“Griden Şaşma, Siyahı Aşma” OUT, Renkler IN
Farkettiniz mi, şu an içimizi kıpır kıpır yapan şarkıların sözlerinde hep renkler var. İlk aklıma gelen Sertab’ın Rengarenk adlı şarkısının sözleri, bir düşünün. “Bazen herşey sararıp solar biz hep renga rengarenk”…
Renk umut demektir, canlılık demektir, hayat demektir, yaşamın olduğunu gösterir, hareket demektir. Motivasyon da latince’de “motere” yani hareket kökünden gelir. Renk motivasyon kaynağıdır.
Peki, o zaman iş dünyası neden renklenmesin? İş dünyasındaki siz profesyoneller kişisel markanızı oluşturmada neden renkleri etkin ve mesajlarınızı destekler nitelikte kullanmayasınız?
Düşünün, “Google” yazısının renkleri olmasaydı ne olurdu? “Google” nasıl bir mesaj veriyor dış dünyaya? Nasıl algılanıyor?
Coca-Cola’nın renkleri deyince aklınıza ne geliyor?
Ya da Sosyal Medya; Facebook, Twitter? Renkleri ne? Hangi sektörde yer alıyorlar? Marka mesajları nedir?
Peki, ya sizin kullandığınız renkler neler?
Kullandığınız renkler sizi hem profesyonel hem sosyal yaşamda olduğunuz ve/veya olmak istediğiniz gibi yansıtıyor mu?
Kıyafet ve aksesuarlarınızda kullandığınız renkler, içinde bulunduğunuz sektör, çalıştığınız kurum, pozisyonunuz, hedefleriniz ve sosyal yaşamınızla tutarlılık ve uyum içerisinde mi?
Dış dünyaya vermek istediğiniz mesajınızı destekliyor mu?
Renk aynen ses gibi bir titreşim ve bir frekanstır. Renkler beynimizde yaratıcılık, duygu ve sezginin bölgesi olan sağ lob tarafından algılanır. Renklerinin dilini kullanarak sakinleşebilir ya da heyecanlanabilir, hızlanabilir ya da yavaşlayabiliriz, neşelenebilir ya da hüzünlenebiliriz. Renklerin psikolojik etkisini kendi lehinize kullanarak dilerseniz daha mesafeli ve otoriter, dilerseniz de daha samimi, yakınlaşılabilir ve rahat bir etki yaratabilirsiniz. Bu sizin iş yaşamında başkaları üzerinde kendi algınızı yönetmede etkin bir aracınız olacaktır.
İş ve sosyal yaşamınızdaki kıyafet ve aksesuarlarınızda kullandığınız renkler öncelikle sizin psikolojiniz sonra da dış dünyaya sunduğunuz “siz” üzerinde etkili. İmaj Yönetimi’nin “Algı Yönetimi”ne döndüğü günümüzde renklerin doğru ve etkin kullanımı vermek istediğiniz marka mesajını güçlendiriyor. Kullandığınız renkler sizinle ilgili karşı tarafa derin mesajlar veriyor.
Yani devir artık “Algı Yönetimi” devri. “Ne” değil, “Nasıl” Dönemi.
İş dünyasında “Man in Black” dönemi hükmünü yıllardır sürdürür. Çünkü koyu renkler ciddiyet, otorite, kendine güven, sorumluluk ve mesafe demektir. Siyah güç demektir. Koyu renklerin en ciddisidir. “İnceltme” illüzyonundan dolayı modanın vazgeçemediği ve vazgeçemeyeceğidir. Hanımlar için siyah elbise, beyler için siyah takım her zaman hayat kurtarır ve klasiktir.
“Black Belt” kavramını bir düşünün uzmanlığın en üst noktasıdır, değil mi? Bu yüzden siyah iş dünyasının olmazsa olmazlarındandır. Yüksek kontrast yani beyaz bir gömlek ile siyah bir takım tercih edildiğinde otoriteyi ve resmiyeti güçlendirir.
Bu arada çok ilginç bir bilgi: Eski Mısır’da siyah; yaşam ve yeniden doğuş demektir.
Peki ya kırmızılar, maviler, morlar, sarılar, yeşiller, lilalar?
Otoritenizi arttırmak, hâkimiyetinizi ve uzmanlığınızı vurgulamak isterseniz
lacivert ve antrasit rengindeki takımları tercih ediniz. Siyah takımı gündüz tercih etMEyiniz.
Onun yerine siyaha çok çok yakın antrasiti kullanabilirsiniz.
Antrasit gri gibi monoton bir renk değildir, güçlü ve belirgin bir etki yaratır.
Renkleri kendinize uygun bir biçimde kullanarak daha dinamik, canlı, net, kararlı ve azimli görünebilirsiniz. Renklerin dilini öğrenerek ve kullanarak sadece iş yaşamınızda değil yaşamınızın her alanında etkinliğinizi arttırabilirsiniz. Renklerin doğru seçimi, yerinde ve dozunda kullanımı ile vermek istediğiniz mesajı daha etkili, başarılı ve ulaşır hale getirebilirsiniz. İş dünyasında bunun formülü “az olan çoktur” prensibi. Örneğin; Kırmızı.
Kırmızı sağlamlık ve güç demektir. Bütünlüktür. Kırmızı; azim, güç, dinamizm ve dikkat demektir. “Etkileri güzel, o zaman bolca kırmızı kullanayım” diye aklımızdan geçirebiliriz. Kim azimli, dinamik ve güçlü görünmeyi istemez ki? Ama az olan çoktur. Renkleri etkin kullanalım derken baştan aşağa bir renk olmaktan bahsetmiyorum. Kırmızı örneğimize geri dönecek olursak elbise kırmızı, ayakkabılar kırmızı, çanta kırmızı, oje kırmızı hatta ruj kırmızı olduğunda evet dikkatleri üzerimize çekiyoruz fakat iyi anlamda değil. Önemli olan dengedir. Kırmızı yoğun ve aşırı kullanıldığında kan basıncını yükselttiği için sinirlilik, duygu durumunda dalgalanma ve açlık hissi yaratır. Kan basıncını yükseltip açlık hissi yarattığı için genellikle çikolata- bisküvi gibi ürünlerin ambalajları kırmızı ve tonlarıdır.
Peki, iş yaşamında siyah, beyaz ve gri dışındaki bir rengi nasıl ve nerede etkin kullanırım? ‘Az olan çoktur’ prensibini rahatlıkla ve güvenle kullanabilirsiniz. Beyler için kendi renk frekansında belki kırmızı bir kravat, hanımlar için içerisinde kırmızının olduğu fular, bluz, aksesuarlardan bahsediyorum. Önemli olan nokta uyum, ahenk yani harmoninin korunması. Bu noktada doğa bize en güzel öğreticidir. Gri ile kahveyi hiç birarada gördünüz mü doğada? Ya da sapından, yapraklarına kadar kıpkırmızı bir çiçek. Bir düşünün, lütfen.
Kişiye Özel Renk Analizi
Hepimiz bir birimizden farklıyız yani özgünüz. Fiziksel olarak da karakter olarak da. Bu nedenle, renkler de kişinin fiziksel ve yapısal frekansına göre özelleşir. Her insanın bir renk kuşağı vardır. Kişiye Özel Renk Analizi “sizin” renklerin hangi tonunu giymeniz gerektiğini gösterir. Herkes her rengi giyebilir ama önemli olan “hangi tonun” giyilmesi gerektiği sorusudur. Örneğin; Kırmızı. Hangisi sizin tonunuz? Narçiçeği tonu mu, bayrak kırmızısı mı, yoksa bordoya bakan kırmızı mı ya da kiremit rengine bakan kırmızı mı? Yoksa, mercan mı?
Kendi frekansınızdan renkleri seçerek giyindiğinizde yani saç, ten, göz renginizle uyumlu renkleri tercih ettiğinizde gözlerinizin rengi, ışıltısı, parlaklığı daha çok ortaya çıkar. Cildiniz daha pürüzsüz, ışıltılı ve canlı algılanır. Dinlenmiş, daha sağlıklı ve enerjik görünürsünüz. Eğer insanlar size “ Üzerindeki elbisenin/kravatın rengi ne güzelmiş!” diyorlarsa biliniz ki, iltifatı alan renktir yani renk sizin önünüze geçmiş, tüm sahne onun olmuştur. Peki, hayatınızın başrolünde neden siz olmayasınız? Eğer insanlar size “Ne güzel/karizmatik görünüyorsun”, “Aaa, zayıfladın mı sen?”, “Tatile mi gittin, dinlenmiş görünüyorsun”, “Yüzüne bir şey mi yaptırdın çok dinç görünüyorsun”… gibi şeyler söylüyorlarsa bilin ki, doğru renkle dans ediyorsunuz. Renkle muhteşem bir senkronizasyon yakalamışsınız demektir.
Kendi frekansınızda uygun renk tonlarında giyinmediğinizde ise saçlarınız, göz ve saç renginiz matlaşır, donuklaşır, yorgun ve sağlıksız görünebilirsiniz. Hanımlar gözaltındaki koyu gölgeleri saklamak için daha çok kapatıcı kullanırlar. Cildinizdeki deformasyon ve düzensizlikler daha çok fark edilir. Yüzünüze yakın yerde olan yanlış renk seçimi sizi olduğunuzdan daha yaşlı, yorgun ve kilolu gösterir. Doğada olduğu gibi vücudumuzda da bir uyum vardır. Kendi renklerimizle bu uyumu güçlendiririz. Makyaj, saç rengi ve aksesuarların size özel renk frekansında olması bu yüzden önemlidir.
Şöyle sorabilirsiniz? “Peki, Rüzgar Hanım iş dünyasındaki erkeklerin hayatında renk önemli mi ve nerede?” Elbette! Herkesin renkleri kullanma özgürlüğü ve herkesin renk frekansı vardır. Kravatlar, gömlekler, takım elbiseler… Doğru renk tercihleri ile daha dinamik ve etkili bir görünüm yaratabilirsiniz. Hem spor kıyafetlerinizde hem de klasik iş kıyafetlerinizde uygulayacağınız birkaç dokunuş ile ışığınızı yansıtabilirsiniz.
- Mağazalardaki ışıklandırma renk seçiminde yanıltıcıdır. Renkli bir parça alırken mutlaka gün ışığında bakınız. - Makyaj malzemelerini asla elinizin içinde ya da bileğinizin içinde denemeyin. Önce bir karar verin, elinize mi makyaj yapmak istiyorsunuz yoksa yüzünüze mi? Ruj alıyorsanız dudağınızda, fondöten alıyorsanız boynunuza yakın bir bölgede deneyin. - Eğer teniniz buğday, şeftali tonlarında ya da çok kolay bronzlaşıyorsa ya da yaz kış doğal bronzsanız size sıcak tonlardaki renkler yakışacaktır. Yani içinde sarı, kırmızı ve kahveliğin hissedildiği ve sarıdan türetilmiş renkler.... Eğer teniniz beyaz-pembe ya da bembeyaz teniniz azıcık bir güneşle bile kıpkırmızı oluyorsa o zaman size soğuk tonlardaki renkler yakışacaktır. Yani içinde maviliğin hissedildiği, maviden türetilmiş olan renkler...
|
Nedir bu kahverenginin çektiği?
İş dünyasında efsanevi bir cümle vardır, o da şu: “Kahverengi güvensizdir.”
Eğitim ve seminerlerimde katılımcılarımdan en çok duyduğum şey (özellikle finans ve bankacılık sektörlerinden) “Kahverengi güvensiz bir renk olduğu için tercih edilmez” cümlesidir.
Şimdi ezber bozma sırası: Kahverengi güvensiz bir renk de-ğil-dir! Tam aksine doğru yerde ve zamanda, vermek istediğiniz mesajı desteklemek için kullandığınızda samimi, rahat ve yaklaşılabilir olarak algılanır. Sadece kahverengi zor bir renktir, bu nedenle, dikkatli kullanılması gerekir.
I’ve got the power!
80’lerdeki bu şarkıyı hatırladınız mı? Lacivert ve Siyah'ın bir şarkısı olsa kesin bu şarkı olurdu.
Lacivert, Gri ve Siyah; profesyonel iş yaşamında modası hiç geçmeyecek olan klasik renklerdir. Beyazlarla kullanıldığı zaman kontrast seviyesi yükselir ve otoriteyi, hakimiyeti ve gücü arttırır. Bu nedenle, iş yaşamında en çok tercih edilen renklerdir. Lacivert takım elbise ve beyaz gömlek üzerine kullanacağınız kırmızı bordo tonlarında bir kravat ile güçlü bir kontrast yakalarsınız, bu renk kombinasyonu “size” odaklanmayı sağlar. Otorite ve gücün altını çizer. Bu takımın özel bir ismi vardır “power suit” yani güç takımı. “Gölgelerin gücü adına güç bende artık!” dedirten kombinasyondur. Aynı lacivert takımı mavi bir gömlek ve gömleğinize yakın tonlarda bir kravat ile tercih ettiğinizde kontrast düşer, dış dünyaya verdiğiniz mesajı yumuşatır.
Kahverengi bir takım elbise ile içine bir de renk uyumu olsun diye giyeceğiniz bej-krem tonlarında gömlek ve yine uyumlu olsun diye(niyetimiz son derece iyi) kahve tonlarında kravat sizi olduğunuzdan daha yaşlı, yorgun ve hantal gösterir. Özellikle finans, hukuk ve hizmet sektörü gibi alanlarda işte bu nedenle kullanılmamasını öneririm. Ayrıca, ‘kahverengi sizin kişisel renk kuşağınızda mı?’ sorusunu da sormak gerekir.
Bir de kahverengi takım elbisenin profesyonel hayattaki mesajına bir bakalım. Tek başına kahverengi arazi rengi olarak algılanır, kamuflaj etkisi yaratır. Öne çıkmak, uzmanlığını ortaya koymak, otorite ve gücü mesaj olarak vurgulamak isteyen profesyonellere bu nedenle kahverengiyi önermem. Öte yandan psikolog, yaşam ya da kariyer koçu ve gazeteci kahve tonlarını tercih edebilir. İçinde bulunduğunuz sektörde kullanımınız uygun olmasa bile eğer kahverengi size yakışıyorsa mavilerle birlikte sosyal yaşamınızda rahatlıkla tercih edebilirsiniz. Deve tüyü rengi; kahverenginin modernize olmuş versiyonudur. Deve tüyü rengini siyah, beyaz, mavi ve lacivertlerle de gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz.
Mavi renk vizyonerliğin ve iletişimin rengidir. Sosyal medya ağlarının, iletişim ve telekomünikasyon firmalarının en sevdiği renktir, mavi. Logolarında maviyi, laciverti ve beyazı görürüz.
Arada kaldım, ben arada...
Dikkat edilmesi gereken renklerden biri de çağla yeşili rengi. Yeşil desem yeşil değil, gri desem gri değil… Özellikle çağla yeşili renkte bir takım elbise iş dünyasındaki profesyonellerin duruşunu, amacını ve mesajını desteklemez. Bu nedenle, iş dünyasındaki profesyonellere önermeyeceğim bir renktir.
İşte dengeli kullanıldığında renklerin anlattıkları:
Mavi Lacivert Kahverengi Mor Mürdüm Siyah Gri Beyaz Lila Pembe Sarı Turuncu Yeşil Bej Güneş olmazsanız yıldız olun, ama kendi göğünüzdeki ya da kendi denizinizdeki en parlak yıldız siz olun. Işığınızı yansıtın!
|
Rüzgar Mira Okan
Kişisel Marka ve İmaj Danışmanı