Boyner’de eğitim işin tam ortasında, yönü “hep yukarıda”

Ekim ayının, Boyner Eğitim ve Gelişim departmanı için çok özel bir anlamı var:
Dile kolay; sadece 1 yıl önce, tam da geçen sene Ekim ayında lansmanını yaptıkları,
Türkiye’de bir ilk olan eğitim programları ulusal ve uluslararası ödülleri kucaklamalarını sağlamakla kalmadı, sahada büyük bir heyecan ve farklılık yarattı. 52 hafta boyunca kesintisiz olarak saha ekibine ulaşan uzaktan eğitim projesi Power UP eğitimleri ile önce TEGEP ardından da Brandon Hall Ödülleri’ni almaya hak kazanan ekip, şimdilerde yetenek yönetimi ve merkez çalışanlarının uzmanlıklarının artırılmasını yönelik uygulamalara başlayacak olmanın heyecanını yaşıyor.

Peki, son 1,5 yıldır üzerinde çalışılan projelere sahadan gelen çalışanların dahil edilmesinin nasıl bir katkısı oldu? Her şeyin hızlı ve sonuca yönelik olarak tasarlanması gereken bir sektörde; perakendede proaktif davranmayı nasıl başardılar? Bir başka ödüllü projeleri; Eğitim Koçları ile ne amaçlanıyordu?

Biz sorduk, Boyner Eğitim ve Gelişim Müdürü Esra Eseroğlu yanıtladı.
Unutmadan; söyleşimiz eğitimin önümüzdeki dönemde geleceği noktaya ilişkin de;
yalınlık, çeviklik ve yaratıcılık gibi kavramları bünyesinde barındıran
pek çok ayrıntı içeriyor.


Boyner Eğitim ve Gelişim departmanı olarak son 1,5 yıldır yeni projeler üzerinde çalıştığınızı, kısa süre içinde imza attığınız uygulamalarla da pek çok ödül kazandığını biliyoruz. Öncelikle bu ekibi bize anlatır mısınız?

Ben 1,5 yıl önce göreve başladığımda Boyner bünyesinde İK departmanının çatısı altında eğitimden sorumlu olan arkadaşlarım vardı. Bizimle birlikte Eğitim’e yeni bir bakış açısı getirdik. Şu anda İK ve Eğitim departmanı olarak, İK Genel Müdür Yardımcımıza ayrı ayrı raporluyoruz.

Kaç kişiden oluşuyor bu ekip? Kaç kişilik bir gruba hizmet üretiyorsunuz?

Ekibimiz benimle birlikte 5 kişiden oluşuyor. 1,5 sene önce bu ekibi yeni baştan kurarken; kendi kaynaklarımızı kullanmaya karar verdik. İç ilanla sahadan yaklaşık 32 kişinin başvurduğu bir eğitici değerlendirme sürecini hayata geçirdik. Sonuç olarak sahadan gelen ve Boyner bünyesindeki farklı kategorilerde farklı deneyimlere sahip olan 3 arkadaşımız, ekibe Bölge Eğitim Yöneticisi olarak katıldı. Öte yandan, 1 yıllık stajının sonunda kadromuza dahil ettiğimiz, Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitmenliği bölümü mezunu bir arkadaşımız da eğitim teknolojilerinden sorumlu olarak görev yapıyor.

Şu anda yaklaşık 5 bin kişilik bir gruba hizmet üretiyoruz. Bunun 380’ini merkez çalışanlarımız oluşturuyor.

Seçimler yapıldı, ekip kuruldu, ardından kollar sıvandı. Öncelik neydi?

Temel olarak yaptığımız ilk şey; işin ihtiyacını anlamak oldu. Bu nedenle önceliği mağazalardaki saha kadrolarımıza verdik. Burada eğitime gerçekten çok istekli bir grup vardı ama yine de yaş aralığı 18 – 25 olan bir çalışan grubuna hizmet verdiğimizi düşününce, işin içine heyecan ve eğlence katmanın şart olduğuna ve mutlaka “pazarlamasının” doğru yapılması gerektiğine inandık.

Bu nedenle gerçekten de çok renkli, dinamik, kişileri heyecanlandıracak bir yapı çalıştık. İsmine de Boyner UP (Mağazacılık Uzmanlık Programı) dedik. Bu, aynı zamanda yukarı tırmanmayı da temsil ettiği için mottomuz “Yönümüz hep yukarı” olarak belirlendi. İsmi, saha kadroları tarafından belirlenen bir maskotumuz oldu: Upper…

Akademik tarafını Bilgi Üniversitesi ile tamamladığımız ortak bir çalışmanın sonucunda Eylül ayında basın duyurumuzu yaptık; ancak saha tarafında önce merak uyandırmak istedik. Öncelikle, çalışma alanlarına yukarı tırmanmayı temsil eden oklar astık, mottomuzu ilan ettik. Ardından da Upper’ın kendini seslendirdiği animasyon filmi ile duyuruyu yaptık. Tüm mağazalarımızda aynı gün aynı saatte bu animasyon film ile birlikte coşkulu bir lansman gerçekleştirdik.

Öncelikle kişilerin yönetsel yetkinliklerini geliştirmek istediğimiz için ilk konumuzu liderlik olarak belirledik ve Bölge Müdürü ile Mağaza Müdürlerimizden başlayarak yapılandırılmış eğitimlerimizi sunmaya başladık. Bilgi Üniversitesi’ndeki işbirliğimizin bir güzel yanı da uluslararası geçerliliği olan Pearson BTEC akreditasyonunu içermesi ve böylece tam bir akademi kurgusuna sahip olmamız...

Bunu, TEGEP’ten ‘En İyi Teknoloji Destekli Gelişim Programı’ Ödülü’nü almanızı sağlayan Power UP izledi, değil mi?

Evet, Power UP’da hedefimiz mağaza çalışanları oldu. Power Up, Boyner Grup – Turkcell Akademi işbirliğindeki teknolojik altyapı üzerine kurulu bir online eğitim platformu. Grup şirketlerimizin uzaktan eğitim platformu BANG Online üzerinden biz de Power Up ile saha çalışanlarımıza ulaşabiliyoruz. Satış danışmanlarımızın sürekli olarak bilgisayar erişimi olmadığı için onların gelişimde bu yöntemle mobil telefon kullanmak son derece önemliydi. Ancak bunu, standartların dışında yapmak istiyorduk.

Hikayeleştirme, oyunlaştırma gibi kavramların gündemdeki, sıcak konular olduğunun farkındaydık. Dikkat sürelerini, animasyon programlarını inceledik. Çözümün, yalın ve hızlı olmasına karar verdik. Perakende özelinde, gelişimin günlük olması da çok önemliydi.

Sonuç olarak Pazartesi’den Cuma’ya; haftanın her gününe uzanan bir kurguyla en fazla 1,5 – 2 dakika süren, maskotumuz Upper’ın başrolü oynadığı, çok fazla hikayeleştirmenin yer aldığı bir kurgu yarattık. Upper; yeni yıl döneminde Noel Baba, Sevgililer Günü’nden aşık oluyor. Havalar kötüleştiğinde, çalışanların karşısına meteoroloji muhabiri olarak çıkıyor. Tüm bunlar, ilgiyi ve merakı artıran unsurlar oldu. Aynı zamanda, sosyal medyayı da kullanarak çalışanlarımızın katılabileceği yarışma kurguları da yaptık.

Bir süre sonra, çalışanlarımızdan içerik önerileri almaya başladık. Hatta çalışanlarımız kendileri içerik oluşturup bize göndermeye başladılar. Bunları eğitim diline uygun hale getirerek, kurguyu yaptık. Sonuç olarak ortalama yüzde 47 oranında izlenme oranlarını yakaladık.  

Bu arada, Power UP’ı en çok takip eden kişilere ıslak imzalı mektuplarla teşekkür ederek birer kitap gönderdik. Mağazalar arası karşılaştırmalarla heyecanı artırdık.

Sınıf eğitimleriniz var mı?

Sınıf içi satış eğitimlerini “6 Güzel Alışkanlık” adı altında yapıyoruz. Bu; tüm Boyner Büyük Mağazacılık çalışanlarının müşteri servisine yönelik aldığı standart bir eğitim.

Bu eğitimin tasarımını yaparken; 100’e yakın müşterimizi arayarak deneyimlerini sorduk, 4 – 5 müşterimizi ise merkeze davet ettik ve bir workshop ile önerilerini aldık. Bu çıktılardan senaryolar ürettik ve bir prodüksiyon yaptık. Bu sayede çalışanlarımız eğitimde kendilerini gördü, geri bildirimlere inandı. Bu, bizim de çok inandığımız bir metodoloji oldu.

Brandon Hall Excellence Awards’da ayrıca satış danışmanlarının servis kalitesini iyileştirmeyi ve satışları arttırmayı hedefleyen ‘Eğitim Koçları’ programı ile ‘Özgün Öğrenme ve Gelişim Programı’ dalında da ödül aldınız. Bu programdan da söz eder misiniz?

Boyner Büyük Mağazacılık son iki yıldır önemli bir transformasyon geçiriyor. Ürün seçiminden iletişime, mağaza yerleşimlerinden iç organizasyonuna kadar hemen her alanda birçok proje ile yenilendik. Müşteri servis kalitemizi arttırmak, satış becerilerini güçlendirmek içinse birçok yaratıcı müdahale yapıyoruz. Bunlardan biri Holding desteği ile  başlatıp yürüttüğümüz bir proje olan Satış Koçları, oldu. Şirketimizin Satış, İK ve Eğitim yöneticilerinin yanı sıra, Holding İK ve yine eski bir Boyner Grup’lu eğitim danışmanından oluşan bir ekip olarak Proje’yi sahiplendik.

Grup şirketlerinden, özellikle Beymen’den mezun olmuş çok deneyimli ve başarılı satış yöneticilerini yıllar sonra Boyner’e geri çağırdık. Grup kültürünü damarlarında hisseden bu şampiyon satıcılar, Boyner mağazalarında çalışan satış danışmanlarına rol model oluyor, anlık geri bildirim vererek gelişmelerini sağlıyor. Ayrıca Satış’ın çok kıymetli bir kariyer yolu olduğunu da göstermiş olduk.

Mağazalar arası rotasyon yapan koçlarımızın sayısının önümüzdeki dönemde artmasını planlıyoruz.

TESADÜFEN EĞİTİM DÜNYASINA GİRDİ,
ROI ÖDÜLLÜ BİR PROFESYONEL OLDU!

Esra Eseroğlu, kariyeri boyunca ödülleri sadece Boyner Büyük Mağazacılık görevi sırasında kucaklamadı. O, Yatırım Getirisi konusunda da ödüllü bir profesyonel… Dilerseniz öncelikle kariyer öyküsü içinde kısa bir yolculuğa çıkalım:

Bilgi Üniversitesi Ekonomi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü mezunu olan Eseroğlu, eğitimi sırasında akademisyen olmayı hedeflediğini, ancak daha sonra özel sektöre girme kararı aldığını belirtiyor. Ancak İK ya da eğitim & gelişim, o dönemde özellikle hedeflediği alanlardan biri değil. Sözü kendisine bırakalım: “Koç Üniversitesi’nden yüksek lisansımı tamamladığım 2008 yılı kriz dönemiydi ve sadece bankalar eleman arıyordu. Benim de aynı gün içinde 3 ayrı bankada mülakata girdiğim oluyordu. MT süreçlerine başvuruyor ancak hangi alanı tercih etmem gerektiğini bilmiyordum. İşte böyle bir dönemde, Garanti Bankası Eğitim Bölümü bünyesinde performans danışmanlığı teklifi aldım. Bu teklifi kabul ederek bilinçsiz de olsa hayatımın en doğru tercihini yapmışım diyebilirim”.

Görevinin ilk 1 – 1,5 yıllık döneminde, yoğun olarak bireysel bankacılık ve yatırım bankacılığının tüm eğitim süreçlerini yönettiğini; ihtiyaç analizi, tasarım ve planlamasını yaptığını belirten ve “Ekonomi lisansımın en çok işime yaradığı alan da bu oldu” diyen Eseroğlu, bakın sözlerini nasıl sürdürüyor: “O sırada Türkiye’de yetenek yönetimi yeni yeni konuşulmaya başlanmıştı. Bu işte derinleşmek istediğime karar verdim ve 2010 yılında yetenek yönetimi tarafına geçtim. Bu sürede İK ile ortak çalışarak hem genel müdürlük hem şubelerimizin tüm yetenek yönetimi süreçlerinin yapılandırılmasını gerçekleştirdik. Yetenek yönetimi dalında Brandon Hall Ödülü, ASTD Best Ödülü ve PERYÖN’den En İyi Yetenek Yönetimi Ödülü’nü aldık. Bu sürecin içinde olmaktan çok mutluyum”.

Eseroğlu’nun hayatına yine bu dönem yeni bir kavram giriyor: Yatırım Getirisi… “O dönemde ROI Sertifikasyonu aldım ve bu işi gerçekten çok sevdiğimi fark ettim. Hatta kariyerimin bu erken bir dönemi için çok güzel gelişmeler oldu: Jack Phillips bitirme projesini normalde sadece sertifika vermek için kullanırken; bizimkini Measuring ROI in Learning and Development: Case Studies from Global Organizations (ASTD, 2011) kitabında yayınladı. Daha sonra da bize Best International ROI Implementation Award verdiler. Bu, bizim için çok büyük motivasyon oldu”.

Garanti Bankası bünyesinde 2015 yılının Nisan ayına kadar yetenek yönetimi, liderlik, ROI gibi konularda çalışmalarını sürdüren Eseroğlu, Boyner ile yollarının kesişme süresince çok heyecan duyduğunu belirtiyor ve gülümseyerek ekliyor: “Bu kez bilinçli bir tercih yaptım ve son derece doğru bir karar verdiğimi de görüyorum”.

2017 hedefleri arasında neler var?

Her şeyden önce, Power UP’u güçlendirmeye ve daha ileri taşımaya devam edeceğiz. Turkcell Akademi ile altyapı yatırımına devam ediyoruz.

Öte yandan, orta seviyedeki yönetici adaylarını geliştirmek üzere yetenek programlarımızı devreye sokacağız. Mağaza açılışlarını o adayın yapması, mağaza müdürüne back-up’lık yapması gibi çok sıra dışı uygulamalarımız olacak. Yetenek yönetimi önümüzdeki dönemde bizim en sıcak konularımızdan biri olacak. Bunlar da yine perakendede öncü uygulamalar olacak diyebiliriz.

Tüm bunların yanı sıra, 2017, merkeze yönelik daha fazla uygulamayı hayata geçireceğimiz bir yıl olacak. Akademi yapısı içinde okullar var. İçinde Ürün Yönetimi, Görsel Sunum, Planlama ve Alokasyon gibi işimizin ana konularını kapsayan Kategori Okulu bizim temel işimizle ilgili. Bu sene daha çok bu konularda, arkadaşlarımızın uzmanlığını artıracağımız bir kurgu planlıyoruz. Bunu da; içinden eğitim seçilen standart bir katalogla değil, çalışanlarımızın Kilit Performans Göstergeleri dikkate alınarak hazırlanan eğitimlerle yapılmasını arzu ediyoruz. 

DERGİ

HRdergi Nisan sayısı çıktı! İyi okumalar

SATIN AL Nisan 2024