Eğitim yine Zirve’deydi...
Vasat bir eğitimden müthiş bir eğitime
Hayatı ve öğrenmeyi kolaylaştıran eğitimcileri izlemenin her zaman merak ve ilgi uyandırdığı söylerek söze başlayan Smith eğitimcilerin bir eğitimi canlı tutarak ve zamanı verimli kılarak eğitim alan kişilerin hiçbir çaba sarfetmeden olumlu bir ruh haline girmelerini nasıl sağladıklarını anlattı. En ağır eğitimleri bile anlaşılabilir ve etkili kılınmasındaki en kritik noktanın karşıdaki kişinin potansiyelini ve gelişim noktalarını iyi bilmek olduğunun altını çizen Jim Smith bunu bile bir eğitmenin bu işi “rayından çıkmadan” başarı hanelerine bir artı değer kattıklarını sözlerine ekledi. Eğitimi hatırlanabilir kılmak için eğitim araçlarına mutlaka tiyatral faktörlerin eklenmesi gerektiğini belirten Smith bir eğitimcinin kişisel markasını geliştirmesi ve kişisel yetkinliğini artırması kendi has metotlar geliştirmesi gerektiğine de değindi. Smith, dinleyenleri kendine bağlayan, etkileyen ve onlarla duygusal bir bağlantı kurabilen bir eğitmenin tiyatral ve yaratıcı stratejilerin de desteğiyle akılda kalıcılığını sağlayabileceğine vurgu yaptı. Sunumu esnasında interaktif uygulamalar da sergileyen Jim Smith tüm dünyada tanınmasını sağlayan “Jim’in özel eğitim cevherleri” adını verdiği sırlarından bazılarını katılımcılarla paylaştı.
Bir ING Bank hikayesi: Yıldız Aslan Kampı
Zirvede paylaşılan ilk uygulama örneği, ING Bank Eğitim Müdürü Başak Başar tarafından sunulan “Yıldız Aslan Yetiştirme Kampı’nda Neler Oldu?” başlıklı sunum oldu. Günümüzde şirketlerin başarıyı yakalamak için ü çalışanları cezbeden, onlara yeni gelişim alanları sunabilen eğitim stratejileri yaratması gerektiğini ifade eden Başar genç insan gücünün varlığının şirketler için en önemli sermaye olduğunun altını çizdi. Şirket çalışanlarına yönelik olarak geliştirdikleri “Yıldız Aslan Yetiştirme Kampı”yla ilgili tüm sürecin detaylarını paylaşan Başak Başar ING Bank markasıyla birlikte önümüzdeki 5 yıl içinde pazar payını 2 katına çıkartmayı hedeflediklerini belirtti. Burada en kritik rolün satış iş koluna düştüğünü ifade eden Başar bu hedefe ulaşmak için eğitim müdürlüğü olarak satış iş kolunu destekleyen ve hedeflerine ulaşmayı kolaylaştıran stratejiler geliştirdiklerini söyledi. Fakat bu stratejileri geliştirmek için oldukça kısıtlı bir zaman ve bütçeye sahip olduklarını da sözlerine ekleyen Başar “Yıldız Aslan Kampı”nın tüm bunların sonucu olarak ortaya çıktığı belirtti. Başak Başar bu kamptadaki başarılarını şöyle özetledi: “İş kolu ve bölgelerle işbirliği yaptık. Projeyi doğru ve iyi bir şekilde tanıttık. Doğru ölçümler kullandık ve kendimize güvendik. İş kolları her toplantıda bu projeyi dile getirdi ve en önemlisi tüm süreci sürekli sıkı bir şekilde takip ettik.”
En iyi işyeri ödülü ve İK
Son dönemlerde aldığı Hewitt “En İyi İşyeri” ödülüyle tüm ilgiyi üzerine toplayan SC Johnson - Johnson Wax. da bu ödülün çalışanlara ve işyerlerine katkılarını anlatan bir sunumla zirvedeki yerini aldı. Şirketin İnsan Kaynakları Müdürü Azra Bütün sunumuna “Hewitt En İyi İşyeri Araştırması”nın detaylarını katılımcılarla paylaşarak başladı. SC Johnson - Johnson Wax.’a bu ödülü getiren sırların yürüttükleri İK politikalarında yattığının altını çizen Bütün şirket olarak eğitim gelişim ile uygulamalara verdikleri öneme de vurgu yaptı. Azra Bütün, çalışan bağlılığı ve insana verilen değerin yanı sıra üst yönetim stratejilerinin, üst düzey yönetici ve çalışan arasında ayrımın olmaması ve çalışanlarla ilgili konularda ortak vizyonun oluşturulmasının da bu ödülün kazanılması çok kritik bir rolü olduğunun altının çizdi.
İş yaşamında kuşaklar..
Masters Training International’da Danışman olarak görev alan Doğan Güneş Önder “İş Yaşamında Kuşaklar..” başlıklı sunumuyla katılımcılardan yoğun ilgi gördü. İş yaşamındaki kuşakları; Patlama Kuşağı (1946-1960), X Kuşağı(1961-1980) ve Y Kuşağı (1981-2001) olarak kategorilendiren Doğan Güneş Önder bu kuşaklar arasındaki farkların nedenlerini sıralarken değişen tüketim alışkanlıklarına ve tarihsel kırılma noktalarına vurgu yaptı.
Doğan Güneş Önder patlama kuşağının idealist, azimli, iyimser bir kişiliğe sahip; işkolik, sosyal ağ oluşturma çabasında ve süreçli odaklı değerlere sahip; sadık, politik düşünen, katılımcı yönü ağır basan; iş hayatında otoriteyi merkeze alan fakat çatışma ve para yönetimi konusunda eksikliği olan kuşak olarak tanımladı. X ve Y kuşağı olarak tanımlanan kuşakların iş yaşamındaki farkındalıkları ve öncelikleri arasındaki farkı da irdeleyen Önder buradaki farkın dünyadaki sosyo-ekonomik ve siyasal değişimlere paralel geliştiğinin altını çizdi. X kuşağının üstlendikleri işin başarıyla hissettirilmesi isteyen, dışa karşı güvensiz ve kuşkucu tutumlarının iş yaşamlarında etkili olduğunu ve daha fazla ekonomik özgürlüğe kavuşmak için bilgiye ulaşmaya bir önceki kuşaktan daha fazla uğraşan bir profile sahip olduğunu belirten Doğan Güneş Önder bu kuşağın teknolojiyle sonradan tanışmasının iş yaşamında önemli bir ekten olduğunu ifade etti. Buna karşın X kuşağının ise en karakteristik özelliklerinin ise özgürlük ve teknoloji olduğunu söyleyen Önder teknoloji ile büyüyen bu kuşağın bilgiye anında ulaşmaları, araştırmacı olmaları ve yalnızlık duygularının da önemli göstergeler olduğunu sözlerine ekledi. Doğan Güneş Önder bilgiye ulaşmak ve bilgiye ulaştırmak için kendi kendilerini teşvik ediyor olmaları, elde edilen bilgilerin dağılmasını istemeleri, farklı kültürlerle kolay ve sağlıklı uyum sağlayabilmeleri, onları esnek organizasyon yapısını benimsemiş olmaları, teknolojik birikimlerinin de olmasından dolayı yaratıcılığa yatkın olduklarına dikkat çekti. Önder’in sunumu esnasında söz verdiği katılımcılardan bazıları da Y kuşağının sabırsız, işlerinde yeterince performans gösterip büyük organizasyonlarda erken yaşta üst görevlerde bulunmak istediklerini ifade ettiler. Bazı katılımcılar ise iletişimin Y kuşağı için çok önemli olduğunu fakat bunu konuşmak yerine internet kullanarak yapmayı tercih ettiklerine vurgu yaptı. Önder sunumunda ayrıca Y kuşağının temsil eden Ertan Sonat Yalçınkaya’ya söz vererek kendi kuşağını anlatmasını istedi. Yalçınkaya Y kuşağına getirilen eleştirilere ithafen yaptığı konuşmasında bu kuşağın iş ve sosyal yaşamında Patlama ve X kuşağıyla yaşadıkları sorunsallara ve çelişkilere değindi.
Lider gelişim programları ve Citibank uygulamaları
“Lider Gelişim Programlarımız Ne Kadar Etkili?: Öneriler ve Citibank Türkiye Uygulamaları” başlıklı sunumu paylaşan isim Citibank Türkiye Yetenek Geliştirme ve Eğitim Müdürü Tuğsel Akyol oldu. Akyol, Yetenek Yönetimi konusunda donanımsız, yetersiz, cesaretsiz ve stratejik olarak yönetimde etkisiz, iş odaklı çözüm sunamayan İK ve eğitim departmanı yöneticilerinin yeni lider yetiştirmede en büyük engel olduklarına vurgu yaptı. İK veya eğitim yöneticiliğini danışman firmalara iş vermekten ibaret sanan ve lider yetiştirme sürecinde yeterli yönlendirmeyi yapamayan yöneticilerin de bu engellerin bir halkası olduğunu belirten Tuğsel Akyol şirket iş stratejileri ve iş sonuçları arasında ilişkiyi doğru algılamak gerektiğini sözlerine ekledi. Akyol, doğru kişiyi lider seçebilmek için kişinin karakter ve kişiliğinin liderlik vasfına yakın; yaratıcı-yenilikçi-cesur bir yaklaşım sergileyebilmesi; kişisel ve organizasyonel gelişime odaklı olması; olumlu bir yaklaşım içinde olabilmesi ve bilgi kaldıraçlaması yapabilmesi gerektiğinin altını çizdi. Sunumunda ayrıca etkili liderlerin özelliklerini özetleyen Akyol, Citibank tarafından geliştirilen lider gelişim araçlarını sıraladı. Özellikle proje görevi, rotasyon, zorlayıcı görevler, uluslararası görevlendirmeler ve mentörlük uygulamalarına dikkat çeken Tuğsel Akyol profesyonel ilişki yönetimi, takım görevleri, kişisel gelişim, eğitim uygulamaları ve psikometrik uygulamaların da Citibank’da lider gelişim programlarında en önemli araçlar olduğunu sözlerine ekledi.
Kişilik renkleri ve iş yaşamı
Sosyal Psikolog Dr. Ufuk Akın “True Colors-Kişilik Renklerimiz ve İş Yaşamında Farklı Yaklaşımlar” başlıklı sunumuyla Persona Life Eğitim ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi adına söz alan isim oldu. Sunumu boyunca katılımcılarla interaktif uygulamalar gerçekleştiren Akın kişilik renklerinin “turuncu, sarı, yeşil, mavi” olarak dört ana gruba ayrıldığını belirtti. Turuncu ve mavi rengin kişinin global, sarı ve yeşilin ise analitik özelliklerine işaret ettiğine değinen Dr. Ufuk Akın, bu renklerin detaylarını şöyle paylaştı: “Turuncu; dinamik ve cesur, Sarı; mantıklı ve geleneksel, Mavi; duygusallığı ön planda ve merhametli, Yeşil; analiz yapan ve kavramsal düşünerek hareket eden”… İnsanların kişilik renklerinin salt bir renkten ibaret olamayacağına vurgu yapan Dr. Akın, buradaki kritik noktanın kişinin karakterinde ve davranış tarzında ağır basan rengini saptamak olduğunu ifade etti. Dr. Ufuk Akın, bu renklerin liderlik stillerini de belirlemede ana etken olduğuna vurgu yaptı ve bu renklere sahip liderlerin özelliklerini sıralayan örnekler paylaştı.
Değer yaratan kurum kültürünü yaratan İK
Türkiye’ye getirdiği uluslararası markalarla adını duyuran Unitim Holding adına söz alan İK ve Kurumsal İletişim Direktörü Melis Avalin Aygül “Fark Yaratan Kurum Kültürü Oluşturmada Eğitim Rolü” sunumunu paylaştı. Unitim’in başarı hikayesini anlatarak sunumuna başlayan Aygül, kurum kültürü yaratmada The Economist’in “değer ve rekabet yaratan; ancak düşürüp kırma ihtimaliniz olmayan herşey” olarak tanımladığı maddi olmayan değerlerin rolüne değindi. Değer katan kurum kültürünü oluşturan organizasyonel yetkinlikler, yönetim, etik değerler ve insan faktörlerinin önemine vurgu yapan Melis Avalin Aygül kurum kültürünün pornografi gibi tanımlanması zor ama görünce ne olduğu anlaşılan bir şey olduğunu ifade etti. Kurum kültürüne İK’nın katkısının şirket stratejileri, kültürel yetkinlikler, organizasyon ve pazar arasındaki ilişkide gizli olduğunu belirten Aygül İK’nın buradaki en kritik rolünün yaşam alanını doğru saptayabilmek olduğunun altını çizdi. Unitim olarak girişimci, dinamik, pozitif, vizyoner, esnek, çalışan ve müşteri odaklı bir kurum kültürüne sahip olduklarını ifade eden Melis Avalin Aygül buradaki en önemli faktörün fark yaratan bir iletişim ve İK politikası yaratmak olduğuna işaret etti.
Kurum içi eğitimlerin yeni boyutu: Akademi
Büyük ölçekli şirketlerin eğitim konusunda son dönemlerde akademi kurmaya yöneldiklerine tanıklık ediyoruz. Çalışanlara daha etkin eğitim ve gelişim imkanı sunan akademilerin başarı sırlarını paylaşan isim Anadolu Hayat Emeklilik İK ve Eğitim Müdürlüğü Müdür Yardımcısı Atilla Kilcioğlu oldu. “Kurum İçi Eğitimlerde Sistematik Yaklaşımlar: Akademi Uygulamaları” başlıklı sunumuyla Anadolu Hayat Emeklilik olarak neden akademi kurmayı amaçladıkları ve bu akademiyle neleri hedeflediklerini özetleyerek akademilerin şirketlerde yarattığı katma değere vurgu yaptı. Kilcioğlu öncelikle akademi kurmadaki amaçlarını şöyle tanımladı: “Çalışanların bilgi ve donanım düzeylerini yükseltmek amacıyla gerçekleştirilen eğitim ve geliştirme faaliyetlerini, belli bir düzen ve sistem içinde organize ederek kurumsal kültür değişimi ve gelişimi sürekli kılmak..” Akademilerin yöneticilere, çalışanlarının kişisel gelişimi için inisiyatif kullanarak eğitim aldırma imkanı sağladığının ifade eden Atilla Kilcioğlu yöneticilerin akademilerle birlikte çalışanları motive etme ve ödüllendirme olanaklarını genişletebileceklerini de sözlerine ekledi. Akademilerde verilen eğitimin kayıt altına alınarak sistemde tanımlanmasının kariyer planlama için doğru bir altyapı oluşturduğuna dikkat çeken Kilcioğlu akademinin ayrıca fonksiyonel ve kişisel gelişimin arasındaki ilişkiyi güçlendiren bir yapı olduğuna işaret etti. Kilcioğlu, son olarak Anadolu Hayat Emeklilik olarak akademi kurarken yaşadıkları zorlukları ve başardıkları süreçleri de tüm detaylarıyla paylaştı.
Sıradışı liderlerin sırları..
The Key Başarı Akademisi Kurucusu ve Yazar Timur Tiryaki “Sıradışı Liderler Geliştirmenin Yolları” başlıklı renkli sunumuyla zirvede söz alan isimlerden biri oldu. Kişisel zenginliğe giden yoldaki bütün başarıların ortak noktaları; öncelikle “arzu”, arzulanan hedefi zihinde canlandırarak elde edileceğine duyulan “inanç”, bilinçaltını etkilemek için “kendi kendine telkin” yöntemi, kişisel deneyim ve gözlemlerin katkılarıyla geliştirilmiş “ özelleşmiş bilgi”… Timur Tiryaki kişisel zenginliği giden 13 adımın ilk dört adımını böyle özetliyor. Kendi hayatındaki dönüm noktasını belirleyen “Liderlik ve Koçluk” Guru’su olan Bob Procter’dan referanslar örnekleyen Tiryaki dünyadaki sıradışı liderlerin kişisel başarılarını da irdelediği sunumunda hayal gücü, düzenli planlama, kararlılık, cinselliğin gizemli dönüşümü, bilinçaltı, beyin ve altıncı his faktörlerinin de bu liderlerin ortak özellikleri olduğuna değindi. Timur Tiryaki, Türkiye’den örnek olarak gösterdiği en dikkat çeken sıradışı lider Atatürk’ün “İnsanların sana hürmet etmesini istiyorsan, önce sen kendi BENliğine hürmet etmeyi bil.” sözüyle sunumuna son noktayı koydu.
Aikido ve Geştalt; Değişim Şimdi, Burada!
12.Eğitimciler Zirvesi salt şirket uygulamalarının yer aldığı sunumlara değil aynı zamanda ilginç gösterilerle bezenmiş sunumlara da ev sahipliği yaptı. Bu gösterilerden biri de Ki-Musubi Aikido Platformu Genel Direktörü Atakan Utku’nun Uzman Psikolojik Danışman Miryam Anjel’in birlikte gerçekleştirdikleri “Değişimin Anahtarı: Aikido ve ‘Şimdi Burada’ Farkındalığı” sunum-gösteri oldu. Geştalt yaklaşımı ve Aikido arasındaki benzerliklerin temel alındığı sunum-gösteride Atakan Utku aikido minderinin hayatın kendisi olduğunu ifade ederken Aikido’nun tanımını da paylaştı: “Ai: sevgi ve uyum, Ki: yaşam enerjisi, Do: yol, öğreti… Aikido, savaşmadan kazanmaktır.” Utku ve Anjel, Aikido’nun güce güçle karşılık vermediğini belirterek kişiye kendini ve an’ı farketmeyi, dost-düşman ayrımın yapmayı, kavgayı başlamadan bitirmeyi ve su gibi uyumlu olmayı-yenilmemeyi öğrettiğinin altını önemle çizdiler. Miryam Anjel ayrıca Geştalt psikolojisi hakkında temel bilgiler sundu ve şunları söyledi: “Geştalt’ı tanımlayabilmek için bir nesneye, bu nesnenin içinde bulunduğu ortama ve bu nesnenin çevresiyle ilişkisine bakmak gerekir.” Miryam Anjel, buradaki en kritik faktörlerin, doğduğumuz andan itibaren tüm yaşadığımız alanı kapsayan ZEMİN, davranışlarımızı belirleyen İHTİYAÇ, işlevsel olan ve olmayan DAVRANIŞ, içsel ve dışsal FARKINDALIK ve yaşam ihtiyaçlarının belirmesi ve onların tatmin döngüsünü oluşturan bütünsel YAŞAM DÖNGÜSÜ olduğuna vurgu yaptı.
Dansınız karakteriniz!
Zirvenin kapanış oturumunu daha doğrusu gösterisini yapan isim, dansçı ve stand-up’çı Tuncay Vural yaptı. Dansların kişilerin karakterini gösterdiğini ifade eden Vural özellikle Türkiye’de dans konusundaki önyargıları esprili bir dille eleştirdi. Farklı dans gösterileriyle renklendirdiği sunumunda dans stilleri ve kişilik özelliklerini irdeleyen Vural dansın ritim duygusundan ibaret olduğunu belirtti. Kişinin anne karnında başlayan ritim serüvenin bir sonucu olan dansın kişinin yaşamsal ritimlerinin de bir aynası olduğunu sözlerine ekledi.