METRO Türkiye: İnsan ve Kültürle Güçlenen Bir Dönüşüm


METRO Türkiye, İnsan Kaynakları yaklaşımını "İnsan ve Kültür" çatısı altında yeniden şekillendirerek çalışan deneyimini odağına alan bir dönüşüm gerçekleştiriyor. Çeşitlilik ve kapsayıcılığı artıran projelerden dijitalleşmeye, genç yeteneklerin gelişiminden çalışan refahına kadar pek çok alanda yenilikçi adımlar atan şirket, işveren markasını daha da güçlendirmeyi hedefliyor. Bu dönüşüm sürecini ve METRO Türkiye’nin insan odaklı stratejilerini, İnsan ve Kültür Direktörü Sevda Çetinkaya ile konuştuk.

METRO Türkiye olarak İK süreçlerinizi "İnsan ve Kültür" adıyla yürütüyorsunuz. Bu değişimin arkasındaki vizyon ve hedefleriniz neler?

Bu değişim, ekibimizin şirketimiz içerisindeki konumlanmasıyla doğru orantılı. Biz tüm çalışmalarımızı, şirket stratejimize paralel olarak uzun vadeli hedeflerin gerçekleştirilmesi uyumlu hale getiriyor, değişen dinamikleri takip ederek en iyi uygulamalara sahip olmayı hedefliyor, çalışanlarımızı sürekli dinleyerek kapsayıcı bir kurum kültürü yaratıyoruz. Bu değişimin altında yatan en güçlü sebep bu.

Tüm çalışanlarımıza gelişim fırsatı sunduğumuz ve geleceğimizi birlikte tasarlama vaadinde bulunduğumuz işveren markamızla devam eden bu yolculukta ana hedefimiz, değişen çalışma hayatına uyum sağlamak ve daha iyi bir çalışan deneyimi sunmak. 

Dört farklı jenerasyonun bir arada uyumla çalıştığı METRO'da çalışanlarımızın becerilerini geliştirmeyi ve yeteneklerini çok çeşitli eğitim ve gelişim programları ile destekliyor, tüm çalışanlarımızın kendi işinin lideri olduğu bir deneyim sunuyoruz. 

"Mutfağımızda Eşitlik Var" programı ile toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik önemli adımlar attınız. Bu programın şirket içinde ve sektörde yarattığı somut etkileri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eştilik ve kapsayıcılık bugün ve gelecekte tüm kurumların masasında olması gereken çok kritik bir başlık. Biz METRO olarak dahil olduğumuz global grup içinde uzun yıllardır bu konuda aksiyonlar alan, çalışanlarına eğitimler ile farkındalık yaratan bir grubuz.  Bununla birlikte METRO Türkiye özelinde ise bu geniş çerçeveyi biraz daha odaklı hale getirerek içinde bulunduğumuz toplum ve iş kültürümüzdeki ihtiyaçlar doğrultusunda “Toplumsal cinsiyet eşitliği” olarak önceliklendirdik. 

2022 itibarıyla stratejik önceliklerimiz arasına koyarak daha odaklı şekilde ele almaya başladığımız bu hareketi “Mutfağımızda Eşitlik Var” mottosu ile de geliştirdik. Bu yolculukta temel hedefimiz, çalışma alanlarımızda “işin cinsiyeti olmaz” yaklaşımımızla eşit fırsatlar sunabilmek. Bu doğrultuda METRO içinde bölüm/ unvan bağımsız tüm çalışanlarımızın katıldığı eğitim ve atölye çalışmaları gerçekleştirdik. Her mağazamız ve Genel Merkez’deki her bölümümüzü temsil eden 60 kişilik bir gönüllü MEV ekibi oluşturduk. Tabandan başlattığımız bu hareketle amacımız toplumsal cinsiyet eşitliği algısını sadece İnsan Kaynakları sistemlerinde değil, her seviyedeki çalışanımızda yaratabilmek oldu. Bu amaçla gönüllü ekibimizin katkıları ile detaylı bir aksiyon planı oluşturduk ve adım adım ilerliyoruz. 

Bu inisiyatif doğrultusunda hangi çalışmaları hayata geçirdiniz?

İlk olarak amacımızı ve etki alanımızı özetleyen bir manifesto hazırladık ve iç&dış iletişimi yaptık, eşitlik dilde başlar dedik ve “Dilde Eşitiz Sözlüğü” yayınladık, işe alımlarımız için bir yönetici kılavuzu hazıladık ve yap/yapmalarımızı net çizgilerle belirledik, mağazalarımızdaki yönetsel roller için ayrı bir “Kadın Liderlik Programı” hazırladık, İnsan Hakları Politikamızı yayınladık ve eş zamanlı Cinsel Tacize Sıfır Tolerans Yönetmeliğimiz&İhbar hattımızı kurduk. Tüm bu yapılandırılmış adımları İş Hayatında Kadın Sohbetleri, Yenidenbiz ile Hikâye Hasadı gibi birçok iletişim aktivitesi de takip etti. 2 yıllık bu yolculuğumuzun çalışma kültürümüz üzerindeki etkilerini de “Çeşitlilik ve Kapsayıcılık” anketimiz ile ölçümlemeye başladık. Bugün geldiğimiz noktada gururla söyleyebilirim ki farkındalık ve eğitim adımlarımızı başarı ile tamamladık. Etki yaratma adımı ise hiç bitmeyecek ve yeni ihtiyaçlar ile sürekli geliştirilecek bir adım bizim için.

Tüm bu çalışmalarımızın elbette bir de rakamsal karşılığı bulunuyor. Bugün METRO Türkiye'de yaklaşık 1.400 kadın çalışanımızla ülkemizin önde gelen şirketlerinden biriyiz. Bu rakam, bünyemizde çalışan her 3 kişiden birinin kadın olduğu anlamına geliyor. Ayrıca Yönetim Kurulu üyelerimizin yüzde 40’ı kadınlardan oluşuyor. Türkiye ortalamasının üzerinde olan üst düzey kadın yönetici sayımız ile sektörümüze örnek teşkil ediyoruz. Hedefimiz, bu oranı uzmanlık gerektiren tüm alanlarda yakalamak. Mevcut oranlarımızla ülkemizdeki Kadın Dostu Şirketler Araştırmasında, Yönetim Kurulunda Kadın Üye Oranı En Yüksek 10 Şirket ve Kadın Dostu 100 Şirket arasında yer alıyoruz. Bu oranları daha da iyileştirerek sektörümüze örnek olmaya devam etmeyi amaçlıyoruz.

 “Birlikte İyiyiz” programı kapsamında çalışanlarınıza sunduğunuz refah uygulamaları üzerine de konuşmak isteriz. Bu programı oluştururken hangi ihtiyaçlardan yola çıktınız?

Öncelikle ekip arkadaşlarımızın işin mutfağında çalışırken iyi hissetmeleri için çalışıyoruz. Kendilerine iyi gelen, sevdikleriyle birlikte vakit ayırabilmeleri için Birlikte İyiyiz Programımız kapsamında keyifli uygulamalar sunuyoruz. Birlikte İyiyiz diyerek ekip arkadaşlarımızın aileleri ile de kullanabilecekleri, iş-özel hayat dengelerini kolaylıkla yaratabilecekleri, yeni hobiler edinebilecekleri, keyif aldıkları aktivitelere yer açabilecekleri, sağlıklı yaşamdan hukuki danışmanlığa kadar birçok konuda alanında uzman kişilerden diledikleri zaman destek alabilecekleri programlar sunuyor ve daha fazlası için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.

Şunun altını özellikle çizmek isterim ki biz çalışan esenliğini sadece fiziksel ve ruhsal bir iyi olma hali olarak görmüyoruz. Bu bakış açımız doğrultusunda bizim için çalışan esenliği dört ana alandan oluşuyor: Kariyer&Entelektüel Alan, Fiziksel&Duygusal Alan, Finansal Alan ve Sosyal&Kültürel Alan.

Bu alanlarda yürüttüğümüz pek çok çalışma var. Bunların bazılarından bahsetmek isterim:

Çalışan Destek Hattı uygulamamız kapsamında Meditopi ile yaptığımız işbiliği ile çalışanlarımız ve aileleli sağlık yaşam, ruhsal gelişim, yoga, uyku danışmanlığı, psikolojik danışmanlık gibi birçok alanda diledikleri yerden ücretsiz destek alabiliyorlar. Genel Merkez çalışanlarımız için her ayın ikinci haftası Cuma günleri 1 saat Kişisel Gelişim Saati olarak ayıyor ve diledikleri bir başlıkta entelektüel gelişimlerini destekliyoruz. 

Doğum günlerini sevdikleri ile birlikte kutlayabilmeleri için tüm çalışma arkadaşlarımıza “doğum günü izni” sunuyoruz. Tüm bunların yanı sıra çalışanlarımızın iş konuları dışında da bir araya gelip sosyalleşebilecekleri platformlar sunuyor, Kahve Sohbetleri, hobi kulüplerimiz, çalışma alanlarımızdaki oyun ve spor salonları gibi mekanlar ile farklı jenerasyonlardaki çalışanlarımızın bir araya gelmesini sağlıyoruz.

Finansal alanda ise çalışanlarımızın sahip oldukları yan hakları ihtiyaçlarına göre diledikleri gibi şekillendirebildikleri bir esnek yan haklar programı sunuyoruz.

Bizim için kariyer tarafında gelişim de çalışan esenliğini destekleyen çok kıymetli bir konu. Özellikle METRO Akademi çatısı altında çalışanlarımıza sağladığımız kişiye özel eğitimler, organizasyonel gelişim departmanımızla yürüttüğümüz kariyer gelişim programları ile çalışanlarımız için sürekli gelişim ilkemizle destekliyoruz.

Genç yeteneklerin kariyer beklentileri ve çalışma tercihleri hızla değişiyor. METRO Türkiye bu değişime nasıl adapte oluyor?

Biz METRO Türkiye’de özellikle genç yeteneklere odaklandığımız bir strateji ile ilerliyoruz. Genç kuşakların taleplerini anlayarak onların beklentileriyle uyumlu bir çalışma kültürü yaratırken, ‘sürekli gelişim fırsatlarımız’, ‘kendilerinin oldukları gibi kabul görecekleri kapsayıcı bir iklim’, ‘yaptıkları işin lideri olacakları’ bir sorumluluk fırsatı sunuyor, aynı zamanda farklı kuşakların bir arada uyum içinde çalışabilecekleri, sosyal ortamlar oluşturuyoruz.

İşveren markası olarak METRO’nun geleceğini çalışanlarımızla birlikte yaratıyoruz. METRO’nun global vizyonu, Türkiye pazarı için yatırım yaptığımız misyonumuz ve kurum değerlerimizle paralel bir işveren markası oluşturduk. ‘Shape the M’ mottosu ile özetlediğimiz işveren markamızın üç temel vaadi; METRO’nun geleceğini birlikte yaratmak, METRO ile birlikte gelişmek ve yenilikçi bakış açımızla sektörümüze birlikte ilham verebilmek (Shape, Grow, Inspire). Bu vaatlerimiz ışığında değerlerimizi geleceğe birlikte taşımak üzere genç yeteneklere çağrıda bulunuyoruz. 

Genç yeteneklerimiz ve potansiyel çalışanlarımıza ulaşabilmek üzere de odağında işveren markası vaatlerimizin olduğu bir iletişim stratejisi ile ilerliyoruz. Bu konuda uyguladığımız programlar ile hem işveren olarak METRO’yu genç yeteneklere tanıtma hem de onları bünyemize katarak istihdama katkıda bulunma fırsatımız oluyor. Deneyim paylaşımının çok etkili olduğunu biliyoruz bu nedenle katıldığımız tüm etkinliklerde, genç yetenek buluşmalarında METRO içinden ekip arkadaşlarımıza yer veriyor, sosyal medya etkileşimlerimizle de bu stratejimizi destekliyoruz. Genç yetenekler için onların gelişimlerini ön planda tutacak kariyer programları tasarlarken özellikle dijital platformlar ile etkin iş birliği yapıyoruz.

İnsan Kaynakları yönetiminde dijitalleşmeyi nasıl konumlandırıyorsunuz? Teknoloji odaklı İK süreçleri çalışan deneyimini nasıl dönüştürdü?

Dönüşüm yolculuğunun başarıyla yürütülebilmesi için İnsan ve Kültür ekibimizin günlük rutindeki işlerinin dijitalleşmesi önemli bir gereklilik. Biliyoruz ki ancak bu sayede operasyonel iş yükü hafifletilerek, yeni odak noktası üzerinde daha verimli bir şekilde çalışabiliriz. İşte bu bakış açısıyla İnsan Kaynakları’nın rutin işlerine yönelik teknolojik dönüşümümüzü gerçekleştirdik.

Dijital dönüşüm aksiyonlarımız kapsamında öncelikle çalışanlarımızı hem seçerken hem kariyer yolculuklarında desteklerken yapay zekâ gibi yeni teknolojilerle bilgiyi ve analitiği iyi kullanmaya odaklandık. CV seçme ve devamındaki video mülakatlarımızı yapay zekâ ile gerçekleştirmek, bize adayın işe uygunluğunu ölçme şansı da sunuyor.  Yine teknik bir beceri olan İngilizce tespitini de AI aracılığı ile yapıyoruz. Dolayısıyla işe alımın en çok zaman gerektiren aşamalarını AI ile yaptıktan sonra sıra İnsan ve Kültür ekibinin uzmanlığına kalıyor. Rutin işleri yapay zekâ ile çözerek kazandığımız zamanı, adayın kariyer beklentileri, kurum kültürüne uyumu gibi alanlarını, ekibimizin işe alım tecrübesiyle çok daha odaklı ve doğru gerçekleştirebiliyoruz.

METRO Akademi çatısı altında yürüttüğünüz gelişim programları çalışanlarınızın kariyer yolculuklarını nasıl şekillendiriyor?

Dönüşüm yolculuğumuzda en önemli araçlarımızdan biri “gelişim”. METRO Türkiye çalışanlarına yönelik gerçekleştirdiğimiz gelişim programlarının başında METRO Akademi geliyor.  METRO Akademi çatısı altında çalışanlarımıza ihtiyaçlarına yönelik eğitim programları sunarken hem sektörümüzün gelişimine katkıda bulunmak hem de ilerde bünyemizde çalışabilecek genç yeteneklere kapı açmak için eğitimler gerçekleştiriyoruz. Sürdürülebilirlik 101, toplumsal cinsiyet eşitliği, çeşitlilik-kapsayıcılık gibi kurum kültürümüze dair güncel eğitimlerle dileyen çalışanlarımızın bu konularda daha fazla bilgi sahibi olmasını sağlıyoruz.

Ancak sadece bu değil; “Akademi ve Öğrenme Her Yerde” mottomuz ile bu alanda çok ciddi yatırımlar yaparak birçok farklı program yürütüyoruz. Kurum olarak kendi çalışanlarımıza yönelik eğitimlerin yanı sıra ilerde bünyemizde çalışabilecek genç yeteneklere kapı açmak için eğitimler gerçekleştiriyoruz. Bu programları eliştirilen global ekiplerimizden sağladığımız içerikler, Türkiye özelindeki ihtiyaçlarda danışmanlar ve çoğu zaman ülkemizin önemli üniversitelerinin akdemik ekiplerinin desteği ile bize özel tasarımlara gidebiliyoruz.

Biz METRO’da öğrenme ve gelişimin sonsuz bir yolculuk olması gerektiğini düşünüyor bu anlamla yapılandırılmış farklı yetenek gelişim programlarımızın yanı sıra artık bir ritüel haline gelen her yıl düzenlediğimiz METRO Öğrenme ve Gelişim festivali ile de 2 gün çalışanlarımızla hibrit bir düzende bir araya geliyoruz. Güncel konulara dair profesyonel konuşmacılarla bir araya geldiğimiz bu festival programı boyunca organizasyonumuzun “öğrenme” motivasyonunu destekliyor, tam bir festival havasında birlikte öğreniyor birlikte eğleniyoruz.

Verilen eğitimlerle herkes için fırsat eşitliği yaratıyoruz. Eğitim sayesinde çalışanlarımızın ya da gençlerin kendini daha yetkin ve donanımlı hissetmesiyle gelen mutluluk, başarı için önemli bir unsur oluşturuyor.

Önümüzdeki dönemde METRO Türkiye’nin insan ve kültür stratejisinde hangi yenilikleri göreceğiz?

Şirketimizi iş hedeflerine ulaştırmak üzere çalışanlarımıza gerekli fırsatları sunacak, sahip olduğumuz yetenekleri korurken, doğru işe alım fırsatlarıyla genç yeteneklere ulaşacak ve tercih edilen işveren markası algımızı daha da güçlendirecek çalışmalara imza atacağız.

Bunu yaparken, İnsan ve Kültür ekibi olarak mevcutta sahip olduğumuz dijital araçların bizleri operasyonel işlerimizle optimum seviyede destekleyebilecek şekilde geliştirmeye devam ediyoruz. Bununla birlikte şirketimizin dijital dönüşüm yolculuğunda önemli bir sorumluluk alanımız olduğunu biliyor, bu alanda çalışanlarımızı gerek gelişim olanakları gerekse de dijital dünya ile uyumlu iş süreçleri ve organizasyonel yapı ile desteklemeyi sürdürüyoruz.
 

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)