Ekonomik özgürlük için finansal okuryazarlık şart
Hepimiz farklı geçmişlerden ve farklı kültürlerden gelsek de ekonomik özgürlük değişimin ilk adımı.
Bu da öncelikle finansal okuryazarlık ile başlıyor. Ne yazık ki Türkiye, OECD rakamlarına göre finansal okuryazarlık seviyesinin
en düşük olduğu ülkeler arasında.
İnsan Kaynakları alanında çalışan profesyonellerin üzerinde,
finansal okuryazarlık bilincini bulundukları şirkete taşımak anlamında
önemli bir sorumluluk var.
Seçil Şendağ - KAGİDER Yönetim Kurulu Üyesi
360 İletişim Ajans Başkanı
Dünya İletişim Forumu tarafından bu yıl ilk kez düzenlenen Dünyayı Etkileyen Kadınlar Forumu Paris’te gerçekleştirildi. Her yıl İsviçre’de düzenlenen Dünya İletişim Forumu’nun (World Communication Forum) bir inisiyatifi olarak bu yıl ilki gerçekleştirilen forumun kadının güçlendirilmesi için öne çıkan çözüm önerilerinden biri finansa erişimin ve finansal okuryazarlığın artırılmasıydı.
Benim de Türkiye’yi temsilen katıldığım forumda 18 ülkeden 30 kadın, kendi yaşam öykülerinden yola çıkarak toplumsal diyalog ve toplumsal değişim için yaptıkları çalışmalardan söz etti.
İlham veren hikayelerini paylaşan bu kadınların pek çoğu, kendi işlerini kurmak ve hayallerinin peşinden gitmek için ilk aşamada finansal zorlukları aşmak zorundalar.
Örneğin, Kenya seçimlerinde üç kez başkanlığa adaylığı koyan Lindy Wafula… Lindy, maddi olanaksızlıklar içinde sürdürdükleri kampanya sırasında, bir seçim otobüsüne bile para bulamazlarken neredeyse hurdaya çıkmış bir otobüsü ona inanan kadınlarla birlikte tamir ederek nasıl bir seçim otobüsü haline getirdiklerini aktardı. Seçimleri kazanamamış olmalarında ekonomik yetersizliklerin çok büyük bir rolü olduğunu söylüyor.
Foruma Rusya’dan katılan kişisel finans danışmanı Natalia Smirnova ise dar gelirli bir ailenin çocuğu olarak yokluk içinde büyürken, “Benim geleceğim böyle olmayacak” diyor. Natalia’nın bugün önemli varlıkları yöneten bir şirketi var. Başkalarının da hayatını değiştirmek için Rusya’nın köylerine kadar giderek, özellikle kadınlara nasıl para kazanabileceklerini ve paralarını nasıl yöneteceklerini anlatıyor.
Amerika’dan Carol Pepper, bir yatırım danışmanı. Camillia Webster ise savaş muhabiri. Bir araya gelip “The Seven Pearls of Financial Wisdom” (Finansal Bilgeliğin Yedi İncisi) adlı bir kitap yazıyorlar. Bambaşka deneyimlerden gelen bu iki kadını bir araya getirip, bu kitabı yazmaya yönlendiren ise artık kadınların yaşam döngülerinin tamamıyla değişmiş olması. Bir kadın, yirmili yaşlarında iş hayatına başlayıp, bırakıp, kırklı yaşlarda geri dönüp iş kurup; belki iflas edip sonrasında yeniden başlayıp Fortune listesine girebiliyor.
Sıra benim panelime geldiğinde moderatörün son sorusu; “Sence bir kadını güçlendirecek en önemli değer ne?” oldu. Yanıtım net, ekonomik özgürlük.
Gidilecek çok yol var
Hepimiz farklı geçmişlerden ve farklı kültürlerden gelsek de ekonomik özgürlük değişimin ilk adımı. Bu da öncelikle finansal okuryazarlık ile başlıyor. Ne yazık ki Türkiye, OECD rakamlarına göre finansal okuryazarlık seviyesinin en düşük olduğu ülkeler arasında. 15 OECD ülkesi arasında Türkiye, finansal enstrümanlar hakkındaki bilgi düzeyinde 12’nci, bütçe yapma, bu bütçe planına uyma ve para biriktirme konusunda ise 14’üncü sırada yer alıyor. Türkiye genelinde finansal okuryazarlık endeksi yüzde 59,8. Bu oran, erkekler için yüzde 63,2, kadınlar içinse yüzde 56,7.
Bu alanda, “Finansal Erişim, Finansal Eğitim, Finansal Tüketicinin Korunması Stratejisi” kapsamında kamu kuruluşlarını, sivil toplumu ve özel sektörü iş birliğine yönlendiren çalışmalar söz konusu. Ancak, daha gidilecek çok yol var.
İlk adım: Bütçeyi doğru yönetmek
Yönetim kurulunda yer aldığım FODER (Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği) ile VİSA’nın yaptırdığı Türkiye Finansal Okuryazarlık araştırmasına göre hanede para kullanımına yönelik günlük kararlara dahil olma oranı kadınlarda %74 iken erkeklerde bu oran %85’e çıkıyor.
Türkiye’de minimum finansal bilgiye sahip olan bireylerin oranı %70. Eğitim seviyesi arttıkça bu oran yükseliyor. Dolayısıyla finansal okuryazarlığın eğitim sisteminin içinde yer alması çok değerli.
MEB’in finansal okuryazarlığı müfredata dahil eden adımları ve özel sektör iş birliği ile Hayat Boyu Öğrenme ve Meslek Teknik Okulları’nda yürüttüğü “Bütçemi Yönetebiliyorum” seminerleri, bunun önemli örneklerinden biri. TEB sponsorluğunda proje yöneticiliğini yaptığımız bu seminerlerden üç yılda 6,5 milyon kişi faydalanacak; üstelik bu rakamın yüzde 60’ından fazlasını kadınlar oluşturuyor. Projede en büyük iş ortakları, Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü, Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü, FODER, UNICEF, üniversiteler ve belediyeler. 2019 sonunda proje ekosisteminde 20 milyon kişiye ulaşarak Türkiye nüfusunun dörtte birini finansal okuryazar hale getirmek hedefleniyor.
Kadınlar önce aile ekonomisinde söz sahibi olup ardından kendi işlerini kurmaya yönleniyorlar. Ekonomik özgürlük ilk olarak “cesaret” kazandırıyor. Başarıyı getiren kavramlardan ikincisi ise “olmaz”ı kabul etmemek ve “daha iyisi için ne yapabilirim” demek.
Üçüncüsü ve beni en çok etkileyen de “Başkaları için ne yapabilirim” diye sormak. Çünkü bu soruyu sormadan değişim oluşmuyor.
İnsan Kaynakları alanında çalışan profesyonellerin üzerinde, finansal okuryazarlık bilincini bulundukları şirkete taşımak anlamında önemli bir sorumluluk var.