Akenerji, IIP ile enerjisine “enerji” kattı


Kimisi Trabzon’un, kimisi Bursa’nın, kimisi Adıyaman’ın ulaşılması zor noktalarında bulunan santraller ve barajlar düşünün. Buralarda görev yapan, ekipleri hayal edin. Bunlara bir de tek çatı altında sürdürülen yatırım, üretim, ticaret ve dağıtım gibi entegre hizmetleri ekleyin.

Böylesi yaygın ve karmaşık bir yapıda hizmet üreten beş kişilik Akenerji İK ekibi, 10 ay gibi kısa bir sürede, Türkiye’de IIP (Investors in People) Sertifikası’nı almaya hak kazanan ilk enerji şirketi olmasını sağladı kurumun… Biz de bu sürecin ayrıntılarını konuşmak üzere teybimizi önce İK Direktörü Sevilay Uçar’a, ardından da İK’ya verdiği desteğe ve bundan sonraki beklentilerine kulak vermek üzere Genel Müdür Ahmet Ümit Danışman’a çevirdik…

Dilerseniz önce başa dönelim. Akenerji olarak IIP Sertifikası’nı almaya giden yolculuğunuz nasıl başladı?

Sevilay Uçar: Akenerji’de göreve başlayalı 3 sene oldu ancak bunun öncesinde de IIP’yi biliyor, tanıyordum. Daha önce, direkt olarak IIP’nin alınması ile ilgili bir çalışmada bulunmamış olsam da, projenin yürüdüğü firmalardan edindiğim izlenimlerim gayet pozitifti. Ayrıca ben geliştirmeye yönelik, aynı dili konuşmamızı sağlayan, bir rota veren bu tarz uygulamaların faydasına çok inanıyorum.

Akenerji’de ise IIP çalışmalarına başlamadan önce bir süreye ihtiyacımız vardı çünkü bir takım İK araçlarını yeniden yapılandırmamız, bir altyapı hazırlamamız gerekiyordu. Yine de bu altyapıyı hazırlarken, IIP’nin temel prensiplerine ve bu konuda destek olabilecek diğer araçlara hep bağlı kaldık. Dolayısıyla projeyi resmi hale getirmeden önce, o rotayla hareket etmenin hazırlıklarına başladık. Ve 2010 yılının Mayıs ayında projeye start verdik.

Süreçte neler yaşadınız?

Sevilay Uçar: Akenerji’de çok yaygın, dağınık bir yapımız olduğu halde ve her noktaya ulaşmak kolay olmamasına karşın, baştan beri belli bir rotayla hareket ettiğimiz için, 10 ay gibi kısa bir sürede sertifikamızı almayı başardık. Ve bunu almayı başaran Türkiye’deki ilk enerji şirketi olduk. Bu da bizim için ayrı bir mutluluk.

Üst yönetimimizin ve çalışan arkadaşlarımızın katkılarının, bu noktaya varmamızda çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Hazır söz buraya gelmişken, üst yönetimin desteğini baştan itibaren alabilmek için neler yaptınız?

Sevilay Uçar: Üst yönetimin desteğini alabilmek için konuyu çok iyi anlatmak gerekiyor. Biz Akenerji İK ekibi olarak şanslıyız çünkü Genel Müdürümüz Ahmet Bey ekibine yetki veren, sorumluluklarını yerine getirmek için gerekli alanları açan, dolayısıyla bu noktada rahat çalışılabilen bir yönetim tarzına sahip. Ama sonuç olarak pek tabii ki üst yönetimin İK’nın tüm süreçlerini bilmesini bekleyemezsiniz; bu sizin uzmanlık alanınız ve iyi anlatmak durumundasınız. Dolayısıyla benim de süreci anlatmam ve ne işe yarayacağını göstermem gerekiyordu.

Bu tür standartlarda, sonucun hemen görülmeyeceğini; bunun bir felsefe olduğu için yaşanması ve içselleştirilmesi gerektiğini aktarabilmek çok önemli. IIP’nin uzun vadede, özellikle kültürel anlamda etkisi büyük olan bir çalışma olduğunu aktardık.

Öte yandan, sürece herkesin entegrasyonunu sağlamak da çok önemli olduğu için Çek ortağımıza da konuyu doğru anlatmamız gerekiyordu. Bu süreçte Ahmet Bey yine İK’ya büyük destek verdi ve bu sayede projemize başladık.

O halde şimdi sözü Ahmet Bey’e verelim… IIP süreci ilk size geldiğinde nasıl baktınız?

Ahmet Ümit Danışman: Ben Akenerji ailesine dahil olduğum 2008 yılının Ocak ayından beri, şirket içinde özellikle İK konularına önem vermeye çalıştım. IIP de bunun önemli bir parçasıydı. Ama elbette çalışmalar sadece bununla sınırlı değildi: İK bölümümüz süreç geliştirme, yeni projeler yapma, mevcut prosesleri iyileştirme konularında pek çok faaliyette bulundu, başarılı hizmetlere imza attı. IIP sayesinde, insana yaptığımız bu yatırımlar, uluslararası standartlarda kabul edilmiş bir belgeyle taçlandırılacaktı.

Sevilay Hanım konuyu ilk açtığında gerçekten de çok heyecanlandım. Sonuçta şirketler personelleriyle var oluyor. İnsana yatırım en önemli konu; onun dışındaki şeylerin hepsi mekanik aslında... Başarılı sonuçları, başarısız sonuçları ortaya koyan insanın kendisi… Dolayısıyla çalışanın işine sevgiyle, isteyerek gelmesi, canla başla görevini yapması, kendini bir aile ortamında hissedebilmesi, fikirlerine değer verildiğini fark etmesi, rahatlıkla fikirlerini paylaşabilmesi, ama bunu yaparken de şirketin çalışma disiplininin dışına çıkmadan, belli proseslere ve şirket etiklerine, ciddiyetine uygun hareket etmesi çok önemli. Bizler burada böyle bir ortamı sağlamaya çalışıyoruz.

Öte yandan, Akenerji olarak entegre bir enerji şirketi olduğumuz ve enerji sektörünün yatırım, üretim, ticaret, dağıtım gibi her bacağında faaliyetlerimiz bulunduğu için çalışanlarımızın birbiriyle yakın çalışması, birbirinin dilinden konuşabilmesi çok önemli. Bunun da ancak başarılı bir İK yönetimi ile mümkün olduğunu biliyor ve özellikle önem veriyorum.

Sizi bu projeyle ilgili en çok heyecanlandıran, etkileyen ne oldu?

Ahmet Ümit Danışman: Ben çalışan gelişimine, çalışanın eğitimine yatırım yapmaya her zaman inanırım. Bu kişi bugün bizim kurumumuzda, yarın başka bir kurumda çalışabilir ama önemli olan eğitimli, gelişimine yatırım yapılmış olan kişilerin sektörümüze ve toplumun geneline katkı sağlamasıdır. IIP bu yönüyle de beni heyecanlandıran bir çalışma oldu.

Öte yandan, sertifikayı almamızın biraz daha uzun sürebileceğini düşünüyordum. Ancak ekibimiz, tahminimden daha kısa sürede başarılı oldu. Bu nedenle hem İK bölümümüze hem de destek olan tüm çalışanlarımıza müteşekkirim.

Süreç içinde neler öğrendiniz? Meslektaşlarınıza aktarmak istediğiniz izlenim ya da önerileriniz var mı?

Sevilay Uçar: İK süreçleri uzun soluklu olduğu, hemen sonuç üretmeyebileceği için kimi zaman bunları anlatmakta ve etkisini göstermekle zorlanabiliyoruz. Dolayısıyla IIP gibi bu tarz rotalar, İK ekipleri olarak bizlerin performans göstergelerimizi nasıl kullanacağımızı daha kolay gösteriyor. Kendimizi daha iyi ifade etmemizi sağlıyor. Çünkü eğer bunu yaparsak, süreçleri kullanan iç müşterilerimizden daha iyi geri dönüş alabiliyoruz. Bu da doğal olarak dolaylı ya da doğrudan şekilde şirket performansına ve kendi içlerindeki iletişime katkı sağlıyor.

Kısacası IIP gibi standartlar sayesinde, belli prensiplere sadık kalabiliyor, bu prensiplerden uzaklaşırsanız ne tür risklerle karşılaşabileceğinizi daha net görüyorsunuz. Dolayısıyla bu tarz bir rotayla ilerlemekten çok fayda sağladığımızı ve çok fazla zaman kaybetmediğimizi düşünüyorum. Bütünsel bakış açısı çok önemli.

Öte yandan İK, sadece dışarıdan bakıp “Ben belli projeleri yürütüyorum” demek değildir. Sizin diğer müşterilerinizin yaptığı işi, onlar kadar derin olması mümkün değilse de, anlayabilmeniz ve onlara yardımcı olabilecek bilgiye sahip olmanız gerekiyor. En azından kilit performans göstergesini belirlerken, onların dilini de konuşabilmek önemli. Sadece IIP değil tüm standartlar, bu karşılıklı diyaloğu çok daha kolaylaştırıyor.

Akenerji İK ekibinin şimdilerde gündeminde neler var?

Sevilay Uçar: Bundan sonra çalışanlarla olan iletişimimize ve çalışan mutluluğu konusuna biraz daha fazla dokunuyor olacağız. Bugüne kadar bu konulara gerektiği kadar odaklanamadık çünkü Akenerji İK ekibi olarak, altyapısını hazırlamamız gereken çok şey vardı. Bu altyapıyı ya zamana yayarak uzun vadede tamamlayacak ve bugün geldiğimiz noktaya bu süreyi tamamladıktan sonra gelebilecektik ya da ikinci bir yolu seçerek hızla altyapıyı tamamlayacaktık. Biz ikinci yolu tercih ettik. Bu nedenle proje yoğunlukları sebebiyle bazı konulara yeterince odaklanamadık.

Ama artık iletişimin artırılacağı projelerimiz olacak. Fakat burada hemen belirtmem gereken bir nokta var: Çalışanın mutluluğu demek onların her istediğinin yapılması şeklinde algılanmamalıdır. Bunu yapamazsınız, zaten gerçekçi de değildir. Şirketin hedefleri doğrultusunda, çalışanın da yetkinliğini en fazla kullanabileceği ama onun da gelişimine katkıda bulunabileceğimiz ortak bir noktayı bulmak önemlidir. O noktada prensipleri çok iyi belirlemek gerekiyor. Herkese eşit davranmak, aynı hakları sunmak çok önemli ama bunları kullanması çalışanın performansını ne kadar iyi ortaya koyduğuna bağlı olmalı. İK olarak bizim görevimiz, onun performansını en iyi şekilde gösterebileceği araçları sunmak, etkin kullanması konusunda da yardımcı olmaktır.

Biz de bunlarla ilgili gelişim planlamalarını hazırlarken, daha birebir ve odaklı, kişisel olarak çalışıyor olacağız. Hem aynı dili konuşma anlamında yatırım yapacağız, hem de prensiplerimizi ve iş yapış biçimimizi aktarıyor olacağız.

Son olarak, İK cephesinde bunlar yaşanırken, Akenerji nereye doğru koşuyor?

Ahmet Ümit Danışman: Daha önce de belirttiğim gibi Akenerji entegre bir enerji şirketi. Türkiye’nin en eski ve en önde gelen elektrik üretim şirketlerinden biri. Özellikle geçtiğimiz 3 yıl içinde son derece yoğun bir yatırım programımız oldu. Toplam 8 hidrolik santral, 1 rüzgar santrali, 1 büyük doğalgaz santrali projesini hayata geçirdik ve inşaatlarına devam ediyoruz. 3 hidrolik santralimiz bu sene üretime geçiyor. Geçen yıl finansmanını kapattığımız çok büyük doğalgaz santrali yatırırımız, 2014’ün temmuz ayında üretime geçecek. Erzincan Kemah’ta 200 megavatlık bir hidrolik santral projemiz var. Bunların hepsi üretim tarafında bizim çok yoğun faaliyetler içerisinde bulunmamızı gerektiriyor.

Dağıtım tarafında zaten Sedaş elektrik dağıtım bölgesini almıştık. Oradaki transformasyon ve iyileştirme çabaları sürüyor. Bütün bu faaliyetlerimizi yürütmeye devam edeceğiz.

 

“BİR ROTAMIZ ZATEN VARDI. 

 

 

IIP SAYESİNDE BU ROTADA EKSİK BIRAKMA

İHTİMALİMİZ OLAN ŞEYLERİ DAHA KOLAY TAMAMLIYORUZ”

Sevilay Uçar, konuşması sırasında IIP’nin sihirli bir değnek olmadığını, süreçte dünden bugüne bir değişim beklememek gerektiğini vurguluyor. Söz kendisinde: “Biz zaten belli bir rotayla hareket ediyorduk.

IIP sayesinde, bu rotada eksik bırakma ihtimalimiz olan şeyleri daha kolay tamamlıyoruz. O yüzden sahadaki etkisine baktığınızda, iç müşteri tarafından hemen hissedilen bir değişim söz konusu olamaz. Ancak elbette etkileri var. Örneğin iç iletişim açısından hedeflerimizi belirledik. Sadece İK değil üst yönetim olarak da, çalışanlarımıza çalışma alanlarında daha fazla dokunmayı hedefliyoruz. Performans değerlendirme sistemimiz zaten vardı, ancak IIP bize biraz daha fazla konuşmamızı, mutabakat sağlamamızı vurguladı.

Öte yandan çalışan da artık performansının ücrete yansımasını daha net görüyor. Kendini ifade ederken oradaki hedef kartını nasıl yapılandıracağını düşünüyor, kendisi için harcanan bütçeyi görebiliyor. Biz de İK olarak bunlarla ilgili verileri daha net raporlamış oluyoruz. IIP, bize bunları yaparsak daha iyi olabileceğini söylüyor”.

 

 

“İK’NIN BAŞARISINI,
ÇALIŞANLARIMIZIN MUTLULUĞU İLE ÖLÇÜYORUM”

İK’dan beklentisini, gülümseyerek “Çok yüksek” diye niteleyen Ahmet Ümit Danışman, sözlerini bakın nasıl sürdürüyor: “Ben İK’nın başarısını çalışanlarımızın mutluluğu ile ölçüyorum. Çünkü İK sadece süreç geliştirme, proses iyileştirme gibi faaliyetlerle değil fiili olarak, reel olarak çalışanların mutluluğunu, tatminini sağlama konusunda özellikle yöneticilere; bana destek veren, vermesi gereken birimdir. Bu nedenle beklentimiz çok yüksek. Sonuçta herkesin huzurlu, mutlu çalıştığı bir şirket olması gerekiyor buranın. Verimliliğini bu şekilde ortaya koyması çok önemli… İnsanlar rahat olmalı, düşündüğünü

Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)