Bu ülkenin çocukları için… Neresinden tutsan elinde kalıyor!

Sanırım, “neresinden tutsan elinde kalıyor” tabiri bir yaşam biçimi olsa şu an tam da bu ülkenin gençlik gerçeğini anlatıyor olurdu. Gün geçtikçe yaşam sevinçlerini kaybettikleri, tahammülü tükettikleri, inatla tutunmak için bir dal arayıp ama o dalın da ellerinde kaldığı bir süreçten geçiyorlar. Bu ülkenin gençleri yani yetenekleri, bilindik hatta artık bıktıran beylik cümlelerle geçiştirilemeyecek kadar ciddi bir toplumsal ve ekonomik krizle baş başa yapayalnız kaldılar. Özellikle onlar için fabrika ayarlarına dönmesi gereken toplumsal bir dönüşüme ihtiyacımız olduğu aşikar… 

Her daim, yaşanan krizlerin en büyük faturası gençlere ve çocuklara çıkıyor. Eğitim fırsatında ve toplumsal yaşamda eşitsizlik gençlerin iliklerine kadar işlemişken şirketlerin ithal ‘geleceğin yetenek yönetimi’ projeksiyonları artık önemini de kaybediyor. Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Çağlar’ın koordinatörlüğünde, Konrad-Adeneauer-Stifhung Derneği tarafından 18-25 yaş aralığındaki gençlerle yapılan araştırma sonucuna göre 3 gençten 1’i Türkiye’den tamamen umutsuz ve % 72,9’u imkanları olsa başka bir ülkede yaşamak istediğini söylüyor. 

Henüz ilkokul çağında başlayan fırsat eşitsizliği, yoksulluk, cinsiyet ayrımcılığı, birçok yeteneği o dönemde kaybetmemize yol açıyor. Ortaöğretim ve akademik seviyedeki eğitimlerin ise gittikçe niteliksizleşmesi de yetenek yönetimine en büyük darbeyi vuruyor. Özellikle üniversite seviyesindeki gençlerdeki yoksullaşma, barınma ve beslenme gibi temel ihtiyaçların bile karşılanamamasına kadar varıyor. Ve bizler, bu çocuklara yeteneklerini geliştirmeleri için neler yapmaları gerektiği konusunda akıl vermekten geri kalmıyoruz.

Üniversiteden mezun olduklarında ise karşılarına çıkan sonuçları kurgulanmış sınavlarla baş etmeye çalışan genç işsizler ordusu olarak yaşamaya çalışıyorlar. Beyin göçü karşısında çökmeye yüz tutan kurumların başında sağlık gelse de özel sektör de yetenek kıtlığı ve genç çalışan mutsuzluğu ile baş etmeye çalışıyor.

Gitgide büyüyen yetenek yoksunluğu, niteliksizleşen eğitim, beyin göçü, içi boşaltılan kültürel ve sosyal yaşam; bu ülkenin çocuklarını her geçen gün biraz daha mutsuzlaştırırken ve yoksullaştırırken hangi geleceği tartışacağız ki? En basitinden bir şarkı dinleyip eğlenmeyi bile çok gördüğümüz bu gençlerin çalınan gülüşlerinin yerine ne koyarsanız koyun, o kocaman boşluk toplumun karanlık girdabı olarak tam ortada kalacaktır. 

 

Gülcan Çağlar Çalışkan
Genel Yayın Yönetmeni 

 

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)