Patronların ateş ile imtihanı
Türkiye’de son dönemde yaşanan finansal ve rakamsal dengesizliklerin tüm şirketleri ve yöneticileri nasıl zorladığını görüyoruz. Sadece finansal piyasalarda değil, ekonominin bütün alanlarında korku, paranoya ve endişe hakim olmuş durumda. Tartışmalı son TÜSİAD toplantısı sonrasında yaşanan süreç bu endişeyi haklı çıkarır bir vaziyette…
Sonuçta şirketlerin çoğu, şu anda hiç de alışık olmadıkları yabancı bir arazide yön bulmaya çalışıyor. Bu arazide bu ülkenin şimdiye kadar şahit olmadığı ‘manidar’ bir güçler çatışması yaşıyoruz ve hepimiz sonu bir türlü gelmeyen ve nasıl gelecek diye beklediğimiz korku-aksiyon-polisiye(yer yer komedi) öğeler içeren bir film izliyoruz. Bazen bir film izlerken bu kadar da olmaz dediğimiz şeylerin gerçek hayatta nasıl da şekil aldığını gördük.
Holywood senaristleri bile bu kadar türü bir arada yapan bir film geliştirememişlerdir. Damarlarımızdaki asil kanda ‘şeytanın dahi akıl edemediği’ her türlü dehanın var olduğunu ama bunları doğru şeylere nasıl kanalize edemediğimizi gördük.
İş dünyasına dönecek olursak, liderler ‘bizdeki tabiriyle’ patronlar şirketlerinin uzun süreli büyüme yıllarında keskinleştirdikleri beceriler (bazılarının bu becerileri de oldukça manidardır) ve yaklaşımlara rağmen bugün kendi rollerinin beklenmedik bir soruyla yeniden tanımlanmasına şahit oluyorlar: Hangi taraftasın? Araf’ta mı tarafta mı? Havada korku bulutlarının dolaştığı, güven müessesesinin yerlerde süründüğü ve ileriye doğru uzanan yolun engebeliymiş gibi bir görüntü sergilediği bir dönemde, patronlar yollarını bulmak için ne yapacaklar? Eski ‘güç-sever’ alışkanlarını bir kenara mı bırakacaklar yoksa gelişmiş ekonomilerde olduğu gibi finansal demokrasinin hakim olduğu bir iş dünyasının kapılarını mı zorlayacaklar? Yaşayıp göreceğiz; ihalenin nerede ve kimde kalacağını…
Editör Notu: 17-18 yaşında cebinde 5 lira ile gezen bir gencin cesareti ve gücünün, 50-60 yaşında cebinde milyar doları, şirketinde binlerce kişiyi yöneten adamınkinden daha büyük olduğu bir yerde gücü tanımlamak için hangi sözlüğe bakmak gerekir acaba?