Editörden: Tek taraflı iletişim ‘iletişim’i başlamadan bitirir!

Geçtiğimiz günlerde düzenlediğimiz İç İletişim Zirvesi’ndeki tüm oturumların ortak noktası; tek taraflı iletişimin kurumlar için en büyük tehlike olduğuydu. Tek taraflı iletişim eksikliğinin en büyük nedeni ise samimiyet ve gereksiz kabulleniş problemi... Herkes ortada bir samimiyet eksikliği olduğunu bilir ama bununla başa çıkmak istemez; onun yerine görmezden gelmeyi tercih eder. Samimiyet sorunu, nedenin de etkinin de birbirine dolanmış olduğu, aşırı derecede karmaşık bir konu... Ancak etkileri, bununla başa çıkması gereken yönetici ve çalışanlar arasındaki gerginliklerin ötesine geçip kurumsal bir deprem yaratabilir. 

Kaç kez bir toplantıda otururken, önemli bir konu gündeme geldiğinde, bunu daha sonra yöneticinizle daha açık bir biçimde tartışmayı beklediğiniz için dudaklarınızı ısırıp beklediniz? Çalışanların suspus olmasına neden olan, her zaman gündeme getirilen konu değildir. Aslında iş yerindeki bu samimiyet eksikliğinin genellikle temel noktası, masada ya da organizasyonun kültüründe var olan insani dinamiklerdir. 

Akram Akbarian, Mohammad Esmail Ansari, Ali Shaemi ve Narges Keshtiaray çalışanların neden örgütsel sessizlik sergilediğine dair farklı araştırmalar yapan isimler... Araştırmacılar örgütsel sessizliğin beş temel nedenini şöyle sıralıyor: Birincisi, toksik bir kurum kültürü farklı düşüncelere söz hakkı vermiyor veya yeni fikirlere önem ve değer vermeyerek örgütsel sessizliğe yol açıyor. İkincisi, çalışan, yenilikçi önerileri kabul edilmezse veya tartışma yaratacak bir atılımda bulunursa kendisine ne olabileceğinden korkuyor. Üçüncüsü, çalışanlar yöneticilerine ya da iş arkadaşlarına güvenmediklerinde sessiz olma ve daha az yardımcı olma eğiliminde oluyor. Dördüncüsü, çalışanların irrasyonel veya cezalandırıcı yöneticilerden dolayı yaşadıkları olumsuz deneyimlerin, örgütsel sessizlikle güçlü bir bağının olması… Beşincisi, yönetim tarafından küçümsenen, fark edilmeyen, yanlış veya olumsuz bir geri bildirim geçmişi, çalışanları sessizliğe itiyor.

Bir yönetici olarak, sessiz bir iş gücüyle karşılaştığınızda, yukarıdaki beş nedenden hangisinin organizasyonda sessizlik iklimi yarattığını düşünün. Ve ona göre önlemlerinizi alın. Öte yandan, bir çalışan olarak şu anda konuşmuyorsanız ve işyerinde yeteri kadar katılım göstermiyorsanız; hiç tereddüt etmeden korkunuzun kaynağını, sizi buna iten şirket kültürünü, güvensizliğin nedenini veya sizi zayıflatan nedenleri düşünün. Sonra da bu olumsuz uyaranlara karşı tepkinizi değiştirmek için çaba sarf edin veya o toksik organizasyonu terk ederek kendi gelişiminizin önündeki o büyük engeli yıkın ve yeteneklerinizle gerçekten katkıda bulunabileceğiniz yeni bir iş arayışına girin. Suskunluk sadece kurumsal değil, bireysel gelişimin de önündeki en büyük engeldir. Ve yetenek savaşlarının bu kadar acımasız olduğu bir iş dünyasında gardınızı alın, sizin suskunluğunuzun başkalarının kazancı olmasına izin vermeyin! 


Editör Notu: Yeni yılda herkese mutlu, sağlıklı ve huzurlu bir yıl diliyorum. Sitem yerine umut, teselli yerine hoş sohbet, endişe yerine sevinç dolu günler yaşamanız dileğiyle…

Gülcan Çağlar Çalışkan 

Genel Yayın Yönetmeni

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)