Geleceğin İK’sı için Hazırlanmak!


HRdergi’nin 23. yılına özel bir haber hazırladık sizler için… Kendi yolculuğumuzu veya kendimizi anlatmak yerine her zamanki gibi İK’yı anlatmak üzere yola çıktık. Zira İK’nın yolculuğunun bizim de yolcuğumuz olduğunu biliyoruz. Haberimize dünyada İK ve çalışma hayatının geleceğine baktığımız bir değerlendirme ile başladık ve sonrasında Türkiye’nin birbirinden başarılı İK yöneticilerine ve danışmanlarına önümüzdeki dönemde iş dünyasında nelerin gündemde olacağını; global iş ve İK eğilimlerini sorduk. 

Şimdiden iyi okumalar diliyoruz.

Çok uzun zaman önce İK yöneticileri evrak ve kurum içi kuralları yöneten lise müdür yardımcıları gibiydi… Şimdi, bu yöneticiler evrak ve kurallardan ziyade insana daha fazla odaklanıyor hem yetenekli öğretmenler gibi savaşçılara hem de geleceğin yetenekleri olan öğrencilere destek oluyor. Ve gelecekte, İK'cıların (eğer hala İK terimi kalırsa) şampiyonluk koçlarına benzemeleri bekleniyor; çalışanları kariyerleri boyunca yönlendirmelerine, iş analitiği ve stratejilerine her zamankinden daha fazla önem verdiklerine tanık olacağız. 

İK profesyonelinin rolü, iş gücü ve ekonomi ile birlikte dramatik bir şekilde değişti; makinelerin insanlar tarafından gerçekleştirilen görevleri devralmasıyla evrimin devam edeceğini söyleyebiliriz. Ancak bu, insanları (veya onlarla çalışan İK ekiplerini) daha az önemli kılmaz. Yarının İK liderlerinin daha büyük düşünürler olması gerekecek; İK giderek daha çevik ve huzursuz bir iş gücüyle başa çıkacak kadar teknoloji meraklısı ve çevik olmak zorunda kalacak.

İnsan Kaynakları pozisyonları, şirketlerde en çok aranan meslekler olacak. İK profesyonellerinin görevi; mevcut İK trendlerinin ve operasyonlarının üzerinde durmak ile sınırlı kalmayacak, çünkü kendilerini iş gücü danışmanı olmak için yeniden konumlandıracakları bir gelecek var karşımızda…  

Teknoloji, işi daha heyecan verici, daha talepkâr ve belki de daha rekabetçi hale getirmek için daha büyük sorunların ele alınmasında İK'yı serbest bırakıyor. Eskiden İK; uyumluluk, iş planlama ve yan haklarla ilgiliydi. İK'yı tamamen taktiksel bir rol olarak gören bazı şirketler hala var. Fakat iyi ve akıllı olanlar, İK'yı stratejik bir ortak olarak görüyor.

Günümüzde, İK profesyonellerinin popülaritesi artıyor, bazı uygulayıcılardan sadece ziyaret etmek yerine C-Suite'e direkt katılmaları isteniyor. Birçok kuruluş; Mutluluk Yöneticisi, Yetenekleri Çekme Stratejisi Direktörü, Kurumsal İyimserlik Yöneticisi gibi kritik ve yeni görevleri "İK yöneticisi" unvanına ekliyor. Gelecekteki başlıklar da alandaki teknolojik ve analitik alanlara artan odaklanmayı yansıtıyor olacak.

İK'ya meyve sebzeden kozmetiğe kadar her şeyi almak için çevrimiçi olan bir işgücüne alışması konusunda yardımcı olacak yegâne şey teknolojidir. İK departmanları çalışanlara günün her saatinde daha fazla bilgi ve hizmet sunmak zorunda kalacak – bu da iş stratejilerine ve çalışanların kariyer yollarına daha fazla odaklanmak için zaman ayrılması gereken bir değişim olacak. 

Bazı yeni İK rolleri, müşteri deneyimini yansıtan güçlü bir çalışan deneyimi yaratmaya odaklanıyor. Bu rollere örnek vermek gerekirse:

Kraft Heinz'de Global İK, Performans ve BT Başkan Yardımcısı Melissa Werneck… Werneck, işleri otomatize ederek çalışanlar için bir tüketici deneyimi oluşturacak makine öğrenme tekniklerinden ve karmaşık algoritmalardan oluşan İK ve BT fonksiyonlarını ortak yöneten bir sorumluluğa sahiptir.

IBM'in Veri, Yapay Zekâ ve Arz Stratejisi Başkan Yardımcısı olan Anshul Sheopuri… Sheopuri, çalışanları makineleşmeye karşı proaktif olarak korumak için İK'nın veri kullanımını denetliyor ve bu veri yönetiminin yardımıyla öğrenme fırsatlarına ve becerilerine dayalı kişiselleştirilmiş iş alanları ile iç kariyer hareketliliğini yönetiyor.

Hein Ashar Khan, Kraft Heinz'de İK Analitiği Müdürü. Halihazırda uygulanmakta olan veri odaklı girişimleri ve çalışanların elde tutulmasını öngören veri analitiğinin yanı sıra, takdir ve ödüllendirmenin analitik yönetiminden sorumlu... 

Geleceğin iş gücüne sadece sürekli çalışanlar değil (Gallup araştırmasına göre Y kuşağının yüzde 60'ı da yeni iş fırsatlarına açık) ‘gig’ çalışanlar da dahil edilecek. Ek olarak, İK kurum genelinde hangi görevlerin makineleştirilebileceği konusunda yapılan değerlendirmelere yardım etmeli ve ardından işleri otomasyondan etkilenen çalışanların görev ve yetkinliklerini yeniden düzenlemelidir.

Son zamanlarda yapılan bir Willis Towers Watson anketi, işverenlerin yarısından fazlasının otomasyon ve dijitalleşme ile başa çıkmak için "İK'nın rolündeki yenilikçi yaklaşımları" ajandalarına aldığını gösteriyor. Bu arada, küreselleşme giderek daha çeşitli bir iş gücüne yol açtığı için expat çalışanlar için yeni bir İK güncellemesine ihtiyaç duyulacak. 

Geleceğin rağbet gören İK işleri

İK'nın ve işin niteliği değiştikçe işinizi yapmak için ihtiyaç duyacağınız beceriler de değişecek. Gelecekte hangi İK işleri olabilir? Uzmanlar tahminlerini ortaya koyuyor:

İK Veri Bilimcisi / Baş Teknoloji Sorumlusu. Veri ve analitikler; İnsan Kaynakları’nın işini giderek daha fazla yönlendireceği için bu kişi de bu çabaya öncülük edecek kişidir.

Çalışan Deneyimi Uzmanı. Bu İK uzmanı, yan haklardan eğitime, performanstan kariyer yönetimine kadar şirket ile çalışan arasındaki tüm ilişkiye odaklanacaktır.

Yetenek Kazanım Teknolojileri Seçme Başkanı. Yeni yeni teknoloji tabanlı yetenek edinme platformları ortaya çıkıyor ve tüm seçme-yerleştirme süreçleri evrim geçiriyor. Bu uzman, şirkete en uygun olanları bulmak için bu platformları tarayarak aranan yeteneklere ulaşan süreci yönetecek. 

Aday Deneyimi Yöneticisi.  İşe alım süreci, adaylara en iyi online müşteri deneyimlerinin hızını, rahatlığını ve verimliliğini sağlamalıdır. Bu kişi, uygulamaların "kara kutuya" girmemesini sağlayarak bu süreci denetleyecek kişidir.

Performans Koçu. Bu İK uzmanı hem yönetici hem de yönetici olmayan çalışanların bireysel katkılarını en üst düzeye çıkarmaya yardımcı olacaktır.

Örgütsel psikolog. Teknik olarak bir İK pozisyonu olmasa da örgütsel veya endüstriyel psikologlar; İK, pazarlama ve satışa daha bütünsel bir yaklaşım geliştirmek için psikoloji ilkelerini kullanır. Ve bu meslek gelecekte daha çok kurumda daha stratejik olarak yer alacaktır. 


Şimdi de Türkiye’deki İK liderlerine kulak verelim. Onlara da geleceğe hazırlanan İK ve iş dünyasına dair şu iki soruyu yönelttik…

1. Önümüzdeki dönemde iş dünyasında hangi konuların özellikle gündemde olacağını düşünüyorsunuz?

2. Global açıdan baktığınızda özellikle faaliyet gösterdiğiniz alanda sizce hangi konu başlıkları öne çıkıyor?


“İNSAN KAYNAĞINDAN VERİMLİ İŞ SONUÇLARI ALABİLMEK İÇİN ÇALIŞANLARIN MOTİVASYONLARININ YÜKSEK TUTULMASI GEREKTİĞİ GERÇEĞİ HİÇ DEĞİŞMEYECEK”

Son yıllarda iş dünyasını etkisi altına alan dijitalleşme ve teknololojik dönüşüm, önümüzdeki dönemde de hem günlük hem de iş hayatımızın değişmez bir parçası olmaya devam edecek. Biz de QNB Finansbank olarak, dijital çağ ile birlikte insan davranışlarında yaşanan değişimi, kurumun ihtiyacı olan değişim ve toplum beklentileri ile birleştirerek verimliliği artırmayı planlıyoruz. Tabii değişen tüm bu ihtiyaçlar yeni ekipleri doğuracak. Biz de teknolojik gelişmelere açık, analitik ve yaratıcı düşünme, aktif öğrenme, kritik düşünme ve analiz yeteneği olan karmaşık sorunları çözme, liderlik ve sosyal etki alanlarındaki ekiplerin gelişimine odaklanacağız. İnsanı dijitalleşmeye hazırlamak, dijitalleşmeyi ise insana değer katacak şekilde konumlandırmak, kurumların verimliliğini ve sürdürülebilir başarıya sahip olmasını sağlarken, çalışan bağlılığı, memnuniyeti de gündemde kalmaya devam edecek. Kurum aidiyetine sahip ve memnun çalışanların organizasyona pozitif katkısı yadsınamaz bir gerçek. İnsan kaynağından verimli iş sonuçları alabilmek için çalışanların motivasyonlarının yüksek tutulması gerektiği gerçeği hiç değişmeyecek. Teknolojiyi tüm İK süreçlerimizde verimli şekilde kullanmanın yanı sıra odak noktamız her zaman çalışanlarımız oldu ve olmaya da devam edecek. Ayrıca çalışan bağlılığı ve kurum kültürünün bir harmanı olarak karşımıza çıkan çalışan deneyimi, çalışanın kurumla tanıştığı ilk andan kurumdan ayrıldığı son ana kadar kurum içinde yaşadığı tüm deneyimleri içeriyor. Amacımız işveren ve çalışan arasındaki ilişkiyi daha iyi ve sağlam kılmak. Bunu yaparken değişmeyeceğine inandığımız tek şey “insanın önemi.” Bu bilinçle çalışmalarımızı “Finansçı’yı tanı, Finansçı’yı dinle” yaklaşımıyla gerçekleştirmeye devam edeceğiz.

Son birkaç yıldır yaşanan değişim, İnsan Kaynakları’nda büyük bir dönüşüme neden oluyor. Yeni bir dönemin başladığı iş dünyasında belirsizliği fırsata çevirmek ve yeni nesil yaklaşımların avantajını yakalamanın sırrı insan kaynağı ve inovasyon odaklı yapıyı dönüştürmekten geçiyor. Farkında olmamız gereken nokta şu; İnsan Kaynaklarını ve inovasyon sürecini ne kadar iyi yönetirsek, dünyanın içinde bulunduğu bu sürece o kadar kolay adapte olup o kadar iyi yönetiriz. İçinde bulunduğumuz dönem büyük değişimlerin her birinin arka arkaya yaşandığı, ezber bozan bir çağ. Endüstri 4.0 ile hızlı bir otomasyon ve teknoloji ağının ortaya çıktığını görüyoruz. Makineleşme, yapay zekâ, dijitalleşme konuları ön planda. İnsanı rutin işlerden kurtaran teknoloji insanları hizmete dönük, yorum yapmaya dayalı, sosyal ve vazgeçilmez insani becerilerimizi esas alarak ilerliyor. Bu da bu senenin yeni trendi olan Toplum 5.0’a geçişi güçlendiriyor. Teknolojinin toplumlar tarafından bir tehdit olarak değil ‘bir yardımcı, bir fırsat olarak algılanması’ felsefesi ile ilerleniyor. Yapay zekâ, robot ve paylaşım ekonomisi gibi yenilikleri hem farklı endüstrilere hem de sosyal hayata dahil ederek çeşitli sosyal zorlukları çözebilen bir toplum oluşturmak amaçlanıyor. 



“İK’YA DÜŞEN GÖREV; EVRENSEL DOĞRULAR İLE KURUMUN DOĞRUSUNU HARMANLAYIP SONUCU KURUMUN STRATEJİLERİNE HİZMET EDECEK ŞEKİLDE SUNABİLMEK OLACAK.’’

Yapı Kredi olarak, İK’da büyük verinin kullanımının önemini çok uzun zamandır vurguluyoruz. Burada unutulmaması gereken noktanın büyük veriyi kullanırken demografik bilgiden öte, çalışana dair tüm verilerin çalışanın daha iyi performans elde edip, bu performanstan kendisinin de tatmin olması için kullanılması olduğunu düşünüyoruz.  Info – data – knowledge döngüsü doğrultusunda elde ettiğimiz rakamsal bilgileri veriye, sonrasında bilgiye dönüştürüyor ve bu bilgi doğrultusunda stratejiler geliştiriyoruz. İK’ya burada düşen görev; evrensel doğrular ile kurumun doğrusunu harmanlayıp sonucu kurumun stratejilerine hizmet edecek şekilde sunabilmek olacak.

Dijitalleşen dünyada geleneksel iş yapış şekilleri köklü bir dönüşüme uğramaya başladı. Bu değişim bütün iş tanımlarının değişeceği anlamına gelmiyor ancak çalışanların uzmanlık alanlarına daha fazla odaklanmalarını ve yeni teknolojilerden, trendlerden faydalanarak, kendilerine iç görü yaratıp yeni çözümler üretmelerini gerektirecek. Öte yandan teknoloji ya da iş yapış şekilleri değişse de İnsan Kaynakları için gerçeklik değişmiyor. Odak noktamız her zaman olduğu gibi tabii ki insan. Bu sebeple, ileride liderliğe önem veren şirketlerin kazanacağını düşünüyoruz. Kişileri liderliğe hazırlayacak yolları tanımlayan, çalışanlarına olanak sunan, performans – potansiyel eğrilerini doğru belirleyen şirketler ön plana çıkacak. 



“KİTLESEL İK YÖNETİMİ SONA ERECEK”

İş dünyasının gelecek 3-5 yıldaki temel önceliği yurtdışı pazarlara açılmak ve orada başarılı olmak olacak. Bu yüzden global ölçekte satış, pazarlama ve tedarik zinciri süreçlerini yapılandırmak ve süreçlerde görev alacak kadroları oluşturmak bir meydan okuma olarak karşımıza çıkacak. 

İhracat dediğimiz konu uluslararası iş yapma gibi çok daha kapsamlı bir yapıya dönüşecek. Bu noktada Expat Yönetimi konusunda hem çalışanların hem de İnsan Kaynakları bölümlerinin kendilerini geliştirmeleri büyük önem arz edecek. Diğer önemli bir konu da inovasyon yönetimi olacak. Gerçek anlamda iş modeli ve ürün inovasyonu yaratmak için şirketlerimiz yoğun çaba sarf edecek.

İnsan Kaynakları bölümlerinin ise istihdam pazarında ciddi bir rekabet karşısında olduklarını fark etmesi gerekiyor. Nasıl müşteri pazarında rekabet artınca basit satış taktikleri yetersiz kalıyorsa ve stratejik pazarlama konusu ön plana çıkıyorsa; aynı şey İK için de geçerli olacak. Araştırma ve veri analitiği ile başlayan, ardından segmentasyon ve konumlandırma ile devam eden stratejik pazarlama yaklaşımı birebir İnsan Kaynakları fonksiyonuna adapte edilecek. Böylece kitlesel pazarlamanın bittiği günümüzde kitlesel İK yönetimi de sona erecek.


“ÇALIŞMA BİÇİMLERİMİZ DEĞİŞECEK, EMEKLİLİK YAŞI UZAYACAK”

Önümüzdeki dönemde iş dünyasında teknoloji ve dijitalleşmenin etkileri artarak sürecek. Ekonomiden politikaya, enerji kullanımımızdan çalışma biçimimize kadar pek çok boyutta dönüşüm gerçekleşecek. Büyük veri, nesnelerin internetini, yapay zeka, bulut bilişim, derin öğrenme, endüstri 4.0, makine öğrenme gibi megatrendler artık önüne geçemeyeceğimiz bir boyutta ve buna ayak uydurmayan şirketler oyundan çekilmek durumunda kalacaklar. 

Değişimin exponensiyelliği bizi yıkıp yeniden yapmaya, yani ezberlerimizi bozmaya zorluyor. Eğitime, sağlığa, tarıma ve temiz yakıta yatırım daha da önemli hale gelecek.

Dijitalleşme İK için de giderek önemini artırıyor. Ofislerde robotlar ve insanlar birlikte çalışmaya başladı bile. Tek bir insanın olduğu, yalnız robotların çalıştığı fabrikalar giderek yaygınlaşıyor. Çalışma biçimlerimiz değişecek, freelance çalışma ve uzaktan çalışma çok artacak. 

Yaşam süresi uzadığı için emeklilik yaşı uzayacak. Globalleşme aradığımız özellikteki çalışanı bulmamıza olanak sağlamaya devam edecek. Öğrenme çevikliği ve merak giderek ön plana çıkıyor. İK’nın kişiye özel uygulamaları, insana verdiği değer ve gelişime verdiği önemse artarak sürecek.



“DİJİTALLEŞME VE BÜYÜK VERİYE YATIRIM YAPIP ŞİRKET KÜLTÜRÜNE YERLEŞTİREN FİRMALAR REKABET AVANTAJI KAZANACAK”

Dünyadaki büyük çok uluslu şirketlerin tamamı ve hatta sektörümüzde Türkiye’de faaliyet gösteren yerli bazı oyuncular karlı, rekabetçi, pazardan hızlı, amaç odaklı ve sürdürülebilir büyüme için çalışıyor. Bu kadar rekabetçi bir ortamda şirketlerin sadece stratejilerini değil aynı zamanda İnsan Kaynakları’nı ve sahip olunması gereken tecrübe, yetkinlik ve becerileri de sürekli gözden geçirmeleri gerekiyor. Özellikle Türkiye gibi piyasa şartlarının çok dinamik olduğu ülkelerde, dijitalleşme ve big data konularında yatırım yapıp, bunu şirket kültürüne yerleştirebilen firmaların rekabet avantajı elde edeceğini düşünüyorum.

Teknolojinin hızla geliştiği şu dönemde, yenilikçi İK çözümleri oluşturma işi de hızla büyüyecek gibi görünüyor. İK trendleri konusunda ajandamızda, çalışanların bağlılığını çalışana özel çözümlerle artırmaya devam ettirmek ve İK operasyonlarını iyileştirme konusunda yapay zekadan yararlanmak olacak. Diğer yandan, şirketlerin çalışanlarına sunduğu sağlık hizmetlerinin kapsamı daha da genişleyecek ve “bütünsel sağlık hizmetleri” önümüzdeki dönemde öne çıkan İK trendleri arasında yer alacak diye düşünüyorum.


“MEGA TRENDLER, BUGÜNÜN DÜNYASININ NORMAL GEREKLİLİKLERİ…”

Bugünün köklü şirketleri, yakaladıkları başarıyı değişime uyum sağlama yeteneklerine borçlu. Geleceğin köklü şirketlerini ise şimdiden zorlu bir sınav bekliyor. Teknolojik gelişmelere adapte olup, İnsan Kaynakları’ndan yatırım hamlelerine kadar tüm alanlarda “dijital” düşünebilen şirketler hayatta kalacak. Dijital dönüşümün arka planında ise Yapay Zekâ, Nesnelerin İnterneti, Veri Analitiği, Siber Güvenlik gibi yenilikçi teknolojiler bulunuyor. Türkiye’nin lider teknoloji firması olarak şu an 1.500’e yakın; 5 yıl içinde 3.000’e yaklaşacak çalışanımız ile; 81 ilde; uluslararası iş birlikleri ve iştiraklerimizin de sağladığı sinerji ile Türkiye’nin dijital dönüşümüne en üst seviyede katkı veriyoruz.

Bizler için uzak hedefler gibi gözüken mega trendler bugünün dünyasının normal gereklilikleri haline geldi. Dijitalleşme ve Z kuşağının da artık iş hayatına dahil olmasıyla birlikte iş hayatında ortaya çıkan kuşak karması ihtiyaçları çeşitlendiriyor. 

Dijitalleşmenin yanı sıra agile (çevik) çalışma kültürü yaratma, iş ortam ve iş tanımlarının jenerasyon ihtiyaçlarına göre değişmesi, farklı çalışma modelleri, öğrenme şekilleri ve öğrenme araçlarının farklılaşması İnsan Kaynakları profesyonellerinin üzerinde durması gereken en önemli konular arasında yer alıyor.



“KONU HEP ÜRETİM YÖNTEMLERİNİN DÖNÜŞÜMÜ OLDU, BUGÜN BUNU TEKNOLOJİ ANA BAŞLIĞINDA TARTIŞIYORUZ”

Datassist Bordro Servisi olarak bizi hedeflerimize ulaştırmasını beklediğimiz gelecek stratejilerimizi üretirken yaptığımız bir gelecek tasviri var. Bu tasvire göre İş Dünyası’nı göreli bir bakış açısıyla da olsa Endüstri olarak konumladığımızda, 18’inci yüzyıldan bu yana ana gündem çok nadir dönemler haricinde hiç değişmedi, konu hep üretim yöntemlerinin dönüşümü oldu. Bugün bu dönüşümü ‘teknoloji’ ana başlığında tartışıyoruz. Önümüzdeki yıllarda İşgücü'nün dönüşümü gündemde olacak, çünkü teknoloji istihdama ilişkin ezberlerimizi yıkmaya başladı bile. İş Dünyası’nın ya da Endüstri’nin geleceğine ilişkin daha kapsamlı bir gelecek öngörüsünde bulunacak olursak; iş uygulamaları, iş yönetim araçları, danışmanlığın sınırları, dış kaynakların yönetimi, organizasyonun tanımı ve akla gelen gelmeyen onlarca konu ve başlık gündemi topyekün ele geçirecek. Çünkü bugün bildiğimiz ve kullandığımız birçok bilgi Teknolojinin üstel büyümesine bağlı olarak yeniden tanımlanıyor ve tanımlanacak. Sıklıkla tartışılan X ve Y kuşakları çatışması, çağın gerekliliklerine adaptasyon, teknoloji işlerimizi elimizden alacak mı gibi gündelik tartışmalar, bu ana çerçevenin yalnızca magazinel bir dışavurumu.

Datassist Bordro Servisi olarak danışmanlık ana başlığında İnsan Kaynakları/Bordro, Sosyal Güvenlik ve İşgücü Raporlamaları alanlarında hizmet sağlayıcı olarak çalışıyoruz. 2018 yılında Global Payroll Association tarafından Dünya’nın En İyi Yerel Bordro Servis Sağlayıcısı olma gururuna eriştik. İş süreçlerimizde kendi ürettiğimiz ama konvansiyonel diyebileceğimiz teknolojilerden maksimum şekilde faydalanırken, yenilikçi teknolojilerin ARGE’si için de büyük çaba ortaya koyuyoruz. Teknolojiye doğrudan dokunmadan ve onu bizzat üretmeden yapabileceğiniz işler azalıyor ve adım adım yok olacak. Biz, Datassist Bordro Servisi olarak o gün de faaliyetlerimizi sürdürmek üzere ana konumuz Bordro’nun gizli gündemi olan İşgücü’nün dönüşümü üzerine yoğun yatırımlar gerçekleştiriyoruz.


DERGİ

HRdergi Nisan sayısı çıktı! İyi okumalar

SATIN AL Nisan 2024