Z Kuşağı hakkında bilmeniz gereken 10 şeyi açıklıyoruz

16 yaşındayken hayatınızın nasıl olduğunu düşünün. Giydiğiniz kıyafetler, alışveriş yaptığınız yerler. O zaman sizin için en önemli olan şey neydi? Z kuşağı hakkında bilgi edinmek isteyen organizasyonlarla her konuştuğumda bu soruyu soruyorum: “Günün geçici moda trendlerinden ne kadar haberdarsınız?”

2019’da 16 yaşındaki bir çocuğun ulaşmayı umduğu şey, muhtemelen sizin o yaştayken istediklerinizden çok farklı değil. İnsanların zaman içinde gelişen hedeflerine ulaşma yolu budur ve aynı zamanda çoğu kuşak çatışmasının da temelini oluşturur. Son birkaç yıldır dünya, tarihin en büyük ve eğitimli nesli olan milenyumları anlamaya ve uyum sağlamaya odaklanmıştır. 1981 ve 1990 arasında doğan bu grup, nesiller arası farklılıklar hakkında önemli diyaloglara ilham verdi ve tüm endüstrileri, ihtiyaçlarını karşılamak için gelişmeye zorladı. İşyerinde Milenyum kuşağı, geleneksel hiyerarşilerin yeniden düşünülmesi gerektiğine dikkat çekti, esneklik ve iş birliğine daha fazla odaklanmaya yardımcı oldu.

Kuşkusuz, kuşaklar analizi, her insanı veya durumu muhtemelen tanımlayamayacak olan genellemelere dayanır. Kuşakların bir süreklilik içinde var olduğunu ve bunların içinde büyük ölçüde bireysel varyasyonlar ve farklılıklar olduğunu hatırlamak önemlidir. Bu tür bir araştırmanın amacı, yaş grupları arasında işyeri uyumunu geliştirmeye yardımcı olabilecek makro eğilimleri belirlemektir. Esasen, biçimlendirici yaşam deneyimlerini çözümleyerek insanları daha iyi anlamaya çalışmanın bir yoludur. Kişinin ait olduğu nesil, bir insanın dünyayı nasıl gördüğünü şekillendirebilecek ırk, din ve sosyoekonomik arka plan gibi birçok faktör arasındadır.

Ancak ABD kuşakları arasındaki boşlukların dramatik bir şekilde genişlediğine dair büyük bir şüphe var. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri'nde tabletle büyüyen 8 yaşındaki bir çocuğun, benzer bir mobil cihaz kullanan Çin'de yaşayan 8 yaşındaki bir çocukla muhtemelen daha fazla ortak noktası olacak. Dedesi veya babasıyla bulamayacağı kadar ortak nokta...

Nesiller hakkında düşünürken, anlaşılması gereken kilit nokta, bu grupların genellikle keyfi tarihlerden ziyade olaylara göre kategorize edilmesidir. Z kuşağının doğum yılları genellikle 1996'dan 2009'a kadar kabul edilmektedir. Başlangıç yılı, grubun 11 Eylül terörist saldırılarını hatırlamayanları içerecek şekilde seçilmiştir. İnanç şu ki, 1996'da veya daha sonra doğduysanız, bu saldırılardan önce dünyanın nasıl olduğunu işleyemezsiniz. Z kuşağı için Terörle Savaş her zaman bir norm olmuştur.

Diğer tüm nesiller gibi bu kuşağın da yaşam tarzı; terörizm, okul saldırıları ve Büyük Durgunluk gibi doğduğu koşullarla şekillendi. Bu karanlık olayların Z kuşağı üyelerinin davranışsal özellikleri üzerinde derin etkileri oldu, ama aynı zamanda dünyayı değiştirmemize de ilham verdiler.

Bu yılın başlarında, Z Kuşağı Çalışmaları Direktörü olarak görev yaptığım bir kuşak araştırma ve yönetim danışmanlığı şirketi olan XYZ University, dünya çapında 1.800'den fazla Z Kuşağı üyesi ile anket yaptı ve “Hazır veya Değil, Z Kuşağı Geliyor” başlıklı bir çalışma yayınladı. Sonuçlar büyüleyici...

Z kuşağının gelişinin işin geleceği için ne anlama geleceği ile ilgili temel özellikleri keşfettik. 57 milyonuz, güçlü ve ABD tarihinin en çeşitli kuşağını temsil ediyoruz. Henüz üniversiteden mezun olma- ya başlıyoruz ve 2020'de iş gücünün yüzde 36'sını oluşturacağız. (Bu makaleyi kaleme alan kişi olarak ben de bir Z kuşağı üyesiyim) Söylemeye gerek yok, Z Kuşağı önemlidir. Ve İK profesyonellerinin aşağıdaki 10 özelliğe aşina olmaları her zamankinden daha önemlidir, böylece benim neslimle nasıl etkileşim kuracaklarını öğrenebilirler.

1. Z Kuşağı Skoru Her Zaman Bilir

Bu neslin üyeleri kazanmak için her şeyi deneyecek. Yaşamımızın ve kültürümüzün dokusuna dokunan sporlarla büyüdük. Bizim için, NFL gerçekten haftanın bir gününü kaplıyor. Ama bizi şekillendiren kolej ve hatta lise takımlarından daha fazlası; çocukluğumuz boyunca oynadığımız veya izlediğimiz gençlik sporlarından öte bir şey... Bu, tribünlerden hakemle konuşan basmakalıp beyzbol anneleri ya da babaları gibi değil... Biz çünkü direkt sahadayız.

Rekabetçi doğamız, robot biliminden zihinsel gücü test eden tartışmalara kadar neredeyse her şey için geçerlidir. Sadece öğrenmek için değil, en iyi kolejlerde toplumdaki yerimizi koruyacak iyi notlar almak için okulda olmak zorunda olduğumuz zihniyeti taşıyoruz. Z kuşağı tarihin belki de en rekabetçi eğitim ortamına atıldı. Doğru ya da yanlış, bazen bir başkasının başarısını kendi başarısızlığımız ya da başarısızlığını başarımız olarak görürüz.

Ayrıca anında geri bildirim almaya alışkınız. Harika bir örnek, akademik performansımızda sık sık güncelleme alabileceğimiz çevrimiçi derecelendirme portallarıdır. Geçmişte, öğrenciler bazen test notu almak için haftalar veya daha uzun süre beklemek zorunda kaldı. Şimdi, sınavı bitirdikten sonraki saatler içinde puanlarımıza erişemezsek veya ebeveynlerimizden de anında geri bildirimler alamazsak hayal kırıklığına uğrarız.

2. Z Kuşağı, X’in Şüpheciliği ve Bireyselliğini Taşıyor

Nesiller, ebeveynlerinin davranışsal özellikleriyle şekillenir, bu nedenle milenyum ve Z kuşağını birlikte düşünmek bir hatadır. Aslında, her kuşağın davranışsal özellikleri söz konusu olduğunda, Milenyumlar ebeveynlerine en çok benzeyen Baby Boomer’lara daha çok benzer. Her ikisi de onlarca yıldır tüketici ve işyeri davra- nışlarını şekillendirecek etkileri olan büyük, idealist gruplardır.

Z kuşağının üyeleri ise kuşkulu, bireysellik odağı olan ve daha küçük bir grup olan X kuşağı ebeveynlerine Milenyumlara göre daha yakın. Bu yüzden birçok kuşaksal özellik döngüseldir. Y ve Z kuşağı üyelerinin yaşlarının daha yakın olması, aynı inanç sistemlerini paylaştıkları anlamına gelmez.

3. Z Kuşağı Finansal Odaklıdır

Geçtiğimiz 15-20 yıl boyunca İK profesyonelleri, çalışanların katılımına ve çalışanları neyin tetiklediğine karar vermeye aşırı odaklanmış durumda. Birini sabah kalkmaya ve şirketiniz için çalışmaya gelmeye iten şey nedir? Sonuç olarak, çalışan katılımı veya bağlılığı Z Kuşağı için önceki nesillere göre daha az önemlidir.

Bizim için en önemli olan şey ücret ve ek menfaatlerdir. Biz, işleri hayatımızdaki ana anlam ve amaç kaynağı olmaktan çok, hayatını kazanmanın bir yolu olarak gören realist ve pragmatistleriz.

Açıkçası, keyifli bir ortamda çalışmayı tercih ediyoruz ancak finansal istikrar öncelik taşıyor. XYZ University, yaptığı bu araştırmada Z kuşağından 3’te 2’sinin zevk aldıklarından daha fazla finansal istikrar sunan bir işe sahip olmayı istediklerini keşfetti. Bu, genellikle faturaları ödeyen bir iş yerine daha tatmin edici bir iş bulmaya öncelik veren milenyumların tam tersidir.

Bu finansal odaklılık büyük olasılıkla kısmen ebeveynlerimizin karşı karşıya olduğu mücadelelere şahit olmaktan kaynaklanmaktadır. Pew Charitable Trust'ın “Nesiller Boyunca Emeklilik Güvenliği: Amerikalılar Altın Yıllarına Hazırlanıyor mu?” adlı çalışmasına göre X kuşağının yüzde 45’i 2008’deki büyük resesyonda ekonomik gücünü kaybetti.

Pew'in Washington DC'deki Ekonomik Hareketlilik Projesi’nin eski proje yöneticisi Erin Currier, “X Kuşağı, ondan önce gelen neslin servetini aşması pek olası olmayan ilk nesildir” diyor.

“Aynı yaştaki önceki nesillerden daha düşük finansal net değere sahipler ve resesyon döneminde servetlerinin neredeyse yarısını kaybettiler.”

İşverenler ayrıca Z Kuşağı üyelerinin yapıyı, hedefleri, zorlukları ve ilerlemelerini ölçmenin bir yolunu istediğini fark etmelidir. Sonuçta, başarıya giden yol bizim için tüm yaşamımız boyunca planlandı. Aynı zamanda, genç çalışanlar arasındaki tükenmişlik sendromu potansiyelinin farkında olmak; eğlenceyi çalışma ortamına dahil etmek ve stresi azaltmaya odaklanmış sağlıklı kaçışlara erişim sağlamak önemlidir.

4. Z Kuşağı Girişimcidir

Ebeveynlerinin finansal zorluklarla boğuşmalarına tanık olmalarına ve Büyük Buhran'dan bu yana en kötü ekonomik erimenin etkilerini hissetmelerine rağmen, Z Kuşağı üyeleri bugünün ekonomisinde kazanılacak çok para olduğuna inanıyor. “Shark Tank” gibi şovlar bize girişimciliğe olumlu bakmamız için ilham verdi ve görece düşük ek yük ile heyecan verici ve kazançlı iş fırsatları yaratmak için teknolojinin nasıl kullanılabileceğini de gördük.

XYZ University’e göre, kuşağımın yüzde 58’si gelecekte kendi işinin sahibi olmak istiyor ve zaten yüzde 14'ümüz halihazırda kendi işimizi yapıyoruz. Z kuşağının girişimcilik arzusunu anlayan ve fikirlerini tasarlamak, kararlara katılmamız için bize izin veren şirketler daha yüksek bağlılık görecek, çünkü aidiyet duygusunu o an hissedecekler.

Biz kazanmak için motiveyiz ve bunu gerçekleştirmeye de kararlıyız.

5. Z Kuşağı Sürekli Bağlantıdadır

Z kuşağı kavramı benim kuşağım için 'resmi tanım’ olarak kabul edilmeden önce, 'Selfie Nesli' ve 'iGen' de dahil olmak üzere birkaç aday tanım daha vardı.

Önerilen isimleri hem küçümseyici hem de yanıltıcı buluyorum. Z kuşağının yalnızca teknolojiye odaklandığı varsayılırken, yüz yüze konuşmak tercih ettiğimiz ilk iletişim yöntemidir. Elbette, sosyal medya önemli ve kuşkusuz kuşak olarak kimliğimizi etkiledi, ancak bizim için önemli olan bir şey hakkında iletişim kurarken öncelikle özgünlük ve dürüstlük ararız.

“Z Kuşağı, ellerindeki teknolojinin gücüne sahip; bu da daha hızlı, daha sık ve aynı anda birçok meslektaşlarıyla iletişim kurmalarını sağlıyor. Fakat teknoloji, yüz yüze iletişim için bir koltuk değneği olarak kullanıldığında bir tehlike getiriyor” diyor, New York merkezli Assemble HR CHRO'su Jill Katz. “Z kuşağı çalışanları, her zaman yüz yüze iletişimin sağladığı empati ve ilgiyi aramaya devam edecek.”

XYZ University’nin araştırması, cep telefonlarının ve diğer elektronik cihazların öncelikle eğlence amacıyla kullanıldığını ve yüz yüze seçeneği olmadığında iletişim için tercih edildiğini keşfetti. Ancak, Z Kuşağı ile başarılı bir şekilde etkileşim sağlamak; doğrudan sohbet etmek ve çevrimiçi etkileşim arasında bir denge kurmayı gerektirir. Her ikisi de önemlidir ve tamamen tatmin olmak için her iki şekilde de iletişim kurmamız gerekir.

6. Z Kuşağı İnsani Etkileşimi Artırıyor

Z kuşağı üyelerinin yüz yüze etkileşime yöneldiği göz önüne alındığında, İK liderleri bu kuşağın “insan” yönünü işe en iyi nasıl dahil edeceklerini yeniden değerlendirmelidir. Örneğin, işe alım süreçlerinde yüz yüze görüşmeleri çevrimiçi uygulamalardan daha fazla uygulamamalılar!

Bizi bağlamanın harika bir yolu, başarılarını özetlemek için herkesi bir araya getiren haftalık ekip toplantıları düzenlemektir. Z kuşağı üyeleri büyük kutlamalara ihtiyaç duymasa da takdir edilmeyi istemek insan doğasıdır. Küçük jestler yaptığımız iş ve şirket hakkında daha iyimser hissetmemizi sağlayacak. Buna ek olarak, örneğin ekip toplantısı tarafından bir projeye ihtiyaç duyulması gibi zaman odaklı projelerde en iyi şekilde çalışma eğilimindeyiz. Çünkü okulda teslim tarihli projelerle sürekli karşı karşıya kaldığımız deneyimlere sahibiz.

7. Z Kuşağı Bağımsız Çalışmayı Tercih Ediyor

Milenyum kuşağı genellikle geleneksel iş yeri kültürlerine ve yapılarına meydan okuyan iş birliği merkezli çalışma ortamlarını tercih eder. Aslında, birçok iş yeri daha fazla etkileşimi teşvik etmek için ofisleri ortadan kaldırdı ve duvarları indirdi. Ancak son zamanlarda yapılan çalışmalar, tamamen açık ofislerin insanları birlikte çalışmaktan vazgeçirebileceğini gösteriyor.

Gürültü ve gizlilik eksikliği, daha fazla insanı evden veya kulaklıkla başkalarından izole bir şekilde çalışmaya itebilir. Farklı çalışma türleri, çeşitli düzeylerde iş birliği, odaklanma ve sessizlik gerektirdiğinden, ideal işyerleri hem beraberlik hem de yalnızlığı sağlayanlardır.

Mahremiyete yapılan vurgu büyük olasılıkla yalnızca Z Kuşağı altında yoğunlaşacaktır. Y kuşağının aksine, bireysel ve rekabetçi doğalara sahip olacağız. Bu nedenle optimal ofis tasarımına yönelik artan arayışlarla birlikte, trendin ortak çalışma alanlı işyerlerinden daha bireysel ve rekabetçi ortamlara doğru kaydığını görebiliriz.

8. Z Kuşağı O Kadar Çeşitli ki, Çeşitliliği Tanımıyoruz bile...

Z kuşağı, ABD tarihindeki nüfusun çoğunluğunun beyaz olduğu son nesli işaret ediyor. Ülkenin değişen demografik özellikleri göz önüne alındığında, bazı eski meslektaşlarımızın yaptığı kadar birinin renk, din veya cinsel yönelimine odaklanmıyoruz.

Bizim için, nüfus çeşitliliği veya farklılıklar basit normlardır. Diğer insanlarda en çok önem verdiğimiz şeyler; dürüstlük, samimiyet ve belki de en önemlisi yeterliliktir.

Gerçekten de çeşitliliği ve şeffaflığı kutsayan bir toplum tarafından şekillendirildik. Siyah bir adam hayatımızın çoğunda Beyaz Saray'da bizi yönetti ve eşcinsel evliliği toplumun ortak ve kabul gören bir yönü olarak görüyoruz.

9. Z Kuşağı Değişimi Kucaklıyor

Diğer nesillerin gençleriyle karşılaştırıldığında, Z Kuşağı en bilgili olarak yer alıyor. Geleceğimiz konusunda endişeliyiz; flört veya ergenlik gibi tipik gençlik problemleri konusunda başarılı olmaktan çok daha az endişeliyiz.

Siyasi sistemimizdeki kaos ve huzursuzluk bize dahil olmak ve fark yaratmak konusunda ilham verdi. Koridorun hangi tarafında olduğumuza bakılmaksızın, çoğumuz bugün toplumumuzun karşı karşıya olduğu konular hakkında bilgi sahibiyiz ve bu konularda müdahil olmak konusunda tutkuluyuz.

Örneğin, Parkland, Flaman'daki Marjory Stoneman Douglas Lisesi öğrencilerine bakın; hani okullarına yapılan silahlı saldırı sonrasında silahsızlanma konusunda siyasi bir hareket düzenleyen öğrenciler...

Sosyal medya, oy verme çağına gelmeden de politik sistemimizde söz sahibi olmamızı sağlıyor. Bu fırsat, bizi henüz etkilemeyen önemli konular hakkında sofistike tartışmalara girdiğimiz için bizi eleştirel düşünme ve akıl yürütme becerileri geliştirmeye zorladı. İK trendleri üzerine araştırma yapan Navy Federal Credit Union eski İK yöneticisi Paul Carney “Z Kuşağı değişime uyum sağlama konusunda güçlü bir yeteneğe sahip” diyor. “İşyerinde kıdemli çalışanlar olarak teknoloji ile birlikte değişim seviyesinin arttığını görüyoruz ve bu, çoğumuzu rahatsız ediyor. Z Kuşağı ise hepimizin bu değişime daha iyi uyum sağlamasına yardımcı olacak insanlar.”

Çok sayıda ankete göre, Z Kuşağı'nın siyasi görüşleri; finansal olarak muhafazakâr (finansal istikrar ihtiyacımızdan kaynaklanan) ve sosyal olarak liberal (çeşitli demografik veriler ve toplum tarafından desteklenmektedir) eğilimindedir.

10. Z Kuşağı Söz Hakkı İstiyor

Üyelerinin sosyal olarak ne kadar bilinçli ve endişeli olduğu düşünüldüğünde, Z Kuşağı katkıda bulunma, yaratma, liderlik etme ve öğrenme fırsatları sunan işler arar.

Carney, “Liderlerin Z Kuşağı ile etkileşime geçmesinin en iyi yollardan biri, onlara nasıl bir ürün veya hizmet oluşturacaklarını veya bir süreç tasarlayacaklarını sormaktır” diyor. “Z Kuşağı, bilgileri bir araya getirme, işleme koyma ve harekete geçme konusunda inanılmaz yeteneklere sahip. Fikirlerini paylaşmalarına izin verdiğimizde harika şeyler olur.”

Bizler ayrıca son derece yaratıcı bir grubuz.

Yöneticilerin bu neslin üyelerine yenilikçi fikirler üretmeleri için zaman ve özgürlük vermeleri; genç yaşımıza rağmen sunabileceğimiz değerli içgörü ve becerilerimiz olduğunu kabul etmeleri gerekecek, tıpkı bizden önce gelenler ve sonra gelecekler için...

Yazarımız Z Kuşağı konusunda araştırmacı, konuşmacı ve düşünce lideridir. Yönetim danışmanlığı firması XYZ University Araştırma şirketinde Z Kuşağı çalışmalarından sorumlu müdür ve Minneapolis'te bir lise öğrencisidir.

 


Bizde içerik bol, seni düzenli olarak bilgilendirmemizi ister misin? :)