TürkTraktör Agile Dönüşümde Sektörünün Öncüsü
--- BU BİR ADVERTORIAL'DIR ---
Traktör pazarının lider üreticisi TürkTraktör, 2020 yılı sonunda, iş dünyasında yaşanan değişime; etkili ve üretken cevap verebilmek adına bir anlayışın oluşturulması ve benimsenmesi için Agile Dönüşüm sürecine girdi. TürkTraktör, bu kapsamda gerçekleştirdiği çalışmalarla dönüşümde ciddi bir yol kat ederek; aynı zamanda Türkiye’nin otomotiv sektöründeki ilk ‘agile ürün geliştirme projesini’ tamamlamayı da başardı. Agile dönüşüm çalışmalarını aralıksız sürdürdüklerini söyleyen TürkTraktör İnsan Kaynakları Direktörü Osman Özdemir; yeni dönemde agile dönüşümün tüm çalışanlarca sahiplenilmesini sağlamayı ve bu konudaki bilgi ile olgunluk seviyesini tüm şirkette artırmayı hedeflediklerini söyledi.
İş dünyasında gerek gelişen teknoloji gerekse de ihtiyaç ve beklentilere yaşanan ciddi değişimlerle, son yıllarda ciddi bir ivme yakalayan ‘Agile Dönüşüm’ süreçleri, gelecekteki rekabette kendine öncü ve kalıcı bir konum sağlamak isteyen her sektörden şirketin öncelikli konularının başında olmayı sürdürüyor. 2020 yılı sonunda Agile Dönüşüm sürecine giren Türkiye traktör pazarının lider üreticisi TürkTraktör, başlattığı dönüşüm çalışmalarının meyvelerini ise en hızlı ve kısa sürede toplamayı başaranlar arasında.
Agile Dönüşümü en sade ifadeyle ‘kurumlarda değişime etkili ve üretken cevap verebilmek adına bir anlayışın oluşturulması, benimsenmesi ve bu kabiliyetin sürekli olarak geliştirilmesi’ olarak tanımlayan TürkTraktör İnsan Kaynakları Direktörü Osman Özdemir, Agile Dönüşüm kapsamında kat ettikleri mesafeyi ve elde ettikleri kazanımları anlattı.
“Agile dönüşüm ile müşteri ve değer odağının arttırıldığı, yaratıcılığın ön planda olduğu, insana güvenin en üst seviyede gözetilerek insanın değil işin yönetildiği, çalışan bağlılığının ve mutluluğunun yükseldiği, bilgiye hakim takımların yetkilendirildiği, açık ve şeffaf iletişim ile takımların iş birliğinin arttırıldığı ve sürekli gelişimin ön planda olduğu bir kültür yaratılması hedefleniyor.” diyerek sözlerine başlayan Osman Özdemir, her şirkette dönüşümün başladığı yer yani bölümün; farklılık gösterse de; aşağıdan yukarı ve yukarıdan aşağı yaklaşımının birlikte kullanılmasıyla kapsayıcılığı yüksek bir dönüşüm sürecini geçirmede etkili olacağını söylüyor.
“İdeal agile çalışanının öncelikle öğrenme ve değişim iştahı yüksek olmalı”
2020’nin 3. çeyreği itibarıyla başlattıkları Agile Dönüşüm sürecinde, en başta artan ve değişkenlik gösteren müşteri beklentilerini doğru zaman/maliyet/kalite çerçevesinde karşılamayı hedeflediklerinin altını çizen Osman Özdemir; “Tabii ki bu dönüşümle aynı zamanda rekabetin arttığı pazar koşullarında etkinliğimizi geliştirerek sürdürmek, yeni teknolojilerin yaratılıp kullanıldığı modern ürünleri üretebilmek ve 21. yüzyıl çalışan beklentilerini karşılayan bir iş yapış modelini oluşturmayı da amaçlıyoruz.” diye açıklıyor.
Osman Özdemir, yaşanan dönüşümü fazlarına göre şöyle anlatıyor: “Dönüşümü 3 ana fazda değerlendirmek gerekirse, ilk fazda pilot projeler ile agile zihniyete dair ilk tohumlar atılarak; gönüllü, yetkinliği yüksek ve öğrenme iştahı olan takımlar ile ilk pratikler gerçekleştirilir. İkinci fazda; ilk fazdaki öğrenmeler ile tohumlar filizlenir ve yayılım arttırılır. Bu fazda kapsama alanı genişletilerek hız kesmeden daha fazla proje yapılır. Üçüncü ve son fazda ise tüm öğrenmelerle filizler büyür, yayılır ve tüm organizasyonu kapsaya- rak kültürel dönüşümün tamamlanması amaçlanır.”
Özdemir, ‘ideal agile çalışanı’nı ise şöyle tarif ediyor: “İdeal agile çalışanı, öğrenme ve değişim iştahı yüksek olan, sürekli gelişimi ilke edinmiş, takım ve organizasyon hedeflerini ön planda tutan, cesareti yüksek, şeffaf ve açık iletişime yaktın, kendine ve etrafına saygılı kişiler olarak tanımlanabilir.”
“Bu dönüşüm her şeyden önce çalışanlarımızın motivasyon ve üretkenliğini artırdı”
TürkTraktör Agile Dönüşüm Takımı’nın kurulmasıyla birlikte 3 projeyle ilk faz olan ‘pilot fazı’nı Nisan 2021’de tamamladıklarını anlatan Osman Özdemir, “İkinci faz olan ‘genişle fazı’na ise 14 yeni takım ile başladık. Bilginin ana merkezi olan çalışanların, odaklı takımlar içerisinde yetkilendirilmesi, işin yönetimine ve planlanmasına takımların karar vermesi, sürekli gelişim ve deneysellik bakış açısı ile yaratıcılığın ön planda olması; çalışanlarımızın motivasyon ve verimliliğini arttırdı.” diye özetliyor.
Osman Özdemir agile dönüşüm çalışmalarıyla üst yönetim, paydaş iletişimi ve departmanlar arası iletişimde de gözlemlenebilir şekilde olumlu değişikliklerin yaşandığına da dikkate çekiyor: “Bir projeyi gerçekleştirirken paydaşları bir araya toplama sıklığımız agile dönüşümdeki gibi olmuyordu. Projeye başlarken bir kere toplanılır, canlı öncesi de bir kere daha sunum yapılırdı. Mevcut durumda ise 2 haftada bir, paydaş toplantısı yapma kültürümüz de oluştu. Departmanlar arası iletişim noktasında ise normal şartlarda bir konuya odaklanarak farklı departmanların bu kadar yan yana kalma durumu çok sık rastladığımız bir durum değildi. Bu dönüşümle birlikte, departmanlar arasındaki yakın çalışmaların artması, farklı departmanları ve farklı dinamikleri tanıma açısından önemli değişiklikler yaşanmasını sağladı.”
Özdemir, dönüşümün özellikle pandemi döneminde tüm çalışanlar arasında duygusal olarak aidiyet duygusunu daha da geliştirdiğini de sözlerine ekliyor: “İş arkadaşlarımızla yaptığımız sohbetlerde, yaşanan dönüşüm sürecinin en çok bu zorlu dönemin hep birlikte atlatılmasında önemli etki yarattığına dair geri bildirimler alıyoruz. Çalışanlarımız bu dönüşümün etkisini bizlerle ‘iş arkadaşlarımızla birlikte olduğumuz, aynı hedefe koştuğumuz, beraber heyecanlandığımız, dertlerimizi paylaştığımız ve sosyalleştiğimiz bir ortam oldu. Bu dönüşümün ekipçe, iş hayatında motivasyonu yüksek şekilde kalmamızda büyük etkisi oldu’ diye tarif ediyorlar.”
Pilot proje fazından, yayılım fazına geçtikleri bu süreçte ilk projelerden gerek iş çıktıları ve gerek çalışma şekliyle, müşteri ve insan odağını etkileyen önemli değerler elde ettiklerine de dikkat çeken Osman Özdemir; dönüşümü somut örneklerle açıklıyor: “Müşteri verisi üzerinde çalışan bir pilot proje takımımızda, verilere dayalı müşteri potansiyel algoritması, müşterilerimizin satış sonrası deneyimini etkileyen takip sistematiği geliştirilerek finansal girdi ve müşteri memnuniyet artışı sağlandı.
Otomotiv sektöründeki ‘İlk Agile Ürün Geliştirme Projesi’ni tamamladık
Agile çalışma modelinde geçişle birlikte, Türkiye’nin otomotiv sektöründeki ilk agile ürün geliştirme projesi olan JX75E projesini de tamamladık. Pazarda önemli bir ihtiyacı karşılan bu yeni ürünümüzü, daha kısa bir sürede; maliyet, kalite ve ürün özellikleriyle de müşteri beklentilerini tam anlamıyla karşılayacak şekilde Türk çiftçisinin kullanımına sunduk. Ürün geliştirme üzerine çalışan JX75E pilot proje takımımız Agile çalışma modeliyle, toplam geliştirme süresi 10 ay süren projeyi yaklaşık 2 ay daha kısa sürede bitirerek 8 ayda tamamlamayı başardı. Tüm bu başarılı çıktılar takımların iş birliği ve insan odağıyla çalışmasında beslenerek ortaya konmuştur.”
“Anahtar sonuç metriklerini, sürekli gelişimin desteklenmesinde bir girdi olarak kullanıyoruz”
Ölçülebilirliğin şeffaf ve gözlemlenebilir bir şekilde, takımların sürekli gelişim kültürünü oluşturmaları için faydalı bir araç olduğunu söyleyen Osman Özdemir, bu konuda yapılanları ise şöyle özetliyor: “Takım seviyesinden başlayarak dönüşüme yönelik anahtar sonuç metrikleri belirledik. Bunlara takımların sprintler bazında performans metrikleri ve mutluluk endeksi, müşteri ve paydaş memnuniyet skorları, yetkinlik gelişim endeksi, çıktıların inovasyona olan katkıları gibi örnekler verebiliriz. Bu anahtar sonuç metriklerini, her bir agile projesinde gözlemleyerek sürekli gelişimin desteklenmesinde bir girdi olarak kullanıyoruz.”
Osman Özdemir, TürkTraktör’de yaşanmaya başlanan Agile Dönüşüm sürecinin önümüzdeki dönemde de farklı birçok önemli çalışmayla süreceğini ifade ediyor ve sözlerini şöyle tamamlıyor: “Bundan sonraki süreçte temel amacımız agile dönüşümün, tüm çalışanlarımız tarafından sahiplenilerek öncelikle bu konuda bilgi ve olgunluk seviyesinin tüm şirkette artırılması. Buna ek olarak organizasyonda scrum yapısına uygun işler için agile dönüşüm yayılımının arttırılmasını da amaçlıyoruz. Bu yeni çalışma metodolojisi ile öncelikle çalışan deneyiminin daha da ileri seviyeye taşınmasını ve müşteri deneyiminin beklenenin de ötesine taşınmasını hedefliyoruz. Hali hazırda şirket kültürümüzün de bir parçası olan şeffaflık, cesaret, saygı, taahhüt etmek, odaklanmak scrum değerleri ile şirketimizin VUCA dünyasına adaptasyonunu hızla sağlamak üzere çalışmalarımızı aralıksız şekilde sürdürüyoruz.”
Haberi pdf olarak okumak için görsele tıklayınız.