İş Hayatında "Gizli İşsizler"... Hiçbir Şey Yapmadan Kariyerini Büyütenler

Kurumsal hayatta herkes yoğun, herkes meşgul, herkes çalışıyor gibi görünüyor. Ancak bazen gerçekten çalışanlar ile sadece çalışıyormuş gibi yapanlar arasındaki farkı ayırt etmek zor olabiliyor. Peki, bazı insanlar gerçekten iş yerinde hiçbir şey yapmadan nasıl kariyerlerinde yükselmeyi başarabiliyor?
Bir gün ofiste bilgisayarınıza gömülmüş, yoğun bir e-posta trafiği arasında kaybolmuşsunuzdur. Mesai saatleri boyunca toplantıdan toplantıya koşmuş, yeni projeler için raporlar hazırlamış ve sonunda gün bittiğinde yorgunluktan tükenmişsinizdir. Ama bir bakmışsınız ki, şirketin en stratejik pozisyonlarından birinde olan biri, aynı gün boyunca neredeyse hiçbir somut iş üretmeden ofisten ayrılıyor ve kariyer basamaklarını sessiz sedasız tırmanıyor.
Bu insanlar kim? Ne yapıyorlar? Ve en önemlisi, nasıl yapıyorlar?
Kurumsal dünyada yükselmenin yolu gerçekten çok çalışmaktan mı geçiyor, yoksa görünür olmak, ama işin içine gerçekten dahil olmamak yeni bir strateji mi haline geldi?
Kim Bu "Gizli İşsizler"?
"Gizli işsizler" terimi, ekonomik anlamda iş sahibi olduğu halde aslında hiçbir üretken katkı sunmayan kişiler için kullanılır. Ancak bu fenomen artık sadece ekonomiyle sınırlı değil; modern iş dünyasında da farklı bir biçimde karşımıza çıkıyor.
Bu tür çalışanlar, her zaman toplantılarda bulunur, e-posta zincirlerinde görünür olur ve stratejik olarak kendilerini belli ederler. Ama işin özüne bakıldığında, kritik karar mekanizmalarında yer almazlar ve şirketin büyümesine gerçekten katkı sağlayan projelerde liderlik yapmazlar.
Bir iş yerinde yıllarca kalıp, hiçbir büyük sorumluluk üstlenmeden kariyerine devam edebilenler, iş hayatında yeni bir "var olma" stratejisi mi uyguluyor?
Bu kişilerin görünmez kalma ama aynı zamanda sistemde tutunma sanatına nasıl ustalaştığını anlamak için, uyguladıkları en yaygın stratejileri inceleyelim.
Görünmezlik ve Meşguliyet Sanatı: Hiçbir Şey Yapmadan Yükselmenin Stratejileri
Bazı insanlar iş yerinde gerçekten çok çalışırken, bazıları çalışıyormuş gibi yaparak nasıl terfi alabiliyor? İşte bu gizli işsizlerin uyguladığı temel stratejiler:
1. Belirsiz İş Tanımı Yaratmak
Bu kişiler genellikle çok net bir iş tanımına sahip değildir. "Strateji geliştirme", "proje koordinasyonu", "operasyonları denetleme" gibi havalı ama içi boş iş unvanları taşırlar.
Birisi onlara ne yaptığını sorduğunda şu tür yanıtlar verirler:
"Büyük resmi analiz ediyoruz."
"Süreçleri iyileştirmek için çalışıyoruz."
"Ekibin verimliliğini artırmaya odaklanıyoruz."
Bu cevaplar, hiçbir zaman net bir sorumluluk içermediği için, yaptıkları işin gerçekten ne olduğu bilinmez.
2. Sürekli Meşgul Görünmek, Ama Gerçekten Meşgul Olmamak
Bu kişiler her zaman toplantılarda yer alır, ama bir toplantıya ne kadar katkı sağladıkları belirsizdir.
- Takvimleri hep doludur, her zaman bir yerlerde konuşma yapıyor veya e-posta zincirlerinde adları geçiyordur.
- Çalışmaları hakkında uzun ve detaylı ama hiçbir şey söylemeyen sunumlar yaparlar.
- Mesai saatleri dışında da e-posta atarak çalışıyor izlenimi yaratırlar, ama asıl iş yükünü başkalarına devrederler.
Bu sayede yöneticiler, onların hep işin içinde olduğu illüzyonuna kapılır.
3. Suçlamalardan Uzak Durmak ve Krizleri Pas Geçmek
İş yerinde hata yapmak, genellikle bir çalışanın yükselme şansını etkileyebilir. Ancak bu kişiler hata yapmazlar çünkü asla risk almazlar.
- Kritik projelere adlarını yazdırmazlar, dolayısıyla başarısızlık onlara mâl edilmez.
- Şirket içinde radikal öneriler sunmazlar, böylece risk almazlar.
- Zor zamanlarda hep "başka bir toplantıda" veya "izinli" olurlar.
- Kriz anlarında problemi çözmek yerine, "konuyu analiz ediyoruz" diyerek süreci uzatırlar.
Bu yüzden, kimse onları suçlamaz. Hata yapmamak için hiçbir şey yapmamak en büyük stratejileri olur.
4. İşe Katılım Gibi Görünen Ama Katılım Olmayan Tavır
Gizli işsizler, şirket içinde her zaman varmış gibi görünmeyi başarır.
- Projelere adlarını yazdırırlar ama gerçekten o projede çalışmazlar.
- Kritik karar süreçlerinde "tarafsız kalırlar" ve kimsenin dikkatini çekmeden ilerlerler.
- Sürekli "üst yönetimle çalışıyoruz" veya "stratejik analiz yapıyoruz" gibi ifadeler kullanırlar ama somut bir çıktıları olmaz.
Bu sayede, şirket içinde fark edilmeden uzun yıllar boyunca varlıklarını sürdürebilirler.
Şirketler Bu Görünmez Profesyonelleri Nasıl Fark Edebilir?
Kurumsal dünyada çalışan performansını değerlendirmek her zaman göründüğü kadar kolay değildir. Çünkü bazı çalışanlar, gerçekten üretken ve katkı sağlayan bireyler olmalarına rağmen fazla dikkat çekmezken; bazıları ise hiçbir iş üretmeden kendilerini kilit pozisyonlarda gösterebilir. Bu durumda yöneticilerin, gerçekten kimlerin katkı sunduğunu ve kimlerin sadece "orada bulunarak" kariyerine devam ettiğini ayırt etmesi gerekiyor.
İşte gizli işsizleri fark etmek ve sistemdeki boşlukları kapatmak için şirketlerin uygulayabileceği bazı yöntemler:
Somut İş Çıktıları Talep Edilmeli
Bir çalışanın performansını değerlendirmek için yalnızca toplantılarda ne kadar aktif olduğuna bakmak büyük bir hata olabilir. Çünkü bazı çalışanlar çok fazla konuşur, birçok projeye dahil olur ama işin özüne dokunmaz.
Bu nedenle şirketler, çalışanlarından sadece süreçlere katılım değil, somut çıktılar üretmelerini beklemeli. Örneğin:
• Katıldığı bir proje için gerçek bir aksiyon almış mı?
• Sunumlarını yalnızca fikirler üzerine mi kuruyor, yoksa gerçek veriler ve iş sonuçlarıyla mı destekliyor?
• Hangi ölçülebilir hedeflere ulaşmış?
Eğer bir çalışan, yıllardır birçok projeye dahil olduğu halde hiçbir somut sonuç üretmemişse, burada bir sorun var demektir.
Etkileyici Sunumlar Yerine Gerçek Sonuçlara Odaklanılmalı
Gizli işsizlerin en büyük becerilerinden biri, yaptıkları işleri olduğundan çok daha önemli göstermek için etkileyici sunumlar hazırlamaktır. Çarpıcı grafikler, şık PowerPoint tasarımları, büyük laflar içeren raporlar… Ancak işin içine girdiğinizde bu sunumların somut bir etkisi olup olmadığı sorgulanmalıdır.
• Sunumda verilen öneriler uygulamaya geçirildi mi?
• Çalışan, sunduğu fikirlerin gerçek hayata uyarlanması için ne yaptı?
• Sunumları yalnızca süreci anlatıyor mu, yoksa ölçülebilir değişiklikler ve gelişmeler sunuyor mu?
Eğer bir çalışan sadece gösterişli raporlar hazırlıyor ama projelerin ilerlemesi ve uygulanması için somut bir adım atmıyorsa, büyük ihtimalle sistemi sadece görünürlük için kullanıyordur.
Kimlerin İş Ürettiği Takip Edilmeli
Bazı çalışanlar, toplantılarda sürekli konuşarak kendilerini önemli gösterirler. Ancak konuşmak ile iş üretmek aynı şey değildir.
Şirketlerin bu noktada dikkat etmesi gereken şey şudur:
• Gerçek karar süreçlerine kimler dahil oluyor?
• Hangi çalışanlar, yalnızca yorum yapıyor ama işin içine girmiyor?
• Kimler kritik projeleri sahipleniyor, kimler yalnızca "izleyici" oluyor?
Toplantılarda çok konuşan ama işin sorumluluğunu almayan çalışanları tespit etmek, gizli işsizliği önlemenin en önemli adımlarından biridir.
Ayrıca, yöneticilerin kimin gerçekten iş ürettiğini anlamak için ekipler arası etkileşimi gözlemlemesi gerekir. Eğer bir çalışanın sürekli ekip arkadaşları tarafından “idare edilmesi” gerekiyorsa, bu da onun iş üretmekten çok görünürlük sağlamakla ilgilendiğinin bir işareti olabilir.
Risk Almaktan Kaçınan Çalışanlar Değerlendirilmeli
Gerçek liderlik, zaman zaman risk almayı gerektirir. Ancak bazı çalışanlar sistemde kalabilmek için asla risk almazlar.
• Büyük projelere dahil olmaktan kaçarlar, çünkü başarısızlık durumunda sorumlu olmak istemezler.
• Kritik karar anlarında geri planda kalmayı tercih ederler.
• Öne çıkmak yerine, "pasif bir yönetim stratejisi" izlerler.
• Şirket içinde sessizce yükselmeyi seçerler ama asla cesur ve yenilikçi hamleler yapmazlar.
Bir çalışanın yıllardır şirkette bulunmasına rağmen hiçbir büyük sorumluluk üstlenmemiş olması, o kişinin sistem içinde kendisini güvenli bir noktada tuttuğunu gösterebilir.
Eğer bir çalışan, risk içermeyen görevleri alıyor, kritik projelerde hep "arka planda" kalıyor ve hiçbir zaman başarısızlık ihtimali olan bir göreve atılmıyorsa, burada gerçek üretkenlikten kaçınma durumu olabilir.
Şirketler Gerçekten Kimlerin Değer Yarattığını Anlamalı!
Kurumsal dünyada gerçekten iş yapanlar ile sadece görünür olup kariyerine devam edenleri ayırt etmek zor olabilir. Ancak şirketlerin gerçek performansı ölçmek için geleneksel yöntemlerin ötesine geçmesi gerekir.
- Toplantılara katılmak yeterli bir performans ölçütü değildir.
- Sürekli rapor üretmek, iş üretmek anlamına gelmez.
- Çok konuşmak, gerçek katkı sunmak anlamına gelmez.
Şirketler, çalışanlarından somut katkılar ve ölçülebilir sonuçlar talep etmeli ve performans değerlendirme süreçlerini daha gerçekçi kriterlerle güncellemelidir. Çünkü "gizli işsizler" sistem içinde var olmaya devam ettiği sürece, gerçekten iş yapan çalışanlar bu yükü taşımak zorunda kalacaktır.
Peki sizce, sizin iş yerinizde de "gizli işsizler" var mı? Yoksa iş dünyasında gerçekten sadece en çok çalışanlar mı kazanıyor?