Yeni nesil çalışan ANCAK istediğini aldığında, kendinden istenileni verir!
Stephen Covey, “İnsanlar, kalplerinde ve akıllarındaki önceliklerini yeniden belirlediler. Ancak, ekonomik zorluklar ve tüm belirsizlikler onları yapmak istedikleri ile yapmak zorunda oldukları arasında bırakıyor” diye konuşuyor. Gerçekten de günümüzde, çalışanların profesyonel ödünler vermek pahasına ailelerini ya da evlerini ön plana çıkarmalarına sebep olan pek çok neden var. Psikologlar, araştırmacılar ve çeşitli uzmanlara gör, bunların başında kuşak değişikliği geliyor. Yeni kuşaklar, öncekilere göre aileye ve özel yaşama daha fazla önem veriyor.
Dünyanın dört bir yanındaki şirketler, “kar baskısı” nedeniyle daha az çalışanla, daha fazla iş yapmaya çalışıyorlar. Bu süreçte çok çalışan, iş dışı yaşamlarına az zaman ayıran çalışanlarının memnuniyetini riske atıyorlar. ABD’de yapılan bir araştırmaya göre, çalışanların yüzde 70’i, iş ve özel yaşam arasında bir denge sağlayamadıklarını düşünüyor. Bu nedenle de pek çoğu bu dengeyi sağlayabileceği yeni bir iş arıyor. Günümüzde çalışanlar şirketin değerlerini değil, kendi değerlerini ön planda tutuyorlar. Yapılan her araştırma da bu görüşü destekliyor.
ABD’de yapılan araştırma, çalışanların son dönemde işten çıkarma gibi konulardan çok ailelerine vakit ayıramamaktan endişe ettiklerini gösteriyor. 567 tam zamanlı çalışan arasında yapılan araştırmaya göre, çalışanların yüzde 30’u, iş ve yaşam arasındaki dengenin kendileri için çalışma hayatındaki en önemli unsur olduğunu söylüyorlar. Aynı araştırmada, iş güvenliğinin önemli olduğunu söyleyenlerin oranı ise yüzde 20.
Bu da artık iş ve yaşam arasında sağlanacak dengenin işten çıkarılma gibi risklerden daha önemli olduğunu ortaya koyuyor. ABD’de 1000’den fazla çalışan arasında yapılan bir diğer araştırma da çalışanlar arasında “iş mi aile mi” sorusuna, “aile” diyenlerin oranının, “iş” diyenlerinkinden 3 kat daha fazla olduğunu gösteriyor.
Dünyada ücret dışında çalışanlara sağlanan ek kazançlar ve olanaklar alanında son yıllarda önemli politika değişimleri ve farklı uygulamalar gözleniyor. 170 bin üyesiyle dünyanın en büyük İnsan Kaynakları yönetim kuruluşu olan SHRM’nin yaptığı yıllık araştırmaya göre, dünyada sıkça verilen yan haklar arasında çekirdek aile bireylerini de kapsayan sağlık, yaşam sigortaları, yıllık check-up, doğum yardımı ve ebeveynlere ücretli izin gibi uygulamalar yer alıyor. Aynı araştırma, ev almada şirketin sunduğu avantajlı finansman paketleri, kira ve taşınma yardımları ve mortgage desteği gibi uygulamaların da öne çıktığını gösteriyor.
Şirketlerin başta yöneticiler olmak üzere çalışanlarına sağladığı olanaklar yıllardır pek değişmedi. Neredeyse her şirket benzer olanaklar sundu. Ancak, son dönemde “yan haklar” tablosunda ciddi bir yenileme, farklılık göze çarpıyor. “İş ve yaşam” dengesini arayan çalışanlarını memnun etmek isteyenler, içine “aile”yi de alan haklar sunmaya yöneldiler. “Yaşlılara bakım”, “İşyeri kreşi”, “Okul masrafları”, “Aile tatilleri” ve diğerleri… Uzmanlar, başta ABD’de yaygın olan bu uygulamanın, bütün dünyayı etkisi altına alacağını tahmin ediyorlar.
Ayrıca, dünyada verilen yan haklar arasında, kadınlar için doğum kontrol önlemlerinin karşılanması, hukuki hizmet desteği, madde bağımlılığına karşılık terapi ve medikal destek, emeklilik planlarına katkı gibi uygulamalar var. Bu olanakların yanı sıra, kurum içi eğitim programlarına ve kurum dışı konferans, kurslara katılım, esnek zamanlı çalışma olanağı, iş paylaşımı, sıkıştırılmış çalışma haftaları gibi geleneksel olmayan uygulamalar da çalışanların yaşam koşul ve kalite tercihlerini gözetiyor. Bu olanaklar yüksek nitelikli insan gücü oluşturma politikalarını da destekliyor.
ABD’de yapılan araştırmalar, X ve Y kuşaklarının aile sahibi olmaya başlamalarıyla birlikte, özel yaşama verilen önemin de arttığını ortaya koyuyor. X kuşağı kadınları arasında yapılan bir araştırmada, katılanların yüzde 85’inin “sevgi dolu bir yuva”ya sahip olmanın, hayatlarındaki en önemli şey olduğunu söyledikleri görülüyor. Aynı araştırmada, önceliğin “iyi para kazanmak” olduğunu söyleyenlerin oranı ise sadece yüzde 18.
Aileye verilen önemin artmasında X ve Y kuşağından ardından gelen yeni kuşağın da etkisi var. “Sandviç jenerasyonu” diye anılan bu kuşak da özellikle çocuklara ve yaşlılara önceki nesillerden çok daha fazla önem veriyor. ABD’de 11 Eylül’de yaşananların da bu süreci desteklediği söyleniyor. NFO araştırma şirketinin raporuna göre, Amerikalıların yüzde 80’i, 11 Eylül’den sonra ailelerine daha fazla öncelik tanıyorlar.
ABD’de geçtiğimiz yıl içerisinde yetişkin bireylerin yüzde 25’inin, yani yaklaşık 50 milyon insanın, ailesinde kronik hasta, yaşlı ya da engelli fertlere sahip olduğu görülmüş. Bu grupta yer alan çalışanların ailelerini ön plana koymaktan başka şansları da yok gibi görünüyor. Bu durumda işverenler, çalışanlara sağladıkları faydalar arasına, “hasta ve yaşlı bakımı” gibi yan hakları da koymak zorunda kalıyorlar.