Janssen ailesi, “Tek Takım” olarak fark yaratıyor

 

Değişim, değerler, gelişim, takım olmak, alternatif kanallar…
Bunlar, 1999’dan beri Türkiye’de merkezi sinir sistemi – onkoloji ve hematoloji alanlarındaki ilaçlarıyla faaliyet gösteren Janssen’i anlatmak için kullanabileceğimiz birkaç kilit kelime.
Bu kelimelerin altında yatan öyküleri dinlemek için,
kurumun İK Direktörü Demet Hatipoğlu Akman’ı konuk ettik bu ay sayfalarımıza…

Bu senenin başında, değişen dinamikler ve çalışma şekilleri ile birlikte “Neler yapabiliriz?” sorusu üzerinde düşünmeye başladıklarını ve “Tek Takım Projesi” adı altında bir değişim projesine başladıklarını söyleyen Akman ile sadece bu süreci değil
MBA Recruitment Programı’ndan Talent Live Tour’a, çeşitlilik konusundaki başarılı yaklaşımlarından eğitim uygulamalarına
kadar pek çok farklı konu başlığını konuştuk.


Bize Janssen’i, İnsan Kaynakl
arı yapılanmasını da içine alacak şekilde anlatır mısınız?

Janssen, 1999 yılında Türkiye’de Johnson&Johnson Janssen ismiyle faaliyet göstermeye başladı. Bu tarihten önce ülkemizde, daha farklı bir modelle ilaçlarımızın tanıtımlarını yapıyorduk. Bugün ise; farklı ürünleri de yelpazemize katarak merkezi sinir sistemi – onkoloji ve hematoloji alanlarında bu pazardaki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.

Genel Müdür’e doğrudan bağlı olan Satış, Pazarlama ve İş Birimleri, Medikal, Kurumsal İlişkiler, İK ve Finans birimlerimiz var.

İnsan Kaynakları’nda, 6 kişilik bir ekiple görev yapıyoruz. Bu ekip içinde benim dışımda bir İK Müdürümüz, iki İK uzmanımız, bir İK asistanımız ve bir de hem iç hem de dış iletişimden sorumlu İletişim Uzmanımız bulunuyor.

Satış ekiplerinin ağırlıklı olduğu bir kurumsunuz. Onlara yönelik ne tür uygulamalarınız var?

120 kişiden oluşan bir satış ekibimiz var. Bu ekiple ilgili olarak öncelikle seçim sürecinden söz edebilirim: Burada hedefimiz adaylarımızın üniversite mezunu olması, değişime açık, hızlı adapte olan, iletişimi kuvvetli bir profil çizmeleri…

Gelişim ayağından baktığımızda ise; Satış Akademisi üzerinde belirli yetkinliklere yönelik olarak hazırladığımız eğitim planlarımız var. Değişen şartlara adapte olabilmek için burada düzenli güncellemeler yapıyoruz. Onların gerek profesyonel gerekse kişisel anlamda yetkinliklerini artıracak unsurlara odaklanarak hazırladığımız bir takım çalışmalarımız var. Bunu satış departmanımızla birlikte hazırlıyor ve hayata geçiriyoruz.

Öte yandan sadece satış ekipleri için değil, tüm çalışanlarımız söz konusu olduğunda bizim açımızdan sadece ürüne ve satışa odaklanmanın değil “değer yaratmanın” çok önemli olduğunu da belirtmek isterim.

Bununla neyi kastediyorsunuz?

Bu senenin başında, değişen dinamikler ve çalışma şekilleri ile birlikte “Neler yapabiliriz?” sorusu üzerinde düşünmeye başladık ve “Tek Takım Projesi” adı altında bir değişim projesi başlattık. Buradaki amacımız; ilacın ötesinde değeri tanıtmak, yönetmek yerine liderlik etmek, sadece yönetim kurulunun değil herkesin o liderliği gösterebiliyor olması… Bunlara odaklanacak şekilde iş yapış şekillerimizin, davranış şekillerimizin üzerine odaklanarak “Neler yapabiliriz, hangi alanlara odaklanmamız gerekir?” sorularından yola çıkarak, farklı departmanlarla çeşitli workshop’lar yaptık. Aksiyonları birlikte belirledik. 2010 yılı sonunda oluşturduğumuz yeni yapı ile hayata geçirdiğimiz Değer Takımlarımızla önceliklerimizi belirledik.

Neler yapıyor Değer Takımları?   

Tüm etik kurallar çerçevesinde, bir ürün sunmaktan çok, bunun ötesinde bir takım değerler yaratmak ve bunları sunmak fikrinden yola çıktığımız için paydaşlarımızla birlikte projeler üretiyoruz. Bunlardan biri, satış departmanımızla birlikte geliştirdiğimiz “Alternatif Kanallar” oldu. Burada interneti daha fazla kullanıyor, live broadcast gibi farklı uygulamalar ile hedef grubumuza ulaşıyoruz. Bu konuda gerçekten de sektörde önde gelen kurumlardan biriyiz. Bu yenilikleri de sürdürüyor olacağız.

Çok genç bir ekiple çalışıyorsunuz. Bu genç yetenekleri şirketinize çekmek için neler yapıyorsunuz? 

Gerçekten de genç bir organizasyonuz. Çalışanlarımızın %25’ini Y jenerasyonu oluşturuyor. Dolayısıyla bizim için hem bu grubu, hem de hangi yaş grubundan olursa olsun tüm yetenekleri çekmek ve elde tutmak çok önemli.

Boş pozisyonlarımız için, öncelikle şirket içi duyuruları kullanıyoruz. Bu konuda belli bir seçim kriterimiz ve prosesimiz var. Bu doğrultuda değerlendirmelerimizi, görüşmelerimizi yapıp süreci sonuçlandırıyoruz. Öte yandan elbette dışarıya yönelik paylaşımlar konusunda da Kariyer Günleri’ni kullanıyor; genç adayların bizimle özgeçmişlerini paylaşmalarını, projelerini aktarabilmelerini sağlıyoruz.

Staj konusuna da çok önem verdiğimizi vurgulamak isterim. Özellikle yaz döneminde yoğun stajyer alımı yapıyor ve bu kişileri gerçekten değerlendiriyoruz. Stajyerler bizim için çok kıymetli; onların bizimle gerçekten iş yapıyor olmalarını, öğrenmelerini ve bize destek olmalarını sağlıyoruz. Staj sonrasında burada çalışmaya devam eden pek çok çalışanımız olduğunu mutlulukla söyleyebilirim.

Öte yandan, global olarak bir MBA Recruitment programımız var. Bu, tamamen merkezin yönettiği ve ülkelerle birlikte yürüttüğü bir program… Bu programda öncelikle ülkeler ihtiyaç duydukları pozisyonları belirliyor. Ardından da dünyanın pek çok yerindeki üniversiteler hedeflenerek bu pozisyon odaklı görüşmeler yapılıyor ve sonuçlar bir portal’de yayınlanıyor. Bizler de bu pozisyonlara başvuran kişileri öncelikli olarak değerlendiriyoruz. Daha sonra, ABD’de (bu sene Orlando’da) , sadece İK’nın değil Üst Düzey Yöneticilerin de katıldığı karşılıklı görüşmeler oluyor. Bu sayede hem pozisyona uygun kişi belirleniyor, hem ülkeler açısından bu ihtiyaçlar karşılanıyor, hem de ileriye dönük yedekleme yapabilmek için yetenek havuzu oluşturulması sağlanıyor.

Yetenekleri çektiniz. Gelelim gelişim aşamasına… Bu konuda neler vurgulamak istersiniz?

Günümüzün yetenek savaşlarına dönüşen ortamında, yeteneklerimiz için nasıl ilerleyeceklerini bilmek gerçekten çok önemli. Biz bu konuda elimizden geldiği kadar şeffaflık göstermeye çalışıyoruz. Büyük bir organizasyon olduğumuz için şanslıyız. Türkiye’de tüketici grubu, medikal cihazlar ve ilaç alanlarında faaliyetlerimizi sürdürdüğümüz için sektörler arası geçişleri de destekleyebiliyoruz.

Yetenek görüşmeleri, belirli dönemlerde yönetim kurulu tarafından gerçekleştiriliyor. Burada gelişim planlarını belirliyor, şirketin beklentileri çerçevesinde çalışanların beklentilerinin ne olacağını değerlendiriyoruz. Öte yandan satış ekibimiz için belirlediğimiz, her sene yapmayı hedeflediğimiz ama ihtiyaçlara göre de şekillendirdiğimiz bir Oryantasyon Gelişim Merkezimiz var. Burada belirli performansın üzerinde olan arkadaşlarımızla görüşmeler yaparak beklentilerini anlıyor ve bu beklentiler çerçevesinde Oryantasyon Gelişim Merkezi’ne alıyoruz. Burada onlara bir vaka vererek, bunun üzerinde çalışmalarını, rol çalışması yapmalarını bekleyerek bir değerlendirme yapıyoruz. Bu değerlendirmeden sonraki adıma geçenler bir dış değerlendirmeye dahil ediliyor. Buna istinaden de gelişim planları oluşturuluyor.

Elbette bu noktada en önemli aşamalardan biri, tüm bunları takip ediyor olmak… Bizler burada, süreçten kişinin kendisinin de sorumlu olduğunu, sadece müdüründen ya da İK’dan bir şeyler beklemek yerine süreci sahiplenmesinin ve takip etmesinin gerekliliğini mutlaka anlatıyoruz.

Global bir şirket olmanız eğitim uygulamalarınıza nasıl yansıyor?

J&J e-University adında bir platformumuz var. Bu, çalışanlarımızın internet üzerinden belirli yetkinliklerini geliştirmelerini sağlayan ve belirli eğitimlerini internet üzerinden almalarını sağlayan bir uygulama. Tüm çalışanlarımız için geçerli. Satış ekibimiz için ise daha farklı bir takım uygulamaları da kullanmayı hedefliyoruz.

Bununla beraber aynı zamanda Johnson&Johnson’ın oluşturduğu bazı ayrı eğitim programları da mevcut. Özellikle liderlik konusunda, yeni atanan müdür arkadaşlarımızı geliştirebilmek ve onların bu sürece daha iyi hazırlanması üzerine kurgulanan eğitimlerimizi de kullanıyoruz.

Elbette bizim burada geliştirdiğimiz ve planladığımız, alınması gereken eğitimlerin hazırlıklarını da yapıyoruz.
 

JANSSEN’DEN SATIR BAŞLARI

Demet Hatipoğlu Akman’dan, son dönemlerde Janssen’de öne çıkan konuları dinliyoruz:

“Fikrini Paylaş” platformu ve J Cafe: “Fikrini Paylaş”; çalışanlarımızın fikirlerini açıklıkla paylaşabildiği, önerilerde bulunabildiği bir platform. Bu uygulamanın en güzel çıktılarından birini geçtiğimiz ay hayata geçirdik ve çalışanlarımızın talebi doğrultusunda merkez binamızın alt katında J Cafe’yi oluşturduk. Bu sayede çalışanlarımızın etkileşimleri artabilecek, farklı sektör çalışanları bir araya gelebilecek. Portal üzerinden, e-mail aracılığıyla ya da merkez ofisteki posta kutusundan gelen çalışanlarımızın bu tür fikirlerinin derlemesini yapmaya ve yönetim kurulunda ele almaya devam ediyoruz.

Yetenek ihracı: Çalışanlarımızın farklı ülkelerde deneyim kazanması, farklı kültürleri tanıması bizim açımızdan çok önemli. Son birkaç senedir bunun güzel örneklerini yaşıyoruz: 4 sene önce Finans Direktörümüz İngiltere’ye atanarak orada 2 yıl görev aldı. Son 1-1,5 yıl içinde iki arkadaşımız da geçici olarak farklı ülkelere gitti. Yeteneği ihraç edebiliyor olmak Türkiye açısından da çok önemli.

Talent Live Tour: EMEA bölgesinde yapılan “Talent Live Tour”, arkadaşlarımızın 2 günlük kısa programlarla dahil olduğu; tüm EMEA yönetim ekibiyle tanışma şansı bulduğu, belirli projelerde görev aldıkları bir program. Teknoloji sayesinde arkadaşlarımız bu projelere uzaktan dahil olarak deneyimlerini çeşitlendirebiliyor.

Diversity: Johnson & Johnson çeşitlilik konusunda gerçekten de çok iyi durumda. Dünyanın bu konudaki saygın yayınlarından Diversity Inc. tarafından yapılan listelerde, hep ilk sıralarda yer alıyoruz. Ancak hemen belirtmeliyim ki, bizim için çeşitlilik sadece cinsiyeti değil farklı özgeçmişe sahip, farklı sektörlerden ve farklı iş yapış şekillerinden gelen arkadaşları kucaklamak, onlarla birlikte yeni ve daha yaratıcı fikirler üretmek anlamına geliyor. Bu da, karşılıklı saygı ve dinlemeyle, aksiyon alabilmekle başlıyor.

Sosyal sorumluluk: Çevreye duyarlılık bizim için çok önemli. Bu bilinci çalışanlarımız arasında oluşturup artırabilmek amacıyla, İK’nın sponsorluğuyla Ekolojik projemizi başlattık. Kağıt, enerji, su tasarrufu konusunda organizasyonumuz içinde paylaşımlarda bulunuyor, aksiyonlar alıyoruz. 2010’da TOG ile birlikte Beyaz Şapkalar Sosyal Sorumluluk Projesi’ni gerçekleştirdik. Bunlar, sosyal sorumluluk açısından bizim için önemli çalışmalar…


“BİR İK’CI OLARAK SAHAYA İNMENİN,
İKİ TARAF İÇİN DE BÜYÜK KATKISI OLUYOR”

Söyleşimiz sırasında söz elbette Akman’ın kariyer öyküsüne de geldi. 2007’de Janssen ailesine katılan Akman, bunun öncesini şöyle aktarıyor: “Endüstri mühendisiyim. Master’ımı yaparken, Lafarge’da, yeniden yapılanmayla ilgili bir projede çalışmaya başladım. Daha sonra İK’ya geçtim. 3 sene bu alanda çalıştıktan sonra reengineering projesi doğrultusunda, IT departmanına geçerek 6 sene yeniden yapılandırma, proseslerin incelenmesi ve buna istinaden bir ERP aracının seçilmesi, uygulanması, yerleştirilmesi süreçlerinde görev aldım. Bu, bana çok şey kattı çünkü işin ayrıntılarıyla ilgili neler yapıldığını görme şansım oldu. Ardından yine İK’ya döndüm ve toplam 14,5 yılın sonunda; İK’dan Sorumlu Başkan Yardımcısı görevini yürütürken, yolum Janssen ile kesişti”.

Peki, bu farklı sektöre geçişte neler gözlemlemişti Akman? Söz kendisinde: “Her ne kadar birçok İK uygulaması aynı olsa da; elbette sektörün dinamikleri farklıydı. Kullanılan araçlar, metodolojinin ayrıldığı noktalar olabiliyordu. Ama ben çok süratle adapte olabildim. Çünkü hem Johnson&Johnson ailesi çok keyifli bir ortam sunuyor hem de sektör dinamikleri çok etkili”.

Akman tüm bunların yanı sıra, ilk dönemde yaptığı saha ziyaretlerinin önemine de vurgu yapıyor: “Satış ekibimizle yaptığım birebir ziyaretler benim için çok kıymetliydi. Arkadaşlarımı daha iyi tanıma fırsatı, yaşadıklarını görme şansı elde ettim. Onların yanında olmak çok önemliydi; benim için de çok farklı bir deneyim oldu. Aslında sahada olmanın iki tarafa da katkısı çok büyük: Çalışanlarımız onlara destek olduğumuzu hissederken, biz de işi ve dinamiklerini çok daha net anlayabiliyoruz”.

 

 

DERGİ

HRdergi Nisan sayısı çıktı! İyi okumalar

SATIN AL Nisan 2024