“Herkes potansiyeldir” yaklaşımıyla kurguladığımız yetenek yönetimi sistemimizde amacımız, tüm çalışanların potansiyellerini gerçekleştirmelerini sağlamak...
Telekomünikasyon devi Türk Telekom sadece sektörel olarak değil, insan kaynağı olarak da dev bir yapıya sahip... Türkiye’nin dört bir yanında gün geçtikçe büyüyen çalışan sayısıyla birlikte İK süreçlerini ve stratejilerini de ‘insan odaklı’ yönetim anlayışıyla geliştiriyor. Bir taraftan da sektörün insan kaynağı ihtiyacına yanıt verebilmek için gerek devletle gerekse üniversitelerle işbirliğine giden Türk Telekom yeni nesle yönelik çalışmalara da durmaksızın devam ediyor. İK yönetim hedeflerini ‘çalışanlarına bir aile olma duygusu ile uzun yıllar çalışmak isteyecekleri bir çalışma ortamı sunmak’ olarak özetleyen Türk Telekom İK, Destek ve Regülasyon Başkanı Şükrü Kutlu HRdergi’nin sorularını yanıtladı. Kutlu ile Türk Telekom’un merak edilen İK süreçleri ve projeleri üzerine konuştuk.
Türk Telekom’un İK açısından bakacak olursak kurumsal olarak odaklandığı noktalar ve süreçler neler? Daha doğrusu sizi farklı kılan İK anlayışı nedir?
Türkiye’nin öncü iletişim ve yakınsama teknolojileri şirketi olarak sadece kâr odaklı değil, insan odaklı bir yaklaşımla çalışıyoruz. İnsan kaynağımızı markamızın gücünü pekiştirmek için en önemli değerlerden biri olarak görüyor, İnsan Kaynakları uygulamalarımıza da en üst düzeyde önem ve öncelik veriyoruz.
İletişim ve teknoloji alanında faaliyet göstermek, bizi sürekli değişime, farklılık yaratmaya, yeniliğe ve süreçlerimizi, buna bağlı olarak da yapılanmamızı geliştirmeye yöneltiyor. Bu dinamizm içinde Türk Telekom olarak İnsan Kaynakları süreçlerimizi de iş modellerimizde fark yaratacak ve çalışanlarımıza değer katacak şekilde yaşama geçirmeye önem veriyoruz.
Türk Telekom olarak çalışan hacminiz açısından oldukça geniş ve dağınık lokasyonlarda faaliyet gösteren bir kurumsunuz. Böylesine büyük bir organizasyonda tüm İK yapısını organize etmek ve yönetmek zor bir süreç değil mi? Neler yapıyorsunuz?
Türk Telekom olarak 21 bin 500’ü aşkın çalışanımızla ülkemizin en fazla istihdam sağlayan şirketlerinden biriyiz. Türkiye’nin 81 ilinde istihdam yaratarak ülke ekonomisine ve bölgesel farklılıkların giderilmesine destek oluyoruz. Her yıl 2.000 ve üzerinde yeni ve çok kıymetli arkadaşımız Türk Telekom bünyesine katılıyor. Bu durumun omuzlarımıza yüklediği sorumluluğun farkındayız. Hedefimiz, çalışanlarımıza bir aile olma duygusu ile uzun yıllar çalışmak isteyecekleri bir çalışma ortamı sunmak.
Bu hedefe ulaşmanın çok önemli bir sorumluluk anlamına geldiğinin farkındayız. Bu nedenle de yetenek ve performans yönetimi süreçlerimizin temelinde, “Herkes potansiyeldir” ve “Önceliğimiz insana yatırım” felsefesi yer alıyor.
“Herkes potansiyeldir” yaklaşımıyla kurguladığımız yetenek yönetimi sistemimizde amacımız, tüm çalışanların potansiyellerini gerçekleştirmelerini sağlamak. Bu süreçte çalışanlarımızın geleceğe dair potansiyellerini değerlendiriyor, fark yaratan yetenekleri belirliyoruz. Türk Telekom olarak her çalışanımızın potansiyelini ortaya çıkarmak istiyoruz ve potansiyelin doğru kullanılması durumunda çalışanların daha mutlu olacağına inanıyoruz.
Performans yönetimi süreci ile bir taraftan şirketimizin vizyonu doğrultusunda belirlenen hedeflerin çalışanlarımızın katkılarıyla gerçekleşmesini sağlarken, diğer taraftan da çalışanlarımızın katılımlarını adil, sistemli ve ölçülebilir bir yöntemle değerlendirmeyi, motive edici bir çalışma ortamı oluşturmayı ve kişisel gelişimi amaçlıyoruz.
Önceliğimiz, “insana yatırım” felsefesinden yola çıkarak; Türk Telekom Grubu çalışanlarının, bayilerinin ve iş ortaklarının eğitim ve gelişimini sağlamak amacıyla 2007 yılından bu yana Türk Telekom Akademi çatısı altında eğitim ve gelişim faaliyetlerini sürdürüyoruz. Türk Telekom Akademi ile sadece şirketimiz için değil, Türkiye telekomünikasyon sektörü için de uzman çalışanlar yetiştirmeyi hedefliyoruz. Akademimiz ile yeni mezun mühendis ve teknikerlerin eğitimlerini sürdürürken, çalışanlarımıza uzmanlıklarını dünya standartlarına taşıyabilmelerini sağlayacak eğitim olanakları da sunuyoruz.
Ücret ve yan haklar politikamızla da çalışanlarımızın yetkinliklerini, üstlendikleri görev ve sorumlulukları, eğitim ve iş tecrübelerini esas alan, "yüksek performansı" ödüllendiren, adil, yenilikçi ve çalışanlarımızın iş-özel yaşam dengesini ve bireysel ihtiyaçlarını gözeten bir sistem kurduk.
Türk Telekom’un güncel İK projeleri üzerine biraz konuşmak isteriz. Son dönemlerde neler yapıyorsunuz?
Türk Telekom olarak tüm çalışmalarımızı müşterilerimiz ve ülkemiz için değer yaratma hedefiyle sürdürüyoruz. Buradan hareketle, telekomünikasyon sektöründe görev alacak nitelikli çalışanları ve geleceğin liderlerini yetiştirmek, yetenekli üniversite öğrencilerini Türk Telekom’a katılmaya davet etmek ve teknoloji sektöründe parlak bir kariyer için onlara sunduğumuz fırsatları anlatmak için 2012’de WanTTed Kariyer programını başlattık. Yurt geneline yayılmış onlarca üniversiteden binlerce genç yetenekle tanışma fırsatı bulduğumuz bu programı bu yıl da sürdürüyoruz. Bu yıl, yaklaşık 12.000 adet başvuru aldık, değerlendirme süreçlerimiz devam ediyor. WanTTed Kariyer programını başarıyla tamamlayan öğrencileri, Genel Müdürlük birimlerimizde göreve başlatacağımız gibi, proje yarışmamızı kazanan kişilere Harvard Üniversitesi’nde eğitim alma imkanı da sunuyoruz.
Geçtiğimiz aylarda Türkiye İş Kurumu ile gerçekleştirdiğiniz tekniker istihdamını amaçladığınız “Stajyer Eğitim Projesi”nin detaylarını da dinlemek isteriz. Bu tarz projelerin size ve sektöre kattığı değer üzerine neler söylersiniz?
İstihdam konusunda önemli projelere imza atıyoruz. Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü ile gerçekleştirdiğimiz işbirliği sonucu başlattığımız “Stajyer Tekniker Projesi”yle 946 gence eğitim verilmesi için çalışmalarımızı başlattık. Türk Telekom’un 12 Bölge Müdürlüğü’nde 6 ay sürecek işbaşı eğitimlerine katılacak adaylar, 2 bin 500 kişi ile yüz yüze yapılan görüşmeler sonucu tespit edildi. Katılımcıların yüzde 50’si, eğitimlerinin ardından Türk Telekom’un tekniker kadrosunda göreve başlayacak. Diğer katılımcıların ise telekomünikasyon sektörünün okulu olarak kabul edilen şirketimizde kazandıkları iş tecrübesiyle sektörümüzde iş bulma şanslarını artırmayı amaçlıyoruz.
Son olarak sizi tanımak isteriz. Kariyer hikayenizi dünden bugüne bizlerle paylaşır mısınız?
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun olduktan sonra Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuk Ana Bilim Dalı Medeni Hukuk konusunda yüksek lisansımı tamamladım. Profesyonel iş hayatına 1992’de Sayıştay'da denetçi yardımcısı olarak başladım ve sonrasında denetçi ve baş denetçi görevlerinde bulundum. 2003 yılında Türk Telekom’a Genel Müdür Yardımcısı olarak geçtim. 2010 yılının Ekim ayından bu yana da İnsan Kaynakları, Destek ve Regülasyon Başkanı olarak görevime devam ediyorum. Aynı zamanda TCDD'de Yönetim Kurulu Üyeliği'ni de yürütmekteyim.
Türk Telekom kurumsal sosyal sorumluluğu da unutmuyor...
Şükrü Kutlu:
‘’Türkiye’nin öncü iletişim ve yakınsama teknolojileri şirketi Türk Telekom olarak teknoloji, altyapı ve insan kaynağına yaptığımız yatırımların yanı sıra, kurumsal sorumluluğun gereği olarak sosyal, ekonomik ve çevresel sürdürülebilirliğe yönelik yatırımlarla topluma değer katma hedefiyle çalışıyor, bu alandaki çabalarımızı ise “Türkiye’ye Değer” başlığı altında ifade ediyoruz. Bugüne kadar “Türkiye’ye Değer” çatısı altında birçok projeyi gerçekleştirdik. Aralarında Telefon Kütüphanesi, Türk Telekom Okulları, Türk Telekom İnternet Evleri, Türk Telekom Amatör Spor Kulüpleri ve e-Fatura Ormanları’nın da olduğu, hem Türkiye genelinde, hem de il müdürlüklerimiz aracılığıyla yerel ölçekte 100’den fazla sosyal sorumluluk projesi yürütüyoruz. “Türkiye’ye Değer” çatısı altında gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk projeleri son 3 yılda 80’den fazla ulusal ve uluslararası ödüle layık görüldü. Bu ödüller bizim için elbette önemli, fakat çabalarımızın verimli sonuçlarını görmek ve çalışmalarımızın topluma gerçekten değer kattığını bilmek bizler için çok daha önemli.’’
WanTTed Gençliği ile bir araya geldik!
Şükrü Kutlu ile röportajı gerçekleştirdikten sonra Türk Telekom WanTTed Kariyer Programı dahilinde gerçekleşen
kampı ziyaret ettik. 11.500 kişi arasından seçilen 32 genç Harvard Üniversitesi’ndeki eğitim ödülünü
kazanmak için yarışıyorlar. Gerçekleştirdikleri sunumlarla deneyimli profesyonelleri kıskandıracak
performans sergileyen gençlerden bazıları ile bir araya geldik ve WanTTed kampından,
Türk Telekom’dan ve gelecekten beklentilerinden konuştuk. Ve söz şimdi onlarda...
Çağdaş – İTÜ Telekomünikasyon Mühendisliği
Çağdaş’a neden WanTTed’a katıldığını ve geleceğe dair hedeflerini sorduk...
Daha öncesinde başka şirketlerin de eğitim ve kariyer programlarına katılmıştım. Hepsi benzer formattaydı. Daha sonra Türk Telekom kampına başvurdum ve buradan müthiş keyif aldım. Bu kampa katılma amacım; tecrübe edinmekti. Çünkü üniversite eğitimimi bitirmek üzereyim ve kariyer tercihimde bir belirsizlik var. Burada profesyonellerle tanışma fırsatı buluyoruz, işlerin nasıl yürüdüğünü ve şirkette nasıl bir ortam olduğu hakkında fikir ediniyoruz. O nedenle, böyle bir programa başvurma ihtiyacı hissettim. Harvard Sertifika ödülü de katılımımı etkiledi. Bu tarz ödüller, bizim için çok çekici oluyor. Kariyerimizde önemli bir yer tutacak bir ödül olduğunu düşünüyorum. Ben çalışacağım işten veya şirketten kesinlikle ve öncelikle iş tatmini isterim. Yaptığım işin beni tatmin ve mutlu etmesini isterim. Sevmediğiniz işi yapmak bence zaman kaybıdır; her ne kadar yüksek ücret alsanız da...
Gizem – Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği
Gizem’e neden WanTTed ve 11.500 kişi arasından seçilerek bu programa gelmek nasıl bir duygu diye sorduk.
Ben şimdiye kadar tüm stajlarımı pazarlama alanında yaptım ve yine bu alanda kariyer yapmayı hedefliyorum. Türkiye’de çok boyutlu pazarlamanın en yoğun hızlı tüketim ve rekabetin artmasıyla telekomünikasyonda olduğunu görüyoruz. Ben de geleceğe dair planlarımı bu iki sektör üzerinde yoğunlaştırmayı düşündüm. Türk Telekom’u kendi sektöründeki büyüklüğü ve telekomünikasyonun her alanında hizmet vermesinden dolayı tercih ettim. Ayrıca Harvard ödülü de bu programı seçmemdeki önemli etkenlerden biri oldu.
11.500 kişi arasından seçilerek buraya gelmenin; size özel olduğunuzu hissettiren ve buraya daha yüksek motivasyonla gelmenizi sağlayan bir durum olduğunu söyleyebilirim. Benim çalışacağım şirketlerden de beklentim; potansiyelimi ortaya çıkarabilmemi sağlayacak bir ortam sunmalarıdır ve burada bu ortamı buldum.
Anıl – İTÜ Elektronik Mühendisliği
Anıl’a WanTTed’a katılmasındaki amacı ve kendisine kattığı değeri sorduk.
Soğuk iş mülakatları yerine bu tarz imkanlar bizim için daha cazip. Burada şirket ve İK yöneticileriyle bir araya gelerek birbirinizi daha iyi tanıma fırsatı buluyorsunuz. Sonuç olarak, mülakat esnasında yeteneklerinizi gösterebilme şansınız çok kısıtlı. Burada ise, size bir proje ve sorumluluk veriliyor. Proje oluşturma, süreç yönetme, problem çözme, analitik düşünme ve sunum becerisi konularında kendi eksikliklerini görebiliyorsunuz. Türk Telekom’un kendimizi en iyi gösterebileceğimiz böyle bir interaktif ortam sunması benim tercih etmemde önemli bir etken oldu.
Bu proje, Türk Telekom’un gençlere verdiği değeri gösteren bir program... Size değer verildiğini hissettiğiniz zaman şirket için ortaya koyacağınız performans çok daha etkili oluyor. Yeteneklerinizi ortaya koyabileceğiniz bir ortam, yöneticilerin size güvendiğini görmeniz ve kendiniz değerli hissetmeniz bir şirketten beklentilerinizin temelidir. Ben de, Türk Telekom’dan bunu bekledim ve bunu da bu ortamda fazlasıyla hissettim.
Zeynep – Boğaziçi Üniversitesi İşletme
Zeynep’e bir şirketi seçerken neye önem verdiğini ve bu tarz kamp programlarının tercihlerini etkileyip etkilemediğini sorduk.
Aslında şirket seçiminde herkesin farklı beklenti ve hedefleri vardır. Benim için öncelik, ortam ve motivasyondur. Benim iç motivasyonum çok yüksektir ve bu motivasyonu gösterebilmeme imkan verilmesi benim için önceliklidir. Bunun dışında, hiç şüphesiz, kariyer ve gelişim imkanları, maddi tatmin de tercihimi etkileyen faktörlerdir.
Bu tarz kamp programları kesinlikle tercihimi etkileyen faktördür. Açıkçası kampa başvururken çok da sonucu düşünerek girmedim. Önce grup mülakatlarına girdim, İK yöneticileriyle tanıştım ve bu süreçten çok keyif aldım. Ve keyif aldıkça ve süreç ilerledikçe kampa girme isteğim arttı. Ben de orada olmalıyım dedim. Seçim sürecinde şirketin kültürü ve organizasyonel yapısını daha yakından tanıdıkça motivasyonum da arttı ve şu an çok memnunum. Herşey beklediğim gibi oldu ve burada olmaktan son derece mutluyum.
Irmak – ODTÜ Elektrik – Elektronik Mühendisliği Mühendisliği
Bilkent Üniversitesi Elektrik – Elektronik Mühendisliği Yüksek Lisans
Irmak’a bu programı seçerken ‘ana motivasyon’unun ne olduğunu sorduk...
Açıkçası, ben öncelikle Harvard Sertifika ödülü için başvurdum. Ana motivasyonum bu oldu, çünkü benim için en büyük ödül eğitimdir. Bana kalsa hayatım boyunca eğitim almak ve okumak istiyorum. Tercih yaparken şirketin vereceği eğitim imkanları benim önceliklerim arasında... WanTTed kapsamında girdiğim mülakatlarda yüksek lisansımızı destekleyen süreç ve zaman esnekliğini tanıdıklarını söylemeleri beni çok etkiledi.
Barış – İstanbul Teknik Üniversitesi
Barış’a genç bir çalışan adayı olarak İK’yı ve WanTTed’a katılma nedenini sorduk.
Ben staj dönemlerinde İK ile çok içiçe olmadım ama bu süreçlerde İK ile ilgili herhangi bir problemim olduğunda stajyer olmama rağmen bana çok ilgili davranıldı. Ama deneyimli profesyonellerin geçmişte bu konuda oldukça kötü tecrübeleri olduğunu duydum. Sanırım, iş dünyası değiştikçe İK da kendini geliştirmeye devam ediyor ve değişiyor.
Ben de bu kampa öncelikle Harvard ödülünden etkilenerek geldim. Ama Harvard ödülünü Türk Telekom değil de başka bir şirket yapsaydı, aynı etkiyi göstermeyebilirdi. Burada şirketin marka değeri ve isminin de etkili olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda, WanTTed’a başvururken iki kriteri göz önüne alarak geldim diyebilirim; şirketin önemli bir marka olması ve sunduğu imkanların tatmin edici olması...
Esra – ODTÜ İktisat
Esra’ya bir iktisatçı olarak neden WanTTed ve Türk Telekom diye sorduk.
WanTTed’a başvurmamdaki temel etken Harvard olmadı. Ben, açıkçası, MT programı için başvurdum. Finans alanında kariyer yapan biri olarak baktığımda finansal alandaki büyüklüğü ve başarısı Türk Telekom’u seçmemdeki en önemli etken diyebilirim. İşveren marka değeri ve sunduğu imkanlar da bana cazip geldi.
Bu kamptan sonra, eğer olanak verilirse tabii ki, Türk Telekom’da işe başlamak istiyorum. Bunun yanı sıra çalışmak istediğim şirkette kariyer ve iş tatmini istiyorum.