun oldum. Daha sonra iki sene Finansbank krediler bölümünde çalıştım ve MBA yapmak üzere görevimden ayrıldım. Koç Üniversitesi’ni seçme nedenlerimin başında; tanıdığım bir kültür olması ve eğitimine güvenmem geliyordu.
MBA programının özellikle ikinci yılı; seçmeli dersler ve projelerin yoğunluğu nedeniyle son derece zorlu geçiyor. Ancak seçmeli dersler sayesinde belli bir konuda uzmanlaşma şansı yakalayabiliyorsunuz. Bunun da çok önemli bir avantajı var. Ayrıca program sayesinde sadece bilgi edinip bunları uygulamayı değil; bilgiyi yenilemenin yöntemini de öğrendim.”
* Koç Üniversitesi tarafından hazırlanan Executive MBA Programı tanıtım broşüründen alınmıştır.
EXECUTIVE MBA PROGRAMINA KATILIMCI GÖNDEREN ŞİRKETLER
1994 – 2002
ABB
ACS Danışmanlık
Aks
Arçelik
Ardem
AR-GE Danışmanlık
Art Hazır Giyim
Arthur Andersen
Assan
AT&T
Aygaz
Bank Ekspress
Beko Elektronik
Beko Ticaret
Benkar
Bilpa
BIODPC
Biotek İlaç
Birleşik Oksijen San.
Borçelik
Borusan
Borusan Lojistik
Botek
Citibank
Citilease
Coopers&Lybrand
Credit Lyonnais
Çakırkaya İnşaat
Çelen & Çelen
Deka Elektronik
Demir Hayat Sigorta
Dışbank
DMG Dergileri
Doğsan Tıbbi Ekipmanlar
Düzey Pazarlama
Eda Grafik
Edip İplik
Efes İçecek Grubu
Efes Yatırım
Electrolux
Enternasyonal Turizm Yatırım
Ericsson
Ernst & Young
Ford Otomotiv
Garanti Koza
Gazal
Gillette
Global Portföy Yönetimi
Global Menkul Kıymetler
Global Dokuma
Hadosan
Haytek Teknoloji
HEI Enerji
Hewlett Packard
Inchcape
Intermart
Intrade
İtalyan Konsolosluğu
İzocam
İstanbul Hilton
İstanbul Motor Piston
İstanbul Oto
İzocam
K Leasing
Karsan
Karsan Pazarlama
Kav Ambalaj
Kayalar Kimya
Kent Çikolata
Kent Gıda
Koç Leasing
Koç Holding
Koç Yatırım
Koç Sistem
Koçbank
Koç Finans
Kordsa
L’Oreal
Maret
Marmara Plastik
Matay
MBS Data Processing
Merck Sharp Dohme
MNG Bank
NTV
Orhan Dinler Ltd.
Osmanlı Bankası
Otosan Pazarlama
Otoyol Pazarlama
Park Tekstil
Pfizer
Pilsa
PriceWaterhouseCoopers
Ram
Repimeks
Rotel Foreign Trade
SAP Computing
Sedef Shipping
Servier Laboratuvarları
Siemens İletişim
Simko
Sirius Group Danışmanlık
STFA Holding
STFA Ogden
Türkiye Endüstriyel Gelişim Bankası
Taşar Grup
Türk Ekonomi Bankası
T.E.E.
Tat
Tekfen İnşaat
Telsoft
Tetra Pak
TGRT
Tofas Oto
Trakmak
Transtürk Holding
Turcas
Turyat/Setur
Türk Demirdöküm
Türk Petrol Holding
UCB İlaç
Ülker Gıda
Yalteks
Yünsa
Zinerji
* İsimler alfabetik sıradadır.