“Flormar’ın renkli dünyasında hep daha mutlu, verimli ve başarılı olmak adına güzel adımlar atmaya devam ediyoruz.”
Geçtiğimiz yıllarda Fransa kozmetik devi Groupe Rocher tarafından satın alındıktan sonra global sınırları zorlayan Flormar bu süreçte İnsan Kaynakları alanında da büyük başarılara imza attı. Sürdürülebilirlik ve çevikliği tüm İK süreçlerine dahil eden Flormar; çalışanlara daha iyi bir ‘çalışan deneyimi’ yaşatmak için hayata geçirdiği “Verimli ve Çeviklik katacak Organizasyonel Dizayn”, Sürekli Çalışan Gelişimi”, Mutlu ve Sağlıklı Çalışma Hayatı Dizaynı” projeleri ile değer katmaya devam ediyor. Biz de hem Flormar’ın güncel İK ajandasını ve projelerini hem de geleceğe dönük İK hedeflerini konuşmak üzere Flormar İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı Beste Şirin’e sorularımızı yönelttik.
Öncelikle sizden kariyer hikayenizi dinlemek isteriz. Flormar ile yollarınız nasıl kesişti ve şu an Flormar’da nasıl bir İK organizasyonuna liderlik ediyorsunuz?
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdim, üzerine aynı okulda İnsan Kaynakları Yüksek lisansını tamamladım ve yıllar sonra tekrar eğitim hayatına geri dönerek 2022 yılında İşletme, Yönetim ve Organizasyon doktora programını tamamlayarak, Doktor unvanımı aldım. 2016 yılında da CTI ile koçluk yolculuğum başladı, 2022 yılı itibariyle de PCC unvanına sahip oldum. Tüm okul hayatım boyunca İnsan Kaynakları alanında yarı zamanlı çalışmalar yürüttüm ve aslında meslek seçimim de o yıllarda başladı. Daha sonra pek çok uluslararası ve yerli markada İK süreçlerinin liderliğini yaptım. Hem Türkiye’de hem de yurtdışında sorumluluklarım oldu.
Ağırlıklı olarak start-up organizasyonları, şirketlerin hızlı büyüme süreçleri, organizasyonel değişim ve dönüşüm ihtiyaçları, birleşmeler ve satın almalar gibi spesifik süreçleri yönettim. Büyük ölçekli şirketlerde İcra Kurulu Üyesi ve İnsan Kaynakları Genel Müdür Yardımcısı olarak görev aldım. Bu yıl meslek hayatımdaki 23. deneyim yılındayım. Flormar ile yollarımız da 2021 yılında pandemi döneminde kesişti, Flormar’ın hisselerinin tamamının Fransız ortağı Groupe Rocher’ye devretme süreci kesinleştiğinde, bu süreci yönetmek üzere göreve başladım. O günden bugüne dek pek çok güzel gelişme yaşadık, Flormar’ın renkli dünyasında hep daha mutlu, verimli ve başarılı olmak adına güzel adımlar atmaya devam ediyoruz.
Flormar İK ekibinin güncel ajandasında şu an neler var? 2023’te hayata geçirdiğiniz projeleri anlatabilir misiniz?
Birçok projeyi eş zamanlı yürütmekle beraber, her yıl İK ajandasını oluştururken iki parametreyi öncelikli olarak ele alıyoruz. İlki Çalışan Bağlılığı anket sonuçlarında yaptığımız çalıştaylardan çıkan öncelikler ki bu çalıştaylara tüm Flormar çalışanlarını temsil edecek şekilde büyük bir gönüllü kadro katılım gösteriyor. İkinci parametre ise şirket olarak belirlediğimiz stratejik hedeflerimiz doğrultusunda yürüttüğümüz projeleri kapsıyor.
Her ikisini de destekleyecek biçimde 2023 yılında Verimli ve Çeviklik katacak Organizasyonel Dizayn projeleri, Sürekli Çalışan Gelişimi Projeleri, Mutlu ve Sağlıklı Çalışma Hayatı Dizayn Projeleri ve bağlı bulunduğumuz Groupe Rocher’in “reconnect to nature” vizyonu ile gerçekleştirdiğimiz Kurumsal Sosyal Sorumluluk Projeleri ajandamızdaki ilk 4 madde diyebilirim.
Tüm dünyada demografiden kaynaklanan niceliksel bir yetenek kıtlığından bahsediliyor. Türkiye’de ise gerçek kıtlık çalışanlar ve adaylardaki ‘nitelik’ gibi görünüyor. Siz Flormar olarak yeteneklerini yönetme ve geliştirme konusunda çalışanlara ne tür fırsatlar sunuyorsunuz?
Flormar’daki tüm eğitim ve gelişim sürecini geçtiğimiz iki yılda baştan sona değiştirdik, yeniden tasarladık. Oryantasyon sürecimizi baştan planladık ve içerisine online, offline ve uygulamalı bölümleri de dahil ederek, bir deneyim haline getirdik. “Gelişim Yolculuğu” adını verdiğimiz bu süreçte tüm çalışanlarımızın katıldıkları bir “Liderlik Akademisi” var. Uzman yardımcısı seviyesinden üst yönetim seviyesine kadar farklı modüllerden oluşan bu program “Kendine Liderlik” ile başlıyor ve “Liderlikte Marka Olmaya” kadar uzanıyor.
Aynı zamanda “Flormar Tech” projemiz kapsamında tüm çalışanlar her yıl kendilerinin seçtiği, mesleki gelişimlerini destekleyen bir teknik eğitime katılabiliyorlar, bu eğitim kimi zaman departman bazlı olurken kimi zaman da spesifik bir iş geliştirme ihtiyacına yönelik olarak sadece bir kişinin alacağı bir eğitim de olabiliyor. “İç Mentorluk” ve yine belli rollerde dış koçlardan destek alarak yönettiğimiz bir gelişim süreçlerimiz de mevcut. Son olarak oldukça önem verdiğimiz kapsamlı ve başarılı bir Hyper (staj) programımız da var, burada işe alım oranlarımız da %75 seviyesinde.
Tüm bu saydıklarımı özenle uygulamamıza rağmen biz de zaman zaman elbette yetenek bulma konusundaki sıkıntıdan etkileniyoruz ancak bunun üstesinden daha kısa zamanda gelebilmek için de şirket içinde oluşturduğumuz güçlü programlarla olumsuz etkiyi sınırlandırıyoruz.
Çalışan deneyimi ve esenliği; İK organizasyonlarının en büyük öncelikli gündemi olarak görünüyor. Flormar’ın çalışan deneyimi ve esenliğine dair çalışmalarını da paylaşabilir misiniz?
Son iki yılda bu konu üst üste ajandamızda ilk 4’te yer alan iki konudan birinin çalışan deneyimi ve esenliği olduğunu söyleyebiliriz. “Her şey Senin İçin” mottomuzla yola çıkarak kökten uca birçok alana dokunuyoruz. Doğum günü izni, annelik ve babalık izinleri, karne günü, okulun ilk günü gibi özel gün izinlerinin yanı sıra yaz dönemi Cuma günleri erken çıkış, sendromsuz pazartesiler için Happy Monday’s isimli aktivitelerimiz, yine yaz döneminde tüm Flormar’lılar için tatil ulaşım desteği, konser bileti gibi motivasyon araçlarımız var. Sosyal sorumluluk projelerine bireysel katkı sağlamak için kullanabildiğimiz ayrı bir izin günümüz var.
Esneklik her şeyin başında geliyor. Tüm bunları planlarken yine az önce bahsettiğim çalıştayların çıktılarından yararlanıyoruz. Benim her zaman inandığım bir şey var, çok şey yapıyor olmak iyi bir şey yaptığınız anlamına gelmiyor, gerçekten ihtiyacı anlayarak doğru olanı yapabilmek çok daha önemli. O yüzden biz de tüm projelerimizin merkezine çalışan beklentilerini koyuyoruz ve de bolca geri bildirim almak için, tek soruluk anketlerle bile olsa, her fırsatı değerlendiriyoruz.
Pandemi sonrası çalışma hayatını kökten değiştiren iş modelleri olan “hibrit ve uzaktan çalışma” çalışan deneyiminin merkezine oturdu. Flormar’ın bu yeni çalışma modelleriyle ilgili revizyonları oldu mu? Yeni çalışma modelinizi anlatabilir misiniz?
Biz bu konuda ilk aksiyonumuzu 2021 yılının başında alarak ofislerde çalışan ekiplerimizi sürekli hibrit modele geçirdik. Ofislerde çalışan arkadaşlarımız görevin gerekliliklerine bağlı olarak haftada 2 veya 3 günü ofiste geçirecek şekilde kendileri organize olabiliyorlar. Bunun dışında yılda iki hafta tamamen uzaktan çalışma hakkımız var. Yeni annelerimiz için bebekleri 1 yaşına gelene kadar yine tamamen uzaktan çalışma hakkı tanımladık. Bu düzenlemeler Flormar’da son derece etkili şekilde devam ediyor, bu konuda memnuniyet notumuz yüksek.
Son olarak Flormar İK lideri olarak geleceğe dönük İK proje ve hedeflerinizi dinlemek isteriz.
2023 Flormar için özel bir yıl. 70 yılı aşkın köklü geçmişe sahip markamız için yeni bir marka kimliği çalışması yaptık. Flormar gerek renk çeşitliliği gerek yüksek performanslı ürünleri ile hem Türkiye’de hem 70’in üzerindeki ülkede kadınların favori markası olmaya, onların modunu yükseltmeye ivmesini artırarak devam edecek. Flormar markası ve Flormarlılar potansiyeli yüksek, çevik, renkli ve de tutkulu bir ekip. Hep daha fazlasını yapmaya, yetki ve sorumluluk almaya istekli, başarı ile motive olan, sürekli fikir üreten, uygulamaya geçiren sağlıklı bir organizasyon. Biz de İK ekibi olarak hem markanın potansiyel büyümesini destekleyen hem de çok çeşitli ve de renkli bu ekibi dinamik tutacak farklı projeleri hayata geçirmeye devam edeceğiz.
Önümüzdeki birkaç ay içinde hayata geçireceğimiz en önemli projemiz ise “Tanıma&Takdir Programı” olacak. Kısa süre içinde hayata geçireceğimiz bu proje oldukça kapsamlı ve de heyecanla beklenen bir proje, benim için de önemli bir mihenk taşı çünkü bu konunun pek çok şirketin en zayıf kası olduğunu düşünüyorum. Teşekkür, takdir ve kutlamalarda daha iyisini yapabileceğimize gönülden inanıyorum ve bu konuda hız kesmeden çalışacağımızı söylemekten mutluluk duyuyorum.