“İnsan Kaynakları projelerimizi hayata geçirirken, insan odaklı yaklaşımımız ve iş hayatında değişen ihtiyaç ve talepler belirleyici rol oynuyor.”


Dünyanın en büyük kozmetik ve güzellik şirketi olan L’Oréal ezber bozan İK uygulamaları ve projeleri ile çalışanların, çalışan adaylarının ve gençlerin hayatlarını da güzelleştiriyor. “Çalışanlarımızın sağlığı, güvenliği ve mutluluğu, konforlu bir şekilde çalışabilmesi bizim en önemli önceliğimiz” diyerek çalışan deneyimi projelerini hayata geçiren bu büyük organizasyonun tüm İK proje ve süreçleri hakkındaki sorularımızı, L’Oréal Türkiye İnsan Kaynakları Direktörü Demet Akman’a yönelttik.

Öncelikle sizden L’Oréal İK yapılanmasını dinlemek isteriz. Global bir yapının Türkiye ayağı olarak hem yerelde hem globalde İK’da neler yaptığınızı, nasıl bir organizasyon dahilinde çalıştığınızı anlatabilir misiniz?

L’Oréal Grup olarak ezber bozan İK uygulamaları ve insan yönetimi konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz ve biz de Türkiye organizasyonunda ihtiyaç ve beklentilerimize uygun, ülkemizin dinamiklerine göre hızla adapte ettiğimiz, çalışanı merkezine alan yenilikçi bir İK yaklaşımı benimsiyoruz. L’Oréal Türkiye’de önceliğimiz her zaman çalışanlarımız; organizasyonumuzda, merkez ofis, saha ve fabrikamızla birlikte 1000’e yakın kişiden oluşan güçlü bir ekibimiz var. 

İnsan Kaynakları organizasyonumuz, Yetenek İşe Alımı ve İşveren Markası, Ücretlendirme ve Yan Haklar, Gelişim ve Öğrenme uzmanlıklarımızla birlikte İnsan Kaynakları İş Ortağı olarak çalışan ekiplerimiz ve Ofis Yönetimi ve Güvenlik’ten sorumlu birimlerimizden oluşuyor.

İnsan Kaynakları önceliklerimiz yetenekleri organizasyonumuza dahil etmek ve tutmak, çalışanlarımızı geliştirmek, gelecek için gerekli olan becerileri öngörmek ve bu alanlarda programlar, akademiler oluşturmak, yeni nesil liderlik yetkinliklerimizi güçlendirmek ve uçtan uca en iyi İnsan Kaynakları uygulamalarını ve süreç mükemmelliğini sağlamak. 

İnsan Kaynakları projelerimizi hayata geçirirken, insan odaklı yaklaşımımız ve iş hayatında değişen ihtiyaç ve talepler belirleyici rol oynuyor. Sürdürülebilirlik, kapsayıcılık, eşitlik, çeşitlilik, etik, dayanışma ve yenilikçilik gibi kavramlara olan bağlılığımız bize rehberlik ediyor. 

L’Oréal olarak hayata geçirdiğiniz ve oldukça ilham verici bir sürece sahip olan “Gençlik için L’Oréal” hakkında konuşmak isteriz. Nasıl ortaya çıktı bu proje ve odak noktanız ne oldu?

Gençliğin gücünden ve enerjisinden beslenen L’Oréal, gençliğe inanan bir organizasyon olarak “L’Oréal for Youth” (Gençlik için L’Oréal) programı ile onlara yatırım yapmaya ve kariyerlerini şekillendirmelerine destek oluyor. Bu global program dahilinde biz de ülkemizde “L’Oréal ile Benim Geleceğim, Eğitim Programı” ile “L’Oréal ile Benim Geleceğim, Koçluk Programı”nı hayata geçirdik. Bu programlarla, gençlere koçluk desteği veriyor ve özellikle fırsatlara eşit erişimi olmayan öğrencilerin geleceklerini şekillendirmelerine destek olmak, kişisel ve profesyonel gelişimlerine katkı sağlamak için eğitimler düzenliyoruz.

“L’Oréal ile Benim Geleceğim, Koçluk Programı” kapsamında öğrencilerin kendilerini daha iyi tanımalarını, farkındalıklarını artırmayı ve potansiyellerini ortaya çıkarmayı hedefliyoruz. Gençlerimiz L’Oréal’in farklı ekiplerinde çalışan, farklı kariyer hikayeleri olan koçlarımızla bir araya geliyor ve 6 aylık koçluk dönemi boyunca kendilerini keşfetme, kendilerine uygun hedefleri ve alanları seçme konusunda destek alma imkanını elde ediyorlar. Bu programla gençlerimizin güçlü yönlerini açığa çıkartacak, geleceklerini şekillendirmede önemli bir adım atmalarına yardımcı olacak bir destek sunmaya çalışıyoruz. 

L’Oréal’ın yetenek yönetimi anlayışını birkaç cümle özetlemenizi istesek neler söylersiniz?

Önceliğimiz; çalışanlarımızın gelişimi, büyümesi ve kariyerlerinde ilerlemeleri. Bu anlamda geleceği öngörerek çalışanlarımız için yüksek motivasyonla çalışabilecekleri en iyi ortamı sunmak için çalışıyoruz. Bunu yaparken de organizasyonumuzdaki yeteneklerimizi korumayı ve yeni yetenekler kazandırmayı da hedefliyoruz.

Çalışanlarının yeni uzmanlıklar, yetkinlikler kazanması veya mevcut yetkinliklerini derinleştirme amacıyla çeşitli eğitim programları hazırlayarak gelecekte gerekli olacak yetkinlikleri öngörerek pek çok gelişim programı hazırlıyoruz. Bu hem çalışanların gelişimi hem de organizasyonun geleceğe hazır olması açısından çok önemli. 

Ekip arkadaşlarımız için kişisel gelişimi destekleyen yenilikçi çalışma ortamları, zengin ve çeşitli kariyer fırsatları, kişisel ve mesleki gelişime yönelik eğitimler ve kişiselleştirilebilir yan haklar sunmak da İnsan Kaynakları politikalarımızda çok önemli bir yer tutuyor. 

Pandemi sonrası iş hayatının yeni gerçeği olan hibrit çalışma ile birlikte İK’nın uzaktan bile “çalışana dokunma”da ne kadar önemli bir aktör olduğunu gördük. L’Oréal İK olarak bu süreçte neler yaptığınızı aktarabilir misiniz?

Kurumsal stratejisiyle çalışanlarına öncelik veren bir şirket olarak hibrit çalışma modeline çok başarılı bir şekilde, hızla uyum sağlayarak geçtik diyebilirim. Yeni düzene geçişle birlikte çok daha fazla esneklik ve buna bağlı olarak verimlilik sağlıyoruz. Daha iyi bir iş-özel hayat dengesini önemsiyoruz. Bu kapsamda hayata geçirdiğimiz yeniliklerden de bahsetmek isterim.

Yüz yüze ve dijital toplantılarımızın daha etkin bir şekilde gerçekleştirilmesini ve daha konforlu çalışmamızı sağlamak adına birkaç önemli uygulamamız bulunuyor. “Herkesin Memnun Olduğu Toplantılar” kılavuzumuza göre; haftanın belirli zamanlarını toplantısız zaman olarak ayırıyoruz ve bu zamanlarda çalışanlarımızın gelişimlerine odaklanmaları için pek çok eğitim ve öğrenme olanağı sağlıyoruz. Ayrıca çalışanlarımızın ihtiyaçlarını ve onlar için önemli olan konuları tartışmak, sürekli gelişimlerini desteklemek, performanslarını artırmalarını sağlamak için CONNECT uygulamasını hayata geçirdik. 

L’Oréal Türkiye çalışanları ayrıca kişisel ve mesleki gelişimlerini destekleyen, Linkedin Learning, Coursera gibi platformların da yer aldığı 20 binden fazla kişisel ve profesyonel içerik sunan çok zengin bir eğitim kataloğuna diledikleri her zaman erişebiliyor. Tekno-Güzellik uygulamalarını İnsan Kaynakları platformlarına da entegre eden Grubumuz, çevrimiçi eğitim platformunda yapay zeka kullanarak kişiselleştirilmiş eğitim programı önerilerinde bulunuyor.

Yaz boyunca Cuma günleri saat 14:30’da paydos ettik ve ayrıca yaz döneminde belirli bir süre içinde istediğin yerden çalış uygulamasını hayata geçirerek çalışanlarımıza daha fazla esneklik tanıdık. 

Kendimizi çok rahat ve güvende hissedeceğimiz hem toplantılarımız hem molalarımız için keyifle kullanabileceğimiz, açık ve kapalı alanında keyifli ve esnek çalışabileceğimiz, sürdürülebilirliği de önceliklendiren yepyeni sosyal-ortak buluşma alanımızı da kullanıma açtık.

Takip ettiğimiz kadarıyla İK konusunda birçok yeniliğe imza atıyorsunuz. Bunlardan da bahsedebilir misiniz?

Çalışanlarımızın yüksek motivasyonla işlerini yapabilecekleri en iyi ortamı sunmak öncelikli hedeflerimiz arasında yer alıyor. Eğitim programlarımızla tüm çalışanlarımıza ilgi alanlarına yönelik destek ve kariyer fırsatları yaratıyoruz. Gençlerin istihdamına verdiğimiz önemi staj programlarımızla destekliyoruz ve her yıl yaklaşık 100 öğrenciye uzun dönemli staj imkanı sunuyoruz. Uzun dönemli stajyerlerimizin yaklaşık %20’si L’Oréal Türkiye’de tam zamanlı çalışma imkanı elde edebiliyor.

Genç yetenek araştırmalarının global lideri Universum’un, her yıl dünyanın 60 ülkesinde 1,8 milyon gencin katılımıyla gerçekleştirdiği “En Çekici İşverenler Araştırması”nda, Türkiye Hızlı Tüketim Ürünleri şirketleri arasında L’Oréal Türkiye, “En Çekici İşveren” seçildi. Bu prestijli sıralamada zirvede yer almamızın pek çok sebebi var. L’Oréal Türkiye olarak çalışanlarımıza, kişisel gelişimi destekleyen yenilikçi çalışma ortamları, farklı kariyer fırsatları, kişisel ve mesleki gelişime yönelik eğitimler ve kişiselleştirilebilir yan haklar sunuyor, her zaman birlikte güçlü olduğumuzu hissederek ekip ruhuyla çalışıyoruz.

Çalışanlarımızın en iyi sosyal koruma, sağlık hizmetleri, emeklilik ve eğitim imkanlarına erişmesini amaçlayan “Share & Care” programımızın bir devamı olarak Türkiye’deki esnek yan haklar uygulamamız “Smart Benefits” uygulamamızı hayata geçirdik. Bu uygulama ile çalışanlarımız, yan haklarını kişisel ihtiyaçlarına göre kendileri şekillendirebiliyor. Çalışanlarımız, eşlerini ve çocuklarını da kapsayan sağlık sigortası paketine sahip ve yine bunun da kapsamını esnek yan haklar içinde değiştirebiliyorlar. Ayrıca doğum izninden dönen çalışanlarımız için “geri dönüş koçluğu” organize ediyoruz. Erkek çalışanlarımız 6 haftalık babalık iznine sahip. Çalışanlarımızın doğum gününü daha özel kılmak için ise doğum günü izni uygulamamız var. Ofiste tüm çalışanlarımızın faydalanabileceği spor salonumuz “L’Oréal FIT” hizmet veriyor.

Çalışanların şirket ürünlerine ayrıcalıklı erişim hakkı bulunuyor. Çalışanlarımızın hem deneyimlerini artıracak hem de gelişimlerine katkı sağlayacak yurtdışı görevlendirmelerimiz ile L’Oréal Grup’u için de çok önemli bir yetenek kaynağıyız. Geçen sene farklı departmanlardan 20’ye yakın, bu sene de şimdiye kadar 15 çalışanımızın yurtdışı görevlerine atanmasını sağladık. Ek olarak; şirketimize yeni katılanlar için hemen ilk yıllarında kullanabilecekleri 5 gün ek izin hakkı sunuyoruz. Hisse senedi uygulamasıyla L’Oréal Grup hisselerini indirimli satın alabiliyor. Çalışanlarımızın hukuki süreçler hakkında bilgi, psikolojik danışmanlık, çocuk gelişimi gibi çeşitli konularda arayıp destek alabilmeleri için de “Çalışan Destek Hattı” hizmetini de sunuyoruz.

Çalışanlarımızın sağlığı, güvenliği ve mutluluğu, konforlu bir şekilde çalışabilmesi bizim en önemli önceliğimiz. Onlardan aldığımız geri bildirimlerle şekillendirerek, yeniliklerimize devam edeceğiz. 

DERGİ

HRdergi Nisan sayısı çıktı! İyi okumalar

SATIN AL Nisan 2024