Buram Buram İtalya Kokan, Garda Gölünün Güzeli Sirmione!
Nilay Karagülmez Abamor
İtalya son 20 yıldır gitmelere doyamadığım, neredeyse her köşesini gezdiğim muhteşem bir ülke. Yıllar önce yine italya’da nereye gitsem diye araştırma yaparken karşıma güzeller güzeli Garda Gölü ve tabii ki onun en pitoresk manzaralarına sahip kıyı kasabası Sirmione çıktı. Sirmione beni anında büyüledi çünkü burası buram buram İtalya kokan muhteşem bir yerdi. Hızlı bir şekilde bir tatil planı yaparak bu küçük ama tarihi şehri keşfetmeye karar verdim. Gittiğimde ilk hissettiğim şey dar, tarihi sokaklar, hiç bozulmamış kaldırım taşları, her evi çepeçevre sarmış begonviller, sakin, romantik, huzur dolu, cennet gibi bir yer burası dedim Sirmione’de… İyi ki de gelmişim dedim, gezinin her anında! Bu şehirle ilgili pek çok şey, dünyanın her yerinden gezginleri getirerek çok sayıda insanı kendine çekiyor. Büyüleyici bir kaleden rahatlatıcı termal kaplıcalara kadar, Sirmione bir tatil kasabasında hayal edebileceğiniz her şeye sahip!
İtalyanlar Garda Gölü'ne Lago di Garda diyorlar. 370 km2'lik Garda Gölü İtalya'nın en büyük gölü. Sirmione, İtalya’nın en büyük gölü olan Garda kıyısında küçük bir kasabadır. Milano, Verona veya Venedik’ten tren ile ortalama 50 dakikalık hızlı bir yolculuk sonrası bu renkli ve huzurlu şehre ulaşabilirsiniz. Garda Gölü, İtalya’nın kuzeyinde, Venedik ile Milano arasında kalan kocaman bir göl. Etrafında ise 20 tane kasaba var. Garda Gölü'nü keşfetmeyi planlıyorsanız, Sirmione bunu yapmak için harika bir ana merkez olarak belirlenebilir.
Bu tatlı şehir, Garda Gölü'nün güney ucuna uzanan uzun, ince bir kara şeridi olan Sirmio yarımadasının en ucunda yer alır. Kasabaya girmek için, eski bir hendek boyunca uzanan bir köprüden geçmeniz gerekmektedir. Bu hendeğe geldiğinizde, karşınızda Scaligero Kalesini görürsünüz ve anında büyülenirsiniz. Sirmione’de ilk olarak burayı ziyaret etmek bana göre yapılacak en iyi şeylerden biridir. Sirmione'den Verona, Gardaland eğlence parkı ve Santuario Madonna della Corona gibi yakın yerlere günübirlik geziler yapabilirsiniz.
Uzun, dar bir yarımadanın ucunda yer alan Sirmione, bahçeleri, şifalı termal kaplıcaları, minik ama nefis plajları, Roma kalıntıları ve Garda Gölü'nün akuamarin sularıyla çevrili, geçmişten gelen hiç bozulmamış büyüleyici bir Orta Çağ kasabasıdır. Burada asla sıkılmazsınız. Eski bir kaleyi ilk günkü haliyle keşfedebilir, şehrin dar ama rengarenk sokaklarında dolaşabilir, tarihi yerleri gezebilir ve yarımada çevresinde gün batımında bir tekne gezisine çıkabilirsiniz.
Sirmione’de Scaliger Kalesinin ötesinde, keşfedilmesi bir zevk olan dar sokaklar ve ara sokaklar vardır. Kasabanın kuzey ucuna doğru, yarımada ağaçlar ve bahçeler, villalar ve kaplıcalarla doludur ve yarımadanın en ucunda Jamaika Plajı ve antik bir Roma Villasının kalıntıları bulunur.
Sirmione’ye gitmek için en ideal zaman, Mayıs’tan Haziran başına kadar ya da Eylül – Ekim ayları diyebilirim. Yaz aylarında oldukça kalabalık olan, kış aylarında ise fazlasıyla sessiz olan bu şirin kasabanın keyfi en güzel bahar da çıkıyor.
Sirmione ilk bakışta küçük bir kasaba gibi gözüküyor, evet belki yüzölçümü küçük ama o yapılacak o kadar çok şey var ki, burada sıkılmak asla mümkün değil. Bence Sirmione en az 3 gece – 4 günlük bir zamanı hak ediyor.
Sirmione’nin en ünlü sokağı Vittorio Emanuele. Restoran ve mağazalarla çevrili sokak belki de kasabanın en hareketli noktası. Sirmione’den hediyelik eşya alabileceğiniz birçok mağaza bulunuyor. Özellikle tabak, bardak, süs eşyalarına meraklıysanız bu kasaba tam size göre! İtalya desenleri ile işli pek çok mutfak eşyasını oldukça uygun fiyatlara bulabilirsiniz.
Sirmione’de neler yapabilirsiniz, gelin birlikte gezintiye çıkalım.
İlk Durak Elbette Scaligero Kalesi Olmalı!
Castello Scaligero di Sirmione olarak da adlandırılan Scaligero Kalesinin tarihi 14. yüzyıla kadar uzanıyor. Burası İtalya'nın en iyi korunmuş kalelerinden biri olarak tarih sayfalarındaki yerini almış. Yine İtalya genelinde bir hendek aracılığıyla geçilen ve girilen bir kale örneği hiç olmamış, bu açıdan da çok özel bir kale.
Kale aslında koruma amaçlı değil, zamanında Verona'da hüküm süren Della Scala Ailesi tarafından yaptırılmış bir kaledir. Bir restorasyon projesinden geçtiği Birinci Dünya Savaşı'na kadar koruma amaçlı olarak kullanılmış. Scaligero Kalesi'ni ziyaret ettiğinizde, kale duvarlarını yürümenizi ve Sirmione'nin harika manzarasını görmek için kuleye tırmanmanızı tavsiye ederim, yaklaşık 150 merdiven basamağı olduğunu şimdiden söylemem de fayda var. Kule ve kale duvarlarından, kasabanın harika bir kuşbakışı manzarasını görebilirsiniz, buraya gündüz giderseniz, mutlaka güneşin batışını da görmek için akşam da gitmenizi tavsiye ederim.
Tarihi Şehir Merkezini Keşfe Çıkın!
Sirmione şehir merkezi, keşfedilmesi bir zevk olan dar sokaklardan oluşan bir labirent gibi adeta. Bu sokakların tamamında nefis kafeler, dünyanın her yerinden mağazalar, barlar ve irili ufaklı otellerle dolu. Yol boyunca ne kadar alışveriş veya yemek yaptığınıza bağlı olarak şehir merkezinde yürümek yaklaşık bir saat sürüyor. Kasabada yürürken mor begonvillerle kaplı küçük bir kafe olan Flower House'u kaçırmayın ve burada mutlaka bir şeyler yeme içme zevkini tadın.
Santa Maria Della Neve Kilisesinin İçine Girin!
Sirmione'nin tarihi şehir merkezinde yer alan ve Santa Maria Maggiore Kilisesi olarak da bilinen bu kilisenin tarihi 15. yüzyıla kadar uzanıyor. Tamamen yerli halkın bağışları ile tam 20 yılda inşa edilen bazilika, 1787 yılında tamamlanmış. Hemen içeride, revakta, İmparator Mürted Julian'a ithaf edilmiş bir Roma kilometre taşı olan bir sütun var. Kilise fresklere ve Madonna'nın ahşap bir heykeline ev sahipliği yapmaktadır.
Meşhur Roma Kalıntıları Grotte de Cattulo’yu Gezin!
MÖ 1. yüzyılda, Jamaika Plajı'ndan pek de uzak olmayan Sirmio yarımadasında bir Roma Villası inşa edilmiş. Villa yüz yıllar boyunca farklı milletler tarafından işgal edilmiş ve sonrasında ise kaderine terk edilmiş.
15. yüzyılda kazılar başlamış ve işte o zamandan beri bu tarihi alan akademik araştırmalara konu olmuştur. Villa adını, Catullus'un şiirlerinden birinin Sirmione'deki bir villaya dönüşünü anlatmasından alıyor. Bu arkeolojik alan 20.000 metrekarelik bir alanı kaplıyor ve siteyi gezmek yaklaşık bir saat sürüyor. Saatler güne göre değişiyor ancak haftanın her günü günü 08:30 - 19:30 saatleri arasında ziyarete açık.
Villa adını dünya genelinde duyurduğu için zaman zaman filmlere de konu olmuştur. Timothée Chalamet'in oynadığı Call Me By Your Name isimli romantik drama filminin bazı sahneleri burada çekilmiştir. Filmi seyrederken dikkatli bakarsanız Grotte di Catullo harabelerini görebilirsiniz.
Yerel Şarapları Yudumlayın
Yerel şaraplardan bazılarını tatmak için sahildeki bir kafede veya Sirmione'nin eski kentindeki küçük bir meydanda mola verebilirsiniz. Sirmione’de bulabileceğiniz şarap çeşitleri aşağıdaki gibidir;
• Bardolino – Hafif kırmızı şarap
• Chiaretto – Roze şarap
• Lugana DOC – Beyaz şarap
• Garda DOC – Köpüklü şarap
Sirmio Yarımadası Çevresinde Bir Tekne Turuna Çıkın!
Sirmione'de yapılacak en iyi şeylerden biri de onu sudan görmektir. Yarımadanın etrafında bir gemi turu yapmak, tüm yarımadanı görmenin harika bir yoludur ve her mevsim için harika bir aktivitedir. Tekne turları genel olarak 1 saat sürüyor ancak eğer gezinizi Garda Gölü'ndeki diğer güzellikleri de görmek için birleştirmek isterseniz, yarım veya tam günlük bir aktiviteye dönüştürebilirsiniz. Sirmio yarımadasında gün batımı gezilerini de şiddetle tavsiye ederim.
Göl Kenarında Yürüyüşe Çıkın Ya Da Bisiklete Binin!
Garda Gölü'ndeki çoğu kasaba gibi, Sirmione'nin de göl boyunca bakımlı bir yolu vardır. Scaliger Kalesi'nin hemen kuzeyinde, döşeli Lungolago Sirmione'de yürüyüş yapabilir, yol boyunca yüzmek için mola verebilir, bir aperitivo alıp çimlerde rahatlayabilir ya da sadece Garda Gölünün manzarasının keyfini çıkarabilirsiniz. Yürüyüş için güzel olan bir başka bölge de Spiaggia Lido delle Bionde'den kuzeye giden kayalık patikadır.
Garda Gölü aynı zamanda bisikletle keşfetmek için de mükemmel bir yerdir. Sirmione'deki en iyi bisiklet, şehrin güneyindeki üzüm bağlarındadır. Sirmione'den San Martino della Battaglia'ya, Pozzolengo'ya gidebilir ve patikalarda gezebilirsiniz.
Eğer Yazın Gidiyorsanız, Sirmione Plajlarında Yüzün ve Rahatlayın!
Sirmione, Garda Gölü'nün en güzel plajlarına sahiptir. Bu nedenle eğer Sirmione’ye yaz aylarında gidecekseniz, aşağıdaki plajları listenize almanızı tavsiye ederim.
Jamaika Plajı; Sirmione’deki en popüler plajdır ve Sirmio yarımadasının görünen ucudur. Bu harika kumsal, geniş ve pürüzsüz kayalardan oluşuyor... Beklediğiniz gibi kumlu bir plaj değil. Ancak, kayalık kıyı şeridinin hemen iç kısmında, ağaçların örtüsü altında oturan kumlu bir plaj da var. Burada şezlong ve masaların yanı sıra birkaç küçük restoran/bar bulunuyor. Jamaika Plajının, Sirmione’yi gezdikten sonra bir öğleden sonra geçirmek için harika bir yer olduğunu söyleyebilirim. Şehir merkezinden plaja yaklaşık 15 dakikada yürüyerek ulaşabilirsiniz, yürüyüş yolu oldukça düz ve aynı zamanda ağaçlarla dolu olan çok güzel bir parkurdur.
Bionde Plajı; Hem kumsal hem berrak hem de sığ sulardan hoşlanıyorsanız, burası tam size göre. Plajda restoran, ücretsiz plaj alanı ve aynı zamanda isterseniz ihtiyaçlarınızı kiralayabileceğiniz dükkanlar da mevcuttur.
Grifone Plajı; Burası Castello Scaligero'nun yanında küçük bir kumsaldır. Bütün gün geçirilecek bir yer değil ama yarımadanın sonuna kadar inmek istemiyorsanız ve göl kenarında oturmak ya da ayaklarınızı suya batırmak istiyorsanız burası tam size göre. Burayı aynı zamanda Kalenin tepesinden de rahatlıkla görebilirsiniz.
Prete Plajı; Grifone Plajına çok uzak değil ama çok daha büyük ve aynı güzel kale manzarasına sahip, küçük taşlı bir plajdır. Pedallı bot ve rüzgâr sörfü gibi su sporları için mükemmel nokta olduğunu söyleyebilirim. Tuvaletler, ücretsiz plaj alanı, kiralık evler ve yakınlarında kafeler vardır. Göl kenarındaki yol üzerinde yer almaktadır.
Brema Plajı; Nadir bir çimenlik alan ve taşlı bir plaj. Su neredeyse her zaman berraktır ve oldukça sığdır. Özellikle hafta sonları ve günbatımında çok kalabalık olabiliyor. Tuvaletler mevcuttur ve yakınlarda küçük bir bar vardır. Ayrıca biraz gölge bulabilirsiniz.
Termal Spa’da Rahatlayın!
Sirmione yer altından çıkan şifalı termal sularıyla ünlü ve kasabanın içinde ‘Terme di Sirmione’ isimli çok büyük bir termal merkez var ancak ayrıca irili ufaklı birçok termal banyoya da ev sahipliği yapıyor. Bu banyoları ister otel olarak kullanıp gece de kalabiliyor, ister termal hizmetlerinden günlük giriş ücreti vererek yararlanabiliyorsunuz.
Sirmione’deki su altı kaynaklarından sülfat açısından zengin su kabarcıkları çıkar ve bu suyun iyileştirici özellikleri, çok çeşitli tıbbi durumlardan kurtulma sağlar. Bazı insanlar bu şifalı sularda rahatlamak için Sirmione'ye giderler. Buradaki şifalı sular, kükürt, bromür ve iyot içerir ve solunum ve dolaşım sorunlarına, cilt sorunlarına, artrite ve daha fazlasına yardımcı olduğuna inanılır.
Yarımadanın uzak ucunda termal banyoya erişimi olan çok sayıda otel var. Bu otellerden biri olan Hotel Olivi'de kalmanızı tavsiye ederim. Termal kaplıca olan bir otelde kalmayı düşünmüyorsanız, açık ve kapalı termal havuzları, buhar banyoları ve saunası bulunan Aquaria Termal Spa'yı ziyaret edebilirsiniz.
Sirmione’ye Nasıl Gidebilirsiniz?
Sirmione'ye ulaşmanın en kolay yolu bir araba kiralayarak buraya arabayla gitmek olacaktır. İtalya’da tren ağları çok gelişmiş olmasına rağmen, yarımadadaki konumu nedeniyle Sirmione'de tren istasyonu bulunmuyor. Sirmione hem Milano’ya hem de Venedik’e eşit uzaklıkta bulunuyor, bu nedenle Türkiye’den Milano ya da Venedik uçaklarından birine binerek, bu şirin kasabaya ulaşabilirsiniz.
Sirmione Tatilinizi Planlamadan Önce Sizlere Birkaç Tüyo Vermek İsterim;
• Sirmione’te feribotla da gelebilir ve yine feribotla ayrılabilirsiniz. Sirmione'yi sudan görmek için bir tekne gezisine çıkabilirsiniz.
• Vardığınızda, kalabalık şehir merkezinden hızlıca yürüyün. Çok kalabalık ve birkaç küçük sokakta 'sıkışıp kalmak' kolaydır. Merkezden geçtiğinizde, Sirmione açılıyor ve çok daha fazla alan, yeşillik ve şehrin diğer muhteşem kısımları var.
• Kale hattı uzunsa, günün ilerleyen saatlerinde, kalabalık azaldığında görün. Yürüyüş yolları tıklım tıklım dolu değilse, ziyaretinizden keyif alacaksınız.
• Sirmione'de birkaç gün geçirmeyi planlayın. Evet, küçük görünüyor ama Sirmione'de görülecek ve yapılacak çok şey var ve aceleniz yoksa ziyaretinizden keyif alacaksınız.
• Gelato yemeden sakın ayrılmayın. Sirmione, renkli, yüksek gelato dağları içeren dondurmalarla doludur, hepsinden yemenizi tavsiye ederim.
• Sirmione çevresinde çok sayıda halka açık çeşme vardır, su şişenizi yeniden yeniden doldurabilirsiniz, çünkü suyun tadı çok güzel.
• Eğer çocuklarınızla seyahat ediyorsanız, Sirmione’den sadece 30 dk uzaklıkta bulunan Eğlence Parkı Gardaland’a gitmenizi tavsiye ederim.
• Verona; Sirmione’den sadece 40 dakika uzaklıkta bulunan Verona bir günde kolaylıkla keşfedilebilecek çok güzel bir İtalyan şehridir.
Bir sonraki ay bambaşka bir rotada buluşana kadar hepinize çok güzel bir yaz havası, yaz zamanı diliyorum. Umarım her gününüz bir önceki gününüzden daha güzel olur. Kalın sağlıcakla